29.06.2014 / Şule Perinçek - Üniversite Tercihleri ve Cumhurbaşkanı Tercihleri


    
Okullar tatil oldu. Şimdi başka bir dert başladı.


     Çeken bilir.


     Sınav sonuçları.


     Hadi geldi diyelim.


     Otuzbinbeşyüz kez değişen yaz, boz sınav sistemine uyum sağlama sürecini geçiyoruz.


     Ardından tercihler geliyor.


     Her çocuğun gönlünde yatan var. Ama bu o kadar kolay değil.


     İlkönce ana babaların “Bak komşu çocuğuna!” engelini aşacaksın: “O mühendisliği bir numaraya yazıyor... Sen?...”


     Okul ve dersane ille tıp yazasın ister. Çünkü çarşafın üzerine adını yazacak, onu da binanın önüne asacak, “Gel gel... Bizim dersaneye gel...” diye çığrışacak, müşteri artıracak...


     Bunları aştınız diyelim.


     Kolay değil de; başardınız diyelim.


     Karşınızda kocaman bir sistem var.


     Yalnızca Türkiye değil, dünya sistemi.


     Kendi gereksinimine göre yönlendirecek.


     Sizi diyelim üretim değil de hizmet sektörüne doğru itekleyecek. Ziraat ya da jeofizik mühendisliğine değil de, otel işletmeciliğine belki...


     Bir de modalar var. En çok aileleri etki altına alan.


     Bilişimciii!


     Nedir, yenir mi içilir mi diye sorsan bilmez belki, ama hem yükseğinden hem de herkes oraya koşturuyor ya gerisini boş ver. Olursa mutlaka ondan olsun.


     Ama sizin gönlünüzde ille de sanat var. İnsanı insan yapan temel taşlardan.


     Tiyatro?


     O da ne ya...


     Karın doyurur mu...?


     Hiçbir yeri kazanamadın sanacaklar!


     Diyelim bütün bu engelleri aştın. İpi göğüsledin. Tiyatro okudun.


     Öyle bir kişi tanımış, televizyonda program yaptığım sıralarda konuk almıştım. Eminönü’nde her cuma alışveriş yaptığım peynircide kasada oturuyordu. Genç delikanlı.


     Evlenmiş.


     Ev geçindirecek.


     Mecburen.


     Seçmek de okumak da mezun olmak da yetmiyor, gördüğünüz gibi.


     Başka seçimler de yapmak gerekiyor.


     Son zamanlarda art arda katıldığım toplantılardan birinde birkaç saat tartıştıktan sonra sordular “Peki, sizin cumhurbaşkanı adayınız kim...?”


     İşte onun için dedim ki, kırk katır satır olmasın da. O 20 milletvekilinin üzerinde anlaştığı aday olsun.


     O da ne cesaretmiş valla! Şaştım kaldım laf aramızda.


     Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten, devrimlerden yana.


     En azından kapılar açılacak.


     Çocuklarımız şeker yesinler diye.


     Ağızlarının tadı kaçmasın diye.


     Üniversite tercihlerini yaparken ellerinin gönüllerinin özgür olacağı özgür günler ve memleket görsünler diye...


     ........................................................................


     Aydınlık Gazetesi - 29.06.2014, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5745587
Online Ziyaretçi Sayısı:10
Bugünlük Ziyaret :654

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.