06.03.2016 / Şule Perinçek - 90 Değil, 150 Yılın Bütün Gücüyle Geliyoruz!


    
………………………………………………………

 

     Türk milletinin kadını başka türlü.

 

     Bu ay “Teori Dergisi”nde bir yazım var. “1908 Devrimi ve Cumhuriyet Kadını” başlıklı. Biraz aralara sıkışmış gibi. Belki görmemişsinizdir diye söylüyorum. Mutlaka okuyun. Orada daha geniş yazdım. “Toplumların demokratikleşme atılımlarında, buna en çok sahip çıkanlar değişiklik isteyen kesimler olur. Eskiyi yıkıp yeniyi kurmaya çalışan ve iktidara aday olan sınıf, mücadele sürecinde demokrasiye ihtiyacı olanlara ve bu talebe sahip çıkanlara da pay verir. Bir kalkışmada mümkün olduğu kadar geniş kesimin gücü seferber edilir.

 

     Feodal ilişkilerin en ağır baskısı altında, yönetilenlerin de yönetileni olan kadınlar da toplumumuzun her devrim aşamasında kendilerine alan açma ve açılan alanı genişletme konusunda tarihi rol üstlenmiştir” diye başlıyor. Ve o zamanların kadınlarının sözleriyle “Kadınlıkta inkılap ve milletin terakkisi fikri” tartışılıyor.

 

     “Kadın hakları ve eşitliği için mücadele, ancak tebaa ve ümmet kültüründen, millet ferdi olma bilincine sıçramayla mümkün olabilir. 1908, kadınlarda bu uyanışın da önünü açmıştır. Ülkelerinin kaderi ve geleceği konusunda mitinglerde kürsüden konuşabilir; eline silah alıp vatan savunmasına, sosyal ve kültürel hayata katılabilir; tiyatroya gidebilir, hatta sahneye çıkabilirlerdi. Yok varsayılan, artık vardır; hakları da olmalıdır. Artık ayaklarını vatan dediği toprağa basmaktadır. Mülkiyeti ve sorumluluğu ortaktır.

 

     Kadın bu bilinçle ‘Milli Mücadele’ye katıldı. Eskiyi yıkıp yeniyi kuran yapısal değişikliklerin ve ‘Cumhuriyet’e giden yolun önü açıldı. Atatürk’ün ifadesiyle devrimlerin ‘müşevviki’ oldu. Vatanın bağımsızlığı ve özgürlüğü mücadelesine katılarak özgürleşti, değişti, değiştirdi. Bugünün kadınına düşen de bu görevi sürdürmektir.”

 

     ……………………………………….

 

     Yıllar önce üç dört günlük bir program hazırlamıştık. Davul zurna da gerekiyordu. Ben de demiştim ki onu da kadınlar çalsın. Aradık taradık gerçekten bulduk. Zurna üfleyen, davul çalan kadın. Hem de usta. Bulduk. Ama gel gelelim ki davul yok.

 

     Yılda bir gün emaneten davul çalmak olmuyor.

 

     Davul boynunuzda. Tokmak başka yerde. Olmuyor.

 

     Biliyoruz. Çalacağız! En güzel müzikleri!

 

     Cumhuriyet kadını her gün görevde olmak zorunda.

 

     ………………………………………

 

     Aydınlık Gazetesi - 06.03.2016, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5744263
Online Ziyaretçi Sayısı:15
Bugünlük Ziyaret :976

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.