20.08.2018 / Doğu Perinçek - Belki Bir Yoksula Yorgan Ederler Çul Yanmasın Sefil Selimî Yansın


     Can kardeşim Selçuk Ülger, Sefil Selimi’nin “Çul yanmasın” diye kendisini ateşe attığı o olağanüstü şiirini yollamış.


 

     Çulu kurtarmak için insanın kendisini yakması akıl dışı bir fedakarlık! Ama o çul belki bir yoksula yorgan edilecekse, durum değişiyor.


 

     Yol erenlerinin kendisini topluma vermişliği işte bu kadar güzel anlatılır:


 

     Dost zülfün boynumda urgan ederler

     El vurur sinemi al kan ederler

     Belki bir yoksula yorgan ederler

     Çul yanmasın Sefil Selimi yansın


 

     Sefil Selimi (Bkz.: Sefil Selimi)'nin bu şiirini ilk kez Nejat Birdoğan ağabeyimizden dinlemiştim. Toplantılarımızda yana yana okurdu ve hepimiz yana yana dinlerdik.


 

     Nejat Ağabey, “Çul Yanmasın” şiirini bana kendi eliyle yazarak vermişti. Şiir, yedi dörtlüktü. Selçuk Ülger ise, internetten bulmuş, 10 dörtlükten oluşuyor. Üç dörtlük fazlası var. Ancak Selçuk arkadaşımın bulduğu şiirde, Sefil Selimi’nin “Çul yanmasın” diye kendisini yaktığı o dörtlük farklı:


 

     Halıya kilime nakış vurulur

     Dokuyanlar emek verir yorulur

     Gün gelir ki yar altına serilir

     Çul yanmasın Sefil Selimi yansın


 

     Sefil Selimi’yi 30 Aralık 2003 günü yitirdik. Şimdi O’na soramayız ki, “yar altına serilecek” çul için mi yaktı kendisini, yoksa “yoksula yorgan olacak” çul için mi?


 

     Çul Yanmasın Nejat Birdoğan Yansın


 

     Nejat Birdoğan Ağabeyin, bütün ozanlar gibi Sefil Selimi ile de güzel dostluğu vardı. “Çul yanmasın” şiirinin birkaç dizesine dokunduğunu söylemişti. Yoksa “Yoksula yorgan olacak çul yanmasın” diye kendisini yakan, Birdoğan Ağabey miydi?


 

     Şükrü Günbulut dostumuz yaşasaydı, O’na sorardık. Sefil Selimi’nin, gerçek adıyla Ahmet Günbulut’un akrabası idi. Şükrü Günbulut’un annesi Mevlüde Günbulut da bir halk ozanıydı. O da çoktan aramızdan ayrıldı.


 

     “Şarkışla’ya düşürmesin

     Allah sevdiği kulunu” (Bkz.: Günbulut, Mevlude)

 

     diye başlayan “Deniz Gezmiş Ağıtı”nı O yazmıştı.


 

     Yoksula Kurban Olmak Vatana Kurban Olmak


 

     Nereden nereye geldik?


 

     Fedainin kendisini yoksul uğruna kurban etmesi ile vatan için kurban etmesi arasında bir fark görebiliyor musunuz?


 

     Kutsal kitaplardaki hikayeyi biliyorsunuz. Hazreti İbrahim, oğlu İsmail’i kurban etmek isterken bıçağı kesmedi. Allah, O’na koç armağan etti.


 

     Kurban göreneğinin insan hayatını kurtarmaya bağlanması, olayın özünü veriyor. Paylaşmak ve dayanışmak, insana en yakışan eylemler.


 

     Bayramlar bize kaybettiğimiz cenneti hatırlatıyor, paylaşarak yaşadığımız o eski kabile kardeşliğini. İnsanlığımızı da diyebilirsiniz. Çünkü paylaşma olmazsa, insan olmaz. İnsan tek başına yaşayamaz. Hepimiz, her günümüzü her saatimizi başka insanların emeğine borçluyuz.


 

     Bize yorgan bulmak uğruna kendisini feda eden erenler kültürü, bizi hayata bağlıyor.


 

     Üzerinde yaşayacağımız bir toprak olsun diye kendisini ateşe atan fedai ruhu bizi ayakta tutuyor.


 

     Yanarak yaşatmak, olağanüstü bir duygu!


 

     Yeter ki fedakarlık yanmasın!


 

     Yarın bayram, bayramınız bugünden kutlu olsun.


 

     Araştırma Konusu


 

     Sözü uzattık, ancak soru önümüzde kaldı: Çul niçin yanmasın? Sefil Selimi’nin bu soruya yanıtı neydi?


 

     Hayattayken yayımlanan kitaplarına bakmamız gerekiyor. Bakacağız. Ayrıca bilenlerin de bizi aydınlatmasını diliyoruz.


 

     Sefil Selimi (Ahmet Günbulut), 26 Ağustos 1933 günü Şarkışla’da doğmuş. Altı gün sonra doğum günü. Bu durumda 25 Ağustos günlü yazımızı Sefil Selimi’ye ayıracağız. “Çul Yanmasın” şiirinin her iki halini de o gün bu köşede bulacaksınız.


 

     Sefil Selimi nasıl öldü biliyor musunuz? Evinde çıkan yangında öldü.



     Aydınlık Gazetesi - 20.08.2018, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5685270
Online Ziyaretçi Sayısı:9
Bugünlük Ziyaret :413

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.