01.03.1995 / Hikmet Şimşek - Aydın Gün


     Uzun yıllardan beri Türk müzik yaşantısında bir odak noktası olarak yer alan sevgili Gün, yalnız idareci ve organizatör yönlerinden yansıtılmaktadır. Bu nitelikleri şüphe götürmez gerçekleri içerir. Her el attığı işte büyük ve engin birikimleri sayesinde “mükemmele” erişmek ana gayesi olmuş, olanakları sonuna kadar zorlayarak “en çoğunu” elde etmeyi başarmıştır, daima. Aydın Gün bu yönleriyle çağdaş evrensel müziğimizin olduğu kadar öteki sanat dallarının da eşi az görünür etkinlik mimarıdır. Çabalarının yurdumuzun zor koşulları içinde O’na ne gayretlere, ne uğraşılara, ne ter dökmelere, hatta, “göz yaşlarına” mal olduğunu en yakından izleyenlerden biriyim. Aynı paraleldeki çabalardan ötürü, birçok alanda özdeşleşmenin mutluluğunu da yakından duyanlardanım. Bu sayededir ki, birçok işin gerçekleşmesinde ortak olduk.


 

     Aydın Gün, inançları uğruna herşeyi göze alabilen “aydın” tipinin günümüzdeki nadir örneklerinden biridir.


 

     Aman Allahım, ben ne yapıyorum?


 

     Yazıma başlarken O’nun yalnız idareci ve organizatör yönlerinin yansıtılmasından yakınıp, asıl başka yönünden bahsedecektim: Sanatçı yönünden… Ama kalemime hakim olamadım.


 

     Aydın Gün, herşeyden önce, büyük bir sanatçıdır. Ne yazık ki, o zamanlarda ses alma teknikleri olmadığından bugüne gerçek anlamda somut veriler kalmamıştır.


 

     O’nu ilk kez bundan yaklaşık yarım yüzyıl önce, öğrenciliğim sırasında, sesiyle tanımıştım. Çok parlak tenor sesine eklediği sahne hakimiyeti ile ileride ünlülerden biri olma müdesini veriyordu. “Madame Butterfly”daki oyununda konuk olarak katılan Yunanlı sopranonun sözleri hala kulağımdadır: “Dünya büyük bir tenor kazanır, eğer dış ülkelere giderse…” (Savaştan sonra Türk-Yunan ilişkilerinin ilk resmi adımı olan bu çağrıya bir Yunan kemancısı da katılmış ve Mendelssohn konçertosunu olağanüstü teknikle seslendirmişti. O’nun adını anımsıyorum. Nikos Dikeos’tu. Ama ne yazık ki parlak sopranınun adını anımsıyamıyorum. Anılarıma da not etmemişim. Galiba artık kocuyoruz!..)


 

     Yarım yüzyıla karşın, asıl unutamadığım, “Yunus Emre” seslendirilmesi idi. Anadolu halkının engin sesini haykıran bozlakların tınıları hep kulağımdadır. Aynı şekilde, “Kerem” operası da… Aradan bunca zaman ve deney geçmesine karşın, o tınılara pek az “yaklaşma” olabilmiştir.


 

     O, ülkemizdeki başka bazı yetenekli sanatçılarda olduğu üzere, “iyi olmanın” ceremesini çekti. İyi oldukça hep üstüne yüklenildi. O da büyük özveriyle hiç hayır demedi. Ama ilerideki ne kayıplar pahasına bir fatura ile…


 

     Aydın Gün’ün sanat yöneticiliğindeki başarısının kökeninde O’nun “büyük sanatçı” birikimleri vardır.


 

     Son görevden ayrıldıktan sonra telefonla görüşmemizde “ne yapacağını” sorduğum zaman ne yapacağını değil, yapacağı işin “türünü” merak etmiştim. Zira, O’nun boş oturacağını düşünmek bile abesti benim için. Eminim ki, yine büyük projelerle çağdaş Türk sanat yaşantısına daha çok değerler kazandıracaktır. Ben, Gün’ü suyun haline benzetirim. Bir bakarsınız ki, buharlaşıp gözden yok olmuştur. Ama beklerseniz şunu görürsünüz: Bazan rahmete bürünmüş yağmur, bazan yumuşacık kar taneleri, bazan da herşeyi delen dolu parçacıkları olarak gene döner yeryüzüne. Ve de, bütün birikimleri ile çağlayanlaşarak herşeyi önüne katıp, bentleri yıkarak amacına ulaşır.


 

     Amacın bol ve yakın olsun sevgili Aydın Gün…


 

     Tarihi Bir Anı


 

     Yangından sonra “AKM”nin açılışı için 16 önemli etkinlikten oluşan bir program düzenlenmiş, o zaman “İstanbul Devlet Operası” müdürü olan Aydın Gün tarafından. Ve de bakanlık tarafından onaylanmış. Programın en önemli etkinliği, açılışı yapacak olan “Yunus Emre Oratoryosu” ile rejisi Gün tarafından gerçekleştirilen “Fidelio Operası”. Oratoryonun yönetilmesi bana önerilince, yirmi yıllık rüyanın gerçekleşmesi nedeniyle dünyalar benim oldu. Koro ve solist provalarına başladık. Ama orkestra problemdi. Opera kadrosu yetmiyor, senfoni orkestrası da kendi programları ilişkisiyle takviye veremiyordu. O zamanlar sanat sorumlusu olduğum “İzmir Orkestrası”nın programını değiştirerek sorunu çözdük.


 

     Ancak!..


 

     Lütfen sıkı durup okumalarını dilerim sayın müzikseverlerin ve hatta bütün ilgili ve ilgisizlerin, görsünler Türkiye’de neler olabiliyormuş.


 

     Orkestra provaları için İstanbul’a hareketten iki gün önce telefonda ve son derecede üzgün sesle şöyle yakınıyordu sayın Gün: “Oratoryonun başka şef tarafından yönetilmesi için bakanlıktan çok yoğun baskılar var. Ne yapacağımı şaşırdım. Böyle devam ederse istifa etmeyi bile düşünüyorum.”


 

     O’nun görevde kalması benim yönetimimden çok daha önemli olduğu için “kadere rıza göstermekten” başka çare yoktu. Ancak şu olay çözümü sağlayarak hem Gün’ün, hem benim, asıl önemlisi bir sanat kurumunun prestijini kurtardı: Durumu öğrenen rahmetli Saygun, hemen en yüksek sorumluya telefon ederek şöyle diyor:


 

     “Oratoryo benim eserim. Aydın Gün benim onayımla Hikmet Şimşek’in yönetimine vermiş bulunmaktadır. Eğer israr edilirse ben eserimi geri çekerim.” Bu suretle sorun çözüme bağlandı ama, şöyle utanç verici bir uygulama ile:


 

     “AKM”nin açılışı için duvar ilanları Ankara’da hazırlanmış ve asılmış. Bir de ne görelim? Evet, asıl şimdi sıkı durun sayın dostlar… 16 etkinliğin en önemlileri olan “Oratoryo” ile “Fidelio” afişlerde yer almamış ama, şehir bandosuna kadar her etkinlik şeflerinin resmi ile basılmış. Hatta o tarihte henüz kurulması tamamlanmıyan bir oda orkestrasının adı ile şefi de dahil olarak…


 

     Bunun yorumunu anılarımda tarihe bırakmak istiyordum. Ancak Aydın Gün olgusu ile, O’nun ilkelerine bağlılığını gösteren bu ibret verici olayı açıklamadan edemedim. Hoş, intikam daha sonra Saygun’un girişimlerine verilen sözlere karşın alındı ve görevden uzaklaştırıldı. Eğer Gün oportünist olsaydı, eğilimin suyuna gider, durumunu kurtarırdı. Ama buna tenezzül etmedi. Herkese ibret olsun diye açıklamayı görev saydım.


     _____________________________________



     Aylık olarak yayınlanan “Orkestra Dergisi”nin 34. Yıl, 255. Sayı ile Mart 1995 tarihinde basılan sayısının 2-5. sayfalarından alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5752063
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :791

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.