Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
baro, çay, levan, keriz, astar, astargan, tiiz,hıyız, toriz, pişar, yapsi küpsü, done ve sayamayacağım kadar çok kelimeyi kendi özel dillerinde bulunduran okul.
öğretmenleri genelde birbirini çekemez sınawlarda düşmanı olduğu öğretmenin öğrencisinin notunu düşürürler (piyano bölümünde bu fazladır, ben görmedim arkadaşlar söylüyor). üflemeli hocaları daha farklıdır, kötü niyet yoktur. ama ..... bölümü kadar komplex'li hocaları olan bir bölüm görmedim. yazık o amerikalıya.
jean baily ile orkestra dersi yapılmaz, zor koşullarda orkestrada neler yapılabilir dersidir o dersin adı.
konsermaister'e acıyorum (okul ork) orkestrayı susturma çalışmaları hiçbir zaman işe yaramıyor..
zamanında okuldaki keman öğretmenlerinin sadece egoları ve kendilerinden daha iyi öğretmenler gelmesini istememeleri yüzünden okul yönetimi bir çok ünlü keman hocasının öğretmen olma isteklerini diğer hocalara ayıp olacak diyerek reddetmiştir. (hudacek, pikaizen, galati..)
okulun hocaları öğrencilerin işlere gitmelerini istemezler (isteyenler de vardır aralarında fifti fifti durum aslında) ama her nedense piyasayı yıllar önce ellerinde tutan kendileri değilmiydi acaba??? (aslında 1 kişiden dağılıyodu işler.........)
kesinlikle ve kesinlikle en normal bölümler arp ve gitar dallarıdır.
koro dersini seven son 2 yıldır bir kişi bile görmedim.
lisans 1 öğrencilerine acıyorum. dilci kesinlikle ruh hastası....
tüm çalgılarda mükemmel derecede çalan tipler mevcuttur.
kantinine doyum olmaz bi alışan bi daha bırakamaz.
kantincilerimize devlet mesai parası vermediği için 5.30'da kapatıyorlar kantini...
okulda o kadar çalgı eksiği ve bir sürü diğer eksiklikler söz konusuyken tanesi 1 milyardan olan samsung marka kameraları da rektörlüğün taktırması da bi ilginç tabi, bazı odalarda içinde trilyonlar olan kasalar var da biz mi bilmiyoruz!!! (abarttım sanırım)
sigara aktif içicilik oranı yüzde 90 civarıdır (lise hazırlıklar hatta kursiyerler dahil)
10-15 kişi dışında günde 2 saatten fazla çalışan görmedim.
eskiden kapıdaki saadettin abimizi polis sanan herkezi öpüyorum...
yeni müdürü prof. aykut yafe olan binası narlıderede bulunan okul
artık eski tadı kalmayan sadece adı kalmış sabahları ayaklarımın geri geri gitmesine sebep olan ve içinde jungle da yaşıyormuş hissi veren her telden tipi barındıran okul
lisansa gecmek deveye hendek atlatmaktan zor olan okuldu zmanında.... 11 keman orencisinden 2 sinin kazanması buna ornektir mesela yıllar once. şimdi de güzel sanatlar lisesinden bile oğrenci alıyorlar.ilginç bir durum kendisi
ilköğretim 5.sınıfa geçicek öğrenciler için sınav tarihleri 14-15 haziranda olan 10 yaşındaki çocukları entirikalı müzik yapmaya sevk edicek kanservatuar.
herkesin birbiri üzerinden atlama isteğiyle yanıp tutuştuğu, psikoloji bozan bir ortam. bu binanın sınırları dahilinde sevgi yoktur. göstermelik sevgi vardır olsa olsa. bu en çok öğretmenler arasında görülür.
sınavları için fiyasko demek bile az kalır, biraz senaryoya bağlı işler. abartı derecede acımasız bir süreçtir ve kimse konservatuvar eğitiminin sizin için ne denli önemli bir olay olduğunu önemsemez. sakın kazanamayıp da düş kırıklığı yaşamayın. sakın!
edit: neyse ki şeniz hanım müdür olmuş. çok şey değişebilir gibi.
https://eksisozluk.com/dokuz-eylul-universitesi-devlet-konservatuvari--1830549 linkinden alınmıştır. - Yazı metni üzerinde hiçbir düzeltme yapılmamış, yazım hataları ve ifadeler aynen korunmuştur.
