26.02.2016 / Rıza Zelyut - Aydınları Susan Millet Çöker


    
Tarih, insanoğlunun sorumluluğunu daha çok öncülere yüklemiştir. Doğrudur; tarihi yapanlar halklar olmuştur. Halkın da emekçi kesimleri... Lakin emekçilerin öncüleri olmaz ise onlar köleleştirilirler. Ve giderek sömürücülerin destek gücüne çevrilirler.

 

     Uluslararası tefeci sermaye (emperyalizm) döneminde, sınıf çatışmalarının yanı sıra emperyalizm ile mücadele de en az emek-sermaye çatışması kadar önem kazandı. Bizim gibi ülkelerde iç sermaye uluslararası tefeci sermayenin acentası haline gelince, emperyalizm ile mücadele önem bakımından sınıf mücadelesini bile geçti.

 

     Bugün yaşadığımız süreç kabaca budur.

 

     ***

 

     Peki bu katmerli baskı/mücadele sürecinde kitlelere kim yön vermelidir?

 

     Elbette hem çalışan sınıfların içinden çıkan öncüler hem de dünyayı ve ülkeyi tanıyan aydınlar...

 

     Türkiye’de bu işi siyasetçiler üstlendiğinden tıkanma yaşanıyor.

 

     Ortalıkta aydın/akademisyen diye dolaşanlar emperyalizm tarafından yetiştirilmiş ve görevlendirilmiş tiplerdir. Bunlar, eski “Beşinci Kol” ajanlar gibi sabotajlar yapmaktadırlar. Ama bu sabotajlar bombalarla değil, medya kullanılarak yürütülmektedir.

 

     Bu özel harp elemanı okumuş takımına karşı milleti temsil eden aydınlar seslerini yükseltmek zorundadır. Yoksa Türkiye “Osmanlı Devleti”nin çöküş yıllarına gider.

 

     ***

 

     19. yüzyıl’ın son çeyreğine bakın... Yurtsever aydınlar baskı altına alınmış, “din ve saltanatın düşmanları” gösterilerek ezilmişlerdir. Ama şair Mehmet Emin Yurdakul gibi direnenler vardı:

 

     “Bırak beni haykırayım susarsam sen matem et

       Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet

       Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.”

 

     1890’larda toplumun aydınları olarak şairler önde idiler. Mehmet Emin Yurdakul onları haykırmaya davet ediyordu.

 

     ***

 

     Biz de bugün buradan şairleri, yazarları, ressamları, müzisyenleri, heykeltıraşları, sinemacıları, tiyatro sanatçılarımızı Mehmet Emin gibi davranmaya davet ediyoruz. Evet, lütfen sesinizi yükseltin...

 

     Üniversitelerimizde bilim üreten namuslu akademisyenleri artık daha fazla sorumluluk almaya çağırıyoruz. Değerli bilim adamları! Yaptığınız işin “Türkiye Cumhuriyeti” ayakta durur ise bir anlam kazanacağını en iyi siz biliyorsunuz. Lütfen artık bölücü-gerici emperyalist sabotajların demokratik mücadele olmadığını sizler de söyleyin.

 

     Eğer bugün konuşmaz iseniz daha ne zaman konuşacaksınız?

 

     …………………………………………………

 

     Aydınlık Gazetesi - 26.02.2016, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5744633
Online Ziyaretçi Sayısı:5
Bugünlük Ziyaret :1076

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.