01.12.1968 / Yusuf Ziya Demircioğlu - Dünyada İlk Musiki Folkloru Hareketleri


    
Folklor hareketleri “Folklor” kelimesinden daha evvel eski bir hayata malik bulunmaktadır. Halk sanatlarının saf güzelliğine ve samimiyetine alaka ve hassasiyet gösteren ince ve müstakil fikir sahibi insanların yaşadıkları bütün devirlerde bu hareket kendini göstermiştir.

 

     İngiltere’de folklorun ilk müjdecileri 1727’de ortaya çıktı. Ballard ile Mongrif Makferson 1760’da İskoçya halk şarkılarına dair olan neşriyat ile kendi zamanının nesli üzerinde sihirkar bir tesir icra etti. Müellif bundan sonra verimli şekilde romanlarını yazdı.

 

     Folklor sahasındaki bu münferid çalışmaların muhiti ve efkarı hazırlayıcı bir hali vardı. Nihayet 1879’da İngiliz “Halk Musikisi ve Dansları Cemiyeti” meydana geldi.

 

     Bu cemiyet geçen harpten sonraki istatistiklere nazaran şimdiye kadar binyediyüz’e yakın melodi neşretmiştir. Bunların arasında Galova’lılarla İskoçya’lıların melodileri de vardır. İrlanda melodileri ayrıca kendileri tarafından toplanmıştır. İngiltere’de bu neşriyattan başka ayrıca notaya alınmış “Dorse”de bin kadar melodi bulunmaktadır. Galova melodilerini ihtiva eden elli silindir ve dokuz disk vardır ki bunlar ayrı bir tarihte doldurulmuş olup ticarette ve satışta mevcut değildirler.

 

     “Galova Halk Şarkıları Cemiyeti” bu ana kadar üçyüz halk melodisi neşretmiştir. Bunların çoğu mahallerinde notaya alınmış parçalardır.

 

     “Kembriç”te kolej birçok koleksiyonlara maliktir. Bunlar el yazısı olarak 4.977 gibi mühim bir yekuna baliğ olmaktadır ki hepsi İngiltere’de halk okuyucuları ve çalgıcılarından alınmıştır. Bu çalışmalardan başka İngiltere’de halk musikisine dair altmışı mütecaviz ciddi eser neşrolunmuştur.

 

     Musiki folkloru Almanya’da 1778’de şair, münekkit ve filozof “Herder”in araştırma usulleri ile halk şarkıları ve şiirleri bütün halkı ve gençliği alıştırmış oldu. Bu suretle başlayan folklorun babaları sayılan “Grim” biraderlerin ortaya çıkmasile canlılığı artan folklor hareketleri daima ön sıradaki mevkiini muhafaza etmiştir.

 

     Elimize geçen umumi harpten sonraki vesaike nazaran Almanya’da her vilayet kendi halk şarkılarını toplamakla meşgul oluyor. Bu faaliyet merkezileştirilmiştir. Mülhakatın hepsinde etnografya cemiyetlerinin de halk şarkıları üzerinde çalışmaları görülür. Halk şarkıları toplayıcıları faaliyetlerini bu cemiyetin rehberliği ile birleştirirler.

 

     Başlıca halk şarkıları komisyonlarının bulundukları merkezleri Anhald, Bad, Hes, Melkenburg, Brandburg, Havr, Talsti, Hohenzolen, Könisberg üniversiteleridir.

 

     Bunlardan başka halk türküleri arşivi yayar Berlin’de ve Friburg’da bazı cemiyetler vardır.

 

     Friburg’daki halk şarkıları arşivlerinde şarkıların metinleri halk edebiyatı noktasından, Berlin’deki şarkı arşivleri de musiki noktasından tetkik ve incelenmektedir.

 

     Almanya’da plakla ve fonoğrafla tesbit edilmiş pek az halk şarkısı mevcuttur.

 

     Folklor hareketleri Fransa’ya geç intikal etmiştir. Hatta başka Latin memleketleri bile ona takaddüm etmiştir. Halen Fransa’daki halk şarkıları üzerindeki çalışmalar resmi planlara dahil değildir. Fakat vaktiyle notaya alınmış “Provens” türküleri çok mühim bir yekuna baliğ olmaktadır.

 

     İtalya’da, Tigri ve Toskana nağmelerinin toplandığı zaman çok eskidir. Halen yani geçen umumi harbin sonlarında “Roma Üniversitesi” köylere kadar geniş bir teşkilatla bütün folklor sahalarına şamil hareketlere girişmişti.

 

     İtalya’dan sonra bu hareketler İspanya’da da başlamıştır.

 

     Fransa’ya gelince; folklorun ilk müjdecileri sayılan bu memlekette devamlı folklor çalışmaları girmemiş, diğer Latin memleketleri onlardan önde gitmişlerdir. Fakat bir vakit sonra Fransa’da folklor kafilesine karışmış, hatta ön sıraya geçmiştir.

 

     Portekiz’lilerde ilk milli şiirlerini toplayanlar arasında olup şerefli bir mevkiye sahiptirler.

 

     Hülasa, İngiltere folklor hareketlerinin doğmasına borçlu olduğu mevkii uzun zaman muhafaza etti.

 

     Folklor, asıl Almanya’da ilmi bir istikamet aldı.

 

     Bundan sonra yavaş yavaş diğer Avrupa memleketlerine yayılan bu çalışmalar ve elde edilen maddeler bugün çok mühim bir yekun tutmaktadır.

 

     Polonya’da (Poznan) üniversitesindeki müzikoloji enstitüsü, Varşova etnografya müzesi, Karakovu etnografya müzesi bu mevzular üzerinde çalışmakta ve neşriyatlarına devam etmektedirler.

 

     Finlandiya’da, Helsinki’de edebiyat cemiyeti, Kalavala cemiyeti, Fin Ugriyen cemiyeti, halk dansları muhibleri cemiyeti gibi teşekküller çok ciddi ve geniş ölçüde çalışmaktadırlar.

 

     Geçen asrın ve hatta ondokuzuncu asrın folklorcuları bile çalıştıkları mevzuun kıymet ve ehemmiyetini ve bunun şumul ve vüsatını bugünkü kadar idrak edemiyorlardı.

 

     Bunlar arasında bilhassa halk türküleri büyük bir kıymet ve ehemmiyet arzetmeğe başladı.

 

     1914 umumi harbinden sonra teşekkül eden “Cemiyet-i Akvam” bu mevzuu diğer folklor mevzularına tercih ederek “Musiki ve Halk Türküleri” diye çıkardığı kitabla bütün milletlerdeki bu nevi folklor hareketlerinin tesbitine teşebbüs etti.

 

     Tarihin muhtelif devirlerinde milletler arasında vukua gelen temas ve münasebetler neticesi bir milletten diğerinin musikisine nüfuz eden unsurların ortaya çıkarılması ayrı bir tetkik mevzuu halinde bulunuyordu.

 

     “Cemiyet-i Akvam”ın bu teşebbüsünden daha evvel ve (928) senesinde Prag’da, Anvers’te, Roma ve Paris’te toplanan beynelmilel halk sanatları kongresi de bir milletten diğerinin musikisine karışan yabancı unsurları çözüp ayırmak için beynelmilel bir çalışma birliği yapılarak bütün dünya milletlerinin halk türkülerinin toplanması yolunda kararlar vermişti.

 

     Bunların toplanmaları ve mukayeseleri halinde her ırkın umumi kültürü ile beraber milletlerin fikir ve sanat sahasında birbirlerine olan yakınlıklarının anlaşılacağı bu kongrelerde ayrıca tebarüz ettirilmil bulunmakta idi.

 

     Aynı zamanda diğer folklor maddelerine nazaran halk türkülerinin çok nazik bir vaziyet taşıdığını ve bunların kaybolmak üzere bulunması bu noktalardaki aceleyi icap ettiren sebeplerin başlıcası bulunuyordu.

 

     Ömürleri çok sürmiyen bu kongrelerin kararları ve gerekse “Milletler Cemiyeti”nin düşünce ve teşebbüsleri bu sahada müsbet ve kuvvetli adımlar atılmasını temin edemedi. Zira halk şarkılarının toplanması bu işin tatbiki icabı pek güçtü.

 

     Milletler arası daha evvel başlanmış olan derlemeler de tam bir vesika hükmünü de haiz değildir. Çünkü ortada üç nevi derleme vardı:

 

     1. Nota ile toplanmış olanlar,

     2. Fonografla toplanmış olanlar,

     3. Gramofonla alınanlar,

     4. Sesli film ile derlenenler.

 

     Yukarıdaki derleme ve tesbit şekillerinden en iyisi olan sesli film hemen son zamanlarda keşfedildiği için henüz bu işe tahsis edilmiş şekilleri bizce malum değildir. Gramofon ve fonograf iyi tesbit şekli olmakla beraber şimdi, çok az milletler tarafından kullanılmıştır.

 

     Mekanik vasıtaların bugün en mükemmeli olan sesli film bütün tesbit vasıtalarının fevkinde bir kıymet taşımakta ise de bunun da tedariki müşkil ve pahalıya mal olması folklorcuları henüz bu işe el sürmekte düşündürmekte ve korkutmaktadır. Bu sebeble bu işe pek hususi hallerde müracaat edilebilir. Zira sesli film yalnız sesi kayd etmekle kalmayıp şarkıyı söyliyeni, onun kostümünü, kıyafetini, hal ve eşkalini, aletini, çalma tavır ve tarzını, dekorunu tam ve sahih bir birlik halinde toplamaktadır. Bu sebeble asrımızda en ilmi neticelerin ancak bu şekildeki tesbit vasıtalarının kullanılmasile elde edilebileceği meydandadır.

 

     Bundan sonraki yazımızda komşu memleketlerdeki folklor hareketlerinden bahsedeceğiz.

 

     01.12.1968, Pazar - “Musiki Mecmuası”nın Yıl: 20, Aralık 1968 tarihli 241. sayısının 8-9. sayfalarından alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5749892
Online Ziyaretçi Sayısı:12
Bugünlük Ziyaret :660

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.