02.04.2017 / Kamil Erdoğdu - İzmir Marşı


     Futbol, ortaya çıkışından beri siyasetin içindeydi. Stratejisi, taktiği aslında siyasetin ta kendisiydi. Tribünleri dolduran kitleler ise siyaseti hücrelerinde duyan insanlar oldu. Bakmayın, onları apolitik diye küçümseyenlere, hayattaki çelişkiyi ilk onlar fark ettiler.

 

     Zamanla, tribünleri yapısı değişti. İşin içine salonlar da katıldı. Sadece spor salonları değil, kulüplerin genel kurul salonları da bu mücadelenin parçası oldu.

 

     En son “Galatasaray”ın mali genel kurulunda yaşananlar, Türk siyasetindeki kavganın parçasıydı. Sarı-kırmızılı camia son 6 yıldır yaşananlara yaklaşımındaki tutarsızlığın sonucunu yaşadı. Daha önce alınması gereken kararlar talimatla alınınca başta Galatasaraylılar olmak üzere, tüm sporseverler incindi.

 

     3 Temmuz süreci başladığında Fenerbahçelilerin dilinden “Haklıyız, kazanacağız” şarkısı düşmüyordu. Halen “Kadıköy”de devre aralarında stat hoparlöründen çalar. Gezi olayları sırasında buna “Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe Yıkılmaz” şarkısı eklendi. “Fenerbahçe” ile ilgili dizeler olduğundan diğer statlarda söylenmedi, ancak diğer takım taraftarlarının gıpta ettiğini biliyorum.

 

     Son aylarda “Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı”nın maçlarında başlayan “İzmir Marşı” ise kısa sürede tüm stad ve salonlarda söylenir oldu. Türk sporseveri “İzmir Marşı”nda birleşti. Fakat bu birleşmeye gecikmeli katılan Galatasaraylılar, “İzmir Marşı”nı en olmayacak yerde söylediler. Adeta bu marşa alerjisi olanlara malzeme verdiler. Hakan Şükür ve Arif Erdem’in kulüp üyeliğinden ihraç edilip edilmemeleri çok önemli değil. Şimdi olduğu gibi yönetim kurulu kararıyla ihraç edilebilirlerdi. Önce diğer isimlerden ayrılarak oylandılar. Kulüp üyeliğinde kalmaları yönünde karar verilince “İzmir Marşı”nın hangi mantıkla söylendiğini anlayamadım, anlayan olduğunu da sanmıyorum.

 

     Öncelikle bu iki eski futbolcu da “İzmir Marşı”nın felsefesini kabul eden, daha önemlisi bu marşı hak eden isimler değil. Ancak cemaatin futbolu ve “Galatasaray”ı ele geçirme girişimlerini de sadece Hakan Şükür ve Arif Erdem’e yükleyemeyiz. O dönem bu isimleri kulüpten uzaklaştırmak isteyenler vardı. Peki, kulüpte tutanlar kimlerdi? Umarım “Galatasaray”, başındaki mali sorunları çözerken, tarihini oluşturan ilkelere de sahip çıkmayı becerir. Zira, “İzmir Marşı” bazı belediye başkanlarına olduğu gibi “ya sabır” çektirmeye devam edecek.


     Aydınlık Gazetesi - 02.04.2017, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5749276
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :403

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.