01.07.1963 / Faruk Güvenç - Kate, Öpme Beni!


     Aslına bakarsanız “Öp Beni Kate” tartışmasına katılmakta geç bile kaldık. Gereksiz bir tartışma demeyin. “Devlet Tiyatrosu” Genel Müdürü, müzikçiler çevresinde tepkiyle karşılandı diye bu düşük güldürüyü sahneden kaldıracak değildir elbet de. Bu kadar masraf edilmiş, bu kadar emek verilmiş; ama “Öp Beni Kate”, Metin And’ın da dediği gibi Türkiye’de “musical comedy”nin bir örneği olmuştur. Ve bu örnek de bundan böyle bu çeşit saçmaların devlet sahnelerine çıkmamasını sağlıyacaktır. Evet, ben de Necil Kazım Akses, Ulvi Cemal Erkin, Cevad Memduh Altar, Mithat Fenmen gibi, “Öp Beni Kate”in ve “Öp Beni Kate” gibilerinin devlet sahnelerinde oynanmasına karşıyım. Metin And, bu müzikçilerin işi değil, tiyatrocuların işi diyor. Koca bir opera orkestrasının, koca bir opera korosunun, koca bir opera baletinin, seçkin opera şarkıcılarının ve birkaç tiyatro oyuncusunun icra ettiği esere karışamazsam ben, çatlarım. Hem bırakın meselenin bu yönünü, “Öp Beni Kate” salt tiyatro olsa da devlet sahnelerinde oynanmasına karşıyım. Neden mi? Zerrece sanat değeri bulunmayan, Türk kültür hayatına hiç bir şey katmıyan bir zırva olduğu için. Zaten tartışmada hep yanlış yollardan gidildi. Batıda devlet sahnelerinde oynanmış “Öp Beni Kate”, hayır oynanmamış! Batıyı örnek almak için seçecek başka bir konu bulamadık mı? Türkiye geri memleket. Türkiye yoksul. Bizim kültür savaşından başka şeye dökecek altınımız yok. Devlet sahneleri ellerinden geldiğince sanat değeri olan, bir değer basamağının üstündeki eserlerle açmalıdır perdesini. Aç kalmış yoksul adamın, parasını kar helvasına yatırdığı görülmüş şey midir? Ya Lehar’lar, ya Strauss’lar diyeceksiniz. “Kate” ile bir tutmayalım o operetleri ama bugün aydınlarımız “Öp Beni Kate” oynansın diye değil de operetler oynanmasın diye tartışsalardı kendi hesabıma daha çok sevinirdim. Seçtiğim örnekler belki biraz aşırı kaçacak ama aziz dostum Metin And’a radyodaki meyhane müziği ile “Kate” arasında büyük bir fark yok diyeceğim. İkisi de zevksizin zevksizi, gerinin gerisi.


 

     Düşüncelerimi belirttikten sonra Metin And’a küçücük bir sitemde bulunayım: Kendisinin “Müzik Otoritelerimiz (!) ve Kate Duruşması” yazısında (http://www.muziklopedi.org/?/Makale/1853) bir iki alaycı nida işareti ile otorite sözcüğünü çevreliyen tırnaklar, ağırbaşlı ve efendice yazının çerçevesinden düşermiş gibime geldi. Hem biraz da gücüme gitti. Eğer Akses, Erkin, Fenmen bu memlekette müzik otoritesi değilse, benim gibi zavallı bir eleştiricinin “M” harfinin civarlarında bile görünmemesi gerekir de onun için.


 

     Neyse, belki gelecek sayıda “Kate”, “Opus”u da tutuşturur; ama ben bu tartışmaya daha fazla karışmak niyetinde değilim. Ola ki biri damarıma bassın, ver yansın edeyim ya da düşüncelerim değişsin, “Kate devlet sahnelerinde oynanmalıdır” diye tutturayım.


      ____________________________________

     Aylık olarak yayınlanan “Opus Dergisi”nin 1. Yıl 10. Sayı ile Temmuz 1963 tarihinde basılan nüshasının 7. sayfasından alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5753960
Online Ziyaretçi Sayısı:24
Bugünlük Ziyaret :823

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.