26.02.2019 / Tanju Cılızoğlu - Oyun Değil Oyunculuk


     Ankara’ya yolum düştükçe akşamlarımı mutlaka tiyatroya ayırırım. Türkiye’de merkez sağ iktidarlar devlet tiyatrolarını, operayı, baleyi, senfoni orkestrasını hep üvey saymışlardır.


 

     Yıllık bütçe yapımlarında bu konudaki müzakereler bu savımın kanıtlarıdır. Ülkeyi yönetenlerin yaşamlarında olmayan, kendi kullanım alanları dışına para ayırmalarında elleri sıkıdır.


 

     AKP iktidarında bu çok daha belirgindir. Özellikle AKP yönetimi bu sanat dallarına bir de “haram yaftası” yapıştırmıştır. Özellikle görkemli binaları, sarayları, makam arabaları, uçaklar, helikopterler seçiminde hatta hastane yapımlarında, saraylı olan genel başkanı, sıra tiyatro, bale, senfonik orkestra, operaya gelince müthiş ekonomik düşünen, eli sıkı oluveriyor. Hele AKP iktidarının ilk yıllarında Mustafa Kemal’in yeni kurduğu Cumhuriyetin temel kurumu saydığı, özenle yapılandırdığı bu devlet kurumlarının ufaltılmaları hatta satılmaları bile düşünüldü.


 

     Ankara’da kiralanmış devlet tiyatrosu sahnelerinin kira bedellerine homurdanıldı. Ne ki Cumhuriyeti özümsemiş kuşaklaın tepkisiyle bu tehlike şimdilik savuşturuldu. Çağdaş bir dünya devleti olmanın anahtarının “Ata”nın o yoksul günlerde kurduğu bu kurumlar olduğunu, AKP’liler de anlamasalar da kabullendiler. Ama yine de bu kurumlara elleri sıkı.


 

     Ankara’ya, İstanbul’a, İzmir’e ya da herhangi bir Anadolu kentine 16 yıllık iktidarlarında sanat için tek bir görkemli bina yaptılar mı demiyorum, düşünmediler bile!


 

     Mustafa Kemal’den kalanların korunmasını bile bir başarı sayıyoruz.


 

     Ve Bir Cüneyt Mete Resitali


 

     Ankara’ya son yolum düştüğünde Cüneyt Mete’nin rol aldığı “Kapan” ve bir başka tiyatroda “Fare Kapanı” oyunlarını izledim. İki oyun da polisiye. Polisiye romanların, filmlerin, tiyatroların özel izleyicileri vardır. Polisiye romanları pek değil, hiç okumam. Ama tiyaroda durum farklıdır. Tiyatro metinden önce oyunculuğun eksenidir. Çok amatör bir oyun metninde öyle bir oyunculuk sergilenir ki izlediğinize değer. Cüneyt Mete izlediğim bir oyuncu. Televizyon dizilerinin ünlüsü. Kendisini Türkiye “Kurtlar Vadisi”, “Unutma Beni”, “Beni Affet”, “Aşk” ve “Mavi” dizilerinden tanıyor. Cüneyt Mete, “Aşk ve Mavi”de Işıl Yücesoy’un çocuklarından birini oynuyordu. Yanılmıyorsam o dizide iki konservatuvardan yetişen iki oyuncuydular ve farklıydılar.


 

     “Kapan” oyununa Cüneyt Mete’yi sahnede seyretmek için özellikle gittim. Hemen belirteyim ki Cüneyt Mete tiyatroda dizilerden daha usta daha nitelikli. İki kişilik oyunda unutulması mümkün olmayan bir oyunculuk sergiledi. İki kişilik oyunun ikinci perdeye bir üçüncü oyuncu dahil oldu. 10-12 dakikalık yüzü perdelenmiş bu yeni oyuncu, unutulmaz bir polis tiplemesi sundu. Ve yüzündeki perdeyi çıkarttığında seyirci gördü ki bu oyuncu 45 dakikalık ilk perdede seyrettiği Cüneyt Mete. Kıyafet değiştirerek ve yüzüne maske geçirerek tiyatroda bir oyuncuyu oyuna dahil edersiniz ama sesini ne yapacaksınız? Nasıl değiştireceksiniz? Ve Cüneyt Mete bu tiplemede öylesine sesini değiştirmeyi başardı ki seyirci 15 dakika önce iki kişilik oyunda 45 dakika dinlediği Cüneyt Mete olduğunu anlamadı.


 

     Tiyatroda bir ustalıktır sesini bu denli değiştirebilmek. Oyunun ikinci kişisi Nusret Şenay ile birlikte Cüney Mete Kapan, izleyenin kolayca unutamayacağı bir üst oyunculuk sergiliyorlar. Romanda, tiyatroda, sinemada polisiye sevmiyorsanız, katilin kim olduğuna çok meraklı değilseniz ama tiyatroda oyunculuk sizin öncelikli tercihiniz ise “Devlet Tiyatroları”nın Ankara’da oynadığı Anthony Shaffer’ın “Kapan” oyununu mutlaka görün.



     Aydınlık Gazetesi - 26.02.2019, Salı




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5745729
Online Ziyaretçi Sayısı:7
Bugünlük Ziyaret :726

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.