Çoksesli Yurt Sevgisi


     Bir sivil toplum kuruluşu oluşturmak ihtiyacını neden duyarız, neden böyle bir kuruluşa üye olmayı düşünürüz? Buna verilecek en özlü cevabın; hayatı daha güzel ve anlamlı kılmak olduğunu düşünüyorum.

     Kimi dernekler bazı grupların çıkarlarını korumak, kimileri de bir düşünceyi veya sanatı insanlar arasında yaygınlaştırmak ve geliştirmek için kurulurlar.

     Kuruluşlarında yer alanlar bazen kişiliklerini ve egolarını ön plana çıkarırlar, dernekler o kişilerin adlarıyla anılır olur. Bu durum paylaşımcılığı ve katılımcılığı önler. Dernekleşmenin amacına da aykırıdır. Bu tür derneklerin sürdürülebilirliği zordur, kör topal yaşamlarını devam ettirirler.

     Bir derneğe üye olmak ihtiyacını neden duyarız sorusuna gelince; insan elbette özünde toplumsal güdülere sahiptir, bir gruba ve bir düşünceye kendini yakın hissettiğinde, fikirlerini hayata geçirmek ve bunu başkalarıyla paylaşmak için seçer bu kurumları...


     Yönetici olmak da, dernek üyesi olmak da özveri ve sorumlulukları gerektirir. Bu gerekliliklerin yerine getirildiği kurumlar hem işlevini yerine getirme imkanı bulur hem de uzun ömürlü olurlar.

     Yazımda üzerinde durmak istediğim husus Mersin'imizdeki sanat kurumlarıdır.

     Mersin, "Devlet Opera ve Balesi" ve konservatuvarlara sahip olmakla şanslı bir şehirdir. Ama sanat derneklerinden yana pek şanslı olduğu söylenemez. Sanata yönelik kaç derneğimiz var, hangi alanlardaki boşluğu doldurabiliyorlar?

     "İçel Sanat Kulübü" bunlardan en çok işlevi ve sürekliliği olanı.

     Ben ikinci sıraya "Mersin Polifonik Korolar Derneği"ni koyuyorum.


     Ondört yıllık geçmişi, sürekliliği ve uluslararası sanatsal ilişkileriyle ikinci olmayı hak ediyor. Hem de bu sürekliliği ve başarıyı bir avuç sanat gönüllüsü insanla başarıyor.

     Derneğin geçmişteki başarılarını sayfalar dolusu anlatabiliriz. Bunları kısaca üç gruba ayırmak mümkün. Bunlar Mersin'de, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilenlerdir.

     Mersin'de gerçekleştirilenleri birçok Mersinli bilmektedir, bunlar çoksesli koro müziğini sevdirmek adına yapılan çalışmalar ki, yediden yetmişyediye yüzlerce Mersin'li bu korolarda şarkı söylemiş veya bu müziği tanıma imkanı bulmuş, gençlerimizin konservatuvarlara girmesine vesile olmuştur.

     Ayrıca bu yıl onuncusunu gerçekleştirdiği "Mersin Nevit Kodallı Korolar Şenliği", yurt dışından da katılımlarla uluslararası nitelik kazanmıştır.

     Yurt içindeki çalışmalarına sıra gelince Ankara'da yapılan "Türkiye Korolar Şenliği"ne her yıl düzenli olarak Mersin'i temsilen bir veya birkaç koro ile katılınmış, yurt içerisinde çeşitli üniversite ve şehirlerde konserler verilmiş ve bunların sayısını her yıl artırmıştır.

     Yurt dışı çalışmalarına gelince; 2005 yılından itibaren yurt dışı faaliyetlerde bulunan "Mersin Polifonik Korolar Derneği"nin ilk dış çalışması 2005 yılında Almanya'ya olmuş, burada ülkemizi en iyi şekilde temsil etmiş ve ülkemizin tanıtımına sanatsal ilişkiler açısından önemli katkılarda bulunmuştur.

     İkinci yurt dışı çalışması, Çek Cumhuriyeti'nde yapılan "Uluslararası Koro Müziği Yarışması" olmuş, oradan üçüncülük gibi bir derece almış, ayrıca Prag'da Türk Büyükelçiliği'nin düzenlediği bir organizasyonla Prag'da mevcut diğer elçiliklerin de hazır bulunduğu bir topluluğa bir konser verilmiştir.

     Bu yıl da, Rusya'nın St. Petersburg kentinde düzenlenen "Uluslararası Şarkı Söyleyen Dünya Yarışması"na (International Singing World Contest) katılmayı planlamışlardı, sene başından itibaren bu yarışmaya hazırlık çalışmalarına koyuldular. Yarışma ve Festival Koroları için repertuvarlar belirlendi, son üç ayda hazırlık temposu oldukça artırıldı; hele son aya girildiğinde her gün çalışıldı, hatta çalışmalar dört saate çıkartıldı, sıcağın verdiği yılgınlığa hiç aldırmadan. Koristler ve aileleri de bu Haziran ve Temmuz sıcağından nasiplerini aldılar. Koroları hazırlayan koro şefi Alexei en iyiyi oluşturmanın heyecanı ile çalıştırdı koristleri. Ne de olsa O'nun ülkesinde olacaktı yarışma. Uzun bir hazırlık döneminden sonra, 38 kişilik koro ve benim de dahil olduğum beş kişilik refakat grubu ile toplam 43 kişi 31 Temmuz günü Adana'dan Moskova'ya, orada bir gün kaldıktan sonra yarışmanın yapılacağı St. Petersburg'a hareket edildi.

     1 Ağustos günü St. Petersburg'da festivalin açılışı 14 ülkeden 42 koronun katılımıyla başladı. Açılışın yapıldığı kilise büyük kitlelerin konserleri izleyeceği şekilde düzenlenmişti. İzleyiciler için yapılan tribünlerde ve girişte izdiham vardı. Çok geniş bir izleyici kitlesine, Türkiye anonsu yapıldı ve açılışta söylenecek eser seslendirildi.

     2 Ağustos günü "Mersin Polifonik Koro" koristlerinin tamamının katılımıyla "Festival Konseri" gerçekleştirildi. Özellikle "Yunus Emre"den "Sensin Kerim, Sensin Rahim"i seslendirdikten sonra, hiçbir koroya gösterilmeyen uzun ve sürekli alkışlar alındı. 4 Ağustos günü ise özel olarak hazırlanan 20 kişilik "Yarışma Korosu" çeşitli ülkelerden oluşturulan jüri önünde yarışma repertuvarını sunmaları sonucu bir gün sonra açıklanacak yarışma neticesini beklemenin heyecanı hepimizi sarmıştı.


     Aynı günün akşamı St. Petersburg Türk Konsolosluğu'nun düzenlediği St. Petersburg'lu sanatçı, gazeteci ve orada yaşayan Türk vatandaşlarımıza yönelik konseri gerçekleştirmenin sevincini yaşadık. Konserin verildiği yer, pek çoğumuzun bildiği Şehrazat'ın bestecisi Rimsky-Korsakov'un yaşadığı evin müzeye dönüştürülmüş mekanıydı.

     Konserde çevirmen eşliğinde dinleyicilere "Mersin Korosu" ve repertuvar hakkında bilgi verildi. Orada yaşayan yurttaşlarımızın da ilgisi yoğundu. Hatta St. Petersburg'da futbol oynayan Fatih Tekke'nin katılımı da bu buluşmanın ilginç yanlarındandı.

     Ertesi gün yapılan kapanış seremonisinde Türkiye'den yarışmaya katılan tek koro olan "Mersin Polifonik Korosu"nun "Jüri Özel Ödülü" ve "En İyi Solist Ödülü"nü aldığı açıklandığında içimizi büyük bir sevinç kaplamıştı. Bir görevi en iyi şekilde yapmanın sevinciydi bu.

     Türkiye'mizin adını ve Türk insanını bir büyük ülkede daha tanıtmanın haklı gururunu yaşadık.

     Bir haftaya sığan festival ve yarışma süresince yazılı ve görsel medyada Türkiye'nin adı defalarca geçti, radyo ve televizyonlar Türkiye'den bahsetti.

     "Mersin Polifonik Korosu"nun yaptığı azımsanacak bir şey değildi. Türkiye'mizin adını ve tanıtımını yapmak için devletimiz nice paralar harcıyor, nice çabalar gösteriyordu. Bu alanda "Mersin Polifonik Korolar Derneği" ve O'nun bir avuç koristinin koro müziğine olan bağlılıkları, sabır, özveri isteyen çalışmaları, azımsanmayacak maddi ve manevi katkıları ile bu önemli görev yerine getirilmişti.


     "Sivil Toplum Örgütü" olmanın olmazsa olmazlarından biri de yurt sevgisidir.

     Ben bu nedenlerle, bu çalışmaların bütününe "Çok Sesli Yurt Sevgisi" diyorum.

     Mustafa Örünk • İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni - Kasım 2008 - Yıl: 19 Sayı: 165 / Sayfa 14, 15, 16




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5751500
Online Ziyaretçi Sayısı:8
Bugünlük Ziyaret :682

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.