15.05.1997 / Yalçın Yüregir - Geleneksel Müziklerimizde Standart Diyapazon Sorunu(*)


     Batı ülkelerinde yapılmış olan araştırmalarda, 1500’lü yıllardan 1858 yılına kadar, kullanımda standart bir diyapazonun olmadığı, la sesinin frekansının 374’ten 567’ye kadar değişkenlik gösterdiği saptanmıştır. Önceki yüzyıllarda imal edilmiş ve yapı içinde belirli mekanlara yerleştirilmiş tarihi orgların incelenmesinde veya bazı ünlü bestecilerin kullanmış oldukları akort çatallarından, diyapazonun tarih içindeki seyri veya değişkenliği izlenebilmiştir. “Çizelge-I”
(1)de, araştırmalar sonucunda saptanmış değişik diyapazonlar gösterilmiştir:

Değişik Diyapazonlar


     Yüzyıllar boyunca değişiklik gösteren ve saptanabilen diyapazonların frekanslarının 374 ile 567 arasında olduğu gözlenmektedir. Dolayısıyla, 567/374 = 1.516 sayısını verir ki, bu, müzik dilinde 3/2 olan bir beşli aralığından da fazla bir sapmanın belirtisidir.


 

     1858 yılında “Fransız Akademisi”nin “diyapazon normal”(2) tanımlamasıyla “La” sesinin frekansını 435 olarak belirlemesi ve bunun 1889’da Viyana’da toplanan bir kongrede uluslararası, hatta evrensel diyapazon(3) olarak benimsenmesi ile Batı’da ortak bir diyapazonun kullanıma girmiş olduğu anlaşılmaktadır.


 

     Günümüz konser salonlarında daha parlak bir ses tutkusunun tizleşme yönünde bir eğilim yaratması ile bu uzlaşma bir değişikliğe uğramış, XX. yüzyılın sonunda la’nın frekansı 440’a yükselmiştir. Fizik biliminde standart diyapazonun frekansı ise hala 435’tir. Geçen yüzyılda gerçekleşen bu uluslararası uzlaşma, çalgı yapımında büyük bir teknolojik atılım oluşturmuş, standart diyapazonun yanısıra, eşitlenmiş dizinin genel kabul görmesi, üflemeli çalgılarda Boehm sisteminin flüt dışında diğer ağaç üflemelilerine de uyarlanması ile bu atılım, standartlaşmayı ve ülkeler arası rekabeti ve ticareti de birlikte kamçılamıştır. Çalgı üretim merkezleri arasındaki bu yarış, üstün nitelikte ve standart boyutta çalgıların üretimi, yayılması. Benimsenmesi ile sonuçlanmıştır.


 

     Ülkemizdeki geleneksel müziklerimizde, standart bir diyapazon kavramı, özünde benimsenmemiş olduğundan çalgı yapımında ne bir standardizasyona ne de seri üretime geçilebilmiştir: İmalat atadan kalma yöntemlerle ve araçlarla belirli bir standarda bağlı kalmaksızın sürdürülmektedir.


 

     Geleneksel müziklerimizde durumu daha karmaşık kılan olgu, yazılı notanın frekansında dahi bir fikir birliğine varılmamış olmasıdır. Araştırmacı H. Atılgan 1988’de “Birinci Müzik Kongresi”nde sunmuş olduğu bir bildiride(4) bu konuyu gündeme getirmiştir. Örneğin, Batı’dan almış olduğumuz ve uluslararası kabul görmüş nota yazım sistemi içinde sol anahtarlı bir porte üzerinde “re” olarak görülen “neva” perdesi, genelde 440 frekanslı bir akort düdüğüne ayarlanmakta, bu aykırı uygulama bununla da kalmayıp, bu akort düzeni bile, şarkıcının veya koronun rahatlığı için bir veya iki perde daha pes olarak uygulanabilmekte, yazılı nota ile seslendirilmiş müzik arasındaki bu aykırılık sürüp gitmektedir. Ülkemizden yurt dışına gönderilen basılı geleneksel müzik yapıtlarındaki bu tutarsızlığı da açıklamak, “neden seslendirildiği yerde yazmıyorsunuz?” sorusunu yanıtlamak olanağı bulunmamaktadır.


 

     Geleneksel müziklerimizde eğitim veren üniversitelere bağlı devlet konservatuvarlarının, “Türk Standartlar Enstitüsü”nün uygulamada yaptırımcı katılımı ile, uluslararası kurallara uygun bir standart diyapazon konusunda ve nota yazımı ile seslendirme arasındaki uyumsuzluğu giderecek bir uygulama konusunda konsensusa varmaları, eğitimde ve uygulamada ortak bir kararda birleşmeleri, geç kalınmış bir alanda önemli bir adım olacaktır.

     _____________________________________

 

     (*) “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Doç. Yalçın Yüregir tarafından 15-16 Mayıs 1997 tarihlerinde yapılmış olan “4. İstanbul Türk Müziği Günleri”nde verilmiş olan bildiri…

     (1) Apel. W. “Harvard Dictionary of Music”, s. 535, Cambridge, 1956. “The International Cyclopedia of Music and Musicians”, s. 12, New York, 1952.

     (2) Apel. W. a.g.e.., s. 584.

     (3) Sachs, C. “Our Musical Heritage”, s. 338, New York, 1953.
     (4) Atılgan, Halil “Geleneksel Müzik Türlerimizin Nota Yazım Tekniği ve İcrasında Uluslararası Kuralların Yanlış Kullanılışının Yarattığı Sorunlar”, Birinci Müzik Kongresi - Bildiriler, s. 301…, Ankara, 1988.


    15-16 Mayıs 1997 tarihlerinde yapılan "4. İstanbul Türk Müziği Günleri - Türk Müziğinde Eğitim Sempozyumu" kapsamında sunulan bildiridir.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5686799
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :542

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.