Kasım 1994 / Rengim Gökmen - Sanatla İçiçe 40 Yıl

     Rakamda bir yanlışlık mı yaptım acaba? Yok hayır. Bir yanlışlık yok. Binlerce konser, TV programı, yüzlerce öğrenci, onlarca plak, kayıt. Değil 40 yıla, 70, 80, 100 yıla sığdırılamayacak sayısız çaba. Atatürk devrimlerinin açtığı yolda, çağdaşlaşma hedeflerine doğru bıkmadan, usanmadan mücadele, mücadele ve kazanılan zaferlerle dolu bir yaşam. Yalnızca Cumhuriyet dönemi Türk müzik yaşantısında değil, Türk sanatında ve hatta Türk kültüründe bir damga: Hikmet Şimşek.

     Zaten kültüre ve müziğimize biraz yakın olanlar kolayca tahmin etmişlerdir. Çünkü bu kadar çok şeyi yalnızca 40 yıla sığdırabilen o kadar az kişi var ki. Bu kısacık yazımda herhalde O’nun üretkenliğini, çalışkanlığını, bizlere verdiklerini anlatmamı beklemiyorsunuzdur benden. Çünkü sayfalar, dergiler yetersiz kalırdı. Sanırım ciltlerle kitap konusu olabilir bu.

     Ancak O’nun çabalarından, savaşlarından birine ve belki de en önemlisine burada değinmeden geçemeyeceğim. Atatürk devrimlerinin Türk müzik yaşantısındaki bu yorulmaz neferi yalnızca konserler yönetip, kayıtlar yaparak hizmet vermemiş, bugün ülkemizin en etkin ve dinamik müzik topluluklarının ve kurumlarının kuruluşuna önderlik etmiş, temel hazırlamış, doğan çocuk, kendi kendine yürüme çağına gelinceye kadar da elinden tutmaya devam etmiştir. İşte “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası”, işte “Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası”, “Devlet Çoksesli Korosu”, “TRT Çoksesli Korosu” bunlardan bazılarıdır.

     Ne mutlu bir tesadüf ki bu yıl sevgili hocamızın 40. sanat yılını kutlarken, elinden tutup büyüttüğü ve bir başka evladına teslim ettiği “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası” da 20. sanat yılında. O’nun hangi programını açarsanız açın, muhakkak bir Türk eseri bulacaksınız. Dünya müzik çevreleri Türk bestecilerini O’nun kayıtlarından, konserlerinden tanıdılar. Birçoğumuzun hala programa almaya üşendiği, çekindiği bestecilerimizin eserlerini o tuttuğunu koparan inatçı misyoner tavrıyla çaldırmaya, dünyaya duyurmaya hala kararlı.

     Yalnız bunlar bile bir sanatçının adını ülkemizin kültür tarihine altın harflerle yazar. Ancak sakın hocamızın gücünün bunlarla tükeneceğini, önüne çıkan binbir engel karşısında usanıp kaçacağı yanılgısına düşmeyiniz. O, Atatürk devrimlerinin yalnız savaşçısı daha çok orkestralar, korolar, okullar kuracak, öğrenciler yetiştirecek, yazdıklarıyla, TV programlarıyla hepimizi eğitecek ve ışık saçmaya devam edecektir.

     Çünkü bizim O’nun gibi önder, kişilikli, yorulmaz savaşçılara çok ihtiyacımız var. Nice 40 yıllara sevgili hocam...

     Aylık olarak yayınlanan “Orkestra Dergisi”nin 33. Yıl, 251. Sayı ile Kasım 1994 tarihinde basılan nüshasından alınmıştır.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5752361
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :838

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.