07.11.2010 / Ata Atun - Güneyde Irkçılık Yükseliyor

     Larnaka sahil yolunda önceki akşam ırkçılar ve ırkçılık aleyhtarları arasında çıkan ve 6’sı yabancı uyruklu 2’si polis olmak üzere toplam 13 kişinin yaralandığı, 5’i yabancı 2’si Rum 7 kişinin de tutuklandığı kanlı olay kötü bir geleceğin habercisi.

     Kayıtlı ismi
“Eşitlik, Destek ve Irkçılık Karşıtı Hareketi” olan “Kısa” tarafından Larnaka’da düzenlenen “Rainbow” isimli festivalin, yabancı uyruklulara karşı protesto yürüyüşü düzenleyen kayıtlı ismi “Helen Direniş Hareketi” olan “Kea” ile kayıtlı ismi “Tüm Kıbrıs Anti İşgal Hareketi” olan “Pak” üyesi 100-150 kişilik grup tarafından basılması ve sonrasında çıkan kanlı olaylar, adaya Türk ve Rum siyasetçiler ile BM’nin, AB’nin ve ABD’nin çabaları ile barış getirilebilse bile Rum halkının belli bir kesimi tarafından yaşatılamayacağını göstermekte.

     “Helen Direniş Hareketi” (Kea),
örgütün kuruluş manifestosunun ilk başında olması nedeni ile kuruldukları günden beri yabancılar konusunu siyaset gündemine sokmaya çalışıyordu. Aslında “Kea” için “yabancı” kelimesinin karşılığı “Türk” ve “Müslüman”dır.

     “Kea”
birincil ilke olarak “Kıbrıslı Türkler”i, ikincil ilke olarak da “müslüman”ları adada istememektedir ve mücadelesini de bu yönde sürdürmeye hedeflidir.

     “Kea”
ya destek veren “Tüm Kıbrıs Anti İşgal Hareketi” adlı grup da aynı davaya baş koymuş bir başka oluşumdur.

     Türkçesi
“Altın Başak” olan “Hrisi Avgi” örgütünün bu olayın dışında kalması ise aklıları karıştıran bir başka gelişme.

     Genelde bu üçü beraber hareket ederler ve hedeflerinde daima Kıbrıslı Türkler vardır. Nitekim geçen geceki saldırıda o kadar kalabalığın içinde Sertunç Akdoğdu isimli bir Kıbrıslı Türk’ün beyzbol sopaları ile darp edildikten sonra 2 yerinden bıçaklanması ve isminin ilk harfleri S.Ö. olan bir diğer Kıbrıslı Türk’ün de ağır biçimde darp edilmesi hiç te tesadüf değildir.

     “Hrisi Avgi”
nin “Yunanistan Merkezi”nin hedefinde ise Trakya’da yaşayan Müslüman Türkler bulunmaktadır. 24 Temmuz 1923 yılından beridir Yunanistan Trakyası’nda yaşayan soydaşlarımıza yapmadıkları eziyet kalmamıştır. Bir dönem yurtlarından dışarı çıkmaları bile yasaklanmış, yaşadıkları bölge yasak bölge ilan edilmiş ve neredeyse 70 sene hiç kimse o bölgeye girememiş, kimse de bölgeden dışarı çıkamamıştır.

     Soydaşlarımız yıllarca açık hava hapishanesinde yaşamaya mahkum edilmişlerdir. AB’nin müdahalesi ve AİHM’nin kararları ile son 18 yılda bu insanlık dışı uygulama Yunanistan hükümeti tarafından hafifletilmeye başlanmıştır. Hala daha soydaşlarımızı kendi müftülerini seçememekte, okullarında ana dilleri olan
“Türkçe” eğitim yapamamaktadırlar.

     Larnaka’daki “Anti Irkçılık Festivali”nin açılışında “Avrupa Komisyonu”nun Güney Kıbrıs’taki temsilcisi Bayan Andrulla Kaminara kürsüde konuşma yaparken, festival alanına girmeleri polis tarafından engellenen ve aralarında “Diko” Milletvekili Zaharias Kulias’ın da bulunduğu “Kea” ve “Pak” örgüt üyelerinin önce “Yunan Milli Marşı”nı okumaları sonra da “Yabancılar Kıbrıs’tan Dışarı” şeklinde slogan atarak festivale katılan yabancı uyruklulara sopa, zehirli boya ve hatta bıçaklarla saldırıda bulunmaları çok dikkat çekici ve Kıbrıslı Türkler olarak bizim tarafımızdan iyice değerlendirilmesi gereken bir olaydır.

     Özellikle Rum hükümetinde koalisyon ortağı olan
“Diko”nun, 18 Kasım’da “BM Genel Sekreteri”nin daveti ile New York’ta KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas arasında yapılacak “Üçlü Görüşme”yi desteklemediğini açıklaması, adada kurulması düşünülen bir Türk-Rum ortak devletini istemediğinin ve barışı desteklemediğinin en güzel örneğidir.

     Sen hem Hristofyas’ın koalisyon ortağı ol, hem
“Yabancılar (Kıbrıslı Türkler) Dışarı” diyerek festivale katılan Kıbrıslı Türklere saldırıda bulun, arkasından barışa yönelik görüşmeleri desteklemediğini resmen açıkla, sonra da Hristofyas çıksın ve “Türkiye ile Kıbrıslı Türkler çözüme hazır değil” diyerek, müzakerelerin çıkmaza doğru gidişini Türklerin sırtına yüklemeye çalışsın.

     Umarım bu ikiyüzlülüğü ve sahtekarca davranışı artık, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, ABD Lefkoşa Büyükelçisi Bay Frank Urbancic, AB üyesi devletlerin Lefkoşa Büyükelçileri ve Kıbrıs konusu ile ilgili diğer devletlerin Büyükelçileri görürler ve devlet başkanlarına bildirirler.

    Müzakerelerden barışçıl bir sonuç elde edilemeyeceği Larnaka’da iyice belli oldu.

    http://www.kktcmedya.com sitesinden alınmıştır - 07.11.2010, Pazar




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5750709
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :415

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.