15.01.2011 / Reha Muhtar - Babalar, Çocukları ve Namık Kemal Zeybek...

     ………………………………………..

     Çok Uzaklardan Gelen Bir Çocuk...

     “Caddelerde rüzgar, aklımda aşk var
     Gece yarısında eski yağmurlar
     Şarkı söylüyorlar, sessiz usulca
     Özlediğim şimdi çok uzaklarda...”

     Fransızca’sını ve Yunanca’sını biliyordu bu şarkının...

     O kadar severdi ki parçayı, belki de parçaya olan sevgisi, parçanın Türkçe’sini söyleyen kadınla bir aşk yaşattı ona...

     ***

     O kadını bir gece Atina’daki yıllarında hayatının en önemli dönüm noktalarının geçtiği çok şık ve minik bir piyano bara götürmüştü...

     Haris Alekskiu’nun şarkılarının çaldığı, canlı müzik yapan pasaj içinde küçücük ama çok kaliteli bir bardı gittikleri...

     Yunanlı şarkıcı kadın, “Çok Uzaklarda”nın Yunanca’sını söylemeye başladı...

     Bittiğinde, adam, çok yakın dostu olan piyano barın sahibine, “yanındaki kişinin Türkiye’de bu şarkıyı söyleyen çok ünlü bir şarkıcı olduğunu” aktardı...

     ***

     Piyano-barın sahibi hemen piyanistin ve şarkıcının yanına giderek ünlü kadını, dört metrekarelik sahneye davet etti...

     “Çok Uzaklarda”yı söylediğinde ünlü kadın, erkekle yeni başlayan aşk ilişkilerini daha kimsecikler bilmiyordu...

     Piyano-bar’ın kulağı iyi müşterileri, şarkıcının önemli birisi olduğunu fark etmişler, bir parça daha söylemesini istemişlerdi...

     Piyano-barda hiç olmayan şeyler oluyordu o gece...

     Bir parça daha söyledi ve sonra minik masaya oturdu ünlü kadın...

     ***

     Atina’daki günlerinin en güzel gecelerinin geçtiği piyano-bar’da adam en sevdiği parçayı kendi dilinden, onu söyleyen kadının sesinden dinliyordu...

     Üstelik o kadınla beraberdi...

     “Kimse nasıl olsa buraları bilmez, hiç kimse de böyle bir geceyi fark etmez” diye geçiriyordu aklından...

     O anda ayakta duran kendi yaşlarındaki bir meslektaşını fark etti...

     Hürriyet gazetesinin Atina temsilcisi, oradaydı...

     Yıllar yılı yakın arkadaşı olan meslektaşını masaya davet etti...

     Durum felaketti...

     Adam ile ünlü şarkıcı kadından başka masada kimsecikler yoktu ve ülkelerinden uzakta Atina’daydılar...

     O gün adam meslektaşına kimsenin bilmediği sırrı açıkça anlattı ve ondan tek bir ricada bulundu:

     “Bu gördüğünü haber yapma ne olursun...”

     ***

     Yunan başkentinde beraber çalışmışlardı, meslektaştılar ve arkadaştılar...

     Öte yandan meslektaşın gördüğü haber, “büyük haberdi ve kolay kolay dost hatırına da olsa yazılmayacak bir haber değildi...”

     Ama dostluk böyle günler ve zamanlar için vardı ve yazmadı meslektaşı o haberi...

     Çok sonraları o aşkı kendisi açısından başlatan “Çok Uzaklarda” parçasının çok başka nedenlerle yazıldığını ve çok başka bir öyküsünün olduğunu ortaya çıkartacaktı adam...

     Ne önemi vardı ki, o öykünün...

     O onun şarkısıydı, o sevmiş, o yaşamış, parça yazılan nedenin değil, yaşanan nedenin “gerçeği” oluvermişti...

     Şimdi “Çok Uzaklarda” şarkısı, adam için “Çok uzaklardan gelen” 10 yaşında bir kız çocuğunun şarkısı olarak ömür boyu yaşayacaktı...

     Gazete Vatan - 15.01.2011, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5847491
Online Ziyaretçi Sayısı:6
Bugünlük Ziyaret :802

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.