26.02.2013 / Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nda Tuhaf Şeyler Oluyor!
“Antalya Devlet Senfoni Orkestrası” (ADSO) üyelerinin şefleri Orhan Şallıel ile sosyal paylaşım sitesi “Facebook” ortamında son dönemde girdikleri söz düellosu, yapılan son yazışmalarla birlikte trajik bir görünüme büründü. Orkestra üyeleri ile şef Şallıel arasında son birkaç aydır dozu artarak sürdüğü gözlemlenen çekişme ortamı, Şallıel’in kişisel profilinde açılan tartışma zincirlerinin ve bu zincirlere gönderilen mesajların içerdiği hakaret ve aşağılamaya varan ifadelerle yeni boyutlar kazandı.
“ADSO” üyeleriyle Şallıel arasında patlayan son kavga, “Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik Bölümü”nün 3 Nisan Çarşamba günü düzenleyeceği duyurulan bir sohbet programı için asılan afişten kaynaklandı. Şallıel’in konuşmacı olarak katılacağı, başlığı “Hangi Müzik?” olarak belirlenen sohbetin açıklaması afişte şu cümleyle verilmiş: “Bir yandan orkestra yönetirken bir yandan da stand up yapabilecek potansiyele sahip yetenek abidesi orkestra şefi.” Afişin üst tarafında Orhan Şallıel’in rahmetli Müslüm Gürses ile birlikte çekilmiş bir de pozuna yer verilmiş. (Bkz. ekteki fotoğraf)
Orhan Şallıel “ADSO”daki görevine getirilmeden önce “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası”ndaki görevi sırasında orkestra üyeleriyle arasında kamuoyuna da yansıyan tartışmalar yaşanmış ve ortaya çıkan gerilimin ardından Şallıel “ADSO”ya tayin edilmişti.
Şallıel ve “ADSO” üyeleri geçtiğimiz günlerde, sonu karakolda bittiği ifade edilen bir tartışmayla da gündeme gelmişti. “Sabah Gazetesi”nde çıkan habere göre, Şallıel’in kendilerine kötü davrandığını iddia eden müzisyenler, şikayet etmek amacıyla gittikleri “ADSO” müdür vekili İbrahim Sezer’in odasına gelen Şallıel’in mekanı terk etmeyi reddetmesi üzerine polisi çağırmış ve Şallıel bunun üzerine karakola ifade vermeye götürülmüştü.
Tüm bu yaşananların ardından kamuoyu şu soruların yanıtlarını merak eriyor:
1- Bir sosyal paylaşım ortamında, üyeleriyle şefi arasında aşağıda örneği görülebilecek yazışmaların yaşanabildiği, üyelerinin maaşları halkın vergileriyle ödenen bir senfoni orkestrasının verdiği konserlerde başarılı olarak nitelendirilecek icralar ortaya koyması beklenebilir mi?
2- Ülkemizdeki devlet senfoni orkestralarının bağlı olduğu “Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü” bu orkestramızda bir süredir yaşanmakta olan olayları mercek altına almayı düşünmekte midir?
3- Antalya’nın müziksever halkı şehrin senfoni orkestrasında yaşanan bu huzursuzluğun farkında değil midir? Farkındaysa tepki vermeyi düşünmüş müdür? Verdiyse ne şekilde vermiştir?
4- Başında “Devlet” ibaresi bulunan bir senfoni orkestrasının üyeleriyle o orkestranın şefinin gizli değil kamuoyuna açık bir şahsi platformda, çalıştıkları devlet kurumunun imajını ciddi biçimde zedeleyen yazışmalarda bulunmaları “etik” kavramıyla bağdaştırılabilir mi?
Editörün Notu: “ADSO” hakkında bir süredir devam ettiği öğrenilen Başbakanlık teftişi sürecine zarar vermemek amacıyla haberle birlikte bu sayfaya yüklenen facebook yazışmaları kaldırılmıştır.
Andante Dergisi’nden alınmıştır.
