Ko
1989 yılında Ankara'da doğdu. Küğ çalışmalarına erken yaşlarda flüt, melodika ve mandolin ile başladı. Sekiz yaşından itibaren kendini tamamıyla gitara adadı. İlk gitar eğitimini ağabeyi Caner Koca'dan aldı. Oniki yaşındayken “Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu”na burslu olarak girdi ve Kürşad Terci'nin öğrencisi oldu. Kısa zamanda tekniği ve yorumunda büyük ilerleme kaydederek çok sayıda dinleti verdi. Koca aynı zamanda caz, barok ve yirminci yüzyıl küğleri üzerine çeşitli ustalık kurslarına katılma olanağı buldu ve Costas Cotsiolis, Ede Roth, Srdan Tosic, Bosko Rodojkovic, Carsten Grøendahl, Tilman Hoppstock, Kaltchev Gitar İkilisi, Cem Duruöz ve Muzaffer Çorlu gibi usta gitarcılara çaldı. Genç sanatçı bunun yanısıra Azade Bağırova ile piyano, Zarife Bakihanova ile uyumbilgisi, Aida Tagizade ile küğ tarihi, Andreé Sommer ile kuram-remileme-dikte ve Füsun Köksal ile bağdama çalıştı. Koca 2005 Mayıs ayında İspanya'da gerçekleştirilen ''Uluslararası José Tomas Klasik Gitar Yarışması''nda ikincilik ödülü aldı. Bunun yanısıra 2002 yılında yapılan ''Dördüncü Antonio Lauro Gitar Yarışması’'nda finalist ve 2003 yılında yapılan ''2. Yıldız Teknik Üniversitesi Uluslararası Klasik Gitar Yarışması’'nda yarı finalist oldu. Ayrıca birçok festivalde yalkıcı olarak yer aldı. Bunlar arasında 2004 yılının Ekim ayında gerçekleştirilen ''5. Antonio Lauro Uluslararası Gitar Bienali'', 2005 yılının Temmuz ayında yapılan ''3. Uluslararası Ordu Gitar Festivali'', Almanya’da 2005 yılının Ağustos ayında düzenlenen ''13. Uluslararası Iserlohn Gitar Sempozyumu'' ve Yunanistan’ın Kastoria kentinde 2005 yılının Eylül ayında toplanan ''4. Uluslararası Güneydoğu Avrupa Gitaristleri Birliği Kongresi''. Ayşegül Koca 2006 yılının Ekim ayında ''Kocaeli Üniversitesi’'nde verdiği resitalin yanısıra bir de ustalık kursu yönetmiştir. Ayşegül Koca çalışmalarına ''Bilkent Müzik Hazırlık Lisesi''nde Kürşad Terci ve Kağan Korad ile devam etmektedir.
1976 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Katre Kocabaş eğitimine 8 yaşında “İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda Selçuk Uraz ile piyano, Emel Çelebioğlu ile remileme ve uyum bilgisi çalışarak başladı. Lise eğitimine “Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda “Piyano Ana Sanat Dalı” ve “Kompozisyon, Orkestra Şefliği Ana Sanat Dalı” olmak üzere iki ayrı bölümde devam etti. Hülya Tarcan ile “Piyano” ve “Piyano Edebiyatı”, Metin Öğüt ile eşlik teknikleri, Babür Tongur ile uygulamalı uyum bilgisi, Seher Tanrıyar, Nuri İyicil ve Saim Akçıl ile oda küğü, Filiz Ali ve Gülfer Refiğ ile küğ tarihi, İlhan Usmanbaş ile uyum bilgisi ve bağdama, Erçivan Saydam ile karşıt yazım, Ergican Saydam ile ilk okuma, Cumhur Bakışkan ile remileme, Sarper Özsan ile biçim bilgisi çalıştı. “Mimar Sinan Üniversitesi Piyano Bölümü”, “Atatürk Kültür Merkezi”, “Caddebostan Kültür Merkezi”, “Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryum”, “Resim Heykel Müzesi”, “Müjdat Gezen Sanat Merkezi”, “Saint Antoine Kilisesi” ve “Santa Maria Kilisesi”nde yalkın dinletiler vermiş, “Piyano Ana Sanat Dalı” mezuniyetinden sonra Hikmet Şimşek yönetimindeki “TRT Çocuk Korosu”nda eşlikçilik yapmış, Gökçen Koray yönetiminde ki “İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Gençlik Korosu” ve “TRT Gençlik Korosu”nda eşlikçilik görevini üstlenmiş, Devlet Sanatçısı Selma Berk’in opera sınıfında eşlikçi olmuş, “İstanbul Üniversitesi” ve “Mimar Sinan Üniversitesi” konservatuvara hazırlık kurslarında, “Bahariye İlköğretim Okulu” müsamerelerinde, birçok özel okul ve kursda görev yapmıştır. Küçük yaşlarından beri tutkusu olan kelimelerin dünyasına da adım atan Katre, “Milliyet Gazetesi”nde çok değer verdiği yazar Duygu Asena ile kısa da olsa çalışma ve O’nun deneyimlerinden faydalanabilme imkanı bulmuştur. Yazdığı yazılardan biri olan “Ölümsüz Bir Aşk Hikayesi” ünlü küğcü çift Clara ve Robert Schumann hakkındadır. 2006 yılından beri ilgilendiği “Orff Okul Çalışmalığı” yaklaşımı ile özellikle okul öncesi çocuklara yönelik küğ dersleri ve etkinlikleri ile çok keyifli çalışmalar yürütmektedir. Halen piyano resitalleri haricinde özel piyano, uyum bilgisi, remileme dersleri vererek öğretmenlik görevini sürdürmektedir. Çeşitli televizyon ve radyo programlarına konuk olarak piyano eğitimi ve önemi hakkındaki görüşlerini paylaşmakta ve resitaller düzenlemektedir. Sanatçının YouTube’da dinletilerinin ve derslerinin videoları izlenebilir. Özel öğrenim gereksinimleri olan çocuklar için piyano dersleri de veren Katre Kocabaş’ın piyanoya yeni başlayanlar için “Çocuğuma Şarkılar” ve Türk ezgilerini çokseslendirdiği “Çocuğuma Anadolu Ezgileri” adlı iki piyano kitabı yakın zamanda yayımlanacaktır. E-kitap şeklinde ücretsiz olarak indirilebilecek PDF formatındaki notalardan oluşacak olan kitaplar ülkemizin dört bir yanındaki çocuklar ve küğ öğretmenleri için tasarlanmıştır. Hale Nas isimli bir kız çocuğu annesi olan piyanist “Fenerbahçe Spor Kulübü”nün kongre üyesidir.
1962 yılında Ankara’da doğan Kocabey 1986-1987 eğitim-öğretim döneminde “Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü”nden mezun oldu. 1967 yılında Sadettin Arel ve Süleyman Erginer’in öğrencisi olan “İstanbul Belediyesi Konservatuvarı” mezunu tamburi Nusret Kocabey’in öğrencisi olarak küğ ile tanıştı. Mızraplı tambur dersleri aldı. Kuramsal ve edimsel olarak başladığı küğ eğitimi nota ve remileme dersleriyle devam etti. İlerleyen yıllarda bağlama ile tanıştı. Uzun yıllar iki çalgıyla birlikte çalıştı. 1982 yılından başlayarak dört yıl boyunca “Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Türk Halk Oyunları ve Halk Müziği Toplulukları”nın sanat yönetmenliğini yaptı. Yönettiği “Türk Halk Müziği Korosu” üniversitelerarası yarışmalarda Türkiye ikinciliğini kazandı. 1990-1994 yılları arasında Metin Everest’in yönettiği “Büyükşehir Belediyesi Türk Sanat Müziği Topluluğu”nda tambur sanatçısı olarak görev yaptı ve “Ankara Radyosu”nda gerçekleştirilen birçok kayıtta yeraldı. “Ankara Radyosu” sanatçılarından Ayşe Taş’a eşlik yapan saz topluluğunda yorumcu olarak çalıştı. “Kültür Bakanlığı Ankara Devlet Türk Dünyası Müziği Topluluğu” ile topluluğun kurucusu Ali Özaydın sayesinde tanıştı. 1994 yılından bu yana “Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü”nde ekonomist olarak görev yapmaktadır.
1985 Yılında Manisa’da doğdu. 1999 yılında “Denizli Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi”nin sınavını kazanarak Erinç Özmen ile piyano eğitimine başladı. Daha sonra “Pamukkale Üniversitesi Müzik Bölümü” öğretim üyesi Necati Gülhan ile eğitimine devam etti. Ocak 2003’te “Denizli Oda Tiyatrosu”nda ilk resitalini verdi. Bu zaman içerisinde okulun birçok dinletisine yalkıcı ve eşlikçi olarak katıldı. 2003 yılında “Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü”ne lisans öğrencisi olarak girdi. Burada çalışmalarını “Ensemble Feverish Music” üyesi Nergiz Şakirzade Sarı ile sürdürdü. 2007 yılı Nisan ayında katıldığı “Ensemble Feverish Music” dinletilerinde sahneyi Avusturya’da çalışmalarını sürdüren Işıl Toksöz ile paylaştı. Özellikle romantik dönem üzerine geniş bir dağara sahip olan Koç bir “Ensemble Feverish" üyesidir.
1977 yılında "İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Musikisi Bölümü"nde küğ eğitimine başladı. Geleneksel küğümüzün en eski ve köklü kurumu olan "Darül'elhân"ı 1983 yılında bitiren Koçak aynı kurum içerisindeki "İcra Heyeti"nde sanatçı öğretim elemanı olarak küğ yaşamına başladı. Konservatuvarda İsmail Hakkı Özkan, Süheyla Altmışdört, Dürdane Altan, Alaeddin Aday ve Muazzam Sepetçioğlu'nun öğrencisi oldu. Okul dışında Nezih Uzel, Bekir Sıtkı Sezgin, Kani Karaca, Kemal Tezergil, Necdet Tanlak, İzzet Eskidemir gibi konularında uzman olan ustalarla çalışma fırsatı bularak küğümüzün şaheserleri arasında sayılan birçok klasıl yaratıyı, Mevlevi ayini ve ilahilerini meşk etti.1989 ve 1994 yıllarında "İcra Heyeti" bünyesinde "İstanbul Festivali"ne dinleti yalkıcısı olarak katıldı. 1992 yılında Kadıköy'de "Moda Musiki ve Kültür Derneği"ni kurdu. Burada Türk küğü dersleri vermeğe başladı. 1995–1998 yılları arasında Türk küğünün en büyük yorumcularından olan Bekir Sıtkı Sezgin'in asistanı olarak birçok dinleti ve TV izlencelerinde çalıştı. Araştırmacı bir kimliğe sahip, klasıl Türk küğünün çeşitli alanlarında geleneğe bağlı ve düzeyli yorumların içerisinde olmaya özen gösteren Gürsel Koçak bu anlayışı yansıtan organizasyonlarla birçok proje ve CD'yi hazırlayıp yönetti. Gürsel Koçak 2000 yılında "İstanbul Otantik Türk Müziği Topluluğu"nu kurdu. Topluluğun amacı Türk küğünü kökenindeki tavra sadık kalarak yorumlamak, bu yorumu görsellik ve anlatımla destekleyerek küğümüzü geniş kitlelere ulaştırmaktır. "İstanbul Otantik Türk Müziği Topluluğu"nun dağarında fasıl, şarkı, türkü, Mevlevi ayinleri, Bektaşi nefesleri, ilahiler, saz eserleri gibi dini ve dindışı biçimler yer almaktadır. Kuruluşundan bu yana yurtdışında ve yurtiçinde çeşitli biçemlerde yaklaşık altmış dinleti gerçekleşmiştir. Gürsel Koçak halen "İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı"nda "Türk Musikisi İcrâ Heyeti" yönetkeni olarak görevine devam etmektedir.
Koda:
Bu terimin kelime olarak asıl anlamı “kuyruk” demektir. Bkz. Coda; füg.
Harun Kolçak, sanatçı bir ailenin tek çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Eşref Kolçak’ın ünlü bir sinema sanatçısı olması sanatla içiçe büyümesine neden oldu. Küğe olan ilgisi çok küçük yaşlarda başladı. “Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi”nde ortaöğrenimine devam ederken bas gitar çalmayı öğrendi. Ertiksel küğ yaşamına Erkin Koray ile çalışarak başladı. 1978 yılında Rıza Silahlıpoda’nın “Ritm 68 Orkestrası”na bas gitarist olarak katılan Harun Kolçak askerlik dönüşü caz küğüne yöneldi. Bu dönemde Aydın Esen, Neşet Ruacan, Nükhet Ruacan, Erol Pekcan gibi ünlülerle çalışan ve deneyimini artıran sanatçı birçok ünlü ismin de yer aldığı “Onno Tunç Orkestrası”na katıldı. Burada yedi yıl boyunca bas gitaristlik, vokalistlik ve yalkıcılık yaptı. Orkestranın dağılmasının ardından bir süre vokalist olarak çalıştı. Bu arada 1987 yılında katıldığı ve birinci olduğu yerel bir şarkı yarışmasında yaptığı ikili ile büyük beğeni topladı. Harun Kolçak’ın çıkış yapması 1991 yılında Onno Tunç ile ortak yaptıkları “Gir Kanıma” isimli albümle oldu. Bu büyük çıkıştan sonra küğ tarihinde adının onaylanmasına neden olan ikinci albümü “En Büyük Aşk” geldi. Onno Tunç’un vefatından sonra İskender Paydaş ile çalışmaya başlayan sanatçı “En Büyük Aşk”, “Derman Olayım”, “İnsan Gülerken Ağlar” gibi birçok parçada Paydaş ile beraber oldu. Daha sonra 1995 yılında “Yanımda Kal” adını taşıyan üçüncü albümünü küğseverlerin beğenisine sundu. Albümde çoğunun söz ve küğü Harun Kolçak’a ait on şarkı yer aldı. Düzenlemelerini İskender Paydaş’ın yaptığı albümden iki şarkının söz ve küğleri Adnan Ergil imzasını taşıyordu. “Korkuyorum”, “Dualarım Yoluna” ve “Yanımda Kal” gibi şarkılar unutulmaz Harun Kolçak şarkıları arasında yerini aldı. Kolçak üç yıl sonra 1998’de çıkardığı dördüncü albümünde bambaşka bir görünümle belirdi. “Teslim Oldum” adını taşıyan albümde kendi çizgisinin yanı sıra pop-rock tarzının öne çıktığı dikkatleri çekti. Albümde yine kendi söz ve bağdaları ağırlıkta olmakla birlikte İskender Paydaş, Eda Özülkü, Metin Özülkü, Eser Taşkıran, Günay Çoban gibi isimler de yer aldı. “Günahım Boynuna” albümün çıkış parçası olurken, sözlerini Sezen Aksu’nun, bağdasını Uğur Başar’ın yaptığı “Yeniden” adlı parçayı Aşkın Nur Yengi ile birlikte seslendirdi. 2000 yılına gelindiğinde Harun Kolçak’ın “Yaşasın” adlı albümü küğ marketlerindeki yerini aldı. Sanatçı bu albümde eser düzenlemeleri için Emre Irmak ile çalışırken kendi bağdalarının dışında diğer parçalarda da Şehrazat, Günay Çoban, Ümit Sayın, Ercüment Vural gibi isimlerle birlikte oldu. Bu albümde “Yaşasın”, “Kal Benimle”, “Derbeder Sevdalı” ve “Rüyalar” öne çıkan parçalar oldu. Harun Kolçak’ın ulusal düzeyde kazandığı birçok ödülün yanısıra bir de yurtdışı başarısı bulunmaktadır. 1996 yılında Litvanya’da 13 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen “Müzikos Festivalis Nerinos Vasara 96” yarışmasında Türkiye’yi başarıyla temsil ederek “En İyi İkinci Şarkıcı” seçildi. Küğ yaşamına bir süre ara veren sanatçı 2006 yılında “Müzisyen” adlı albümü ile iddialı bir dönüş yaptı. Harun Kolçak vejetaryen, hayvansever ve doğa tutkunu biri olarak tanınmaktadır. İnsanları duyarlı hale getirmek için çabalar harcayan Kolçak aktif olarak pek çok faaliyetin de içinde bulunmakta, aynı zamanda meditasyon, parapsikoloji ve zen-budizm ile de yakından ilgilenmektedir.
Koloratur:
(Alm.) Kıvrak bir sesin renkli figürler ile söylemesi; bu tarzda söyleyen ses. Söyleyişin her süslü halini kapsamına alır. Kıvraklığın çekim gücünü betimler. Kelimenin aslı İtalyanca “coloratura” olup buradan Fransızca’ya geçmiştir. Almanca’da “Coloratur” şeklinde de yazılmaktadır. “Koloratur soprano” seçkin ve kıvrak söyleme becerisini elde etmiş kantatristlere verilen isimdir. “Koloraturarie” ile “Bravurarie” Almanca’da anlamdaş anlatımlardır. “Aria di Bravura” çalımlı ve kutlamayı hak eden arya anlamına gelir. Bkz. Coloratura. Coloratur. Koloraturarie. Bravurarie. Aria di Bravura. Koloratur soprano. Coloratur soprano. Kantatrist.
Koloseum:
“İmparatorluk Roması”nda eski amfitiyatrolara verilen isim. O dönemde yapılmış olan herhangi bir büyük stadyum ya da açık hava tiyatrosu. Bkz. Coliseum, colosseum.
Koma:
Bir tam ses (B2) aralığının dokuzda biri. Bölünebilen en küçük ses birimidir. Makamsal musıkide “koma” kavramı dizinin varlığı, tanımlanması ve gidişatı bakımından özellikle önem taşır.
Komponist:
(Alm.) Bağdar, bağdama eylemini yapan kişi. Besteci, bestekar.
Komposition:
(Alm.) Bağda, yaratı. Beste.
Kompozisyon:
Bkz. Beste, bağda.
Kompozitör:
Besteci, bağdar.
Bohemyalı bağdar, orgçalar, bando ve orkestra yönetkeni. Karel Komzák II’nin babası ve Karel Komzák III’ün büyükbabası. 4 Kasım 1823 tarihinde bugünkü Çek Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Netechovice’de dünyaya geldi. Keman çalmayı aslında bir nalbant olan, fakat aynı zamanda pek sevilen bir halk ırlağanı ve beğenilen bir kemancı olan babasından öğrendi. Daha sonra “Prag Konservatuvarı”nda öğrenci oldu ve bu okulda Moritz Mildner ve Antonin Bennewitz ile çalıştı. Ayrıca orgçalar olmak için eğitim gördü ve bir köye öğretmen olarak atandı. Bu görevinden sonra “Ulusal Zihinsel Hastalıklar Enstitüsü” ismini taşıyan bir akıl hastanesinin orgçalarlığına getirildi. Sanatçı 19 yıl burada görev yaptı. Ayrıca Prag’da konuşlanmış “Tüfekli Kolordu”nun bando yönetkenliğini yapıyordu ve Linz’de bulunan bir tiyatro’nun da yönetkenliğini almıştı. Bu farklı görevleri nedeniyle sık sık yolculuklar yapan Komzák en çok Viyana ve Baden’de ikamet etmiştir. Komzák, yaptığı fedakarca çalışmalar sonucunda “Czech Provisional Theatre” (Çek Geçici Tiyatrosu)’nda opera performansları alanında saygı duyulan bir orkestra oluşturdu. 1862 yılında bu orkestra kalıcı bir şekilde tiyatroya bağlandı. Bu orkestranın üyeleri arasında viyola çalan Antonin Dvorak ve keman çalan bağdarın kendi oğlu Karel Komzák II’de bulunmaktaydı. Bedrich Smetana bu başarısı nedeniyle sanatçıyı başarılı bulduğunu belirtmiştir. 1865 yılında Komzák, Innsbruck’ta konuşlanmış “Avusturya-Macaristan Ordusu”nun “11. Piyade Alayı”na bando yönetkeni olarak atandı. Buradaki sorumluluğu sanatçının 15 yıl boyunca coğrafik olarak çok çeşitli yerlerde bulunmasını gerektirdi. Sanatçı 1880 yılında “74. Piyade Alayı”na atandı. Bu tarihe dek, dinleti izlencelerinde düzenli olarak Çek halk ırlarına yer vererek dinleyicilerinin gönlünü fetheden ve büyük sempati toplayan sanatçı, 1880 yılından itibaren bu küğün yasaklanmasıyla derin bir hayal kırıklığı yaşadı. Bunun üzerine 1881 yılında emekliliğini istedi, ama yalnızca bir yıl sonra Prag’da yeni kurulan “88. Piyade Alayı”na yönetken olarak katılmaya ikna edildi. Sanatçı 1888 yılı Nisan ayında tam anlamıyla emekli oldu ve doğduğu yere yerleşti. 19 Mart 1893 tarihinde 69 yaşında iken sonsuzluğa göç etti. Doğduğu eve bir hatıra plaketi çakıldı. Bir bağdar olarak ikiyüz civarında popüler marşlar, valsler, mazurkalar, polkalar, galoplar, kuadriller ve başka kırın küğleri yazdı.
Bohemya doğumlu Viyana’lı bağdar. Prag’da 8 Kasım 1850 tarihinde dünyaya geldi. İlk küğ eğitimini babası Karel Komzák I’den aldı. 1861 ile 1867 yılları arasında “Prag Konservatuvarı”nda keman, küğ kuramları ve yönetkenlik çalıştı. 1869 yılının Mart ayında babasının yönetken olduğu Linz’de konuşlanmış “11. Alay Küğ Takımı”na keman ve bariton çalıcısı olarak katıldı. 1871 yılında “7. Piyade Alayı”nın bando yönetkeni pozisyonu boşaldığında, genç Komzák başvuru yaptı, başarılı bulundu ve 21 yaşında Innsbruck’taki yeni görevine başladı. Bu dönemde Tirol halk küğünü tanımaya başladı. Koro yönetkeni olduğu “Innsbruck Liedertafel Korosu” için yazdığı koral parçalarda Tirol küğlerinin etkisini görülür. Komzák’ın uzun süredir içinde beliren Viyana'ya yerleşme arzusu, 1882 yılında “84. Piyade Alayı”nın bando yönetkeni olarak görev devralması için başkente çağrıldığında gerçekleşti. Bu kentte bulunduğu sürede tanınırlığı yavaş yavaş artmaya başladı ve sonunda “Avusturya İmparatorluğu”nun her yerinde bilinir oldu. İçtenliği, dost canlısı doğası ve enerjik orkestra yönetme şekli, O’nu kısa sürede Viyana halkı tarafından çok beğenilen bir isim haline getirdi. Karel Komzák aynı zamanda büyük saygı duyulan askeri bağdarlardan birisiydi. Bağdarın “Avusturya Askersel Küğü”ne en büyük katkılarından birisi yaylı çalgıları bando içerisinde kullanması oldu. Yönetimi altında bulunan küğ takımında en az 14 birinci keman yer almaktaydı ve bu dönemin geleneksel dinleti orkestrasında bulunan rakamla eşdeğerdi. Sanatçının alay küğ takımı ile yaptığı dinleti turları gidilen her yerde büyük beğeni topladı. 1892 yılında Komzák’a sağlık gerekçesiyle alayından izin verildi ve aile “Baden-bei-Wien” kaplıca kasabasına taşındı. Bu kasaba Viyana’nın yalnızca 23 km güneybatısında bulunmaktaydı. Ertesi yıl sanatçı “Spa Orkestrası”nın yönetkenliğini üstlendi. Bu arada 20 Eylül 1892 tarihinde sanatçı Mostar Herzegovina’daki yeni garnizonuna taşınan alay bandosu ile Viyana’da bir veda dinletisi verdi. Komzák, 1896 yılında emekli olana kadar konumunu korudu, kış aylarını Mostar’daki alayla geçirdi ve ilkbahar sezonunda spa dinletilerini yönetmek için Baden’e döndü. Ertiksel yaşamının doruk noktası, 1904 yılında St.Louis, Missouri’deki “Dünya Sergisi”nde “Wiener Farben” (Viyana Renkleri) orkestrası ile verdiği dinletiler dizisi oldu. Bundan yalnızca altı ay sonra sanatçı bir Pazar günü Paskalya’da yaşama veda etti. 23 Nisan 1905 tarihinde sonsuzluğa göç ettiğinde 54 yaşındaydı. Baden-bei-Wien tren istasyonunda kalkan bir trene binmek için hamle yaptığında ayakları kaydı ve demir tekerlerin altında kaldı. İlk olarak Baden’de toprağa verildiyse de sonraki Kasım ayında kalıntıları çıkarıldı ve şehir yetkilileri tarafından kendisine onurlu bir mezar verildiği “Viyana Merkez Mezarlığı”na gömüldü. 1907 yılında mezarının başucunda bağdarı elinde bageti ile gösteren bir anıt dikildi. Sanatçı özellikle yazdığı kırınları ve yürüyüşlükleri ile tanınmıştır. “Erzherzog-Albrecht Marşı” O’nun eseridir. 1878 ile 1924 yılları arasında yaşayan oğlu Karel Komzák III de bir küğ adamı ve bağdar idi. Bkz. Karel Komzák I ve Karel Komzák III.
Bağdar ve koro yönetkeni. 20 Mayıs 1878 tarihinde Avusturya’nın Innsbruck kentinde dünyaya geldi. Hayatının ilk dört buçuk yılında Innsbruck ve Riva’da “Garda Gölü” yakınında yaşadı. Sonra Viyana’da büyüdü. 15 yaşında iken babası Karel Komzák II’nin rahatsızlıkları nedeniyle Viyana yakınlarındaki Baden’e taşındılar. Baden’de “Biondek” sokağında bulunan lisede öğrenci oldu. 1897 yılında bu okulu bitirdi. 1905 yılında (babası Karel Komzák II’nin öldüğü yıl) Avusturya ve Almanya’da birlikte sahneye çıktığı 45 küğcüden oluşan orkestrayı yönetti. 1907 yılında Münih, Leipzig, Nürnberg, Augsburg ve diğer kentlerde dinletiler verdi. Eleştirmenler ve küğseverler sanatçının bu performanslarını övgüyle karşıladılar. Genç sanatçı yeteneğini hemen ortaya koymuştu. 1908 yılından itibaren, orkestrasıyla birlikte sessiz film gösterilerine eşlik ettiği Viyana’ya yerleşti. 1919 yılında “Kuzey Bohemya”da (Marienburg, Eger, Rumburk ve diğer kentler) başka bir dinleti dolaşısına çıktı. Strauss ailesinde yer alan Johann Strauss III’de olduğu gibi, Karel Komzák III de ailesinin en genç ve en az tanınan üyesidir. Ancak ailenin bu üçüncü kuşak üyesi gerçek Viyana tarzında olağanüstü mükemmellikte küğler yazdı. Karel Komzák I’in torunu olan sanatçı Almanya’da “Enkel” ismiyle bilinmektedir. En tanınmış yaratıları arasında Op. 285 sırasayılı “Grillenbanner” Marşı ile Op. 286 sırasayılı “Münchner Kindl” (Münih Çocuğu) sayılabilir. “Münih Çocuğu” isimli eseri cezbedici bir valstir. Bağdarın diğer yaratıları da aynı etkiyi yaratacak güzelliktedir. Bir operet bağdamışsa da sahneye hiç konulmamıştır. Babası ile kendi yazdıkları arasında ne yazık ki nota yayınevleri herhangi bir ayrım yapmadılar. Hatta her ikisinin eserleri toplu basımlarda bir arada bile yer alabildi. Bu nedenle her iki bağdarın yaratıları kolaylıkla birbirine karıştırılabilmektedir. Ölümünden kısa bir süre önce, Maria-Lanzendorf’ta bir kümes hayvanı yetiştirme ve besi tesisinin sahibi olarak faaliyeti ile ilgili birkaç yasal işlem devam ediyordu. 5 Eylül 1924 günü Karl Komzák, kısa süre önce taşındığı Pestalozzi caddesi 4 numaradaki evinde baygın halde bulunarak “Wiedner Hastanesi”ne kaldırıldı. İlk başlarda sanatçının içine girdiği maddi sıkıntılardan ötürü sinir krizi geçirerek bayıldığı düşünüldü. Ancak ölümünden sonra yapılan otopside kalp krizi geçirdiği belirlendi. Sanatçı Viyana’da 5 Eylül 1924 tarihinde sonsuzluğa göç etti. Bazı Yaratıları: “Das sind die Herren Studenten” (Bunlar Öğrenciler) Opus 4 (İlk çalınışı 20 Temmuz 1897), Marş; “Weltuntergang verschoben” (Kıyamet Ertelendi) Opus 59, Marş; “Grillenbanner” (Barbekü) Marşı, Opus 285; “Münchner Kindl” (Münih Çocuğu) Opus 286, Vals; “In der Zaubernacht” (Sihirli Gece’de) Opus 308, Vals; “Blühende Kastanien” (Çiçek Açan Kestane) Opus 312, Vals; “Kinder aus Dorf und Stadt” (Kasaba ve Köyden Çocuklar) Opus 317, Vals; “Die Rose vom Kaukasus” (Kafkas Gülü) Opus 320, Vals; “Ausstellungsmarsch” (Sergi Yüyüyüşü) Marş, Opus 321; “Ein Engel wacht an deiner Seit” (Seni Yakından İzleyen Melek) Opus 322, Lied (Irsal Parça); “An schön’ Gruss vom alten Steffel” (Eski Steffel’den İçten Selamlar) Opus 323, MarschLied (Irsal Marş); “Erst mein, dann dein” (Önce Benim, Sonra Senin) Opus 329, Polka Mazur; “Der Findbua” Opus 340, Lied (Irsal Parça); “Trocadero” Opus 360, İspanyol Valsi; “Helenen-Marsch” (sırasayısı yok).
1967 yılında Trabzon'un Maçka ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Maçka'da tamamladıktan sonra "İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı"na girdi. 1988 yılında konservatuvarı bitirip aynı yıl "İstanbul Teknik Üniversitesi"nde sosyal bilimler lisans üstü eğitimine başladı. Karadeniz küğünü uluslararası küğ biçimleriyle buluşturarak özgün bir yapıda yeniden şekillendiren Volkan Konak ilk albümü "Efulim"i 1993 yılında yaptı. Albüm başta Karadeniz halkının ve küğseverlerin beğenisini ve ilgisini kazandı. Daha sonra 1994 yılının Ekim ayında "Gelir misin Benimle" adlı albümünü hazırladı ve askerlik görevi nedeniyle bir süre çalışmalarına ara verdi. Askerlik görevini tamamladıktan sonra hemen üçüncü albümü "Volkanik Parçalar"ın çalışmasına başladı. Üç aylık çalışmadan sonrada bu albüm küğseverlerin beğenisine sunuldu. Volkan Konak 1998 yılının Nisan ayında kendisinin kurduğu "Kuzey Müzik Prodüksiyon" isimli firmasından "Pedaliza" isimli albümünü çıkardı. 1993 yılından bu yana albüm çalışmalarında yaklaşık elli adet bağdasını sergileyen sanatçı bu çalışmalar sonunda "Gazeteciler Cemiyeti" ile çeşitli vakıf ve dernekler tarafından yılın sanatçısı seçildi. 1997 yılınıda "Politika Dergisi" tarafından yılın en iyi küğ sanatçısı seçilen Volkan Konak'ın 1993 yılında ürettiği bir bağdasının tüm dünya hakları "Kuzey Müzik Prodüksiyon" ile Fransız prodüktör Alain Finet tarafından yapılan sözleşme sonucunda Alain Finet tarafından satın alındı. Bu bağda İspanyolca olarak tüm dünyada yayınlanmak üzere single olarak çıkarıldı.
Koncert majstor:
(Hırvatça) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Koncert mojster:
(Slovence) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Koncertmester (Koncert mester):
(Danca) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Koncertmester (Koncert mester):
(Macarca) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Koncertmistrz (Mistrz koncertu):
(Lehçe) Başkemancı. Bkz. Concermaster.
Koncertní mistr:
(Çekçe) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Koncertný majster:
(Slovakça) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Koncertų meistras (Koncertmeisteris):
(Litvanca) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Konçertino:
Küçük konçerto, konçertocuk. Bkz. Konçerto, concerto; concertino.
Konkord:
(Slovence) Uyum, ahenk. Bkz.: Konsort.
Konsert mästare:
(İsveççe) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Konsert mester:
(Norveççe) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Konsertist:
Bkz. Concertiste.
Konserttimestarina (Konsertti mestari):
(Fince) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
Konsonanca:
(Hırvatça) Bkz.: Konsonans.
Konsonance:
(Slovence) Bkz.: Konsonans.
Konsonans:
Kulağa hoş gelme, uyuşma. Uyuşumlu. Uyuşumlu aralık. Birbiriyle çelişmeyen iki ya da daha çok ses ve aralık. Ahenkli, uyumlu. Ses uyumu olan. Bağdaşan, uyuşan. Uygun. Ünsüz.
Konsonanser:
(Norveççe) Bkz.: Konsonans.
Konsonant:
Ünsüz.
Konsonanz:
(Alm.) Bkz.: Konsonans.
Konsort-1:
Aynı tip çalgıların bir grup halinde bulunması anlamına gelir. En iyi bilinen örnek, violların bir araya gelmesiyle oluşanlardır. Thomas Morley’in eseri “Konsort Dersleri” (Consort Lessons)’ni inceleyiniz. Bkz. Consort, Kırık Konsort. Broken Consort.
Konsort-2:
Uyum, anlaşma, birlik. Uygunluk. Armoni, armonik olma hali. Ahenk. Anlaşma, antlaşma. Bkz.: (İng.) Concord. Konsonans. Kulağa kendi içinde tamamlanmış hissi veren ve başka bir uygu (akor) tarafından çözülmeyi gerektirmeyen iki veya daha fazla notadan oluşan dikey yapı. Sekizliler (oktavlar) en sade ve en mükemmel uyumu sağlar. Beşli aralıklar ve üçlü aralıklar da uyumlu aralıklardandır. Bkz.: Diskord.
Kontralto:
Kadın seslerinin en kalını. Çalgılarda soprano ile tenor arasındaki ses.
Kontrapunkt:
(Alm.) Bkz. Kontrapunt.
Kontrapunktas:
(Litvanca) Bkz. Kontrapunt.
Kontrapunt:
(Kontrapunto, kontrpuan, kontrapunkt, kontrapunt) Küğ bağdama sanatında birden fazla (ya da çok sayıda) ezgisel çizginin üst üste getirilerek uyum sağlama tekniği. Çok sayıda çizginin birbirleri ile aynı anda yürütülmesi. Etimolojik olarak bu sözcüğün kelime anlamı “noktaya karşı nokta” olup küğ sanatında “notaya karşı nota” ve dolayısıyla “ezgiye karşı ezgi” olarak anlaşılmalıdır. “Kontrapunt” (basit bir şekilde) uygulara dayanan bağdama tekniği olarak açıklayabileceğimiz “armoni”nin zıddıdır. “Uyumsal yazım tekniği” olarak tarif edebileceğimiz “armonik yazım tekniği” küğ sanatına göreceli olarak daha sonra girmiştir ve uyguların belli bir düzen çerçevesinde birbiri ardına sıralanmasını gerektirmektedir. “Kontrapunt” sanatında da dikey bağlantılar ihmal edilmemekle birlikte, eş zamanlı hareket halinde bulunan ezgisel gidişler ön plandadır. Kısacası, ezgiye karşı ezgi oluştururken uygusal yapılar gözetilmekle birlikte başlı başına bir dayanak noktası olmaz. Yani, notalar birbirlerine uzaklıklarına -aralıklarına- bakılarak ele alınmakta olduğundan bu teknik aralık kavramı üzerine temellendirilmiştir. Kontrapunt, özellikle eski Flaman bağdarların ve rönesans ustalarının çoksesli yaratış biçiminin temelinde yer almakta olup onaltıncı yüzyılda en yetkin düzeyine erişmiştir. Bu dönemde kontrapunt tekniği kullanılarak yazılan ezgisel çizginin miktarını abartarak sergilemek adeta bir yarışa dönüşse de bu zorlamalı yazım tarzından bir süre sonra vazgeçildi. Küğ biçimlerinden füg, kontrapunt yazım biçiminden hayli yararlanmaktadır. Johann Sebastian Bach ile kontrapuntsal yazım tekniği doruğuna çıkmıştır. Ludwig van Beethoven da bu teknikten yararlanmayı bilen olağanüstü yaratıcılardan bir diğeridir. Örneğin “5. Sinfonisi”nin birinci bölümünde yer alan füg kesiti Beethoven’in yüksek beyin gücünün en önemli kanıtlarından birisidir. Beethoven’in son evrelerinde yazdığı eserlerinde kontrapunt tekniğini sıklıkla kullandığını görüyoruz. Romantik çağda ise kontrapunt adeta bir alıştırma ya da egzersiz düzeyine indirgendi. Fakat yirminci yüzyılın başlarında Schönberg’in katkılarıyla tekrar canlılık kazandı. Çünkü Schönberg’in kurallara dayadığı ve öğrencileri tarafından geliştirilen “oniki ton tekniği” uygulara değil, aralık kavramına yaslanmaktadır. Kontrapunt gerçekleştirmek isteyen bağdarın işleme şekline göre beş çeşit kontrapuntsal çalışma bulunmaktadır:
1. Verilen (ya da yazılan-biçimlendirilen) ezginin süre değerleri ile bağdaşan (tam olarak ‘notaya karşı nota’ ya da ‘noktaya karşı nokta’),
2. İki notaya karşı bir nota,
3. Dört notaya karşı bir nota,
4. Sinkoplu gidiş,
5. Süslemeli (karışık süre değerlerinde) gidiş.
Eğer kontrapuntsal yazıda iki koro grubu kullanılırsa bu sekiz sesli bir kontrapuntsal yazım meydana getirir. Her bir koro için -sopran, alt, tenor ve bas- dizilişi tasarlanmış ise her biri dört ses üzerinden biçimlendirilmiş iki koronun küğsel edimleri birbirinin karşılığı olur veya birbirini izler ya da birbiriyle birleşir veya birbirine karşır. Bu oluşan çoksesli topluluk bir bütün oluşturur. Bkz.: Benzetmeli Kontrapunt, Devrik Kontrapunt.
Kontrpuan:
Bkz.: Kontrapunt.
Kontsertmeister (Kontsert Master):
(Estonca) Başkemancı. Bkz. Concertmaster.
1871 yılında İstanbul’da doğan sanatçı 19 Mart 1938’de yine İstanbul’da sonsuzluğa göçmüştür. Darüşşafaka mezunu olan Konuk, 1898 yılında da hukuk okulu olan “Mekteb-i Hukuk-ı Şahane”yi bitirmiştir. 43 yıllık hizmet sonrası emekli olmuştur. Küğ öğrenimini Zekai Dede ile yapmış, daha sonra da bir süreliğine Suphi Ezgi ve Rauf Yekta ile de çalışmıştır. Fransızca, Farsça ve Arapçayı çok iyi bilmekteydi. Şiirler yazan Konuk, güfte dergisi “Hanende”yi derlemiştir. Ahmed Avni Konuk’un 40 kadar küğsel yaratısı vardır.
Konularına Göre Türküler:
Türküleri konularına göre sınıflandırmanın oldukça güç olduğu açıktır. Türkülere söz konusu olan konuların çok çeşitli olmasının yanısıra ele aldığı konular sürekli değişim göstermektedir. Aynı cümle içinde birden fazla konunun işlendiği türkülere de sıklıkla rastlanır. Bunun dışında türkülerin kullanıldığı yerler dahi bazı durumlarda türküleri belirleyebilmektedir. Tüm bu nedenlerden ötürü türkülerimizde kesin bir konu saptaması yapılamaz. Yine de türküleri genel anlamda sınıflandırırsak şu konuları işledikleri söylenebilir:
1) Lirik türküler,
2) Satirik türküler,
3) Anlatı türküleri,
4) Pastoral türküler,
5) Eğitici türküler...
Ayrıca kullanıldıkları yerlere göre ise türküleri yine birkaç grupta ele almak olanaklıdır:
1) Çalışma türküleri,
2) Törenlerde kullanılan türküler,
3) Mevsim türküleri,
4) Meslek türküleri,
5) Oyun türküleri.
Bu grupların hiçbirine dahil edemeyeceğimiz türküleri ise “Öteki Türküler” olarak ele alabiliriz.
Konzertmeister:
(Alm.) Eril. Bkz. Concertmaster. Konzertmeisterin.
Konzertmeisterin:
(Alm.) Dişil. Bkz. Concertmaster. Konzertmeister.
Kooskõla:
(Estonyaca) Uyum, ahenk. Bkz.: Konsort.
28 Mart 1968 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. Radyo programcısı, seslendirme sanatçısı ve kültür-sanat izlenceleri hazırlayıcısıdır. Babası tiyatro sanatçısı Lütfü Kopan, annesi ise Engin Kopan’dır. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara’da okuyan Yekta Kopan “Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü”nü bitirmiştir. Babasının aracı olmasıyla daha çocuk yaşlarında “TRT Ankara Radyosu”nda seslendirme çalışmalarına başladı. Sonrasında “Çocuk Saati” programında bu işin eğitimini aldı. Ablası Yeşim Kopan da seslendirme sanatçısıdır. Sanatçının sesinin bazı karakterlere hayat verdiğini görüyoruz: Jim Carrey, “Geleceğe Dönüş” filmi serilerindeki Michael J. Fox, çizgi film karakteri Sylvester ve “Buz Devri” animasyon film karakteri Sid, “Star Wars”ta Obi-Wan Kenobi ve “X Men”de Cyclops bunlardan bazılarıdır. Sanatçı, radyo programcılığı ve seslendirme çalışmalarının yanı sıra “NTV”de yayınlanan kültür-sanat programı “Gece Gündüz”ün sunuculuğunu da yaptı. Çok sayıda dergide öyküleri yayınlanan Yekta Kopan sinema dergisi “Altyazı”da film eleştirileri kaleme almıştır. “Aşk Mutfağından Yalnızlık Tarifleri” kitabı 2002 yılında “Sait Faik Hikaye Armağanı”nı kazandı. 2006 yılında “İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali” bünyesinde “Tiyatro DOT” tarafından sahnelenen ve bir Bülent Erkmen projesi olan “İki Kişilik Bir Oyun”un metni Kopan’a aittir. Oyun Almanya, İtalya ve Hollanda’da sahnelenmiştir. “Daha Önce Tanışmış mıydık?” adındaki e-kitabı “http://www.altkitap.net" tarafından yayınlandı. 2007 yılında yayınlanan “Karbon Kopya” isimli öykü kitabı, aynı yıl “Dünya Kitap Ödülleri”nde “Yılın Telif Kitabı” ödülünü aldı. “Bir de Baktım Yoksun” isimli öykü kitabı Kasım 2009 tarihinde yayınlandı ve “Yunus Nadi Öykü Ödülü”nü kazandı. Aynı kitap “2010 Yılı Milliyet Haldun Taner Öykü Ödülü”nü de aldı. Yazarın Kitapları: “Fildişi Karası” (2000), “Aşk Mutfağından Yalnızlık Tarifleri” (2002), “Yedi Derste Vicdan Muhasebesi” (2003), “Absürd Öyküler - Aslı Erdoğan, Bozkurt Şener, Cem Mumcu, Hasan Ali Toptaş, Yekta Kopan” (2003), “İçimde Kim Var” (2004), “Kara Kedinin Gölgesi” (2005), “İki Kişilik Bir Oyun” (2006), “Karbon Kopya” (2007), “Bir de Baktım Yoksun” (2009), “Burun” (2009), “Kediler Güzel Uyanır” (2011), “Kar İzleri Örttü” (2012), “Aile Çay Bahçesi” (2013), “İki Şiirin Arasında” (2014), “İpekli Mendil” (2014). Seslendirme Yaptığı Filmler: “Beyaz Gölge Dizisinde Morris Thorpe” (1978), “Şirinler Dizisinde Güçlü Şirin” (1981), “Charles İş Başında Dizisinde Charles” (1984), “Geleceğe Dönüş 1-2-3 Filmlerinde Marty McFly” (1985-1989-1990), “Muhteşem İkili Dizisinde Kuzen Balki” (1986), “Bizim Ev Dizisinde Jesse Dayı” (1987), “Cesur ve Güzel Dizisinde Thorne Forrester” (1987), “Tanrı’nın Zırhı Filmlerinde Jackie Chan” (1987-1991), “Evimiz Hollywood’da Dizisinde Brandon” (1990), “Cezalandırıcı Filminde Alfredo Garcia” (1993), “Maske Filminde Maske” (1994), “Esaretin Bedeli Filminde Tim Robbins” (1994), “Budala Dedektif Filmlerinde Ace Ventura” (1994-1995), “Herkül Dizisinde Iolaus” (1995), “Batman Daima Filminde Edward Nygma” (1995), “Polis Akademisi 4 Filminde Jackie Chan” (1996), “Space Jam Filminde Duffy Duck” (1996), “Baş Belası Filminde Kablocu” (1996), “Çılgın Bediş Dizisinde Cenk Torun” (1996-1997-2001), “Yalancı Filminde Jim Carrey” (1997), “Afrika Kaplanı-Kimim Ben? Filminde Jackie Chan” (1998), “Truman Show Filminde Truman Burbank” (1998), “Devlet Düşmanı Filminde Hicks” (1998), “Çarli Dizisinde İlker Aksum” (1999), “Ay’daki Adam Filminde Tony Clifton” (1999), “Dövüş Kulübü Filminde Tyler Durden” (1999), “Yıldız Savaşları Filmlerinde Obi-Wan Kenobi” (1999-2002-2005), “Bir Aşk Hikayesi Filminde Turgut” (2000), “Ben, Kendim ve Sevgilim Filminde Hank Evans” (2000), “Kasım’da Aşk Başkadır Filminde Nelson Moss” (2001), “Majestic Filminde Luke Trimble” (2001), “Yüzüklerin Efendisi Filminde Pippin” (2002-2003), “Buz Devri Animasyonlarında Sid” (2002-2006-2009), “Düş Kapanı Filminde Pete” (2003), “Aman Tanrım Filminde Bruce Nolan” (2003), “Talihsiz Serüvenler Dizisinde Kont Olaf” (2004), “Köpek Balığı Hikayesi Animasyonunda Oscar” (2004), “Dick ve Jane İş Başında Filminde Dick Harper” (2005), “Şaşkın Filminde Radyo Çalışanı” (2005), “Kebap Connection Filminde İbo” (2005), “Madagaskar Filmlerinde Alex” (2005-2008), “Barnyard Parti Hayvanları Filminde Otis” (2006), “Amerikalılar Karadeniz’de Filminde Levent Kazak” (2006), “Arabalar 1-2 Filmlerinde Şimşek McQueen” (2006-2011), “Prenses Lissi ve Kar Adamı Yeti Filminde Franz” (2007), “Red Kit: Batı’ya Hücum Filminde Rin Tin Tin” (2007), “Alvin ve Sincaplar 1-2-3 Filmlerinde Alvin” (2007-2009-2011), “Bay Evet Filminde Carl Allen” (2008), “Hancock Filminde Hancock” (2008), “Melekler ve Şeytanlar Filminde Camerlengo Patrick Mckenna” (2009), “Ayı Yogi Filminde Bobo” (2010), “Max’ın Maceraları Filminde Max”, (2012), “Rio Filminde Mavili” (2014).
Kordirektör:
Koro yöneten, koro idare eden. Koro yönetkeni, koro şefi. Yönetken. Türkçe’de pek kullanılmayan bir terimdir. Bkz. Chordirektor. Şef. Yönetken. Yönetmek.
İzmir’de doğan sanatçı 1977’de “İzmir Devlet Konservatuvarı”na girdi ve keman eğitimi süresince Candan Nicolai, Ayşe Özbekligil ve Atilla Işıksun gibi öğretmenler ile çalıştı ve aynı konservatuvarın keman bölümünden 1987’de mükemmel dereceyle mezun oldu. Daha sonra keman eğitimine Ion Voicu ile devam eden Korkut aynı yıl “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası”na keman sanatçısı olarak girdi. 1985 yılında “Akdeniz Gençlik Orkestrası”nın bir üyesi oldu ve bu orkestrayla gerek yalkıcı olarak ve gerekse oda küğü dinletileri verdi. Bugüne kadar “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası”, “İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası” ve “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası” ile yalkın dinletiler veren sanatçı şu anda “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası”nın başkemancısı olarak görev yapmaktadır. Korkut ayrıca keman öğretmeni olarak “İzmir Devlet Konservatuvarı”nda çalışmaktadır.
Korno:
Tekerlek şeklinde bükülmüş perdeli orkestra borusu. Bkz. French-horn.
Yeni kurulan küçük bir devlet olan Kosova’nın “Ulusal Marşı”nın adı “Avrupa”. Sözleri olmayan marş yalnızca ezgiden ibaret. Milletvekilleri marşı finale kalan üç bağda içinden seçti. Koşullardan biri yeni marşın herhangi bir etnik gruba yönelik bir ima içermemesiydi. Devlet Başkanı Fatmir Seydiu ve Başbakan Haşim Taçi Kosova’nın bir devletin sahip olması gereken bayrak, arma ve marş gibi sembollere kavuştuğunu belirterek milletvekillerini kutladı. Meclisin kabul ettiği marş Mendi Menciç’in bağdadığı ellisekiz saniyelik bir küğden oluşmaktadır. Menciç böylece onbin avro değerinde ödülü de kazanmış oldu. Aynı zamanda bir bağdar olan Kültür Bakanı Valton Beçiri “Sözleri olsaydı marşın daha da güzel olacağı” görüşünü savundu. Marş için düzenlenen yarışmaya yirmidördü yabancı bağdarların olmak üzere toplam yüzotuzdört yaratı katıldı. ABD, AB, Yeni Zelanda ve Rusya’dan bağdarlar da yarışmada yer aldı.
Film yönetmeni ve yazar. 9 Ağustos 1993 tarihinde Kuzey Makedonya’nın Prilep (Pirlepe) kentinde dünyaya geldi. “Games-Oyunlar” (2014) ve Ljubo Stefanov ile birlikte yazıp yönettiği “Honeyland-Bal Ülkesi” (2019) isimli filmleri ile pek tanındı. “Honeyland” belgeseli “En İyi Belgesel” ve “En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film Oscar Adaylığı” dahil olmak üzere kırkın üstünde adaylığa ve ödüle sahip oldu. Aldığı ödüllerden en önemlileri ilk gösteriminin gerçekleştiği “Sundance Film Festivali”nde, “Dünya Sineması Belgesel Kategorisi”nde “Büyük Jüri Ödülü”, “Dünya Sineması Belgesel Sinematografi” alanında “Jüri Özel Ödülü” ve “Değişime Etkisi” sebebiyle “Dünya Sineması Özel Jüri Ödülü” de dahil olmak üzere kazandığı üç ödüldür. İlk uzun metraj filmi “Honeyland”den önce yaptığı çevre konulu belgeseli “Lake of Apples-Elma Gölü” (2017), “UNDP/United Nations Development Programme-Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı” tarafından desteklendi ve dünyanın çeşitli yerlerindeki festivallerden ödüllerle döndü. Belçika’nın Namur kentinde düzenlenen “Festival International Nature-Uluslararası Doğa Festivali”nde aldığı “Prix de l’Environnement-Çevre Ödülü”, Sırbistan’da düzenlenen “Silafest”te aldığı “En İyi Ekoloji Filmi Ödülü”, “Green Montenegro International Film Festival-Yeşil Karadağ Uluslararası Film Festivali”nde “En İyi Ekoloji Filmi Ödülü” bu ödüllerden birkaçıdır. Filmlerinde öyküler anlatmayı seven, güçlü karakterler yaratmayı ve algı değiştiren mesajlar vermeyi tercih eden Kotevska, “Man v.s. Flock-Adam ve Sürü” adındaki yeni uzun metraj kurgu filminde geleneksel ve yenilikçi dünya arasındaki çatışmayı ele almıştır.