So

So(l) Majör Gamı, So(l) Majör Dizisi:

Bkz. Büyük So Dizisi.

So(l)bemol Majör Gamı, So(l)bemol Majör Dizisi:

Bkz. Büyük So(l)bemol Dizisi.

Soave:

(İt.) Tatlı. Düzgün, düzgünce, pürüzsüzce, sarsıntısız, sarsıntısızca, yumuşacık, yumuşak bir şekilde, rahatça. Tatlı bir ifade ile.

Soavita:

(İt.) Nezaket, yumuşaklık, incelik, tatlılık. Tatlılıkla.

\ Socias, Marco:

İspanya’nın Málaga kentinde piyanist bir ailede dünyaya gelen Marco Socias küğsel eğitimine bu kentte başladı ve sonraki yıllarda Almanya’nın Köln kentinde bulunan “Küğ Yüksek Okulu”na devam etti, çok sayıda ustalık kursuna katıldı. Sanatta gelişimini sağlayan isimler arasında Carmen Gallardo, Antonio Company, José Tomás, José Miguel Moreno, Hubert Käppel ve David Russell bulunmaktadır. Marco Socias daha henüz 21 yaşında iken İspanya’nın en genç gitar profesörü oldu. Sanatçı dünya ölçeğinde saygınlık taşıyan uluslararası yarışmalarda ödüller kazanmıştır. Bunlar arasında Madrid’de bulunan “Guerrero Vakfı” tarafından düzenlenen “Infanta Cristina”da aldığı birincilik ödülü ve Belçika’da düzenlenen “Gitarın Baharı” ve İtalya’da gerçekleştirilen “Uluslararası Gargnano Yarışması” sayılabilir. Marco Socias tanınmış uluslararası gitar festivallerine sıklıkla davet edilmektedir. Yalkıcı bir sanatçı olarak Avrupa’nın tüm ülkeleri, Yakın Doğu, Japonya, Kore, Güney Amerika ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir şekilde dinleti vermekte, ayrıca oda küğü toplulukları ile orkestra dinletilerinde de sanatını sergilemektedir. “Amsterdam Dinletievi”, “Viyana Dinletievi”, “Madrid Ulusal Oditoryumu”, “Berlin Dinletievi”, “Berlin Filarmoni” ve “Frankfurt Eski Operası” gibi önemli salonlarda çalan sanatçı “Berlin Radyo Sinfoni Orkestrası”, “Rotterdam Filarmoni”, “Granada Kent Orkestrası”, “Galiçya Sinfoni Orkestrası”, “Cadaqués Orkestrası” ve “Küba Ulusal Orkestrası” dinletilerinde yalkıcı sanatçı olarak yer almıştır. Bu dinletilerde Sir Neville Marriner, Josep Pons, Víctor Pablo Pérez, Odón Alonso ve Leo Brouwer gibi isimler yönetkenlik yapmışlardır. Sanatçı şimdiye dek 8 CD kaydı gerçekleştirmiştir: “Giuliani’nin Op. 30 sırasayılı Gitar Konçertosu”, “Carlo Domeniconi’nin İki Gitar ve Orkestra İçin Akdeniz Konçertosu” -bağdar ile birlikte-, “Katalan Küğü için bir CD (Pujol, Llobet, Mompou)”, “Joaquín Rodrigo’dan Seçme Parçalar”, ““Álbum de Colien” (Çağdaş İspanyol ve Portekiz Küğü) ve “Sopran Juanita Lascarro ile birlikte Falla, Lorca ve Gerhard’dan İspanyol Şarkıları”, “EMI markası adına Joaquín Rodrigo’nun Yalkın Gitar İçin Bağdaları” ve Josep Pons yönetkenliğinde “Granada Kent Orkestrası” eşliğinde “Harmonia Mundi markası adına Concierto de Aranjuez ve Fantasía para un Gentilhombre.” İtalyan bağdar Carlo Domeniconi, Socias için bazı eserler yazmıştır: “Incontro”, “Sonata, quasi una sinfonia” ve “Gitar Konçerto No. 13”. Marco Socias halen İspanya’nın Málaga kentinde yaşamakta ve İspanya’nın San Sebastian kentinde bulunan “Centro Superior de Música - Musikene”de gitar öğretmenliği yapmaya devam etmektedir.

Soffocare:

(İt.) Boğmak, boğulmak. Nefesini kesmek, nefesi kesilmek. Sesi azaltarak, sesi kısarak.

Soffocato:

(İt.) Kısarak, azaltarak. Vurmalı çalgılarda sesi kısarak.

\ Sofronitsky, Vladimir:

Rus piyanist. 8 Mayıs 1901 tarihinde St. Petersburg’da fizik öğretmeni bir baba ile sanatçı bir aileden gelen bir annenin çocuğu olarak doğdu. Aile 1903 yılında Varşova’ya taşındı, küçük Vladimir bu kentte Nikolai Rubinstein’ın bir öğrencisi olan Anna Lebedeva-Getcevich ile piyano eğitimine başladı. Dokuz yaşında iken Alexander Michalowski ile piyano öğrenmeye devam etti. 1916 yılından 1921 yılına dek “Petrograd Konservatuvarı”nda Leonid Nikolayev’in piyano öğrencisi oldu. Bu okulda Dimitri Şostakoviç, Maria Yudina ve eşi olacak olan Elena Scriabina sınıf arkadaşları idi. 1921 yılında mezun oldu. Yalkıcı olarak ilk dinletisini 1919 yılında verdi. “Sovyetler Birliği” sınırları dışına yalnızca iki kez çıktı. Birincisi 1928-1929 mevsiminde Fransa’da gerçekleştirdiği bir dinleti dolaşısı ve ikincisi Stalin’in özel isteği üzerine 1945 yılında “Potsdam Konferansı” içindi. Sanatçı Potsdam’da müttefik liderlere dinleti verdi. Scriabin’in kızı Elena ile 1917 yılında tanıştı, bu tanışma ikili arasında bir aşk oluşmasına yol açtı; ancak Alexander Scriabin bu gelişmeden yalnızca iki yıl sonra sonsuzluğa göç etti. Vladimir ve Elena 1920 yılında evlendiler. Sanatçı, kayınpederi ile tanışma olanağı hiç bulamadı. Ancak, küğ tarihine Alexander Scriabin’in eserlerinin en gerçek yorumcusu ve en iyi Scriabin çalıcısı olarak geçti. Gerçekten de Vladimir Sofronitsky ismini klasıl ve romantik bağdarların yaratılarını çalarak değil, eşinin rahmetli babası Alexander Scriabin’in verimlerini seslendirerek duyurmuştur. Sovyetler Birliği dışında pek görünmediği için sanatçının ismi çağdaşı olan Batılı küğcüler tarafından pek bilinmemekteydi. Fakat Sviatoslav Richter ve Emil Gilels gibi pek tanınmış piyanistlerin gözünde çok saygın bir konumdaydı. Hatta O’na o kadar büyük saygı duyuyorlardı ki, bir deha olarak kabul edilen Richter, Sofronitsky’yi Tanrı olarak adlandırmıştı. Sofronitsky büyük zorluklar içeren Scriabin’in yaratılarında usta bir çalıcının özgüveni ve konforunu hissettirerek bu alanda ne büyük bir otorite olduğunu ortaya koymuştur. Sofronitsky, bağdar Alexander Glazunov ve küğ bilimci ve eleştirmen Alexander Ossovsky tarafından da seçkin bir piyanist olarak kabul edildi. Sofronitsky 1936 yılından 1942 yılına dek “Leningrad Konservatuvarı”nda piyano öğretmenliği yaptı. Daha sonra ölümüne dek “Moskova Konservatuvarı”nda çalıştı. 1942 yılında “Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti”nin onurlandırılmış sanatçısı ünvanını elde etti ve 1943 yılında “Stalin Ödülü”nü kazandı. Sanatçı yaşamının son yirmi yılında oldukça fazla sayıda kayıt gerçekleştirdi. Bu kayıtlarda Scriabin’in çok sayıda yaratısının yanı sıra Beethoven, Schubert, Chopin, Schumann, Liszt, Lyadov, Rahmaninof, Medtner ve Prokofiev ile diğer bazı bağdarların eserlerine yer verdi. Özellikle ertiksel yaşamının son döneminde Moskova’daki “Scriabin Müzesi”nde çok sayıda performansa imza attı. Sanatçının kızı Viviana Sofronitsky de piyanist olup yaşamını Kanada’da sürdürmektedir. Büyük piyanist 29 Ağustos 1961 tarihinde sonsuzluğa göç etti.

Soggettivo:

Öznel, sübjektif.

Soggetto:

(İt.) Konu, tema. Küğsel konu, bağdanın temelini oluşturan fikir. Özne. Bkz. Soggettivo.

\ Sokolov, Valeri:

1986’da doğan ve henüz dokuz yaşındayken Sergei Evdokimov’la eğitim görmeye başlayan Valeriy Sokolov onbir yaşında orkestra eşliğinde ilk dinletisini verdi. Ülkesi Ukrayna ve Doğu Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde elde ettiği başarıların ardından 1999’da “Pablo Sarasate Yarışması”nda kazandığı bursla eğitimini “Yehudi Menuhin Okulu”nda sürdürdü. Sanatçı aynı yıl Vladimir Spivakov tarafından yönetilen “Moskova Virtüozları Orkestrası” ile yalkıcı olarak dinleti verdi. Mistislav Rostropovich, Zvi Zeitlin, Dora Schwarzberg, Zakhar Bron, Ruggiero Ricci ve Igor Ozim'in ustalık kurslarına katılan Sokolov, 2001-2005 yılları arasında “Yehudi Menuhin Okulu”nda Natalia Boyarskaya’nın sınıfında eğitim gördü ve okul tarafından düzenlenen birçok dinletide yalkıcı ve oda küğcüsü olarak yer aldı. Halen Londra’daki “Kraliyet Küğ Okulu”nda Felix Andrievsky ile çalışmalarını sürdürmektedir. 2005’te “George Enescu Uluslararası Yarışması Büyük Ödülü”nün yanısıra Enescu'nun üç numaralı sonatının en iyi yorumu ödülünü ve özel “Enescu Vakfı” ödülünü de kazanan sanatçının 2004'te Toulouse’da verdiği resitali yönetmen Bruno Monsaingeon tarafından filme çekilerek Ekim 2005’te “Arte Kanalı”nda yayınlandı ve “Virgin” firması tarafından DVD olarak piyasaya sürüldü. 2006-2007 dinleti mevsiminde David Zinman yönetiminde “Zürih Tonhalle Orkestrası”, Rudolf Barshai yönetimindeki “Gülbenkyan Orkestrası”yla dinletiler veren sanatçı yaz aylarında da “St. Denis”, “Grand Tetons Music” ve “Aspen” festivallerinde yer aldı. Resital etkinlikleri kapsamında Paris'te “Chatelet”de sahneye çıkan “Accenture Vakfı” tarafından desteklenmektedir.

\ Sol Açkısı:

Eğer ikinci çizgiye sol sesini yerleştirmek istiyorsak bunu anlatmak için yandaki işareti kullanmamız gerekir. Bu işarete “sol açkısı” ya da “sol anahtarı” denilir. İkinci çizgiye ismini veren bu açkının alt tarafındaki kıvrımın ucu, bunu belli etmek amacıyla ikinci çizginin üzerine gelmelidir.

\ Sol Açkısına Göre Notaların İsimlendirilmesi:

Dizek üzerine sol açkısını koyarsak ikinci çizgi “sol çizgisi” olarak isimlendirilmiş olunur. Seslerin kalından inceye doğru sırası “Do–Re–Mi–Fa–Sol–La–Si...” olduğuna göre, bu sesleri dizek üzerine yerleştirirken seslerin kalından inceye doğru olan sırasını unutmamak gerekir. “La” ve “si” sesleri yukarıda gördüğünüz bu sıralamaya göre sol sesinden incedirler. Dolayısıyla “la” sesi sol çizgisinin üst yanındaki boşluğa, yani “ikinci araya” ve “si” sesi de onun hemen üstündeki çizgiye, yani “üçüncü çizgiye” yerleştirilir.


“Do, re, mi”
ve “fa” sesleri ise “sol” sesinden daha kalın olduklarından bu dört sesi dizekte ikinci çizginin altına doğru yazmak gerekir. “Sol” sesinden hemen önce gelen “fa” sesi ile ondan önce gelen “mi” sesini dizekte şu şekilde gösteririz:

Sol-Fa-Mi

“Mi” sesini gösteren notanın dizeğin birinci çizgisi üzerinde yer aldığı görülüyor. Halbuki elimizde bu “mi” sesinden önce gelen, yani sıraya göre bu sesten daha kalın olan iki ses daha bulunmaktadır: sırasıyla “re” ve “do”. Bunları dizeğin üzerine yazmamız bu durumda olanaklı olmadığına göre altına yazmak gerekir. “Mi”den önce gelen "re” sesini birinci çizginin hemen altına yazarız. “Do”ya gelince, bu sesi de bir ek çizgi üzerine yazmaktan başka bir çare kalmaz:

Mi-Re-Do

Yedi sesi gösteren yedi nota aşağıdaki gibi yazılır:

Yedi Sesi Gösteren Yedi Nota 

Yukarıda yer alan notalardan sonuncusu olan "si"den sonra seslerin bittiğini elbette hiç kimse düşünmez. Bu yedi nota sağa ve sola (yani inceye ve kalına) doğru yeni baştan tekrarlanmaktadır. Yani, bu yedi ses hiçbir zaman tükenmemekte ve eksi sonsuz ile artı sonsuza uzanmaktadır. İnsanoğlu, eksi ve artı sonsuza uzayıp giden bu ses genliğinin yalnızca anlam ve değer verebildiği kadarını kullanmaktadır.

Sol de Cuba:

Afrika'dan gelen kölelerin ve İspanyol küğünün bir karışımı olan “Sol Küğü” Küba'nın geleneksel ve popüler kırın küğüdür. Önce bu karşılaşmadan “fucion” (kaynaşma), sonra “contradansa”, “danzon” ve “son” küğleri ortaya çıkmış ve “salsa”nın anası kabul edilmiştir. Unutmamak gerekir ki her tarzın kendine ait tarihsel bir öyküsü vardır. Küba küğünün konulu ve günlük hayatın önemli bir parçası olmasının kökeninde Afrika kültürü yatmaktadır. Kölelerin hayatta kalma uğraşları, direnişleri ve şeker kamışı tarlalarındaki ayinleri hep bu kültürün parçalarıdır. Karayipler'de başka hiç bir yerde Afrika küğünün etkisi bu kadar hakim değildir. Çünkü dünyanın hemen her yerinde köle ticareti çoktan yasaklanmış olmasına karşın Küba uzun yıllar bu ticarete devam etmiştir. Ülke aynı zamanda Amerika kıtasında İspanyol sömürgeciliğinden en son kurtulan yerdir ve dolayısıyla feodal plantasyon (büyük tarımsal işletmeler) ekonomisi devrime kadar kesintisiz sürmüştür.

Sol de Cuba Küğ Grubu:

“Sol de Cuba Küğ Grubu”nun üyeleri Franklin Lewis Barthelemy (trompet), Rodolbando Antonio Bernal Jimerez (perküsyon ve vokal), Juan Batista Paredes Cabera (gitar) ve Meylin Baigoria Diaz (piyano)’dan oluşmaktadır.

Sol El Piyano Konçertoları:

Piyano’da yalnızca sol el için konçerto yazan bağdarlar sayıca düşünüldüğü kadar az değildir. Bu konçertolardan en tanınmış ikisi Maurice Ravel ile Sergei Sergeyevich Prokofiev’e ait olmakla birlikte Richard Strauss da salt sol el çalımı için bir konçerto yazmıştır. Zengin bir sanayicinin oğlu ve filozof Ludwig Wittgenstein’in büyük kardeşi olan tek kollu Avusturyalı piyanist Paul Wittgenstein ısmarlama yapmış, ancak yazılan ilk konçertoyu beğenmeyip ikinci bir tane daha ısmarlamıştır. Paul Hindemith ile Benjamin Britten’in de birer sol el konçertosu yazdıkları bilinmektedir. Ravel’in sol el konçertosunun orijinal hali ile ilk çalınmasını yine Ravel yönetimindeki orkestra eşliğinde Jacques Fevrier gerçekleştirmiştir. Ravel, yaratısının hızlı çalınmasına karşı idi; konçertonun “Danse Macabre” halinden uzaklaşmasını istemiyordu. Yapılan hızlı yorumlar bu konçertoyu bir “Ölüm Marşı”ndan çıkarıp adeta “Tarantel”e dönüştürmektedir. Ravel, “Birinci Dünya Savaşı” yıllarında cephede kamyon şoförlüğü yapmaktaydı; mitralyöz takırtıları, patlayan bombalar, duman ve barut kokusu birbirine karışmaktaydı. Cephe gerisindeki kargaşa, yaralıların inlemeleri, ölü torbaları sanki gerçeküstü bir atmosfer yaratmaktaydı. Ravel’in konçertosu derinden ve uzaktan gelen bir kontrafagot ile başlar, uğursuz bir savaş ortamı küğ yolu ile betimlenmiştir. Hava ağırlığını bir süre koruduktan sonra bir marş, ölüm marşı halini alır. Azrail kara örtüsü ve elinde tırpanı ile sırıtmaktadır. Konçertonun kadansı ise adeta bir şiirdir ve cephede bulunanların özlemlerini aksettirir. Kadansta barış zamanına duyulan özlem yansıtılır; evinin, ailesinin, sevgilisinin özlemi ile yaşayanların duyguları bu kadansta ortaya serilir.

Solemn:

(İng.) Dinsel, dinsel tören. Kutsal. Kutsal bir ağırbaşlılıkla. Ciddi, vakur. Muhteşem, heybetli. Törenle yapılan, merasim. Resmi bir önem taşıyarak. Görkemli bir şekilde yapılan dini tören ya da devlet töreni ve bunlara uygun şekilde yazılmış küğ. Bu tür törenlerde çalınan küğ. Tanrısal bir önemi haiz geçit ve buna uygun olarak bağdanmış yaratı(lar).

Solemnis:

(Lat.) Muhteşem, görkemli. Debdebeli, tantanalı. Bkz.: Solemn, solemnity.

Solemnity:

(İng.) Ciddiyet, resmiyet. Ciddi bir şekilde, resmi bir tarzda. Ağırbaşlı, ağırbaşlılık. Tören, dinsel tören. Görkem, görkemli. Görkemli bir tören. Büyük bir cidiiyetle. Muhteşem, muhteşem olmasını sağlayarak. Bkz:: Solemn, solemnis.

Solfège:

(Fr.) Solfej, solfej yapmak. Remileme, remileme yapmak. Bkz. Remileme. Solfej, solfeggiare, solfeggio.

Solfege:

Bkz. Solfège. Solfeggio. Solfeggiare. Sol-fa. Remileme.

Solfeggiare:

(İt.) Solfej, solfej yapmak. Remileme, remileme yapmak. Bkz. Remileme. Solfège, solfej, solfeggio.

Solfeggio:

(İt.) Solfej, solfej yapmak. Remileme, remileme yapmak. Bkz. Remileme. Solfège, solfej, solfeggiare.

Solfej:

Remileme, remileme yapmak, solfej yapmak. Ses eğitimi, ses eğitimi yapmak. Ezgisel nitelikli küğsel okuma parçalarının metrik sisteme (metraj, ölçü rakamı), ses isimlerine, ses sürelerine, seslerin yüksekliklerine ve tonal-makamsal yapılarına göre okunmasına "solfej yapmak" denilir. Okuma, okumak. Notaların isimleri, sesleri ve süreleri ile okunmasına "solfej" ya da "solfej yapmak" ismi verilir. Bkz. Remileme. Solfège, solfege, solfeggiare, solfeggio. Sol-fa.

Solist:

Yalkıcı. Tek başına çalan ya da söyleyen küğ sanatçısı. Bkz.: Solo, soliste, yalkın, yalkıcı.

Soliste:

(Fr.) Bkz.: Solist, yalkıcı. Solo, yalkın.

Solleciando:

Özenle, uygun bir şekilde, uygunlaştırarak. Uygunlukla.

Solo:

(İt.) Tek başına çalmak ya da söylemek. Bkz. Yalkın.

Soluk:

Ciğerlere hava doldurmak, hava almak. Soluma hareketi. İki aşamalı bir fiziksel işlemdir: Ciğerleri çekilen hava ile doldurmak (soluk alış) ve ciğerlere alınan havayı dışarı atmak (soluk veriş). Soluk alma ve vermenin küğ sanatı açısından önemli bir işlem olduğu açıktır. Remileme (solfej) yapılırken ya da bir parça ırlanırken sesini kullanan her kişinin bazı kurallara bağlı kalması zorunludur. “İyi soluk alma-verme” kuralları genellikle bilinmekteyse de uygulamada eksik kalındığı ya da önemsenmediği açıktır. Öncelikle motif, cümle ve periyod (dönem) yapıları çok iyi analiz edilmeli ve bunların arasında nefes almamaya dikkat edilmelidir. Amaç motif, cümle ve periyod yapılarının okuyucu tarafından dinleyenlere çok iyi hissetirilmesi ve cümlesel gidişin kesintiye uğramamasıdır. Gelişigüzel alınan soluk, cümle yapısının bozulmasına ve bölünmesine yol açacaktır. İkinci önemli nokta bir cümlenin sonunda ya da bir cümle bölümünün bitiminde nerede bir nokta, noktalı virgül ya da sus işaretlerinden birisi varsa oralarda soluk alınmasıdır. Ayrıca birlik, ikilik, dörtlük ya da diğer nota şekillerinin süreleri tam olarak bitmeden soluk alınmamalıdır. Gereğinden fazla, sık ve boşuna soluk almalardan elden geldiğince kaçınılmalıdır. Soluk alma, remileme yapanlar ve ırlayanlar için olduğu kadar üflemeli çalgı çalanlar için de büyük önem taşır. Üflemeli çalgı sanatçıları da soluk almaları gereken yerleri çok iyi belirlemeli ve yukarıda yazılan kurallara mutlaka uymalıdırlar. Bazı parçalarda soluk alma belirteçleri yerleştirilmiştir. Bu belirteçlerin de dikkatle takip edilmeleri gerekir. Bkz. Soluk alma belirteci. Soluk alma, soluk verme. Respirasyon. Respiration.

Soluk Alma:

Havayı ciğerlere çekme. Bkz. Aspiration, inspiration, soluk.

Soluk alma belirteci:

Bkz. Solunak.

Soluk verme:

Ciğerlere alınmış havayı dışa atma. Bkz. Ekspirasyon, expiration.

Solunak:

Soluk alma belirtecine “solunak” denilir. Dizeğin beşinci çizgisinin hemen üzerine konulan bir virgül ile gösterilir. Solfej parçası okunurken ya da bir ses alıştırması yapılırken bu virgül işaretinin olduğu yerde kısaca durularak bir nefes alınır, sonra hemen çalmaya ya da söylemeye devam edilir. Başka bir yerde (solunak işaretinin yazılmadığı bir yerde) soluk alınmaz. Soluk alma belirteci görüldüğünde genellikle bir soluk alacak kadar durulursa da ne kadar durulacağının insiyatifi çalıcı ya da söyleyicidedir. Bu sürenin ne kadar uzun tutulacağı bazı faktörlere bağlıdır. Çalıcı ya da söyleyicinin psikolojisi, performans sırasında hissetikleri, bulundukları ortamın akustiği, dinleyicinin yapısı, seslendirilen eserin dönemi, yazılış tarzı, yaratının formu, çalgının kalitesi v.b. gibi unsurlar solunak süresini belirleyen etkenlerdir. Ancak, herşeye karşın bu sürenin çok uzun tutulmaması gerektiği açıktır. Solunak ile sus işaretleri birbirleri ile karşılaştırılamazlar, çünkü sus işaretlerinde önceden saptanmış bir süre dahilinde bekleme yapılır, solunakta ise ne kadar durulacağı tamamı ile yorumcuya bağlıdır. Bkz. Örnek.

Solunak Örneği

\ Soma Karaelmas Kültür ve Sanat Festivali:

Soma’da 2008 yılı Haziran ayında dokuzuncusu düzenlenen “Soma Karaelmas Kültür ve Sanat Festivali” Manisa’nın bu önemli ilçesini tanıtmaya yöneliktir. Çeşitli etkinlikler düzenlenen bu festivalde özellikle Soma’nın önemi vurgulanır.

\ Sondeckis, Saulius:

Litvanyalı keman sanatçısı, orkestra yönetkeni ve küğ öğretmeni. 11 Ekim 1928 tarihinde Šiauliai’de dünyaya geldi. “Vilnius Konservatuvarı”ndan (Litvanya Küğ ve Tiyatro Akademisi) Alexander Livontas’ın öğrencisi olarak 1952 yılında mezun oldu. Igor Markevich ile yönetkenlik çalıştı. “Litvanya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Devlet Konservatuvarı”nda “Yaylı Çalgılar Bölümü”nde öğretmen olarak çalışmaya başladı. Sondeckis yönetken olarak sorumluluklar almaya 1955 yılında başladı. Bu anlamda ilk olarak “Ulusal Mikalojus Konstantinas Čiurlionis Sanat Okulu”nda öğrenci orkestrasının yönetkeni oldu. 1959 yılında “Litvanya Akademisi” öğretmenliğine atandı. 1960 yılında “Litvanya Oda Orkestrası”nı kurdu ve bu orkestra ile ilk performansını 30 Nisan 1960 tarihinde gerçekleştirdi. 2004 yılına dek bu orkestranın sanatsal direktörü ve asıl yönetkeni olarak dinletiler sundu. 1976 yılında bu kurumda profesörlük derecesi elde etti. Sanatçı, “St. Petersburg Hermitage Orchestra”sı ile 1989-2005 yılları arasında çalıştı. Ayrıca “Litvanya Baltık Oda Orkestrası”nın da lideri oldu. Saulius Sondeckis “Litvanya Küğcüler Birliği”nin onur üyesi seçilmiştir. Çok sayıda ülkede orkestralar yöneten sanatçı hem Litvanya’da hem de Sovyetler Birliği’nde çağdaş klasıl küğün önde gelen figürlerinden birisiydi. 1980 yılında “Sovyetler Birliği Halk Sanatçısı” olarak ilan edildi. 1987 yılında “Sovyetler Birliği Devlet Nişanı” kendisine takdim edildi ve 1999 yılında “Litvanya Ulusal Ödülü” verildi. “Salzburg Mozart”, “Moskova Çaykovski” ve “Parma Toscanini” yarışmalarında jüri üyeliği yaptı. Sanatçı “Berlin Herbert von Karajan Vakfı”nın da üyesi olmuştur. 2010 yılında, “Šiauliai Konservatuarı”, Saulius Sondeckis’ten sonra “Šiauliai Saulius Sondeckis Konservatuvarı” olarak yeniden adlandırıldı. Bu okul 2011 yılında “Šiauliai Saulius Sondeckis Sanat Okulu” ismini aldı ve 2013 yılından itibaren “Šiauliai Saulius Sondeckis Sanat Lisesi” olarak anılmaya başlandı. Sanatçı 3 Şubat 2016 tarihinde Vilnius’ta sonsuzluğa göç etti.

Song of the Four Seasons:

"Dört Mevsimin Şarkısı". Kuzeybatı Çin'de bulunan Qinghai eyaletinden canlı bir halk şarkısıdır. Bağdar Raymond Yiu tarafından tekrar düzenlenmiştir. Bu düzenlemede yer alan glissandolar (kayarak çalmalar) Çin'de kullanılan "erhu" ismini taşıyan iki telli kemanın çalış tarzını yansıtmak için kullanılmıştır.

Songster:

(İng.) Şarkıcı. Ötücü kuş. Şarkı kitabı.

Songstress:

(İng.) Şarkıcı, kadın şarkıcı. Şantöz. Kantocu.

Sons syncopés:

(Fr.) Senkoplu sesler. Bkz. Sinkoplu sesler.

Sospiro:

(İt.) İç çekiş, özlem. Hasret dolu, özlemle.

Sostente:

(İt.) Desteklemek, beslemek. Destekleyerek, besleyerek. Küğ yaratısında bu ifade altında yer alan notaları tam süresinde vererek, devam ettirerek. Notaları yastıklayarak, değerleri besleyerek çalmak. Bkz.: Sostenuto.

Sostenuto:

(İt.) Ağır bir hız derecesinde notaları belirterek, belirte belirte çalarak. Metronom değeri dörtlük nota için 72-80 arasıdır. Notaların değerlerini vererek, notaları destekleyerek. Bkz.: Sostente.

Souzvuk:

(Çekçe) Bkz.: Konsonans.

\ Soyberk, İsmail:

Bas gitarcı. 27 Ağustos 1954 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. 1977 yılında küğ çalışmalarına başlayan İsmail Soyberk, “Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü”nü bitirdi. 1982 yılından itibaren stüdyo küğcülüğü yapmaya başladı. Sezen Aksu, Joan Baez, Aziza Mustafa Zadeh, Erkan Oğur, Hasan Cihat Örter, Eşref Ziya ve daha birçok sanatçıyla Türkiye ve dünya dinleti dolaşıları yaptı. 1978 yılında “Edip Akbayram ve Dostlar Orkestrası”nın kurucuları arasında yer aldı. 2006 yılında küğ grubu “Fenomen” ile aynı adı taşıyan ilk albümünü çıkarttı. Bu grupta gitarda Barış Bölükbaşı, synthesizerda Mert Topel ve davulda Bülent Ay bulunmaktaydı. 1973-1974 yıllarında İhsan Seyfi Özulu (keman-gitar), İlhan Sami Özulu (viyola-gitar), Rahmi Akgün (davul) ve Hüseyin Haklı (akustik gitar-flüt)’nın yer aldığı “Evrim 5” grubunda bas gitarcı olarak görev üstlendi. Ortaokul ve liseden sınıf arkadaşı olan İlhan Sami Özulu ile birlikte kurduğu “Grup Evrim”de 1978-1990 yılları arasında bas gitar çaldı ve şarkı söyledi. Soyberk, 2000’li yıllarda küğ ortamının krize girmesi ile önemli ölçüde piyasa albümlerinden uzaklaştı. Türk küğ dünyasının dünya çapında iyi bas gitarcılarından biri olarak kabul edilen İsmail Soyberk, 13 Ocak 2021 günü İstanbul’daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı hastanede 67 yaşında hayatını kaybetti. Uzun yıllar “Ken Smith” 5 telli bas kullanmış olan Soyberk, 2007 yılından bu yana “Musicman” marka 5 telli bir bas ile çalışmalarına devam etmişti.

Soydanses, Cevdet:

Cevdet Soydanses 1980'lerin ortalarında vefat etmiş çok önemli bir küğcümüzdür. Son halife Abdülmecid Efendi'nin hafızı olan sanatçı "Dolmabahçe Sarayı"nda hafızlık yapmıştı. Hilafetin kaldırılıp hanedanın 1924 yılında yurt dışına gönderilmesinden sonra sarayda bulunan "Muzika–yı Hümayun", yani saray orkestrasının Ankara'ya götürülmesi ve ismi ile işlevinin değişimi sürecinde (Riyaset-i Cumhur Orkestrası ve Riyaset-i Cumhur Fasıl Heyeti) Ankara'ya gidenler arasında yer almıştır. Sonradan Soydanses soyadını almış olan Cevdet Bey Türk küğünün çok önemli seslerinden ve efsanevi hafızlarından olan Hafız Sami'nin kızkardeşinin oğluydu. Asıl mesleği bankacılık olan ve banka müdürlüğü yapmış olan sanatçı aynı zamanda "Şişli Camii"nin de imamlığını yapmıştı. Çok temiz bir Türk tavrıyla okumasıyla tanınmıştı. Cevdet Soydanses Çankaya Köşkü'nün ilk hafızlarındandır. Yani "Dolmabahçe Sarayı"ndan "Çankaya Köşkü"ne gitmiş ve Atatürk'ün hafızlarından birisi olmuştur.

\ Soyer Kültür Sanat Fabrikası:

İzmir’in Bornova semtinde bulunan “SKSF Özel Selçuk Soyer Anaokulu”nda öğrenciler İngilizce dramadan şarkılara, şiirlerden halk oyunlarına dek öğrendiklerini yıl sonu gösterilerinde sergilemekte ve performanslarıyla dikkatleri üzerlerine çekmektedirler. Minik öğrenciler eğitim yılı içinde resimden küğe, dramadan satranca, aerobikten baleye, kitap okumaktan seramiğe, palyaço yaratmaktan kukla oynatmaya, hobi bahçesinde sebze yetiştirmekten turşu yapmaya kadar yaşamın her alanında eğitim görmekte olup bu eğitimde yaş kategorilerine ayrılarak gruplar oluşturmaktadırlar.

\ Soysev, Nezahat:

6 Temmuz 1915 tarihinde İstanbul Suadiye’de doğan Nezahat Soysev küğsever bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi Lütfiye Hanım ev hanımı, babası Rasim Günday ise “Düyun-u Umumiye Komiserlik Kalemi Müdür Yardımcısı” idi. Adı anılan işyeri lağvedilince Rasim Bey emekli olmuştur. Ağabeyi İhsan Günday ile kardeşi Atıfet Günday’ı pek genç yaşlarda yitirmiştir. Ağladığı ya da hasta olduğu zaman Nezahat’ı marşlar ve şarkılar söyleyerek avutmaları ve sakinleştirmeleri ileri tarihlerde sanatçıda derin bir vatan sevgisi oluşmasına yol açmıştır. Amcası Cemil Bey’in okumaları da sanatçıyı hayli etkilemiş görünmektedir. Sesi güzel ve kulağı da hassas olan küçük Nezahat içinde bulunduğu ortamın bir sonucu olarak eğitimini sürdürürken küğ ile de ilgilenmiştir. Dokuz yaşında iken oturdukları semtte komşuları olan Abdullah Bey (?)’den ud ve keman dersleri almış ve daha sonra kemanı hiçbir şekilde elinden düşürmemiştir. Soysev ailesinin evinde her hafta sonu, özellikle de cumartesi akşamları küğ ile ilgili toplantılar yapılır ve bu toplantılara Dr. Hamid Hüsnü Kayacan, Kanuni Raif Bey, Astik Ağazade Bogos Efendi, Sinekemani Nuri Duyguer, Taha Bey, Zeki Bey, Lemi Atlı, Udi Galip Bey, Kazım Uz ve Tanburi Laika Karabey gibi isimlerin yanısıra devrin önemli diğer küğ ustaları da katılırdı. Bu toplantılar ve küğsel edimler Nezahat Soysev üzerinde derin izler bırakmıştır. “Şark Musiki Cemiyeti”ninkurucularından olan Hamid Hüsnü Kayacan ile yaptığı çalışmalar sonucunda sanatçı Türk musikisine ait bilgilerin hemen hemen tamamını öğrenmiştir. Çalıcı olarak ulaştığı üstün seviye ile yetinmeyen Soysev Türk musikisi kültürüne kuramsal açılardan da katkılarda bulunmayı kendine bir amaç edinmiştir. Bağdadığı yaratılar ile yeteneklerini ve üretme becerisini ortaya koyabilen Nezahat Soysev 1944 yılında deneme yayınları yapmakta olan “İstanbul Radyosu”nda okuyucu olarak çalışmış, ancak subay olan eşinin başka bir yere tayini çıkınca istifa etmek zorunda kalmış, 1946 yılında “Ankara Radyosu”nda açılan sınavda çok başarılı bulunduğu halde çalışmaktan vazgeçmiştir. Eşi Halit Bey’in askerlikten istifa etmesi ile ailece Ankara’ya yerleşilmiştir. 1958 yılında açılan sınava tekrar katılan Soysev böylece “Ankara Radyosu” kadroları arasına katılarak keman çalıcı olarak görev almıştır. Bu kurumdaki çalışmaları tam 21 yıl sürmüştür. Nezahat Hanım, İlgün Soysev (udi ve bağdar, aynı zamanda TV prodüktörü) ve Gülgün Dercin (Klasik Türk Musikisi Korosu ses sanatçısı) isimli iki çocuk annesidir. Ankara’da kalan yaşamını bağdalar yazarak, hevesli ve yetenekli gençlere dersler vererek geçirmeyi yeğleyen Nezahat Soysev “İstanbul Üniversite Korosu”nun davet ettiği zamanlar bu kuruluşun dinletilerine keman sanatçısı olarak katılmıştır. Sözlü yaratılarının yanısıra “Acemaşiran” ve “Zirefkend” makamlarında iki adet saz semaisi bulunmaktadır. Diğer bağdaları: Mavi Hatıralarla Dolu Erdek’te Zaman (Erdek) (TRT) Usul: Semai / Makam: Nihavend, Bağdanma Tarihi: 28 Mart 1978, Söz: İlhan Geçer; Bir Ömür Dört Mevsimse Sevgilim Eğer (TRT) Usul: Düyek / Makam: Nihavend, Söz: Cavit Yenicioğlu; Güller ki Bütün Mevsim Usanmış Kanamaktan (TRT) Usul: Değişimli (Aksak-Curcuna) / Makam: Nihavend, Bağdanma Tarihi: 30 Ocak 1952, Söz: Munis Faik Ozansoy; Çiçeklerle Bezenmiş O Güzel Bahçeler (Suadiye) (TRT) Usul: Semai / Makam: Nihavend, Bağdanma Tarihi: 19 Mayıs 1956, Söz: Nezahat Soysev; İçimde Bir Heyecan Artıyor Zaman Zaman (Yalova) (TRT) Usul: Semai / Makam: Nihavend, Bağdanma Tarihi: 25 Subat 1974, Söz: Nezahat Soysev; Yüreğim Çarpar İşittikçe O Mühtez Sesini (TRT) Usul: Curcuna / Makam: Kürdili Hicazkar, Bağdanma Tarihi: 15 Temmuz 1948, Söz: Munis Faik Ozansoy; Sen Gül ki Gönüllerde Bahar Mevsimi Gelsin (TRT) Usul: Aksak / Makam: Kürdili Hicazkar, Söz: Sadık Durusal; Her Şey Yabancı, Hissime Yalnız Sen Aşina (TRT) Usul: Curcuna / Makam: Acem Aşiran, Söz: Munis Faik Ozansoy; Acem Aşiran Saz Semaisi (TRT) Usul: Aksak Semai (4 Hane) Bağdanma Tarihi: 14 Şubat 1934; Kız Ellerin Deste Deste Gül Olmuş (TRT) Usul: Aksak / Makam: Muhayyer, Bağdanma Tarihi: 5 Mayıs 1970, Söz: Nizami Nefesli; Ey Cem-i Siyah Gönlümü Müjganla Harab Et (TRT) Usul: Aksak / Makam: Hicaz, Bağdanma Tarihi: 12 Şubat 1950, Söz: Raif Salih; Bir Damla Yeter Bana, Deryasında Gözüm Yok (TRT) Usul: Düyek / Makam: Hicaz, Söz: Yalçın Benlican; Ben Hazan Yaprağı Yerlerde ve Sen Taze Çiçek (TRT) Usul: Aksak / Makam: Hicaz, Bağdanma Tarihi: 26 Nisan 1982, Söz: Niyazi Ersan; Durgun Suya Uygun Akıyor Şimdi Zaman da (Körfez) ( TRT) Usul: Türk Aksağı / Makam: Neveser, Bağdanma Tarihi: 12 Eylül 1948, Söz: Munis Faik Ozansoy; Sağında Solunda Türlü Ağaçlar (TRT) Usul: Aksak / Makam: Nihavend, Söz: Sami Derintuna; Niçin Böyle Hüzünlüsün, Gülmüyorsun? (TRT) Usul: Curcuna / Makam: Nihavend, Söz: Beşir Kara; Mahkum Tuttum Şu Gönlümü Bir Gönülden (TRT) Usul: Aksak / Makam: Uşşak, Söz: Beşir Kara; Nev-bahar Goncası mı Göğsündeki Siyah Gül? (TRT) Usul: Curcuna / Makam: Rast, Bağdanma Tarihi: 11 Nisan 1983, Söz: Celal Çetin; Kış Rüzgarı Kadar Haşin de Olsan Yine Severim Seni (TRT) Usul: Semai / Makam: Muhayyer, Bağdanma Tarihi: 20 Ekim 1969, Söz: Ayten İnal; Hülyalı Boğaz Sırtlarının Akşamı Solgun (Boğaz) (TRT) Usul: Aksak / Makam: Acem Kürdi, Bağdama Tarihi: 5 Haziran 1961, Söz: Sabahattin Ergi; Zirefkend Saz Semaisi (TRT) Usul: Aksak Semai (4 Hane), Bağdama Tarihi: 15 Nisan 1958; Sedd-i Saba Saz Semaisi Usul: Aksak Semai (4 Hane), Bağdama Tarihi: 3 Ağustos 1969; Rast Saz Semaisi Usul: Aksak Semai (4 Hane), Bağdama Tarihi: 2 Ocak 1984; Baharın Yeşilinde Sanki Sen Varsın Usul: Düyek / Makam: Ferahfeza, Bağdama Tarihi: 10 Haziran 1991, Söz : Sami Derintuna; Şu Gönül Yaramın Dermanı Sensin Usul: Curcuna / Makam: Hüzzam, Söz: Sami Derintuna; Nasıl Gelip Geçtiniz Hiç Anlamadım Gençliğimi (TRT) Usul: Düyek / Makam: Kürdili Hicazkar, Söz: Şule Özmen.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:6309737
Online Ziyaretçi Sayısı:8
Bugünlük Ziyaret :325

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.