Ba

B (si):

İngilizce'de ''si'' notasına, Almanca'da ise ''sibemol'' notasına karşılık olarak kullanılır.

B Dur (Alm.):

Büyük Sibemol, Sibemol Majör.

B moll (Alm.):

Küçük sibemol, sibemol minör.

B Sharp:

(İng.) Si diyez.

\ Baba Zula:

Bu grup küğleri, kostümleri ve sahne edimleri ile ciddi bir fark yarattıklarını savlamaktadır. Elektro saz, kaşık, darbuka ve makineler kullanan üç kişilik ekibi ile dinleyiciyi ayin havasında dinletilerde buluşturmaktadırlar. “Baba Zula”, “Kökler” isimli albümü ile onbir yılı geride bırakmıştır. Grup, Türk işi kara mizahın ağırlığını hissettirdiği parçaları ve halk küğünden yola çıkarak yarattıkları ezgileri İstanbul kent kültürü ile harmanlamakta ve kendilerine özgü bir tınıya ulaşmaktadır.

\ Babayeva, Marina:

27 Şubat 1964 tarihinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de doğdu. Yedi yaşında iken "Bülbül Küğ Okulu"nda keman çalışmaya başladı. Mihailov ile başladığı ertiksel eğitimini devam ettirirken 1979 ilkbaharında düzenlenen bir yarışmada birincilik ödülünü kazandı. Daha sonra Prof. Azad Aliyev'in sınıfında eğitimine devam etti. Konservatuvar sürecini ve yüksek lisansını bu öğretmenle tamamladı. Oda küğü eğitimini Karen Akapyan ile tamamlayan sanatçı gerek eğitimi süresince ve gerekse de eğitim dönemi sonrasında çok sayıda resital ve oda küğü dinletileri vermiştir. Mezuniyetinden sonra opera orkestrasına giren Babayeva bir müddet sonra sinfonik orkestra kadrosuna dahil oldu. 1998 yılında Türkiye'ye gelen sanatçı "Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası"nda çalmaya başladı ve beraberinde "Çukurova Üniversitesi Adana Devlet Konservatuvarı"nda keman öğretmenliğine davet edildi. 2006 yılında aynı okulun kadrolu elemanı olan Marina Babayeva halen bu okulda öğretmenliğe devam etmekte ve "Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası"nda da çalmaktadır.

Bachata:

ABD’deki “Rap” gibi “Bachata” da fakir ve dışlanmışların küğü olarak ortaya çıktı. 1960’ların başında “Bachata” romantik, gitara dayalı küğün önemli bir alt kategorisi olarak ilk ortaya çıktığında kırınmaya yönelik Küba “Son”undan ve “Guaracha”dan ayrılmaktaydı. İleriki yıllarda, küğcülerin “Bachata” düzümlerini hızlandırması ve kırıncıların yeni bir kırın adımı geliştirmesiyle “Bachata” aynı zamanda bir kırın küğü olarak da kabul edilir oldu.

Bachetta (Baguette):

Değnek, çomak, orkestra yönetkeninin kullandığı ''baget''...

Badinerie:

Ardış (süit) biçiminde hafif ve şakacı pasaj.

Bagatelle:

Hafif ve göreceli olarak daha az önemli parça. “Bagatel” şeklinde okunur. Piyano için yazılan kısa ve kolay küğsel parçalardır. Bu terim ilk kez Beethoven tarafından kullanılmıştır.

\ Bağca, Cevdet:

Öğretmen, söz yazarı, bağdar Cevdet Bağca yaratılarını Edip Akbayram, Yavuz Bingöl, Hüseyin Turan, Grup Sentez, Yeninur Ada, Metin Yılmaz, Yol Arkadaşları, Nurdan İpek, Grup Umuda Ezgi, Deniz Erdoğan, Bağdagül, Recep Ergül albümlerinde seslendirmiştir. İlk albümü “Simurg”, ikinci albümü “Emanet Öyküler”dir. Cevdet Bağca’nın son albümü “Mayna”dır.

Bağdama:

Küğ yazma sanatı, bağda, küğ yazma ile ilgili bilgiler. Bkz. Beste, beste yapma, besteleme, kompozisyon.

Bağdar:

Besteci, kompozitör. Küğ yazan kişi. Küğ yazma sanatını öğrenmiş ya da bilen sanatçı.

Bağımsız Türk Devletleri Ulusal Marşları:

Azerbaycan

Azerbaycan! Azerbaycan!
Ey qehreman övladın şanlı Veteni!
Senden ötrü can vermeye cümle hazırız!
Senden ötrü qan tökmeye cümle qadiriz!
Üç rengli bayrağınla mesud yaşa!

Minlerle can qurban oldu!
Sinen herbe meydan oldu!
Hüququndan keçen esger,
Here bir qehreman oldu!

Sen olasan gülüstan,
Sene her an can qurban!
Sene min bir mehebbet
Sinemde tutmuş mekan!

Namusunu hifz etmeye,
Bayrağını yükseltmeye,
Cümle gencler müştaqdır!
Şanlı Veten! Şanlı Veten!
Azerbaycan! Azerbaycan!


Kazakistan

Jaralğan namıstan kaharman halıqpız,
Azattıq jolında jalındap janıppız,
Tağdırdın tezınen, tozaqtın ozınen,
Aman sav qalıppız, aman sav qalıppız.

Erkındık qıranı şarıqta,
Eldıkke şaqırıp tırlıkte,
Alıptın quatı halıqta,
Halıqtın quatı bırlıkte.

Ardaqtap anasın, qurmettep danasın,
Bavurğa basqanbız, barşanın balasın,
Tatulıq, dostıqtın kiyelı besıgı,
Meyirban ulu otan, Qazaqtın dalası.

Erkındık qıranı şarıqta,
Eldıkke şaqırıp tırlıkte,
Alıptın quatı halıqta,
Halıqtın quatı bırlıkte.

Talaydı otkerdık, otkenge salavat,
Keleşek ğajayıp, keleşek ğalamat!
Ar-ojdan, ana tıl, önege saltımız,
Erlıkte, eldıkte urpaqqa amanat!!!

Erkındık qıranı şarıqta,
Eldıkke şaqırıp tırlıkte,
Alıptın quatı halıqta,
Halıqtın quatı bırlıkte.

Türkiye Türkçesi

Namuslu ve kahraman bir milletiz,
Hürriyet yolunda, kor gibi yanmışız,
Kötü kader ve karanlık günlerden,
Aydınlığa çıkmışız, aydınlığa çıkmışız.

Hürriyet meşalesi ileri,
Uyansın Millet bilinci,
Delikanlılığın gücü halkta,
Halkın gücü ise birlikte.

Anasına ve alimlerine hürmet eden,
Aramıza nice insanları kabul eden,
Dostluk ve yaşama sevincinin beşiği,
Merhametli vatan, ulu Kazak bozkırı.

Hürriyet meşalesi ileri,
Uyansın Millet bilinci,
Delikanlılığın gücü halkta,
Halkın gücü ise birlikte.

Elveda! Karanlık geçmiş ve kötü kadere,
İstikbalimiz parlak ve istikbalimiz açık,
Ar, namus, ana dil ve ahlak bizim yolumuz,
Yiğitlikte, milli birlikte gençlere emanet.

Hürriyet meşalesi ileri,
Uyansın Millet bilinci,
Delikanlılığın gücü halkta,
Halkın gücü ise birlikte.

Türkmenistan

Türkmenbaşyn guran beýik binasy,
Berkarar döwletim, jigerim-janym,
Başlaryn täji sen, diller senasy,
Dünýä dursun, sen dur, Türkmenistanym!

Janym gurban sana, erkana ýurdum,
Mert pederlen ruhy bardyr könülde.
Bitarap, garaşsyz topragyn nurdur,
Baýdagyn belentdir dünýän önünde.

Türkmenbaşyn guran beýik binasy,
Berkarar döwletim, jigerim-janym,
Başlaryn täji sen, diller senasy,
Dünýä dursun, sen dur, Türkmenistanym!

Gardaşdyr tireler, amandyr iller,
Owal-ahyr birdir bizin ganymyz.
Harasatlar almaz, syndyrmaz siller,
Nesiller döş gerip gorar şanymyz.

Türkmenbaşyn guran beýik binasy,
Berkarar döwletim, jigerim-janym,
Başlaryn täji sen, diller senasy,
Dünýä dursun, sen dur, Türkmenistanym!

Arkamdyr bu daglar, penamdyr düzler,
Ykbalym, namysym, togabym, Watan!
Sana şek ýetirse, kör bolsun gözler,
Geçmişim, geljegim, dowamym Watan!

Kırgızistan

Ak möñgülüü aska zoolor, talaalar,
Elibizdin canı menen barabar.
Sansız kılım Ala-Toosun mekendep,
Saktap keldi bizdin ata-babalar.
Algalay ber, Kırgız el,
Azattıktın ýolunda.
Örkündöy ber, ösö ber,
Öz tagdırıñ koluñda.
Bayırtadan bütköm münöz elime,
Dostoruna dayar dilin berüügö.
Bul ıntımak el birdigin şiretip,
Beykuttuktu beret Kırgız ýerine.
Algalay ber, Kırgız el,
Azattıktın ýolunda.
Örkündöy ber, ösö ber,
Öz tagdırıñ koluñda.
Atkarılıp eldin ümüt, tilegi,
Ýelbiredi erkindiktin ýelegi.
Bizge ýetken ata saltın, murasın,
Iyık saktap urpaktarga bereli.
Algalaý ber, Kırgız el,
Azattıktın ýolunda.
Örkündöy ber, ösö ber,
Öz tagdırıñ koluñda.

Özbekistan

Serquyosh, hur o'lkam, elga baxt, najot,
Sen o'zing do'stlarga yo'ldosh, mehribon!
Yashnagay to abad ilmu fan, ijod,
Shuhrating porlasin toki bor jahon!

Oltin bu vodiylar - jon O'zbekiston,
Ajdodlar mardona ruhi senga yor!
Ulug' xalq qudrati jo'sh urgan zamon,
Olamni mahliyo aylagan diyor!

Bag'ri keng o'zbekning o'chmas iymoni,
Erkin, yosh avlodlar senga zo'r qanot!
Istiqlal mash'ali, tinchlik posboni,
Haqsevar, ona yurt, mangu bo'l obod!

Oltin bu vodiylar - jon O'zbekiston,
Ajdodlar mardona ruhi senga yor!
Ulug' xalq qudrati jo'sh urgan zamon,
Olamni mahliyo aylagan diyor!

Doğu Türkistan Kurtuluş Marşı

Qurtulush Marşi (Uygur Türkçesi)
Qurtulush yolinda sudek aqti biznig qanimiz,
Sen üçün ey yurtimiz bolsun pida janimiz.
Qan kiçip hem jan birip akhir qurtuldurduq sini,
Qelbimizde qutquzushqe bar idi imanimiz.

Yar hem dem boldi biznig himmitimiz sen üçün,
Dunyani sorghan idi ötken ulugh ejdadimiz.
Yurtumuz biz yüz-közigni qan birle pakizliduq,
Emdi hiç kirletmigeymiz çünki Türktur namimiz.

Kurtuluş Marşı (Türkiye Türkçesi)
Kurtuluş yolunda su gibi aktı kanımız,
Senin için ey yurdum, olsun feda canımız
Kan dökerek, can vererek, seni kurtardık,
Kalbimizde, kurtuluş için imanımız vardı.

Yar oldu, himmetimiz sana,
Dünyaya hükmetmişti geçmiş ecdadımız.
Yurdum, kanla temizledim seni,
Artık kirletmeyiz, Türk'tür adımız.

Bağımsızlık Çığırısı:

İstiklal Marşı.

Bağlı Çalış:

Bkz. Legato.

Bahar Ayini:

Bahar Ayini (Rite of Spring): İtalyan yeni klasılcı bağdarlardan Alfredo Casella’nın Stravinsky’nin “Bahar Ayini” isimli yaratısının ilk yorumuna ilşkin gözlemlerini kendi ağzından dinleyelim: “Dinletinin başlamasına az bir süre kaldığında localardan birinde bazı arkadaşlarımla bir arada idik. Kapı açıldı ve beklenmedik bir şekilde içeri pek saygıdeğer (!) Saint-Saëns daldı. Kendileri önümüzde oturmayı reddettiler  ve kürklere sarınmış bir şekilde locamızın arka kısmında iki büklüm kıvrıldılar. Sanki dişlerinden birisi çekilecek bir hastanın diş hekiminin bekleme odasında yüzüne yansıyan ifadeyle tüm dünyaya bakıyorlardı. Prelüdün başlaması ve  yalkıcının o çok acayip ve primitif ilk notasını işitmesiyle birlikte dehşete düşmüş bir insanın ses tonuyla bana ‘Bu hangi çalgı?’ diye sordu. Çok sakin bir yanıt verdim: ‘Efendim, o bir fagot’ Nazal ve pek keyifli olmayan bir tonda yanıtın yanlış  olduğunu ispata gayret etmek istercesine ‘Bu gerçek olamaz’ diye inledi ve böylesi barışçıl bir çalgıyı tanınmaz hale getirmeyi başaran çılgın modernistlere sövüp sayarak hiddetle kapıyı çarpıp dışarı çıktı.” Günümüzde ise “Bahar Ayini” gibi yaratılar adeta evcil kediler sınıfından sayılmaktadır. Küğseverler arasında dünyanın tüm orkestralarının dağarlarına girmiş olan bu yaratıyı artık tanımayan pek kalmamıştır. Böylece klasıl küğ dünyasına modern küğe alışan ve anlayan yeni bir kitle dahil olmaktadır. Daha 1920’li yıllarda New York kentinde çağdaş küğün güçlü bir şekilde kabul görmesi ile birlikte kakışımlı sesler hakkında yürütülen tartışmalar ortadan kalkmıştır. Uygu ve ezgilerin çok uzun yıllar boyunca pek normal bulunan tınlayışını fazla dikkate almayan ve alışılmışın hayli ötesinde bir anlayışla birçok notanın üstüste bindirilmesiyle elde edilen tınılar uyum biliminin yeni kavrama noktaları olarak karşımıza çıkmışlardır. Dis(s)onans sesler bu noktadan itibaren yeni trend (!) olarak belirmiştir.

\ Bahar, Barış Kerem:

Akademisyen ve performans sanatçısı kimliğini birlikte sürdürmekte olan sanatçı 1984’de İzmir’de doğdu. Küğ öğrenimine 1994 yılında “İzmir Devlet Opera ve Balesi”nde başladı, birçok yaratıda koro üyesi ve yalkıcı olarak görev yaptı. 1997 yılında “Bilkent Üniversitesi Müzik Bölümü”nü tam bursla kazandı, aynı yıl “İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konsevatuvarı” sınavlarını birinci olarak kazanarak viyola bölümüne girdi. 2002 yılı Nisan ayında “5. Uluslararası Edirne Klasik Müzik Yarışması”nda ikili dalında ikincilik ödülü aldı, aynı yıl ilk resitalini verdi. Öğrenciliği sırasında yalkıcı olarak seslendirdiği Antonio Vivaldi’nin “İki Viyola için Konçertosu”, Wolfgang Amadeus Mozart’ın “Senfoni Konçertant”ının yanı sıra “Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası”nın açmış olduğu “Genç Solistler” sınavını kazanarak 2007 Şubat ayında “DESO” eşliğinde, 2007 Mayıs ayında ise “Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nın açmış olduğu yalkıcılık sınavını kazanarak “Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvar Orkestrası” eşliğinde Johann Nepomuk Hummel’in “Fantasie” isimli yaratısını seslendirdi. 2015 yılında İtalya’da “Luca Marenzio Ensemble” eşliğinde Johann Sebastian Bach’ın “Büyük So’dan Viyola Konçertosu”nun ilk seslendirilişini gerçekleştirdi. “Dokuz Eylül Üniversitesi”nde “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası” sanatçısı Zeliha Özel ve Çetin Aydar ile viyola ve oda küğü çalışmalarını sürdürdü. “Uluslararası Youngenc Filarmoni Orkestrası”nın sınavını kazanarak 2006 Temmuz ayında Almanya-Münih’teki dinletilere katıldı. “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası”, 2006-2008 yılları arasında sürekli olarak “Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası”, 2013-2014 yıllarında ise sürekli olarak “Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası”nda viyola grubu üyesi olarak görev yaptı. Halen “Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası”nda yer almaktadır. Üyesi olduğu “Efes Quartet”, “9 Eylül Trio”, “Ephesus Ensemble”, "Galataduo", “Merdiyen Quartet” ile dinletiler verdi. “İstanbul Filarmoni Derneği”, “İzmir Sanat”, “İstanbul Teknik Üniversitesi”, “İzmir Fransız Kültür Merkezi”, “Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi” gibi yurtiçi ve yurtdışı kurumlarda resitaller verdi. Ruşen Güneş, Apple Hill Chamber Players, Michael Kelley, Prof. Lukas David, Ellen Jewitt, Bruno Giuranna gibi önemli sanatçıların aktif olarak viyola ve oda küğü ustalık sınıfları çalışmalarına katıldı, Jerrold Rubinstein ile Mozart’ın keman-viyola yaratıları üzerine çalıştı. 2007 yılında “Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”ndan en yüksek not ortalamasıyla ile mezun oldu. 2012 yılında “İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Viyola Sanat Dalı Yüksek Lisans Programı”nı pekiyi derece ile tamamladı. 2013 yılında İtalya “Giacomo Puccini Konservatuvarı” tarafından davet edildi, viyola ve oda küğü dallarında öğrencilerle ustalık sınıfı çalışmaları yaptı, dinletiler verdi. 2009’da “Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Viyola Sanat Dalı”nda kadrolu öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. “İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda tez aşamasında olduğu sanatta yeterlik çalışmalarını Çiğdem Epikmen ile, İtalya Brescia “Luca Marenzio Konservatuvarı”nda ise çalışmalarını Luca Morassutti ile sürdürmektedir, aynı zamanda İtalyan klavsen sanatçısı Giovanna Fabiano ile barok dönem stili üzerine çalışmaktadır. “Ianua Ensemble”, “Morassutti Ensemble Barocco” barok grupların yanı sıra İtalyan org/klavsen sanatçısı Gabriele Levi ile oluşturdukları ikili “DuoPontis” ile Avrupa’daki önemli festivallerden davetler almakta, dinletiler vermekte, bunun yanı sıra yalkıcı ve oda küğcüsü olarak sanatsal etkinliklerini sürdürmekte, “Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası”nda viyola grup şefi olarak görev yapmaktadır. “AKOB”, “Andante” gibi Türkiye’de yayınlanmakta olan önemli kültür-sanat dergilerinde yazıları yayımlanmaktadır.

\ Bahçivan, Metin:

1962 yılında Adana’da doğdu. Tüm öğrenimini Adana’da tamamladı. “Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü”nden 1984 yılında mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladı. Kamuda hiç görev almayan Metin Bahçivan özel sektörde üç yıl ziraat mühendisi olarak çalıştıktan sonra tıbbi ilaç sektörüne “Eczacıbaşı” ile başladı. Ulusal ve uluslararası ilaç firmalarında bölge müdürlüğü yaptıktan sonra 2008 yılında emekli oldu. Halen aile şirketi durumundaki “Metin Ecza Deposu”nda yöneticilik yapmaktadır. 1991 yılında Semiran Ballı ile evlendi; Polen (16) ve Püren (13) adlarında iki kızı vardır.Sanat ve edebiyat alanındaki uğraşılarını 1979 yılından bu yana aktif biçimde sürdüren Bahçivan’ın 1991 ve 2005 yılında yayınlanan “Yanlış Denizlerde Çırpınan Sevdalara Dair...” ve “Gelinciğin Şarkısı” isimli iki şiir kitabı bulunmaktadır. “Adana Devlet Tiyatrosu” ve “Adana Şehir Tiyatrosu” kurslarını 1982-1983 yıllarında bitiren sanatçı bu kurumlarda çeşitli oyunlarda görev aldı. Oluşturduğu “Kaktüs Tiyatro” ile oyunculuk, yönetmenlik ve yapımcılık görevlerinde bulundu. “Adana Tiyatro Derneği”nde dört yıl yönetim kurulu başkanlığı yapan Bahçivan halen bu derneğin yönetim kurulu üyesidir.2011 yılında kurulan “Altın Oran Sanat ve Düşünce Platformu”nda yer almakta ve bu platformun bünyesinde yayınlanan “Altınşehir Adana” dergisi’nde yayın kurulu üyesi olarak bulunmakta ve yazarlık yapmaktadır.

Bailaor:

(İsp.) Kırıncı, erkek dansçı. Dansör.

Bailar:

(İsp.) Kırınmak, dans etmek, ..... dansı yapmak.

Bailarín:

(İsp.) Kırıncı, dansçı, dans yapan, kırınan.

Bakırcı, Levent:

Opera sanatçısı. 1978 yılında Ankara’da doğdu. 2003-2005 döneminde yalkıcı olarak “Ankara Devlet Operası” ve “İstanbul Devlet Operası”nda “Aşk İksiri, Jenufa, Madama Butterfly, La Traviata” eserlerinde görev aldı ve İtalya'nın en önemli operalarından biri olan “Trieste Teatro Verdi”de çalıştı. Oynadığı “Il mondo della Luna” isimli eser “Bon Giovanni” tarafından 2006 sonbaharında DVD ve CD olarak piyasaya verildi. Mayıs 2006'da daha önce Burak Bilgili'nin de eğitim gördüğü “Metropolitan Opera Evi”nde sahneye çıkan ilk Türk opera sanatçısı oldu ve Philadelphia'daki “AVA”ya (www.avaopera.org) kabul edildi.

Bakırköy Musiki Vakfı:

1999 yılında kurulan “Bakırköy Musiki Vakfı” aradan geçen kısa sürede “Itri”, “Dede Efendi”, “Gençlik Koroları” ve “Fasıl Topluluğu” olmak üzere dört ayrı koroda dörtyüzü aşkın seçkin üye ile çalışmalarını sürdürmekte ve Prof. Dr. Nevzat Atlığ'ın danışmanlığında “Kültür Bakanlığı İstanbul Klasik Türk Musikisi Korosu” yönetkeni Fatih Salgar, “TRT İstanbul Radyosu Türk Sanat Musikisi” müdürü Faruk Salgar, “TRT” ses sanatçısı Cengizhan Sönmez gibi değerli isimler öğreticilik yapmaktadırlar. Vakıf korolarında bağdar Orhan Kızılsavaş, “Kültür Bakanlığı İstanbul Klasik Türk Musikisi Korosu” müdürü Mehmet Güntekin, ses sanatçısı Erol Bingöl yönetken olarak görev yapmışlardır. Bakırköy'ü kültür ve sanat bakımından İstanbul’un diğer ilçelerinden daha ileri götüren yarı zamanlı “Konservatuvar”, nota ve CD yayınları ile “Bakırkoy Musiki Vakfı” ve yöneticileri Türk musikisine önemli hizmetler yapmış ve yapmaktadırlar. “Bakırkoy Musiki Vakfı”nın başkanı Hikmet Özkahraman’dır.

Bakiye:

Türk musikisinde dört komalık (dört komaya bölünen) en küçük ikili aralık.

Balalayka:

Rus halk küğünde kullanılan telli çalgı.

Balalayka Dördülü:

''Balalayka Dördülü'' dünyanın pek çok festivaline davet edilen bir gruptur. 1978’de Vladimir Ionchenkoz tarafından kurulan grup Rus sanatını altmıştan fazla ülkede temsil etmiştir. Grubun kazandığı yüzlerce ödül arasında İtalya’da aldıkları "Gümüş Kadırga" ve Yunanistan’da "Unesco Madalyası" sayılabilir. Dinleti izlencelerinin temelini Rus halk türküleri, şarkıları, romanslar ve eski valslerin oluşturduğu topluluk için Moskovalı çok sayıda bağdar da yaratılar yazmış ve yazmaktadır. Topluluk dağarında ayrıca klasıl dönem küğleri ile film küğlerine de yer vermektedir. Balalayka Dördülü Vladimir Ionchenkov (domra), Aleksandr Gorbachov (balalayka), (Igor) Yuriy Konovalov (Rus akordeonu), Yuriy Birjev (balalayka-kontrabas)'tan oluşmaktadır.

Balare:

Kırınmak (dans etmek).

Balcalı Akademik Sinfonietta:

2011 yılının Şubat ayında kurulan “Orkestra BAS” (Balcalı Akademik Sinfonietta), “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” bünyesinde çalışmalarına başlamıştır. Orkestra, Adana’da yıllar sonra kurulan ikinci orkestra niteliği ile öne çıkmaktadır. Türk yönetkenlerle çalışmalarını ve dinleti hazırlıklarını sürdüren oluşumun kadrosunu ağırlıklı olarak, konservatuvarın öğretim elemanları ile eski ve yeni öğrencileri oluşturmaktadır. Çalınan yaratıların gereksinimine göre de “Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası”ndan alınan sanatçı desteği ile çalışmalarını sürdürmektedir. Bu oluşumun önderi ve yöneticisi “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” öğretim üyelerinden Hakan Çuhadar’dır.

Balcone:

(İt.) Bkz. Balkon.

Bale:

Küğ eşliğinde hareket, mimik ve kırınla gerçekleştirilen sanat... Konusu türlü kırınlarla ve hareketlerle anlatılan küğlü, fakat sözsüz tiyatro. Bunları oynayan topluluk. Yalkın kırıncı ya da grup kırınları için yazılmış küğler... Bunlar salt küğ olabildikleri gibi izlenceli küğler de olabilir. Bazı büyük opera yaratılarında bağımsız bale bölümleri bulunur. Bkz. Ballet, Balletto.

Balerin (Ballerina / Ballerine):

Kadın bale sanatçısı.

Balet (Ballet):

Erkek bale sanatçısı.

Balıkçı, Selen Karabulut:

Selen Karabulut Balıkçı 1979 yılında İzmir'de doğdu. 1997 yılında İzmir “Işılay Saygın Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi”nden mezun oldu. Aynı yıl “Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Ana Bilim Dalı”nda Nergis Şakirzade Sarı ile piyano eğitimine başladı. Öğrenimi süresince birçok dinletide yalkıcı ve eşlikçi olarak sahne aldı. 1998 yılında Tuğrul Göğüş yönetimindeki “İzmir Gençlik Oda Orkestrası”nda piyano eşlikçisi olarak görev aldı. 2001-2005 yılları arasında İzmir “Maria Rita Epik Müzik Okulu”nda piyano öğretmenliği ve çocuklarla küğ ve yaratıcılık üzerine çalışmalar yaptı. 2003-04-05 yıllarında resitaller verdi. Selen Karabulut Balıkçı mezun olduğu okulun aynı bölümünde piyano dalında yüksek lisans yapmaktadır.

\ Balkon:

Tiyatro, opera, sinema salonu ya da dinleti salonlarında yer alan asma kat. Bu tür yapılarda balkonlar -aksi örnekler de görülmesine karşın- genellikle salonun dip yanında yer alırlar ve yüksekçe, ileriye doğru çıkıntılı bir bölüm oluştururlar. Balkonlar, sanatsal bir etkinliği daha yukarıdan görebilmek amacıyla oluşturulmuş seyir yerleridir. Balkon düşüncesi Hristiyanlığın yaygınlaşma dönemlerinde, yönetici sınıfın dini ayinleri halkla birlikte izlememesi amacıyla mimari yapıya girmiş olup, halktan uzakta bulunma isteğinin bir sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Bkz. Balcone.

Ball:

(İng.) Balo.

Balla (Ballo):

Balo, kırın, kırın küğü.

Ballad:

Orta Çağ’ın sonlarında Avrupa’da kendine özgü tarzı kristalleşen ve okuryazarlığın, kentli kişilerin ve kitle iletişim araçlarının halkın ırlama alışkanlığını çok az etkilediği topluluklarda günümüze kadar devam eden kısa anlatı küğleri. Bu terim herhangi bir anlatı bağdasına da uygulanabilir. Halka özgü konularda ırlanan şarkılar. Orta çağda bir kırın havası. Bu terim romantik dönemde sonu genellikle ölümle biten öyküleyici ırsal küğler için de kullanılmıştır. Örneğin Chopin’in piyano için yazdığı balladlar öykücü, dramatik ve karanlık bir atmosfer oluşturan parçalardır. Günümüzde halk küğünde aşk (özellikle karşılıksız aşk) şarkılarına bu isim verilebilmektedir. Bkz.: Ballade, ballata. Ballad-opera.

Ballad-opera:

Halk küğüne dayanan yerel ya da mahalli opera. Bu türe verilen isim.

Ballade:

Bkz. Ballad.

Ballancement:

Salınma, sallanma.

Ballare:

(İt.) Dans etmek, kırınmak. ... Dansı yapmak.

Ballata:

Bkz. Ballad.

Ballerina:

(İt.) Dansçı, kırınan kişi. Balerin. Bale sanatı gerçekleştiren kadın. Dansör. Bale yapan kadın.

Ballerino:

(İt.) Dansçı, kırınan kişi. Balerin. Bale sanatı gerçekleştiren kadın. Dansör.

Ballet:

(Alm.) Bale.

Balletto:

(İt.) Bale.

\ Ballı, Aydın:

22 Şubat 1965 tarihinde Kargalı'da doğdu. İlk eğitimini Kargalı'da bitirdikten sonra 1975 yılında Avusturya'ya yerleşti. Oniki yaşında iken saz çalmayı öğrenen sanatçı orta okuldan sonra "Teknik Lise"yi bitirdi. 1984'den bu yana çok sayıda yerli ve yabancı sanatçının yaptığı çizitlerde saz ve kabak kemençe çaldı. 1996 yılında Avusturya vatandaşlığına geçen Aydın Ballı halen “Dornbirn Küğ Okulu”nda Türk küğü çalgıları öğretmenliği yapmakta, ayrıca iki yıldır Dornbirn'de etkinliklerini sürdüren "Spielboden Türk Korosu"nun yönetkenliğini yürütmektedir.

Ballo:

(İt.) Balo. Dans, dans ezgisi. Baloda kırınmak.

Banal:

Bayağı. Sıradan. Sıradan olan, yaygın kullanılan. Basit, adi. Herkesçe bilinen, kolay anlaşılan, herkesin kullandığı. Kaba. Son derece sıradan olduğu için herkesin kolayca öğrendiği ve benimsediği küğ parçaları için kullanılır. Örneğin Türk pop küğü gibi...

Banalite:

(Fr.) Banalité. Bayağılık... Bayağı, sıradan, yaygın. Bol bulunan. Adi olan. Sıradanlık, beylik.

Band:

(İng.) Bando. Genellikle askeri yürüyüşlükler (marşlar) çalan topluluk. Bkz.: Bande, banda.

Band:

(Alm.) Grup. Orkestra. Çember. Bando.

Banda:

(İt.) Bando. Üflemeli ve vurmalı çalgılardan oluşan küğsel topluluk.

Bande:

(Alm.) Bando. Grup, çete. Şebeke, sürü. Birlikte küğ yapmak üzere bir araya gelmiş üflemeli ve vurmalı çalgı üyelerinden müteşekkil küğ grubu.

Bandolin:

15 telli bir çalgıdır. Daha çok Ekvator'un Andeon bölgesinde tartımsal ve ezgisel bir çalgı olarak kullanılır. Sırtı düzdür. Bir bakıma mandoline benzetilebilir. Üçerli aynı sesi vermek üzere toplamda 15 telden yapılır. Akraba çalgılar arasında bandola, bandurria (bandura), laud, mandolin ve mandola sayılabilir.

\ Bandoneon:

Tahminen 1845 yıllarında yaratılan Almanya kökenli tuşlu ve körüklü “konçertinas” isimli çalgı ailesinin bir üyesidir. Konçertinas İngiliz Adaları’nda kullanılanlardan farklı olarak her iki tarafında ondört tuşu olan kare şeklinde küçük bir çalgıdır. Tahminen 1856 yılında tuş sayısı yetmişten fazlaya çıkarılmış ve bu çalgıya Kuzey Almanya’nın Krefeld kentinde bir küğ gereçleri dükkanı sahibi olan Heinrich Band anısına ticari isim olarak “Bandoneon” verilmiştir. Bandoneon Almanya’da çeşitli boyutlarda geliştirildi. Pek çok modelden biri olan “Reinlander” Ren bölgesinden, 19.yy’ın sonunda “Chemnitzer” modeli ise Chemnitz kentinden Polonyalı ve Çek göçmenler tarafından Amerika Birleşik Devletleri’ne götürülüp Arjantin’e ulaştırıldı.

\ Bandura:

Ukrayna kökenli, telleri ditilerek çalınan halk küğü çalgısıdır. Yapısal olarak zither (kanuna benzeyen bir çalgı) ve lavta’nın unsurlarını bir araya getirmiştir. 1940’lı yıllara dek bu çalgı için “kobza” terimi de sıklıkla kullanılmaktaydı. 1700’lü yıllarda yapılan erken dönem çalgılarda 5 ile 12 tel bulunmaktaydı ve lavta’ya çok benzemekteydi. 20. yüzyılın başlarında tellerin 31 adete kadar çıktığını (1926), daha sonra modern dinleti banduralarında 56 ile 68 civarında tel kullanıldığını (1954) gözlemliyoruz. Bu çalgıyı çalan küğcülere “bandurist” denilmektedir. 19. yüzyıl süresince ve 20. yüzyıl başlarında geleneksel bandura çalıcılarına “kobzarlar” denilmekteydi. Bandura denilen çalgının Doğu Avrupa kökenli bir cins santur olan “gusli” ile yine Doğu Avrupa kökenli bir cins lavta olan “kobza”nın bir hibrid türevi olarak geliştiği düşünülmektedir. Bazı küğ bilimciler ise “kobza”“bandura”ya benzeyen bir tür veya çalgı olarak kabul ederler. “Bandura” teriminin Polonya’nın kronolojik tarihsel gidişinde 1441 yılına dek bir geçmişi olduğu açıktır. Bu çalgının melezlenmesinin 18. yüzyılın sonlarında ya da 19. yüzyılın başlarında ortaya çıktığı söylenebilir. Çalgının bu isimle anılması Polonya Kralı III. Sigismund emrinde çalışan ve Taraszko isimli Ruthenyalı (Ukrayna) bandurist bir kişiye kadar uzanmaktadır. Aynı etnik kökenden gelen bir dizi başka bandurist Ortaçağ dönemi Polonya belgelerinde kayıtlıdır. Bandura teriminin Ukrayna diline Lehçe’den, Latince’den ya da Yunanca’dan geçtiği düşünülmektedir. Bazı kişiler Yunanca “pandora” veya “pandura” terimlerinin doğrudan doğruya Ukrayna diline girdiğini iddia etmektedirler. “Kobza” terimi genellikle “bandura” ile eşanlamlı olarak ya da 20. yüzyılın ortalarına kadar birbirinin yerine kullanılmıştır. “Kobza” teriminin kullanımı, “bandura” teriminin bilinen ilk kullanımından önce gelmektedir. Polonya tarihinde “kobza” terimi ilk olarak 1313 yılına denk gelmektedir ve Ukrayna diline geçişi 12-13. yüzyıllarda meydana gelmiştir. Daha az kullanılan “kobza-bandura” terimi, çalgının ikili (dual) kökenine atıfta bulunur. Ancak bu terim uzun ve hantal kaldığı için konuşma dilinde pek kabul görmemiştir. “Bandore” veya “bandora” terimi, bu çalgıyı belirtmek için kullanılır. Terimin günümüzdeki şekliyle kullanımı 20. yüzyıl başlarında gerçekleşmiştir. Lavta benzeri telli çalgıların Ukraynalılar tarafından kullanımı 591 yılına kadar uzanmaktadır. Aynı yıl Bizans-Yunan tarihçileri, “kithara” olarak adlandırılan lavta benzeri çalgılarla dolaşan Bulgar savaşçılarından bahseder. Ukrayna (Ruthenya) krallığının katedrallerinde yer alan 11. yüzyıla ait fresklerde lavta benzeri çalgıların ikonografik tasvirleri bulunmaktadır. 18. yüzyılın ortalarına kadar, “bandura” olarak bilinen çalgının perdeleri vardı ve lavta veya gitara benzer bir şekilde çalınırdı. Bu çalgı, “Alman bandore”sine pek benzemekteydi. 18. yüzyıl ortalarında “prystrunky” olarak adlandırılan ek teller kullanılmaya başlandı. 19. yüzyılın ortalarından başlayarak zaman içinde lavta benzeri banduraların yerine zither benzeri banduralar görülmeye başlandı. Lavta ve santurun organolojik unsurlarını birleştiren bu çalgının icadı bazen “Trecento” sırasında İtalyan bir lavtacı-bağdar olan Francesco Landini’ye de dayandırılmaktadır. Filippo Villani “Liber de Civitatis Florentiae” başlıklı kitabında Landini’nin yeni bir tür çalgı icat ettiğini, bu çalgının lavta ile santur arasında bir köprü olduğunu, bu çalgıya “serena serenarum” ismini verdiğini ve çalgının telleri ditildiğinde mükemmel ses verdiğini yazmıştır. Alessandro Magnasco gibi sanatçıların verimlerinde görüldüğü üzere bu tür çalgılar İtalya’da yaklaşık 1700’lü yıllarda kullanılmaktaydı. Hlukhiv’deki bir küğ akademisinde 1738’li yıllarda bandura ve kemanın notalardan çalınmasının öğretildiği belirtilmektedir. Bu, Doğu Avrupa’da açılan ilk küğ okulu olup St. Petersburg’da bulunan “Çar Sarayı”na küğcüler ve ırlağanlar yetiştirmek amacı ile kurulmuştu. Çalgının yapım şekli ve çalma tekniği yalkıcının sesine eşlik etme amacını gütmekteydi. 18. yüzyılın ortalarında çalgı, sap boyunca gerilmiş dörtlü aralıklarla akortlanmış perdeli veya perdesiz 4 ile 6 tele sahipti ve diyatonik olarak yerleştirilmiş “prystrunky” olarak bilinen 16 adede kadar ince sesler veren tellerden bireşmişti. “Bandura” bu biçimini göreceli olarak değişmeden 20. yüzyıl başlarına dek korudu. Bu tarihe dek banduranın dağarı sözlü gelenek üzerine şekillendirilmiş ırsal yaratılara eşlik olarak korundu. Bunlar arasında halk şarkıları, dinsel parçalar, ilahiler ve “duma” (tekil) ya da “dumy” (çoğul) olarak bilinen kahramanlık parçaları bulunmaktaydı. Bazı halk kırını ezgileri de dağarın bir kısmını oluşturmaktaydı. Çalgı zaman içinde Doğu Avrupalı asilzadelerin saraylarında pek gözde oldu. Hem Rusya’da ve hem de Polonya’da görev yapan çok sayıda banduristin varlığından bahseden kaynak bulunmaktadır. Rusya İmparatoriçesi Elisabeth'in (Büyük Peter’in kızı - bize göre Deli Petro) Ukraynalı saray banduristi Olexii Rozumovsky ile uzun süredir devam eden bir ilişkisi ve belki de dengi dengine olmayan bir evliliği vardı. 1908 yılında Kiev’de bulunan “Mykola Lysenko Küğ ve Drama Enstitüsü” bandura öğreten sınıflar açtı ve öğretmen olarak Ivan Kuchuhura Kucherenko’yu atadı. Kucherenko bu okulda 1911 yılına dek öğretmenlik yaptı, ardından Hnat Khotkevych tarafından bu sınıfların tekrar açılması için bir girişimde daha bulunuldu, ancak Mykola Lysenko’nun ve ardından Khotkevych’in 1912 yılında sürgüne gönderilmeleri bu yeni girişimin gerçekleşmesine olanak vermedi. Khotkevych bandura ile ilgili ilk kitabı Lviv kentinde 1909 yılında yayınlamıştı. Daha sonra bu yayını bir dizi bandura metodunun yayınlanması izledi. 1913-1914 yıllarında yayınlanan bu kitaplardan en önemlileri Mykhailo Domontovych, Vasyl Shevchenko ve Vasyl Ovchynnikov’a ait olanlardı. 1910 yılında Hnat Khotkevych tarafından bandura için yazılmış ilk bağda Kiev’de yayınlandı. Bu Harkov stilinde yazılmış “Odarochka” başlıklı bir kırın küğü idi. Khotkevych 1912 yılında çeşitli parçalardan oluşan bir kitap hazırladıysa da yayıncının tutuklanmasından ötürü hiç bir zaman basılamadı. 1920’lerde ve 1930’larda bandura için çok sayıda bağda kaleme alındıysa da bu bağdalardan pek azı baskıya girebildi. Sovyet devriminden sonra Aralık 1933 - Ocak 1934 arasında bu çalgının çalıcıları istenmeyen adam ilan edildi ve 300’e yakın çalıcı yeni Sovyet toplumuna aykırı kişiler olarak muamele gördü. “II. Dünya Savaşı” ve özellikle Joseph Stalin’in ölümünden sonra bu çalgı için yasaklar gevşetildi ve bandura tekrar toplum katında kabul görmeye başladı. Ukrayna’da küğ okullarında ve konservatuvarlarda bandura eğitimi Khotkevych’in öğrencisi olan ve “Kolyma” çalışma kampından salınan Volodymyr Kabachok yönetiminde tekrar başladı. Günümüz bandurası'nın ses genliği şöyledir:

Günümüz Bandurası'nın Ses Genliği


Bkz.: Zither. Lavta. Kanun. Kobza. Bandurist. Kobzar. Santur. Gusli. Pandora. Pandura. Bandore. Bandora. Kithara. İkonografi, ikonografik. Prystrunky. Organoloji, organolojik. Trecento. Landini, Francesco. Villani, Filippo. Magnasco, Alessandro. Duma, dumy. Rozumovsky, Olexii (Razumovsky, Alexei). Lysenko, Mykola. Mykola Lysenko Küğ ve Drama Akademisi. Kucherenko, Ivan Kuchuhura. Khotkevych, Hnat. Domontovych, Mykhailo. Shevchenko, Vasyl. Ovchynnikov, Vasyl. Kabachok, Volodymyr.

Banjo:

Amerikan zencilerinin gitarı.

Baqueta:

(İsp.) Değnek, çubuk. Davul sopası, baget. Davul tokmağı, trampet değneği.

\ Baraban:

Davul. Eski Türklerde büyük davula ve bu davulun tokmağına verilen isim. Her iki yüzüne de deri çekilmiş ve bu derilerin arasındaki hacim boş bırakılmış, geniş enli ve silindir şekilli, ağaçtan yapılmış bir tokmakla vurularak çalınan küğ aleti, bir musiki çalgısı. Tebil. (İng.) Drum.

\ Barantschik, Alexander:

Keman sanatçısı. 1953 yılında Saint Petersburg’da dünyaya geldi. “Saint Petersburg Konservatuvarı”nda keman eğitimi aldı. Okuldan mezun olduktan sonra çeşitli Sovyet Rusya orkestralarında çalıştı. Çalıştığı kurumlar arasında “Saint Petersburg Filarmoni Orkestrası” da bulunmaktadır. Sanatçı 1979 yılında “Bamberg Sinfoni Orkestrası”nın başkemancısı oldu. 1982-2001 yılları arasında “Hollanda Radyo Filarmoni Orkestrası”nın başkemancılığını yaptı, ayrıca 1989-2001 yılları arasında “Londra Sinfoni Orkestrası”nın başkemancılığını üstlendi. 2001 yılında “San Fransisko Sinfoni Orkestrası”nın küğ yönetmeni Michael Tilson Thomas’ın daveti üzerine Amerika Birleşik Devletleri’ne geçti ve aynı yılın Eylül ayında bu orkestranın başkemancısı olarak görev aldı. Barantschik çeşitli yarışmaların birincisi olarak ödüller kazanmıştır. Örneğin İsviçre’nin Sion kentinde gerçekleştirilen uluslararası keman yarışması ve “Rus Ulusal Keman Yarışması” bunlardan ikisidir. Sanatçı bir oda küğü yorumcusu olarak Mstislav Rostropovich, Maxim Vengerov ve Yuri Bashmet ile yaylı çalgılar dördülü oluşturarak çok sayıda dinleti vermiştir. Barantschik bir zamanlar Ferdinand David ve Jascha Heifetz’in çaldığı 1742 yılı yapımı bir Guarnerius del Gesù keman kullanmaktadır.

Barcarole:

(İt.) Bkz. Barkarol, Barcarolle.

Barcarolle:

Bkz. Barkarol, Barcarole.

Bare (Barré):

Gitar ya da mandolin çalarken işaret parmağının bir kaç tele birden basılması.

Barış İçin Birleşen Sanatçılar Derneği (Association des Artistes pour la Paix-ADAP):

Ülkeleri birbirine karşı olmuş, ulusları birbiriyle savaşmış; ama onlar inadına elele tutuşuyor, herşeye rağmen birlikte küğ yapıyorlar. Onların barış bayrakları notaları. “Barış İçin Birleşen Sanatçılar Derneği (ADAP)" dinler, diller, sınırlar arası barış için sahneye çıkıyorlar. Çekişmelerin, çatışmaların ve savaşların bitmediği bir dünyada ayrı dil, din ve ulustan dokuz sanatçı ortak bir amaç için ortak bir dilde -yani küğde- buluştu ve “Association des Artistes pour la Paix”i kurdu. Hüseyin Sermet (Türkiye), George Lazaridis (Yunanistan), Seta Tanyel (Ermenistan), David Lively (ABD), Nima Sarkechik (İran), Rüya Taner (KKTC), Cyprien Katsaris (Kıbrıs Rum Kesimi), Israel Kastoriano (İsrail), Ramzi Yassa (Mısır). Bu sanatçıların ortak tek noktaları kendi alanlarında coğrafyalarının en iyilerinden olmaları ve küresel çapta tanınmaları. Küğü bütün anlaşmazlıkları çözecek evrensel bir açkı olarak kullanan topluluk küğ yolu ile uluslar arasındaki anlaşmazlıklarla ve anlaşmazlıkları tetikleyerek besleyen fikirlerle mücadele etmeyi amaçlamaktadır. "ADAP" bu amaç doğrultusunda Paris ve Lüksemburg’dan sonra İstanbul’da sahneye 19 Aralık 2006 akşamı çıkmıştır.

\ Bariton Imperial:

Alaşımlı ve üflemeli bir çalgıdır.

Bariton-1:

(Alm.) Bir erkek sesi cinsi... Küğde tenor ile bas arasında orta kalınlıkta erkek sesi... Fr. Barytone, Alm. Bariton. İt. Baritono. Etimolojik olarak Yunanca βαρυτονος kelimesinden gelmektedir. Bu kelime Yunanca'da derin veya ağır sesli demektir.

\ Bariton-2:

Bas ile alto arasında ses veren pistonlu bir çeşit ağız çalgısı. Üflemeli, alaşımlı bir çalgı. Bariton.

Baritono:

(İt.) Bkz. Bariton. Basın üstündeki erkek sesi.

Barkarol:

Gemici veya gondolcu şarkısı. Venedik gondolcularına özgü halk küğü. Venedik gondolcularının söyledikleri aşk şarkıları. Bunu taklit eden diğer küğler de “Barkarol” olarak isimlendirilirler. Bkz. Barcarole, Barcarolle.

Barok (Baroque):

Onaltıncı yüzyıla ait süslemeye önem veren küğ ve bu küğsel çağ...

\ Baron, Josefina Acosta de:

Kolombiyalı bağdar, piyanist ve küğ öğretmeni. 12 Haziran 1897 tarihinde Kolombiya’nın başkenti olan Bogota’da dünyaya geldi. 1905 yılından başlayarak bu kentte bulunan “Academia Beethoven - Beethoven Akademisi”nde küğ eğitimi almaya başladı. Kuramsal bilgiler, remileme ve uyum bilgisi derslerini Santos Cifuentes’den, piyano derslerini ise Maria de Cifuentes’den aldı. 1909 yılından itiaren piyano derslerini Eliseo Hernandez ile Honorio Alarcon ve uyum bilgisi derslerini Guillermo Uribe Holguin ile sürdürdü. Bu çalışmaları 1912 yılına dek devam etti. 1913 yılında Barselona’ya gitti ve bu kentte bulunan “Academia Marshall - Marshall Akademisi”nde Manuel Burges ile ileri düzey çalışmalar gerçekleştirdi. 1917 yılında ülkesine döndü ve 1929 yılına dek yöneticiliğini yaptığı “Centro Musical de Chapinero - Chapinero Küğ Merkezi”ni kurdu. Aynı zamanda “Instituto Pedagogico Nacional - Ulusal Pedagoji Enstitüsü” ile “Conservatorio Nacional de Musica - Ulusal Küğ Konservatuvarı”nda öğretmenlik yaptı. Daha sonra Ibague kentine yerleşerek “Conservatorio de Tolima - Tolima Konservatuvarı”nda 1936 ile 1945 yılları arasında öğretmen oldu. 1952 yılı Kasım ayında “Instituto Femenino Orientacion Social - Kadın Enstitüsü Sosyal Oryantasyon” korosu ile çok beğeni toplayan bir dinleti verdi. Acosta, bir bağdar olarak piyano için yazdığı eserlerin yanı sıra bazı dinsel içerikli yaratılar da bağdamıştır. Öğrencileri arasında Oscar Buenaventura da bulunmaktadır. Sanatçının ölüm tarihi ne yazık ki bilinmemektedir. Eserleri: “Follage - Sol El için Çalışmalık - Piyano” (1930 yılında Barselona’da Boileau tarafından yayınlandı), “Las Estaciones - Piyano Ardışı; Bölümleri: 1- İlkbahar, Prelüd, 2- Yaz, 3- Sonbahar, 4- Kış, 5- Follage, sol el için” (1930 yılında Barselona’da Boileau tarafından yayınlandı), “Sonbahar - Piyano için” (1937), “Arcanidades - Piyano için Kırın Küğü” (1950 yılında Bogota’da G. Navia tarafından yayınlandı), “Aguila Imperial - İmparatorluk Kartalı; Piyano için Marş. Almanya İmparatoru Kaiser Wilhelm II’ye ve onun adına Bogota’daki Alman Bakan’a adanmıştır.” (1950 yılında Bogota’da G. Navia tarafından yayınlandı), “Üç Ave Maria”, “Okul için İlahi - Bogota’da Kadınlar Günü için”, “Orkestra için Büyük Marş”, “Piyano için Impromptu”, “Bolero Espanol - Las Gaviotas / İspanyol Bolerosu - Martılar - Piyano için), “Küçük do’dan Prelüd ve Füg - Piyano için), “La Rosa Deshojada - Yapraksız Gül - Piyano için”, “Serenata Espanola - İspanyol Serenadı - Piyano için”, “Vals Romantico - Romantik Vals - Piyano için”, “Valses Nocturnos - Gece Valsleri - Piyano için”, “Tarantela Napolitana - Piyano için”.

Barre de mesuré:

(Fr.) Ölçü çizgisi. Okumayı kolaylaştıran, metrik sistemin gereği olarak konulan ölçü çizgisi. Ölçüleri birbirinden ayıran çubuk şeklindeki çizgi. İşaret çizgisi.

Barré de séparation:

(Fr.) Ayırma çizgisi.

Barytone:

(Fr.) Bkz. Bariton.

Bas:

En kalın erkek sesi. En kalın sesli orkestra çalgısı. Bkz. Basse. Basso.

Basamak:

Bkz. Appogiatur. Doğal büyüklüklerinde yazılmış notalardan önce farklı süre değerlerinde, ancak küçük yazılmış notalar bulunmaktaysa ve bunlar asıl notanın bir ya da yarım perde altında veya üstünde yer alıyorlarsa, bu tür notalara “basamak” ismi verilir. Basamak notalar çok çeşitli biçimlerde icra edilirler. Özellikle eski küğde türlü şekillerde kullanılmış olan bu küçük notaların nasıl değerlendirilmesi gerektiği, küğcülerin bir çoğunu düşündürür. Bu notaların nasıl çalınmaları gerektiği (yorumlanmaları) konusunda doğruyu bulabilmek için eski dönem yaratılarını dikkatle incelemekte yarar bulunmaktadır. Genel bir kural olarak, “bu türlü küçük notaların, kendi süre değerleri kadar bir değeri, kendilerinden sonra gelen asıl notaların sürelerinden almaları gerektiği” saptamasını yapmalıyız. Örnekte de görüleceği üzere bu küçük notalar çeşitli süre değerlerinde olabilmekte ve değişik süre değerlerindeki asıl notaların önlerine gelebilmektedirler. Yazılış şekillerine dikkat edilecek olunursa, kısa basamaklarda görmeye alışkın olunan eğri çizgiler bunlarda bulunmamaktadır. Kısacası, “asıl notaların bir perde üstünde ya da altında bulunup, değerlerini asıl notalardan alan ve böylece asıl notaları ileri (sağa) doğru itip önce kendileri işitilen küçük notalara ‘basamak’ ismi verilir.” Örnekleri inceleyiniz:

Yazılışı:

Basamak - Örnek 1a

Çalınışı:

Basamak - Örnek 1b

Yazılışı:

Basamak - Örnek 2a

Çalınışı:

Basamak - Örnek 2b

Basbariton:

Bas ile bariton arası kalınlıkta erkek sesi. Bas kalitesinde ve bariton seviyesinde erkek sesi. Bkz. Basse-bariton.

Basic Scale:

İng. Özaşıt, ana aşıt. Temel ölçek. Asıl gam. Bkz.: Özaşıt, rast makamı. (Alm. Grundleiter)

Basmacıoğlu, Kandemir:

1987 yılında Ankara’da doğdu. Altı yaşında iken amatör olarak İhsan Akev’le başladığı piyano eğitimini 1995 yılında Bişkek/Kırgızistan’daki “Şubin Küğ Okulu”nda sürdürdü. Buradaki öğrenimi sırasında Kırgızistan’da yapılan piyano yarışmasında ikincilik ve daha sonra oda küğü dalında yapılan yarışmada da “En İyi Eşlikçi” ödüllerini aldı. Beş yıllık bu okulu üç yılda bitirme başarısını gösterdi. Türkiye’nin yanısıra Ukrayna ve Bulgaristan gibi ülkelerde Michael Markov, Michael Roll, Eric Stumacher, Robert Roux, Walter Groppenberger, Muhiddin Dürrüoğlu Demiriz, Özgür Aydın, Toros Can, Hüseyin Sermet ve Dimitris Sgouros gibi dünyaca ünlü piyanistlerle çalışma fırsatı buldu. Ayrıca 2002 yılında “Datça Klasik Müzik Festivali”ne solist sanatçı olarak katıldı. 2003 Aralık ayında yapılan “İş Sanat Genç Yetenekler Seçmeleri”ni kazanarak “Parlayan Yıldızlarla Bir Hafta Sonu” etkinliği kapsamında 2004 Mart ayında “İş Sanat Dinleti Salonu”nda bir resital verdi. Almanya'nın Weimar kentinde yapılan “Cyprien Katsaris Ustalık Kursu”na katılımcı olarak seçildi. Kandemir Basmacıoğlu 1998 yılında Anna Garibian ile başladığı eğitimini Gülnara Aziz ile sürdürmektedir.

Basoon:

Fagot için İngilizce'de kullanılan karşılık; basson, bassoon. (İngiltere, Amerika).

Bass:

(İng.) Bkz. Bas. En kalın erkek sesi.

Bass Voice:

(İng.) Bas sesi.

Basse:

(Fr.) Bkz. Bas. En kalın erkek sesi.

Basse Bouffé:

Komik bas.

Basse Chantant:

Şarkı söyleyen, ırlayan bas sesi; bas sesleri içerisinde daha az yoğunluklu, bir başka deyişle daha az ciddi olanıdır.

Basse Chiffrée:

(Fr.) Rakamlı bas.

Basse Continue:

(Fr.) Sürekli bas. Bkz. Basso Continuo.

Basse d'Alberti:

(Fr.) Bkz.: Alberti Bası. Piyanoda sağ el ezgiyi çalarken sol elin uygularla eşlik etmesi ya da bu uyguları bileşenlerine ayırarak arpejler halinde çalması. Ezgiye hep aynı biçimde uygular tutulması.

Basse Noble:

Asil bir bas sesi.

Basse Profonde:

Ağır ve asil bas sesi.

Basse-bariton:

Bkz. Basbariton.

Basso:

(İt., İng.) En kalın erkek sesi. Bkz. Bas.

Basso Continuo:

Devamlı bas, sürekli bas. Özellikle barok dönemde kullanılan ve orkestranın uyumsal boşluklarını doldurmak üzere tasarlanmış küğsel gidiş ve bunu çalan çalgıya verilen isim.

Basso Contrainte:

Sürekli bas.

Basso Figurée:

(Fr.) Figürlü bas, figüre edilmiş bas, işlemeli bas. Tasvirli bas. Bas partının figüre edilmesi.

Basso Fondamentale:

(İt., Fr.) Temel bas.

Basso Ostinato:

Basla çalınan ve birçok döneç ile tekrarlanan kısa bir motif veya tema.

Basso Ripieno:

(İt.) Eşlik eden bas. Refakat eden bas. "Basso Ripieno" armoniyi tamamlar.

Basson:

Bkz. Fagot, Bassoon.

Bassoon:

Bkz. Basson, Fagot.

\ Başaran, Ayvaz:

Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde Neşet Ertaş’la sanat hayatına başlayan Ayvaz Başaran, kurdukları “Abdallar Topluluğu”nda sahne aldı, daha sonra zurna çalarak kendisini geliştirdi. Ankara’da yeniden bir araya geldikleri Ertaş’la dinletilere katılan Başaran’ın Kırşehir yöresine ait 23 eseri “TRT Arşivi”ne girdi. Ertaş ile kurulmasına katkı yaptıkları “Kültür ve Turizm Bakanlığı Kırşehir Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu”nda yıllarca zurna çalan Başaran Japonya, Almanya, Hollanda ve Belçika başta olmak üzere birçok ülkede dinletiler verdi.

\ Başel, Feryal:

1975 yılında Ankara’da doğdu. “Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü”nden 1997 yılında mezun oldu. “Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Koro Bölümü”ne üç yıl devam etti. Tenor Savaşeri Kolat’la birlikte 1993 yılından bu yana ses eğitimi çalışmaları yapmaktadır. 1996–1999 yılları arasında “TRT”de “Genç Pop” adlı bir küğ izlencesi hazırlayıp sundu ve bu izlencenin orkestra yalkıcılığını yaptı. Çeşitli organizasyonlarla yurt dışında dinletiler verdi. 1994 yılından bu yana ertikten kişi olarak küğ çalışmalarını sürdürmektedir.

Başkemancı:

Konser ustası, birinci keman grubunun başında oturan sanatçı. Liderlik yapan keman sanatçısı. Orkestra yönetkeninin topluluktaki temsilcisi ve onun olmadığı durumlarda yerini alan kişi. Bkz. Concertmaster.

Başkent Dördülü:

“Orkestra Akademik Başkent”in sanatçı üyelerinden Özgür Baskın (keman), Burcu Marlalı (keman), Caner Soyberk (viyola), Serdar Mamaç (viyolonsel)’tan oluşan “Başkent Dördülü” genç kuşağın başarılı gruplarından olup Türkiye'de çoksesli ulusal ve uluslararası sanat küğünün sevilmesi ve geniş insan topluluklarına ulaşması anlamında birçok dinleti vermiş, kayıtlar yapmış ve televizyon çekimleri gerçekleştirmiştir.

Başlık:

Herhangi bir tonda yazılmış olan yaratının hangi tona ait olduğu, o tona ait olan değiştirgeç simgelerinin dizekte hemen açkının yanına konulmasıyla anlaşılır. Büyük(lü) dizi (majör gam) kalıbını uyguladığımızda bir tek “Büyük Do Dizisi”nin değiştirgeç almadığını ve doğal bir şekilde bu kalıba uyduğunu biliyoruz. Diğer dizilerde aralıkları yeniden ve her defasında düzenlemeden bu kalıbın uygulanamayacağını da bilmekteyiz. Örneğin “fadiyez” sesi “Büyük So Dizisi”ni oluşturan, yani “Sol Majör Gamı”nın kurulabilmesi için varlığı şart olan bir sestir. Kısacası “Büyük So Dizisi” deyince fa seslerini mutlaka diyezli olarak düşünmek zorundayız. Bu durumda “Büyük So”dan yazılmış bir küğ yaratısında ne kadar fa geçiyorsa (aksine bir belirteç yok ise) hepsinin önüne diyez koymak gerekir. Bunun ne kadar güç bir iş olacağı açıktır. Fa notaları her geçtiğinde durmadan önlerine diyez koymak hem yazan hem de okuyan ve çalan için pek hoş bir durum değildir. Bunun için yazmayı, okumayı ve çalmayı kolaylaştıran bir çare düşünülmüş ve çok basit bir yöntem bulunmuştur. Bu yazıda şu ana kadar “Büyük So Dizisi” söz konusu edildiği için bu tonda konuşmaya devam edersek ilgili küğsel yaratıda her dizekte açkıdan sonra ve açkının sağ yanı başında (kullanılan açkıya göre farklı yerlerde) konuşlandırılacak bir fadiyez simgesi yerleştirilmesi sorunu çözecek ve bu yaratının tonu hemen anlaşılacaktır. Bu simge parça içinde geçecek tüm fa seslerini etkileyecek ve bunları yarım ton tize alarak “fadiyez” yapacaktır. Başka diziler kullanılırken ise daha fazla diyez ya da bemol kullanmak gerektiği açıktır. İşte bu dizilerin kuruluşlarına dahil olan değiştirici simgelerinin de kullanılan açkı ne olursa olsun hemen sağ yanına yerleştirilmeleri yoluna gidilmiştir. Açkıdan hemen sonra ve ölçü zaman rakamlarından önce konan bu işaretlere “başlık” adı verilir. Örnek olarak kullandığımız “Büyük So Dizisi”nin başlığında tek bir diyez bulunmakta ve dizek üzerinde aşağıdaki gibi gösterilmektedir:

Büyük So Dizisi

Başlığa konulan değiştirici simgeler hep aynı yere konulurlar. Bir dizinin kuruluşuna dahil bulunan değiştirici simgeleri sadece parçanın başında başlığa koymak yeterli olsa bile -ki bu şekilde uygulama yapanlar da bulunmaktadır- her satırın başına bir açkı koyarak bu simgelerin her satırda tekrarlanması yoluna gidilmesi daha yaygın bir eğilimdir. Açkı tekrarlanıyorsa değiştirici simgeleri de tekrarlamaktan daha doğal bir şey olamaz. Aşağıda sırasıyla tonlar ve aldıkları değiştirici simgeler önce diyezli ve sonra da bemollü olmak üzere yer almaktadır:

Diyezlerin Sırası

Bemollerin Sırası

Dikkat edilecek olunursa bu maddede yalnızca büyüklü tonları ele aldık. Küçüklü tonlar başka bir maddede incelenecektir. Bkz. Armatura, Armür, Donatı.

\ Başman, Murat:

1976 yılında Sinop’un Gerze ilçesinde doğdu. 1988 yılında “Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı”nın açmış olduğu sınavı kazanarak Nuray Eşen ile viyolonsel çalışmalarına başladı. 1992 yılından itibaren düzenli resitaller verdi. Konservatuvarda İstemihan Taviloğlu ile remileme ve uyum bilgisi, Erdoğan Davran ve Ulvi Yücelen ile oda küğü, Hikmet Şimşek ve Rengim Gökmen ile orkestra çalıştı. 1998 yılında konservatuvarın lisans bölümünden pekiyi dereceyle mezun oldu. Aynı yıl “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası”nın açmış olduğu sınavı kazanarak ertikten küğ yaşamına başladı. 2000–2003 yılları arasında orkestrada viyolonsel grup şefliği yaptı. Jiri Barta, Peter Bruns ve Marcio Carneiro’nun düzenlemiş oldukları çalışmalıklara uygulamalı olarak katıldı. “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası” ve “Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası” eşliğinde yalkıcı olarak dinletiler verdi. Sanatçı dinleti ve çalışmalık etkinliklerini sürdürmektedir.

\ Başman, Nilüfer:

Bolu’da doğdu.1980’de “Ankara Devlet Konservatuvarı Kontrabas Bölümü”nde dört yıl okuduktan sonra 1985’te “Mimar Sinan Güzel Sanatlar İstanbul Devlet Konservatuvarı”nda Melih Balçık’ın kontrabas sınıfından oda küğü, orkestra dağarı derslerini alarak Türkiye’de ilk bayan kontrabasçı olarak 1990 yılında mezun oldu. Bu arada “Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Konservatuvar Orkestrası”yla yalkıcı olarak Domenico Dragonetti’nin “Andante ve Rondo”sunu ve Giovanni Bottesini’nin “küçük si’den kontrabas konçertosu”nu yalkıcı olarak başarıyla seslendirdi. 1991 yılında “Cemal Reşit Rey Dinleti Salonu”nda Türkiye’de ilk kez “Melih Balçık Kontrabas Dördülü”yle viyolonselde Reyent Bölükbaşı ve viyolacı Nuri İyicil ile birlikte dinleti verdi. 1991 yılında “Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda kadrolu repetitör olarak kontrabas derslerine başladı ve sonrasında öğretim görevlisi olarak devam etti. Ayrıca “Akbank Oda Orkestrası”nın ilk kuruluş orkestrasında ve Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin Sanat Festivallerinde görev aldı. 2005 yılında Nuri İyicil tarafından kurulan “Camerata Saygun Oda Orkestrası”nın ilk kurulduğu orkestra kadrosunda yalkın basçı olarak görev yaptı ve birçok dinletilerde yer aldı. 2007 yılında “İstanbul Filarmoni Derneği”nin “Galatasaray Lisesi”nde düzenlemiş olduğu etkinliklerde kontrabas resitali verdi. Çok sayıda öğrencinin yetişmesinde önemli katkıları olan sanatçı 27. yılını tamamlayarak 28. yılına ilerlerken yönetimle ilgili hiyerarşi sorunları yüzünden ani bir kararla “Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”ndaki kontrabas öğretmenliğini sonlandırdı. Sanatçı çalışmalarını Datça’da devam ettirmektedir.

\ Batchvarova, Vania:

"Sofya Müzik Akademi"sinde müzik kuramları ve eğitimi, "Halle/Saale Martin Luther Üniversitesi"nde müzikoloji alanlarında lisans eğitimi aldı. Ayrıca "Berlin Hanns Eisler Müzik Yüksek Okulu"nda opera sahne yönetimi rejisörlüğü ve piyano diplomaları aldı. Yüksek lisans derecesini aldıktan sonra İtalya'da "Alla Scala di Milano Tiyatrosu"nda ve Rusya'da St. Petersburg'da uzmanlaştı. Doçent Batchvarova klasik operadan operet müzikallerine kadar, televizyon operası ve çocuk müzikalleri dahil çeşitli stillerde rejisörlük yaptı. Konuk sanatçı olarak Bulgaristan, İspanya, Almanya, Rusya, Moldavya ve Litvanya'da yaratılar sahneye koydu. Vania Batchvarova'nın opera dağarında Mozart'dan "Figaronun Düğünü", "Cosi Fan Tutte", "Saraydan Kız Kaçırma", "Emprezaryo", Donizetti'den "L'Elisire d'Amore", "Lucia di Lammermoor", Verdi'den "Il Trovatore","Rigoletto", "Nabucco", Puccini'den "Madame Butterfly" gibi çok sayıda eser bulunmaktadır. Batchvarova Bulgaristan'ın "Rusçuk Operası"nda rejisör olarak çalıştı, ayrıca "Prof. Pancho Vladigerov Müzik Akademisi"nde opera sahne dersini rejisör olarak verdi. Sofya'daki "Yeni Bulgaristan Üniversitesi"nde "Opera ve Sahne Sanatları Bölümü"nün kuruculuğunu ve yöneticiliğini üstlendi. Aynı zamanda Bulgaristan'daki ilk opera rejisörlüğü eğitim programını oluşturdu. Batchvarova 1998 yılından bugüne dek "Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı"nda doçent olarak çalışmaktadır. Opera üzerine çeşitli radyo çalışmaları yapmış bulunan sanatçı opera redaksiyonları yapmış, gazeteler ve opera dergileri için makaleler ve araştırma yazıları kaleme almıştır. "Opera Dramaturjisi" isimli bir kitabı da yayınlanmış olan Batcharova Bulgaristan'da çalıcılar ve şancılar için gerçekleştirilen "Uluslararası Svetoslav Obretenov Yarışması", "Uluslararası Genç Yetenekli Müzikçiler Yarışması" ve "Ulusal Prof. Georgi Zlatev Cherkin Şarkıcılar Yarışması"nda organizasyon komitesi ve jüri üyesi olarak görev yapmaktadır.

\ Batı Ensemble:

“Batı Ensemble”, 2012 yılında kurulmuş İzmir kökenli bir oda küğü topluluğudur. Dağarda yer alan klasıl ve romantik yaratıların yanısıra, tango ve caz tarzı küğleri de seslendirmeyi amaçlamaktadır. “Batı Ensemble” ilk dinletisini 21 Şubat 2013 tarihinde “İzmir Sanat Kültür Merkezi”nde gerçekleştirmiştir. Grubun üyeleri Yonca Alpay (Klarinet-Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası), Sema Korkut (I. Keman-İzmir Devlet Senfoni Orkestrası), Şebnem Edgü (II. Keman-İzmir Devlet Senfoni Orkestrası), Ercan Atasoy (Viyola-Yaşar Üniversitesi), Beste Başçı (Viyolonsel-Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı).

\ Batkova, Tekla Katerina Frantiska:

Çekoslovak ırlağan. 1764 yılında dünyaya geldi. Bir değirmenci olan baba Vaclav ile eşi Johanna’nın küğsel açıdan yetenekli olan altı kızının en küçüğüdür. Bu çocuklardan en büyük iki kız olan Elizabeth (1753-1819) ve Anna (1754-1818) Prag’da “St. Vitus Katedrali”nin tenoru ve daha sonra “Viyana Saray Orkestrası”nın bir üyesi olan V. Brichta’dan küğ ve ırlama dersleri aldılar ve genç yaşlarında Prag, Brno ve Viyana’da dinletiler verdiler. Dini olarak Marketa adını taşıyan Elizabeth daha sonra Prag’da manastıra kapandı ve kendini tam anlamıyla küğ ve ırlama sanatına adadı. Aynı şekilde dini adı Aquinata olan Anna da Eski Brno kentinde Dominikan bir manastıra dahil olarak kendini bağdama yapmaya verdi. Diğer üç kız kardeş olan Maria Johanna Barbora (Marianna, 1759-1800), Barbora Marie Frantiska (1760-1810) ve Josef Marie (1761-94) Leipzig’de ırlama eğitimi aldı ve üçü de 1782 yılında “Kuronsky Sarayı”nda kadroya dahil edildi.Tekla Batkova ise 1782 yılından 1795 yılına dek “Kurlandiya (bugünkü Letonya’ya bağlı bölge) Dükalığı”nın sarayında görevli bir ırlağan olarak çalıştı. Irlağan olarak bu görev öncesinde, görevli olduğu sırada ve sonrasında Avrupa’nın birçok ülkesine başarılı dinleti dolaşıları gerçekleştirdi. 1852 yılında sonsuzluğa göç etti.

Battaglia:

(İt.) Çarpışma, muharebe, savaş. Buna ilişkin yazılmış küğ. Savaş küğü, muharebeyi anlatan küğ.

Battement:

Çift tril; balede bacağı kaldırma.

Batteria (Batterie):

Vurgulu çalgılar; gitarı tellerine vurarak çalma.

Battimento:

Çift tril.

Battre la Mesure:

Ölçü vurmak, ritm tutmak.

\ Batut, Stéphane:

1968 yılında dünyaya gelen Fransız kast direktörü, yönetmen ve yapımcı. Daha çok 2009 yılında yönettiği “Le Choeur - Koro” ve 2019 yılında yönettiği “Burning Ghost - Yanan Hayalet” filmleriyle tanınmıştır. Sanatçının diğer önemli çalışmaları arasında “Vif-argent - Ateşli Ruh” (2019), “Le Rappel des Oiseaux - Kuşlar Hatırlar” (2014), “Stranger by the Lake - Göldeki Yabancı” (2013) ve “Passion of Mind - Zihnin Tutkusu” (2000) bulunmaktadır. Batut, 1990’lı yıllardan bu yana oyuncu yönetmeni olarak çalışmaktadır. “Vif-Argent” isimli filmi “2019 Cannes Film Festivali”nde sunulmuş ve “Jean-Vigo Ödülü”nü kazanmıştır. Sanatçının “Burning Ghost” filmi “11. My French Film Festivali”nde gösterime girmiştir.

\ Bayık, Mustafa:

“Çukurova Üniversitesi Adana Devlet Konservatuvarı” müdür yardımcısı ve “Sahne Sanatları Bölüm Başkanı” olan Mustafa Bayık 21 Ocak 1974 tarihinde Bornova’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Bornova’da tamamladı. Küçük yaşta küğle uğraşmaya başlayan Mustafa Bayık 1988 yılında Polonya’da düzenlenen uluslararası küğ yarışmasına katıldı. Lisede küğ öğretmeninin yönlendirmesi ve desteği ile opera’ya yöneldi. 1991 yılında “Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı Halk Müziği Temel Bilimler Bölümü”nü kazandı. Eğitimini bu okulda sürdürürken Sabahat Tekebaş’tan özel şan dersleri almaya başladı. 1992 yılında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” ve Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” şan bölümlerine girmeye hak kazandı. Ancak İzmir’de oturması nedeniyle “Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nı tercih etti. Dört yıl boyunca Konstantin Pavlovich Lisovsky ile şan çalıştı. Birinci sınıfta “İzmir Devlet Operası”ndan Altuğ Dilmaç’la mimik, ikinci sınıfta Haşim Hekimoğlu ile oyunculuk ve diksiyon, üçüncü ve dördüncü sınıfta Necdet Aydın’la küğlü sahne çalıştı. Haziran 1996’da sınıf ve bölüm birincisi olarak mezun oldu. 1996 yılı içerisinde “Türk Eğitim Vakfı” tarafından verilen sınıf-bölüm birinciliği ödülünü almaya hak kazandı. Ödülünü “İstanbul Divan Otel”de düzenlenen bir törenle aldı.Kasım 1996’da Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nın açmış olduğu kadro sınavını kazandı. Ocak 1997’de “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda okutman kadrosuyla göreve başladı. Aynı okulun Ocak 1997’de şan dalında açmış olduğu yüksek lisans sınavını kazandı. Yüksek lisans eğitimi sırasında Yalçın Yüregir’den uyum bilgisi, lied literatürü, çağdaş Türk küğü ve uyumsal analiz dersleri aldı ve Yalçın Davran ile şan çalıştı. Yüksek lisans eğitimim sırasında birçok şan konseri, opera sanatı ve ses eğitimi konulu konferanslar verdi.Çukurova Üniversitesi”nde okutman olarak çalıştığı dönemde “Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığı”ndan gelen teklif üzerine “Müzik Öğretmenliği Bölümü”nde üç sene süreyle hafta sonları şan dersi verdi.Kendisini mesleki açıdan geliştirmek amacıyla 1999 yazında üç aylığına Amerika Birleşik Devletleri’nde bulundu. Bu süreçte dünyaca ünlü eğitimcilerle çalışma fırsatı buldu. “New York Opera Works” isimli kurumda ses eğitimi üzerine bir sertifika programına katıldı ve programı başarıyla tamamladı. Bu kurumda tanınmış orkestra yönetkeni ve aynı zamanda şan pedagogu olan David Laighton ile çalıştı. “Metropolitan Operası” eğitim müdürü Claire Freimann’ın organize ettiği opera alanındaki konferanslara katıldı. Şan çalışmalarını dünyanın en büyük operalarından biri olarak kabul edilen “Metropolitan Operası”nın yalkın sanatçısı ve “New York Üniversitesi” şan eğitimcilerinden mezzo-sopran Jane Bunnell ve eşi bas-bariton Marc Embree ile sürdürdü. Kasım 1999’da Türkiye’ye döndü. Bu birikimini yüksek lisans çalışmasına yansıttı. Haziran 2001’de yüksek lisans eğitimini tamamladı.Ekim 2001’de doktora eğitimi için “Çukurova Üniversitesi” tarafından araştırma görevlisi kadrosu ile Belarus Devlet Küğ Akademisi”nde görevlendirildi. Bu okuldaki eğitimi sırasında çok değerli öğretmenlerle çalışma fırsatı buldu. Elena Gorokhovik danışman hocalığını yaptı, Mihail Zdanovich ile şan çalıştı. Başkent Minsk’te ve diğer birçok kentlerde dinletiler verdi. Bunlar arasında Aralık 2001’de “Türkiye-Belarus Karma Ekonomik Konsey Toplantısı” öncesinde Türk heyetine “Clear Voice Grubu” ile birlikte verdiği,Şubat 2002’de “Minsk Devlet Yabancı Diller Üniversitesi”nde “Türk Dili ve Kültür Merkezi”nin açılışında verdiği,Mart 2002’de Türkiye ile Belarus arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 10. yıldönümü kutlaması çerçevesinde “Clear Voice Grubu” ile ve yalkıcı olarak verdiği,24 Mayıs 2002’de Minsk’te verdiği şan dinletisi,26 Mayıs 2002’de Mogilov’da verdiği şan dinletisi,5 Haziran 2002 tarihinde Türkiye’nin Berlin Başkonsolosluğu’nun himayesinde “Berlin Türk Evi”nde “Clear Voice Grubu” ile birlikte verdiği dinleti,8 Temmuz 2002 tarihinde “Minsk Rotary Kulübü”nün kuruluş yıldönümünde verdiği şan dinletisi,14 Mart 2003’de “Belarus Devlet Tıp Üniversitesi”nde verdiği dinleti,Minsk Büyükelçiliğinin organize ettiği 29 Ekim resepsiyonlarında verdiği dinletiler,Çernobilzede çocuklar yararına Minsk’te düzenlenen yeni yıl kutlamalarında verdiği dinletiler bulunmaktadır.Yazmış olduğu 6 bilimsel makale Türkiye ve Belarus’taki hakemli dergilerce yayınlandı. Belarus’ta doktora eğitimi süresince “Minsk Rotary Kulübü”nün aktif üyesi oldu. Doktora eğitimini Nisan 2005’te tamamlayıp “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”na döndü. Aynı kurumda Eylül 2005’e kadar araştırma görevlisi olarak çalışmalarına devam etti. Eylül 2005’te öğretim görevliliğine atandı. Kasım 2005’te Atatürk’ün ölüm yıldönümünde sunulan “Atatürk Aramızda” isimli eserde sahne aldı. Aralık 2005-Ağustos 2007 arasında “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölümü Opera Şan Anasanat Dalı Başkanlığı”nı yürüttü. Nisan 2006’da yardımcı doçent olarak atandı. 18 Mart 2009 tarihinde “Sahne Sanatları Bölüm Başkanlığı” görevine atandı. 29 Temmuz 2009 tarihinde “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdür Yardımcılığı” görevine atandı. Sanatçı şan, opera tarihi, diksiyon-fonetik, küğlü diksiyon derslerini vermekte olup çok iyi derecede Rusça, orta derecede İngilizce ve İtalyanca bilmektedir. Mustafa Bayık, 2013 yılında Ahmet Hilmi Yücel'den boşalan "Konservatuvar Müdürlüğü" koltuğuna oturmuşsa da ne yazık ki bu görevin altından kalkabilmiş değildir. Müdürlüğe geldiği tarihten bu yana çok sayıda konservatuvar öğretmeni ve yine çok sayıda öğrenci bu okul ile ilişkilerini kesmiş, ya başka okullara gitmişler ya da emekli olmuşlardır.

\ Baykal, Cengiz:

15 Ocak 1959 yılında Batman’da dünyaya gelen Cengiz Baykal, “Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü”nden mezun oldu. “İstanbul Devlet Tiyatrosu”na yıllarca hizmet verdi ve çok sayıda tiyatro oyununda rol aldı. Cengiz Baykal, sevilen dizi ve sinema filmlerinde de rol aldı.

\ Baylan, Müfit Semih:

Ses rejisörü, küğcü, yazar, “Mavi Nota Müzik Gazetesi” imtiyaz sahibi ve editörü, yönetmen. 1957 yılında Trabzon’da doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Aksaray ve Trabzon’da geçti. İlk, orta ve lise öğrenimini Aksaray’da yaptı. “Aksaray Lisesi”ni bitirdikten sonra (1975) “Türk Ticaret Bankası”na memur olarak girdi ve 18 yıl bankacılık yaptıktan sonra kamuoyunda “Türkbank” skandalı diye nitelendirilen ve bu çerçevede gelişen olumsuz koşullar nedeniyle 1993 yılında bankadan istifa ederek ayrıldı. Bankada çalıştığı yıllarda iki yıl “Ankara Devlet Konservatuarı”na yarı zamanlı devam etti. 1993 yılında ideallerinden birisi olan “Mavi Nota Müzik ve Sanat Dergisi”ni kurdu. Dergiyle küğ alanına hizmet eden çok özel ve güzel çalışmalara imza attı. Orkestralar, korolar kurdu, küğ ödülleri düzenledi, küğbilimine önemli çeviriler kazandırdı. Ne yazık ki “Mavi Nota Müzik Dergisi” tamamen ekonomik nedenlerden dolayı 25 sayı yayımlanabildi ve 1998 yılında yayınını noktaladı. 1994 yılında “Mavi Nota Müzik Ödülleri”ni kurdu. Bu yıl 25.’si gerçekleştirilen “Mavi Nota Müzik Ödülleri” alanında Avrupa’nın en prestijli 100 küğ ödülü arasında 50. sırada gösterilmektedir (Kaynak: Der Spiegel). “Mavi Nota Müzik ve Sanat Dergisi”nin 1998 yılında yayınına ara vermesinden sonra dergiyi tekrar çıkarabilmek için yaptığı girişimler başarısız olunca format değiştirerek sanal gazete ve dergi olarak (web sitesi) 2005 yılından itibaren tekrar yayınlamaya başladı. Müfit Semih Baylan’ın okul yaşamı sırasında küğ çalışmaları hep ön planda oldu. Lisede okurken kurulan gençlik orkestrasının kurucu üyeliğini ve yalkıcılığını yaptı. 1980 yılından itibaren Trabzon’da küğ derneklerinde saz sanatçılığı (kanun), yalkıcılık, kurucu üyelik, yönetim kurulu üyeliği, dağar kurulu üyeliği, proje üretme ve geliştirme kurulu üyeliği, koro müdürlüğü ve kısa bir dönem koro yönetkenliği gibi pek çok aktif görevde bulundu. Dinletiler düzenledi ve bu dinletilerde yalkıcı olarak görevler aldı. “Çoksesli Çağdaş Türk Küğü”nün gençler tarafından sevilmesi için seminerler, dinletiler düzenledi, masa başı çalışmalar gerçekleştirdi. 1993 yılında “Kültür Bakanlığı” tarafından açılan bir sınav sonucunda“Trabzon Devlet Tiyatrosu”na sanatçı memur olarak (kondüvit, küğcü ve sahne amiri) girdi. Ülkemizin ve dünyanın birçok önemli yönetmeni ve oyuncuları ile birlikte 84 prodüksiyonun içinde görev aldı. Yurt içi ve yurt dışı tiyatro festivallerine katıldı. 2005 yılından bu yana Trabzon’da liselerde açtığı tiyatro çalışmalık sınıfları ile öğrencilere kendi dalında dersler verdi ve aynı zamanda oyunlar sahneye koydu. Öğrencilerin tiyatroyu ve dolayısıyla sanatı sevmeleri için çaba sarf etti. Aktör Gérard Depardieu ve Patricia Kaas gibi önemli şarkıcıların ses rejisörlüğünü yapan Fransız ses rejisörü Patrice Morell’in seminer çalışmalarına katıldı ve ardından ses rejisörlüğü, sinema ve tiyatro ses tekniği ve kreatörlüğü dersleri aldı. Patrice Morell’in gözetiminde, kapalı ve açık tiyatro mekanlarında, ses sistemleri kurma, çalıştırma yöntemleri üzerine çalışmalar yaptı. 2003, 2004, 2005 yıllarında yine Patrice Morell’in gözetiminde dünyanın tek ses ve plak okulu olan “Paris Académie Charles Cros”un yaz okullarına katıldı ve ses rejisörü ünvanıyla mezun oldu. Edebiyat alanında ilk denemesi “Aksaray Lisesi”nde okuduğu yıllarda, edebiyat öğretmeni Mehmet Ali Güneş’in desteğiyle “Duvar Gazetesi”nde (1971) yayınlandı. İlerleyen zaman içerisinde şiir ve denemeleri “Hasandağı”, “Damla”, “Yörem”, “Hamsi”, “Kültür”, “Ezgi’nin Günlüğü”, “Mevsim”, “İlkyaz Okul Kitaplığı", “Mavi Nota”, “Günce”, “Günışığı”, “TÖMER Trabzon”, “Karadeniz”, “Karadeniz Haber”, “Taka”, “Trabzon İlkhaber”, “Kıyı” gibi dergi ve gazetelerde yayınlandı. 2019 yılı edebiyattaki 48., küğdeki 49. sanat yılıdır. Sanatçının bir uğraş olarak başlayan fotoğraf çekme merakı giderek proje üzerine kurulu çalışmalar biçimine dönüştü. Aşk, peyzaj, şehir, insan, portre, nü, anlamlı an, kurgu üzerine kurulu toplam onlarca fotoğrafı görenlerin beğenisini kazanmıştır. Kısa film sinema üzerine yaptığı deneysel amaçlı film çalışmaları vardır. Çektiği 12 adet kısa filmi ulusal ve uluslararası festivallerin bağımsız bölümlerinde gösterilmiştir. Filmlerinde çok uzun plan-sekanslar kullanarak “küğsel dinlenme” olarak adlandırılan ve ancak uzun planlarla elde edilmesi mümkün “ölü zaman” etkisi oluşturabilmek için çok gerekli teknikler üzerine çalıştı. 1997 yılında kurduğu ve Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı “Trabzon Şiir Tiyatrosu”nda deneysel oyunlar sahneye koydu. Bunlar Nil Kara’nın “Hüzünlü Bir Şarkı”, “Sevgilim Postaneler”, “İskenderiye’de Bir Gün Öncesi”, “Sarah Kane’in 4.48 Psikozu”, Anton Pavloviç Çehov’un “Kuğunun Şarkısı” ve yine Anton Pavloviç Çehov’un “Tütünün Zararları”oyunlarıdır. 2019 – 2020 sanat sezonu için kendi yazdığı “Bir Düzine Yumurta On İki Tavuk Demek Değildir” adlı tiyatro oyununu sahneye koyacaktır. Udi Gökhan Macit ve Solist Funda Ateş ile birlikte kurduğu kanun çaldığı “Minyatür Türk Müziği Topluluğu” ile “Trabzon Sanatevi Günleri”nde iki dinleti verdi. Ağustos 2012 yılında “Trabzon Devlet Tiyatrosu”ndan emekli oldu ve bir yandan emekliliğin tadını çıkarırken bir yandan da mesleğiyle ilgili çalışmalarını oluşturduğu projeler üzerinde sürdürmektedir. Eşi Sevilay, çocukları Neveser Selin, Nevres Selim ve hayatına 2006 yılında katılan torunu Hazal, 2009 yılında katılan torunu Eylül Azra ve 2014 yılında katılan torunu Asya Mira ile birlikte Trabzon’da yaşamaktadır. Yaratıları: “Trabzon’lu Müzisyenler ve Musikimizde İz Bırakanlar” (Araştırma, İnceleme. 1. baskı 1990), “Seninle Sensiz” (Mensur şiir denemeleri, 1. baskı 1992), “Düş Yazıları”(Denemeler, 1.baskı 1998), “Ganita’nın Hüzün Akşamları” (Şiir CD albüm Nisan 2002),“Hüzün Anılarımda Saklı” (Denemeler 1. baskı 2003), “Eylül Anıları” (Denemeler, 2019 yılında yayımlanacak), “Eski Bir Nisan” (Bir Aksaray Romanı, 2019 yılında yayımlanacak), “Ses Efekti Üretimi, Sahne Müziği Teknolojisi ve Kuramı” (2020 yılında yayımlanacak). Kısa Filmleri: “Sözün Bittiği an: Sevgilinin Kafasına Radikal-iki’yi Fırlatmaktır” (2009), “Sevgilim Günlük” (2009), “Bin Dokuz Yüz Doksan Bir” (2010),“Gelirsiniz Birden Aşk” (2010), “Melancolie” (2011), “Şiddetli Bir Aşkla Tekme Tokat Sevişiyorduk” (2012), “Satranç” (2013), “Tavanarası” (2013), “Adı Yok” (2014), “Bir Resim Bir Rüya Bir Şiir” (2015), “Piyanist” (2016). “Çöplük” (2017).

\ Bayramoğulları, Bayram:

1973'te Bulgaristan'ın Şumnu kentinde doğdu. Küğsel eğitimine ilk önceleri piyano ile başladı. Daha sonra “Rusçuk Devlet Konservatuvarı”na girerek Veska Minceva ile obuva çalıştı. 1989'da zorunlu göç nedeniyle Türkiye'ye geldi ve burada “İzmir Devlet Konservatuvarı”na girerek Doç. Macit Kızılay ile obuva öğrenimini sürdürdü. Üniversite eğitimine 1992-1999 yılları arasında “Robert Schumann Müzik Akademisi”nde devam edip Doç.Taşkın Oray ile çalışarak yüksek lisans diplomasını pekiyi dereceyle alarak mezun oldu. Bulgaristan, Türkiye, Almanya ve Rusya'da yalkıcı olarak pek çok dinleti verdi ve oda küğü dinletilerine katıldı. 1997 yılında katıldığı “Robert Schumann Küğ Akademisi Oda Küğü Yarışması”nda üflemeli çalgı beşili ile birincilik kazandı. 2001 Mart ayında Moskova'da düzenlenen “Yerli ve Yabancı Yıldızların Sahnesi Festivali”ne katılarak ünlü yönetken Veronica Dudarova yönetimindeki “Moskova Devlet Sinfoni Orkestrası” ile yalkıcı olarak dinleti verdi. Sanatçı 14 Şubat 2005 Pazartesi günü “Çukurova Müzik Dostları Derneği”nin düzenlediği dinletide piyanist Bayram Karamenderes eşliğinde “Sabancı Kültür Merkezi Adana Devlet Tiyatrosu Salonu”nda bir “obuva dinletisi” sundu. 2005 yılının Kasım ayında ise Özbekistan’da yapılan “Yeni Müzik Festivali”nde Özbek bağdar Mustafa Bafoev’in “Akdeniz Dalgaları” adlı konçertosunun dünyada ilk çalınışını gerçekleştirdi. 1999 yılında “Antalya Devlet Senfoni Orkestrası”na giren Bayramoğulları “Ensemble Feverish Küğ Grubu”nun bir üyesidir.

\ Bayramoğulları, Nesrin:

1971 yılında Bulgaristan’da doğdu. Küğ eğitimine 6 yaşında başladı. 13 yaşında “Varna Devlet Konservatuvarı” sınavları kazanarak viyola eğitimine devam eden sanatçı 1989 yılında “Rusçuk Devlet Konservatuvarı”ndan Georgi Naydenov’un sınıfından mezun oldu. 1990 yılında zorunlu göç nedeni ile Türkiye’ye gelerek çalışmalarını “İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nda Alp Gültekin ile sürdüren sanatçı 1993 yılında lisans ve yüksek lisans eğitimi için Almanya “Düsseldorf Robert Schumann Akademisi”ne kabul edildi ve 2000 yılında Joachim Krist’in sınıfından en yüksek notla mezun oldu. Bu dönemde yönetkenliğe eğilen sanatçı L. Herbig’den dersler aldı. Daha sonra Dimitar Karaminkov ile çalışmalarını sürdüren Nesrin Bayramoğulları 2010 yılında “Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Orkestra Şefliği Programı”nda İbrahim Yazıcı ile yüksek lisans eğitimine başlamış, 2014 yılında mezun olmuştur.  Türkiye’deki devlet senfoni orkestralarının yanı sıra “İzmir Devlet Opera ve Balesi”ni yöneten Nesrin Bayramoğulları, 2015 yılında “Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü”nde “Orkestra Şefliği Programı”nda Şef Jean Baily ile sanatta yeterlilik eğitimine başlamıştır. 2002’de Bulgaristan’ın Sliven kentinde yapılan yönetkenlik kursuna katılan Nesrin Bayramoğulları gala dinletisini yönetti. Aynı orkestradan 2005 sezonu için yönetken olarak davet aldı. 2009-2010 sanat mevsiminde “Antalya Devlet Senfoni Orkestrası”nın düzenlediği “Genç Şefler Konseri”nde yer aldı. 2012’de “İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası” (DESO) ile dinletiler veren sanatçı, 11 yıl sonra tekrar hayata geçirilen “İzmir Film Festivali”nin açılış dinletisini de yönetmiştir. 2012’den itibaren sanatçı “Bodrum Oda Orkestrası”nın birçok dinletisinde yönetken olarak yer aldı. 2013-2015 yılları arasında “Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası”na orkestra yönetkeni olarak davet edilen Nesrin Bayramoğulları, bu görevi başarı ile yürütmüştür. 2013-2016 sanat mevsimlerinde “İzmir Devlet Opera ve Balesi”nden “Sylvia” ve “Giselle” balelerini yönetmek üzere görevlendirilen sanatçı, yönetken yardımcısı olarak çalışmalarına başlamıştır. Aynı zamanda “Çukurova”, “Antalya” ve “İzmir Devlet Senfoni Orkestraları”nda da dinletiler yönetmiştir. 2012-2015 yılları arasında “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası”nın eğitim dinletilerini yöneten Nesrin Bayramoğulları, orkestradaki görevine de 2016-2017 mevsiminden başlayarak orkestra yönetkeni olarak devam etmektedir. 2015 yılından beri, dünyaca ünlü orkestra yönetkeni Alexander Rahbari ile çalışmaların sürdüren sanatçı, yurtiçi ve yurtdışı dinletilerine devam etmektedir.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5667193
Online Ziyaretçi Sayısı:24
Bugünlük Ziyaret :437

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.