17.04.2010 / Tülay German Ölümsüzleşti

German, Tülay

     Modern türkü yorumlarıyla tanınan Türk pop müziğinin öncülerinden Tülay German’ın hayatı, genç yönetmenler Didem Pekün ve Barış Doğrusöz tarafından çekilen “Tülay German: Kor ve Ateş Yılları” belgeseline konu oldu.

     Yönetmenlerin kendi imkanlarıyla 2,5 yılda çektikleri belgesel, “29. İstanbul Film Festivali”ndeki galayla izleyiciyle buluştu.

     Belgeselin yapım sürecini değerlendiren yönetmenlerden Didem Pekün, German’ın otobiyografik kitabını okuduktan sonra böyle bir belgesel yapma kararını aldığını belirterek, “Ben German’ın hayatının belgesel niteliği taşımasından ziyade, kişiliğini çok etkileyici buldum. Onunki ayrıca Türkiye tarihinde dönemeç olmuş birçok olaya şahitlik etmiş bir hayat hikayesi. Tülay German’ın hikayesiyle paralel olarak Türkiye’nin son 40 yılının üzerinden geçiyoruz filmde” diye konuştu.

     Belgeseli yapmaya ilk karar verdiğinde, 1966 yılında Fransa'ya yerleşen Tülay German’la görüşmeye gittiğini, German’ın belgesel fikrine sıcak bakmasına rağmen kamera önüne geçmeyi müzik hayatına nokta koyduğu gerekçesiyle istemediğini anlatan Pekün, German hakkında çok az görüntülü kaynak olması nedeniyle belge toplama sürecinin oldukça uzun sürdüğünü dile getirdi.

     Belgeselde de German’ın sadece şarkıcı yönüne değil, hayatının farklı boyutlarına, hayattaki duruşuna, eşi Erdem Buri ile aşkına, kadın kimliğine de ayrı ayrı yer verdiklerini anlatan Pekün, şöyle devam etti:

     “Bana göre Tülay German’ın en dikkat çekici özelliği ödün vermeyişi. Bu, German’ın beni film sürecinde çok zorlamış bir tarafı ama bir o kadar çok saygı duyduğum tarafı, bu tür insanlar nadir bulunuyor. Bunun dışında Tülay German gibi bir şarkıcı bırakalım Türkiye’yi, dünyada çok nadir. O yüzden gerektiği değeri vermek istedik biz. Günümüzde o kadar az biliniyor ki halbuki Türk pop müziğini yaratan 3-5 kişiden biri.”

     Belgeselin tamamlanmış halini izletmek için son bir Fransa yolculuğu daha yaptıklarını anlatan Pekün, “2.5 yıl boyunca pek çok kez Fransa’ya gittik, geldik. Sonuncusunda belgeseli German’a izletmek için günübirlik gittik. İzledikten sonra bizi ayağa kaldırıp alnımızdan öptü” diye konuştu.

     Belgeselin diğer yönetmeni Barış Doğrusöz de belgesel çekmede en önemli motivasyonlardan birinin, unutulmuş hikayeleri yazmak olduğunu, bu nedenle belgeselde de German’ın otobiyografik kitabında alıntıladığı bir cümleyi kullandıklarını ifade ederek, “(Belleksiz bir toplum olmamızı önlemek için herkesin anılarını yazmasını yararlı buluyorum) cümlesi bizim için çok kıymetli bir cümleydi çıkış noktası olarak” dedi.

     “Gece Yarısı Evine Gidip Ses Kaydı Aldık”

     Son kez Fransa'ya gittiklerinde uçaklarının kalkmasına birkaç saat kala German’ın kendilerini arayarak, “Ne istiyorsunuz belgesel için? Ne yapayım?” diye aradığını belirten Doğrusöz, “Son dakikada, gece yarısı saat 02.00’de Tülay German’ın evine gittik, saat 04.00’te de oradan ayrıldık. Kitabından alıntıları okudu. Böylece toplam 12 dakikalık bir ses kaydımız oldu” diye konuştu.

     Doğrusöz, malzeme azlığı nedeniyle filmi her bir parçayı tek tek birleştirerek, adeta empresyonist bir tablo gibi oluşturduklarını vurguladı.

     German hakkında ne yeterli görüntü, ne de röportaj olduğu için bu yola başvurduklarını vurgulayan Doğrusöz, “50 dakikalık bir tablo gibi düşündük her şeyi. Tablonun karşısında oturduğunuz zaman renkleri seyrede seyrede, kaçış noktaları arayıp oturalım ve o hissi verelim diye” dedi.

     Doğrusöz, belgeselin gala gecesinde Tülay German’ın yakın dostlarının da aralarında bulunduğu izleyicilerden oldukça olumlu tepkiler aldıklarını ve çeşitli uluslararası festivaller ve etkinliklerden de davetler geldiğini sözlerine ekledi.

     Hürriyet Gazetesi – 17.04.2010, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5798269
Online Ziyaretçi Sayısı:28
Bugünlük Ziyaret :1250

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.