14.08.2014 / Can Dostumuzun Ardından
“Hepimiz solucan yemi olacağız, arkadaşlar! Buna ister inanın, ister inanmayın, her birimiz bir gün nefes almayı kesecek ve öleceğiz... Yaklaşın dinleyin! Carpe diem. Yaşadığınız günü kavrayın çocuklar. Hayatınızı olağan dışı yapın!” (Ölü Ozanlar Derneği)
Çoğumuzun çocukluğuna damgasını vuran, bir nesli güldürerek büyüten Robin Williams, 11 Ağustos günü sabaha karşı California’daki evinde ölü bulundu. 4 kez aday olduğu “Oscar Ödülü”nü “Can Dostum” filmiyle kazanan Williams, 63 yıllık hayatına “Ölü Ozanlar Derneği”, “Kaptan Hook”, “Jumanji” gibi yetmişten fazla film sığdırdı. Williams’ın filmleri iki kez “Emmy”, dört kez “Altın Küre” ve beş kez de “Grammy” ödülüne değer görülmüştü. “Entertainment Weekly” dergisi tarafından “Yaşayan En Komik Adam” seçildi.
Yaşadığı sürece insanları güldürdü. Özdemir Asaf'ın dediği gibi; “gözlerimizin önünde / ilginç bir yaşam sürdürdü / anlattı, dinledi, güldürdü / ölümü düşünmüyorduk / düşündürdü.”
Williams’ın en iyi performanslarına filmlerinden karelerle göz attık. İşte Williams’ın unutulmaz rollerinden bazıları:
“Ölü Ozanlar Derneği” (1989): Sinema tarihine damgasını vuran filmlerden biri olan “Ölü Ozanlar Derneği”, “carpe diem” kavramını da birçok sinemasevere armağan etti.
1950’lerin “Welton Akademisi” ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan ancak gerikafalılığın iktidarda olduğu bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir yer haline getirmektedir. Fakat yeni İngilizce öğretmeni John Keating’in okula atanmasıyla çok şey değişecektir...
“Can Dostum” (1997): Williams’ın tek “Oscar” ödülünü kazandığı film. Ben Affleck ile Matt Damon sinema dünyasında bu filmle öne çıktı.
Will, bir üniversitede hademelik yapan süper zeki bir gençtir. Will, bir türlü sokak kavgalarından kendini alıkoyamaz ve başı derde girer. Hapise düşmek üzere olan Will’i bu durumdan kurtarabilecek tek kişi onun yeteneklerini farkeden, okulun profesörlerinden Sean McGuire’dır. Aralarında bir anlaşma yaparlar ve bu zamanla çok özel bir dostluğa doğru yol alır.
“Günaydın Vietnam” (1987): Williams’ın Oscar’a ilk aday olan filmi.
Savaşın acımasızlığını göstermeden, bir radyo yayını sayesinde askerlerin nasıl iyimser bir şekilde etkilenebileceklerini gösteren “Günaydın Vietnam”, savaşa dair son derece eğlenceli bir yapım.
“Jumanji” (1996): 90’lı yılların en eğlendirici filmlerinden biri olan “Jumanji”, geniş kadrosuyla ve özel efektleriyle uzun yıllar unutulmayacak bir film.
25 yıl boyunca bir oyunun içinde tıkılı kalan Alan Parris (Robin Williams), iki çocuğun oyunu yeniden oynamasıyla gerçek hayata geri dönüyor. Ancak onunla birlikte egzotik ve vahşi hayvanlar da gerçek hayata geliyorlar.
“Müthiş Dadı” (1993): Daniel rolündeki Williams, ailesini bir arada tutma mücadelesi ve dadı kılığında işleri yoluna koyan performansıyla ailemizin babası olmuştu.
Chris Columbus’un yönettiği “Müthiş Dadı” (Mrs. Doubtfire), 1994 yılında “En İyi Makyaj” dalında “Oscar” sahibi olmuştu.
“Jakob’un Yalanları” (1999): İkinci dünya savaşında Polonya’da geçen filmde Nazi kampında tutsak olan Jakob, etraftakilerin umutlarını yüksek tutmak için savaş gelişmeleri hakkında yalanlar söyler.
“Patch Adams” (1999): Robin Williams’ın başarılı oyunu ile takdir topladığı filmlerden birisi gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır.
“Patch Adams”, dertsiz tasasız bir adamdır. İyimserliği öyle bir noktadadır ki, bu, etrafındakileri rahatsız etmektedir. Günün birinde tıp fakültesindeki hocalarından biri sinirli bir tavırla palyaço olmasını önerir. Patch Adams ilginç bir yolculuğa çıkmak üzeredir.
“Baskı” (2003): Bir alışveriş merkezinin fotoğrafçısında çalışan Seymour Parrish hayatını fotoğraf çekmek üzerine kurmuştur. Hayatın anlamının fotoğraf çekmekte yattığına inanan adam, tanımadığı insanları çektiği fotoğrafların hikayesini hayal edip bununla mutlu olur.
Film, bireyleri acımasızca yalnızlaştıran Amerika’da, bir karakterin acıklı yaşantısı olarak da yorumlanabilir.
“Kanca” (1991): Yönetmenliğini Steven Spielberg’in gerçekleştirdiği “Peter Pan” filminde Williams işkolik avukat Peter Banning rolündedir.
Peter, karısı ve iki çocuğunu fazlasıyla ihmal etmektedir. Ailece İngiltere’deki büyükanne Wendy’i ziyarete gittiklerinde, çocukları Kaptan Hook tarafından kaçırılır.
Aydınlık Gazetesi - 14.08.2014, Perşembe
