07.07.2017 / Orkestra Şefi Orhun Orhon İle Sosyal Medyada Tartışan Piyanist Fazıl Say
Orkestra şefi Orhun Orhon ile mesleki bir konuda sosyal medya üzerinden tartışan dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, orkestra şefi Orhun Orhon’un orkestra sanatçılarının teşvik ikramiyesi üzerinden yaptığı ve orkestra sanatçılarının günümüzdeki ekonomik ve sosyal durumunu destekler nitelikteki paylaşımı üzerine orkestra şefi Orhun Orhon’a cevaben, “Sizin için bestelediğim uvertürü umarım yönetirsiniz” notu düşerek el yazısı ile yazılmış bir nota/partitür gönderdi. Gönderilen notada 12 maaş gamı, 4 sesli 4 ikramiye, teşvik primi leitmotifi, ekmek parası leitmotifi, açlık sınırı teması ve Orhun Orhon gibi bölümleri içeren ve bu yolla orkestra sanatçılarının gelirlerini ti’ye alan ve asla dünya sanatçılığı ile bağdaşmayan skandal bir paylaşım yaptı.
Sanatçılar tarafından çok büyük bir tepkiyle karşılanan bu skandal paylaşım sonucunda bir çok sanatçı Fazıl Say’ı sosyal medya sayfasından çıkardılar.
Orkestra şefi Orhun Orhon’un Fazıl Say’a hitaben yaptığı paylaşımın metni şöyle:
Fazıl Say bir mesaj atarak kendisinin kaşesini sormamdan, kıraathane ağzı ile terbiyesizce bunu mevzu etmemden rahatsızlığını bildirmiş. Bir de benim de asistan olduğum “2011 Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası Projesi”nde kaşe almadan yer alarak destek olduğunu hatırlatmış. Kendisine teşekkürü borç bilirim ve sanırım başka hayırları da vardır:
1) Ben Say’a haksızlık ettim, çünkü kazanç kutsaldır ve mahremdir. Özür borçluyum.
2) Say tüm orkestra müzisyenlerine aynı sebepten haksızlık etmiştir. Onların kazançları da kutsaldır ve mahremdir, sosyal medyaya söğüş edilemez.
a) Aşağıda gösterdiğim gibi bu insanlar teşvik ile yoksulluk sınırının biraz üzerinde sanat hizmeti vermektedir. Çalgı bakım, yenileme ıvır zıvırı saymıyorum.
b) Zaten gelecekleri belirsizlikle örülüyken ne de beleş para kazanıyorlar durumuna düşmüşlerdir.
c) Yazları çalışmamak ya da kalite idaresi bireylerin tercihi değil sistem sorunudur. Çok müzisyenin bundan sıkıldığını, birşey aradığını bilirim. Dolayısı ile orkestra müzisyenlerini cezalandırmak haksızlıktır.
d) Hemen hemen her orkestra eğitim konserleri yapmakta hatta Antalya, Bursa gibi yerlerde gönüllü topluluklar ile projeler yapıp uzak köylere kadar gitmektedirler. Çukurova bir çocuk ve gençlik korosu kurmuştur bile. Örnekler eminim daha fazladır.
e) Çoğu orkestra katliam niteliğinde akustiğe sahip olan yetersiz salonlarda yıllarca çalar. Sakatlanan, ameliyat olmak zorunda kalan çok adam vardır.
f) Bir de genç takviyeler vardır kadro açılmadığı için yetersiz sayıları tamamlayan. İşte onların hiç geleceği, sigortası güvencesi yoktur. Haftadan haftaya kısmet.
g) Tanıtım ofisleri yoktur, iki üç personel ile hem pr, hem bilet artık ne iş varsa yapmaya çalışırlar.
h) Buna rağmen daha bu sene Antalya-Çukurova birleşip bahar ayini yapmıştır mesela. İstanbul Güney Amerika turnesinden yeni dönmüştür. Bursa mucize ile seyircisini arttırmaktadır.
i) Bildiğim hemen hemen her müzisyen nitelikli projelerde para bile sormamıştır. Para motivasyon değildir. Ben kötü çalmak isteyen, kendini rezil etmek isteyen adama rastlamadım. Kendi tecrübemle sabittir.
Sorunlar var mıdır, vardır ama bunları sistemin en tepesinden çözmek yerine an alttaki, sahnedeki müzisyeni cezalandırarak, tehdit ederek, hedef göstererek düzeltmeye çalışmak en basit anlamı ile haksızlıktır. Hele yoksulluk sınırı ile dans eden, yarısı açlık sınırında yaşayan orkestralarla birşeyler yapılması mucize iken. Duruş ise al sana duruş… Acaba dünyadaki diğer yıldız solistler kendi ülke orkestralarına kaş yaparken, göz çıkartacak tavırlara girer mi bilmem ama hiç birinin hem sosyal olarak hem de maddi olarak bu kadar tehdit edilen orkestraları olmadığına eminim. Hele ki bir de kazançları fahiş ilan edilsin.
http://www.mavi-nota.com sitesinden alınmıştır. - 07.07.2017, Cuma
