04.02.2018 / Atölyesini Kurdu, Kendi Enstrümanını Üretiyor
Beyin kanaması sonrası emekli olan Özcan Ekinci öğretmen, evinin altında kent kültürüne özgü “45’lik Kırşehir Kaba Zurnası” adını verdiği enstrümanı üretiyor.
Kırşehir’de emekli öğretmen Özcan Ekinci, 2 yıl önce geçirdiği beyin kanaması sonrası “terapi merkezi” olarak gördüğü evinin alt katındaki atölyesinde, kent kültürüne özgü adını “45’lik Kırşehir Kaba Zurnası” verdiği enstrümanı üretiyor.
Öğretmenliğe 1978’de Şırnak’ın Silopi ilçesinde Irak sınırına yakın bir köyde başlayan iki çocuk babası Ekinci, burada beş yıl çalıştıktan sonra Adana’nın Pozantı ilçesine bağlı “Kamışlı Beldesi”ne tayin oldu. Kamışlı’da kendisine ek gelir elde etmek için marangoz dükkanı açan Ekinci, Ankara’da tanıştığı bir zurna ustasından esinlenerek, bu enstrümanı üretmeyi denedi.
Daha sonra Kırşehir’e tayini çıkan Ekici, kiraladığı müstakil evin alt katını atölyeye dönüştürerek, zurna üretimini burada sürdürdü.
Ekinci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırşehir’de kullanılan müzik aletlerini incelediğini, yeni bir zurna çeşidi ürettiğini söyledi.
“İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü”ne, Kırşehir dendiğinde akla Neşet Ertaş’ın geldiği gibi zurna ve bağlama yapımı konusunda da kentin ön plana çıkmasını önerdiğini aktaran Ekici, “Türkiye’de farklı yörelere ait zurnaları inceledim. 45 santimetrelik zurna geliştirdim. Bu, 15 seneyi kapsayan bir süreçti. Müşterilere, bunun adının ‘45’lik Kırşehir Kaba Zurnası’ olduğunu söyledim ve onlara aynı ismi telaffuz etmelerini rica ettim. Ürettiğim zurna civar illerde ve Aydın Germencik’te bu isimle anılır oldu.”
“Atölyem Terapi Merkezi Oldu”
Geçirdiği beyin kanamasından sonra bir süre çalışmalarına ara verdiğini ve atölyesinden uzaklaşmak zorunda kaldığını belirten Ekinci, “Beyin kanaması sonrası unutkanlık başladı. Bazen konuşurken konudan uzaklaşıyordum. Bunu fark ettiğimde tekrar atölyede çalışmalarıma başladım. Beyin kanaması sonrası tedavi sürecinde atölyede yaptığım çalışmalar çok fayda sağladı. Burası benim için bir terapi merkezi oldu. Bence bu tür hastalıklarda en güzel tedavi şekli, sevdiğin bir işle meşgul olmak” diye konuştu.
Zurna üretimi konusunda çırak yetiştirmek istediğini vurgulayan Ekinci, “Türkiye’de bu mesleği yapan kişi sayısı oldukça az. Birikimimi aktarabileceğim kişi bulamıyorum. Zurna ustalığının unutulup yitecek olması beni çok üzüyor” dedi.
Aydınlık Gazetesi - 04.02.2018, Pazar
