19.06.2018 / Vatan Partisi Dışında Kültür Sanatı Unuttular
“24 Haziran Seçimleri” öncesinde çeşitli platformlardan halka seslenen adaylar, kültür ve sanat konuları üzerinde hiç durmadı. Sadece “Vatan Partisi” bu alanda izleyeceği politikaları açıkladı.
Türkiye bu pazar sandık başına gidiyor. Cumhurbaşkanı adayları miting meydanlarından, olanak bulabilenler kendi kanallarından halka seslendi. Zaten medyanın hemen tümü iktidarın elinde olduğundan aksi düşünülemezdi. Ekonomi ve terör gibi hayati sorunlarla boğuşan bir ülkenin seçim gündemi de bu konulara odaklandı. Kültür ve sanat politikaları ise hiç konuşulmadı. Sadece “Vatan Partisi” bu alanda izleyeceği politikaları ayrıntılı biçimde kamuoyuna duyurdu. “Vatan Partisi Ankara 1. Bölge Milletvekili Adayı”, Türkiye’nin ilk kadın orkestra şefi İnci Özdil, “Cumhuriyet kültürüyle aydınlanan, sanatla soluk alan, başı dik Türkiye için, yıkılmaz kalelerimiz, kültürümüzü ve sanatımızı halkımızın baş tacı yapacağız” dedi.
Ülkenin Her Köşesinde Kültür Sanat Olacak
“Vatan Partisi” bu alanlarda temel olarak halkçı ve kamucu bir anlayışla çalışacak. Mesela “Devlet Senfoni Orkestraları”, “Devlet Opera-Baleleri”, “Devlet Tiyatroları”, “Devlet Çok Sesli Koroları”, “Devlet Türk Halk Müziği” ve “Klasik Türk Müziği Koroları ve Toplulukları”, “Devlet Halk Dansları” gibi kamu kurumlarının tüm illerde kurulması planlanıyor. Bu kurumlarda sanatçıları köle gibi çalıştıran “Süreli Sözleşmeli (günlük ücretli) Takviye-Misafir Sanatçı” uygulamasına ise son verilecek. Sahne sanatçılarının ellerinden alınan kıdem tazminatları yeniden yürürlüğe sokulacak, yıpranma payları emekliliklerine yansıtılacak. “Vatan Partisi”nin kültür ve sanat politikası “Kültür Bakanlığı” eliyle ülkenin her köşesine taşınacak çağdaş sanatın yanı sıra yerel kültüre yatırımı da ele alıyor. Muhtarlık bölgeleri esas alınarak kurulacak “Halk Kültür Evleri” ile ilçe merkezlerinde kurulacak kültür merkezleriyle sanat önemli bir toplumsal unsur olacak. Kültür merkezlerindeki eğitim kursları sayesinde yöresel sanatlar ve el sanatları yaşatılacak. Belediyelerde kültür ve sanatın kurumsallaşmasına önem verilecek. “Vatan Partisi”; “Halk Ozanları Enstitüsü” ile “Geleneksel Sanatlar”, “Müzik ve Kültür Araştırma Merkezleri”nden “Türk Sanatı Bilgi Bankası”na, “Çağdaş Sanat Müzeleri”nden telif haklarına kadar kültür ve sanatın her alanında detayların ortaya konduğu bir programa sahip.
16 yılda “Cumhuriyet”in tüm kültürel kurumlarını yıkmaya kendini adayan iktidar partisinin programını zaten biliyoruz. Mitinglerde bahsedilen kıraathane yapıp, içine üç kitap koyup, kek, tatar böreği, oralet sunmak ise kültür ve sanatın kapsamına girmiyor; keşke menüye “püskevit” de eklenseymiş. Ana muhalefet partisi “CHP”nin “2018 Seçim Bildirgesi” de çok “kapsamlı.” Kültürel ve sanatsal gelişmenin temel koşulunun özgürlükçü, demokratik ve sansürsüz bir ortam olduğu vurgulanıyor. Sanat emekçilerinin telif ve sendikal hakları, şehir ve devlet tiyatrolarının yaygınlaştırılması gibi konular “Vatan Partisi” ile ortak. Oldukça da detaya yer verilmiş ama 230 sayfalık seçim bildirgesinin sadece 3 sayfasını almış. “İyi Parti”nin de iyi kötü bir kültür politikası var. Kültürün programlarında en az yer tuttuğu partiler “AKP”nin yanısıra “Saadet” ve “HDP.” Kendini emekçilerin partisi olarak pazarlayan ve ne hikmetse bazı sol kesimleri de buna inandırmayı başaran “HDP”, sanat ve kültür alanında da üretenlerin ve emekçilerin haklarını desteklediğini söylüyor. Ama nasıl olacağıyla ilgili hiçbir bilgi yok.
Aslında “İKSV”, 2015 yılında “Seçim Bildirgeleri İçin Siyasi Partilere Kültür Politikaları Öncelikleri ve Öneriler” başlığı altında bir çalışma yayınlamıştı. Kültür ve sanat üzerinde uzun uzadıya düşünüp vakit kaybetmek istemeyen partilere hap gibi bir çalışma. Daha ne olsun!
Aydınlık Gazetesi - 19.06.2018, Salı
