Yelda Nihan Özmutlu - Bursa'da Çoksesli Evrensel Müzik

Yelda Nihan Özmutlu

Yelda Nihan Özmutlu

Bursa'da Çoksesli

Evrensel Müzik

Sayın Yelda Nihan Özmutlu'ya hazırladığı bu kitabı
sitemizde yayınlamaya izin vermesi nedeniyle teşekkür ediyoruz.

 

Güzel Sanatlarda Başarılı Olmak
Bütün Devrimlerin Başarılı Olduğunun
En Kesin Kanıtıdır.
Bunda Başarılı Olamayan Uluslar,
Tüm Başarılarına Rağmen
Uygarlık Alanında
Yüksek İnsanlık Sıfatıyla Tanınmaktan
Daima Yoksun Kalacaklardır.

Mustafa Kemal Atatürk
1923

   Başlarken

     Bursa’da çoksesli müziğin varlığı 15. ve 16. yy’a kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Tarihin birçok döneminde görüldüğü gibi Bursa halkının çoksesli müziğe gösterdiği ilgi ve destek, bazı çevrelerin yayılmayı engelleme çabalarına rağmen hızını kesmemiş; sanatseverlerin inat, şevk ile bu engelleri aşmak için yürüttükleri çalışmalar sayesinde Bursa’da sanatsal faaliyetlerin gelişimi daha da hızlanmış, bugün Bursa’nın kültürel mozayiğine katılmış olan “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası”nın kurulmasına kadar varan süreye ulaşılmıştır.

     Elimizde bu konu ile ilgili çok az bilgi olması nedeniyle kısa bir tarih gezisi ile Bursa’da gelişmekte olan bu kültürün var oluşunu ve bugünlere gelişini kısaca irdeleyerek; sanatseverlere, çoksesli müziğe gönül verenlere ve gelecek kuşaklara bir damla da olsa kaynak oluşturması ve bugünlere ulaşmamızda Sivil Toplum Örgütlerinin toplum üzerinde yarattığı sinerji ile sanatın ve sanatçının önünü açmak için verdiği özverili çabanın tanıtılması amaçlanmıştır.

     Bu kitapçığın hazırlanışında, ilk Devlet Konservatuvarı öğretmenlerinden Sayın Mahmut Ragıp Gazimihal’in 1943 yılında yazdığı ve “Halkevi Neşriyatları”ndan olan kitabı “Bursa’da Musiki” ile Sayın Banu Demirağ’ın “Bursa Defteri”nin Haziran 1999’da yayımlanan “Bursa’da Çoksesli Müziğin Gelişimi” adlı makalesi, “Sönmez Yayınları”ndan olan “Bursa Ansiklopedisi”nin 1987 yılında yayımlanan 2 sayılı nüshası ve “Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” Müdürü Yrd. Doç. Dr. İsmail Göğüş’ün “Orkestra”nın kuruluşu ile ilgili bilgileri kaynak olarak alınmış ve derlenerek siz müzikseverlere sunulmuştur.

     2000 yılında ilk basımının yapıldığı ve “Bursa Filarmoni Derneği” ve “T. C. Kültür Bakanlığı Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası”na armağan etmiş olduğum bu kitapçık bana her konuda destek olan bir grup arkadaşımla birlikte Bursa’da klasik müziğin gelişmesi için yaptığımız katkıların bugüne kadarki süreci ve yeni oluşumları da kapsayacak şekilde yeniden hazırlanmıştır.

     Beni her konuda destekleyen, her an yanımda hissettiğim arkadaşlarım Sinan Bubik ve Eren Çep’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

    Derleyen
     Yelda Nihan Özmutlu
     “Gençlik Orkestraları Derneği Başkanı”
     2006

 

   Bursa’da Klasik Müziğin Geçmişi

     Bursa Türkler’in ülkesi olmadan önce birkaç kilisenin ayin ilahilerinden başka hiçbir eserin notaya alınmadığı, elimizde kalan bazı notalarda ise Türklerin etkisinin görüldüğü söylenmektedir.

     Evliya Çelebi’nin “Seyahatnamesi”nde Osmanlı Hanedanı’nın ilk davul seslerinin Orhan döneminde “İstiklal Nöbetleri” adı altında hisarlardan ovaya yankılandığı yazılmıştır. XVI.yüzyıla kadar “Mehter Nöbetleri”nin ayakta dinlendiği, müziğin o çağlardan başlayarak büyük saygı törenlerinin bir amacı olduğu anlaşılmaktadır.

     İlk Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında yer yer tekkelerin açılması ile zamanın kaliteli, nezih eğitim ocakları olarak tasavvuf sanatı yayılmaya başlamıştır. Türklerin sanat müziğini bilmediğini belirten bazı kaynaklar, Sultan Yavuz’un veya Murat IV’ün Doğu Seferleri sırasında Bağdat’tan getirdikleri esir Acem veya Azeri müzikçiler tarafından İstanbul’da yayıldığını söylemişlerdir. Ancak karşı görüşlü Türk yazarlar uzun uğraşlar ve araştırmalar sonucunda müzik ilmini İslam Ülkelerine yayan ilk ustanın Itri oldugunu bildirmişlerdir.

     Batı’da Klasik Müziğin Kilise ayinleri olarak ortaya çıkması ve bazı ünlü bestecilerin Kiliselerde yetişmiş olmaları da düşünülürse eski Türk Kültür merkezlerinden Konya’da ''Mevlevi Tekkesi'' ile ilk ''Türk Musiki Meclisleri''nin kurulması da Türk toplumlarında musikinin yayılmasında büyük etken olmuştur.

     Mevlid de XVII nci yy’da Sekban isimli bir Bursa’lı tarafından bestelenmiş ve ustadan çırağa icra edilmesi ile bugüne kadar gelmiştir. Mevlid toplantıları ile Bursa da tekke kadar nezih musiki toplulukları kazanmıştır.

     1924 yılında Tekkelerin kapatılmasından az önce her türlü musiki yeniliklerine açık olan Mevlevi bestecileri Bursa’ya gelerek “Semahaneler”de eserlerini icra etmişlerdir. Bursa halkı, nezih sanatsal müzik dinleme alışkanlıklarını “Semahaneler”de edinmişlerdir.

     Bursa, İstanbul’daki gelişmelerden her zaman etkilenen ilimizdir. Tanzimat döneminde Yeniçeri ve Yeniçeri müziği olan “Mehterhane”nin kapatılışından birkaç ay sonra İtalyan musiki subayı, Napolyon Bonapart’ın Bando Şefi olan Giuseppe Donizetti saraya, “Osmanlı Saltanatı Musikaları Umum Müdürlüğü”ne getirildi. Çeşitli ordu bandoları kurdu ve yayılmasına yardımcı oldu. Yetiştirdiği ilk ordu bandolarından birinin Bursa’ya geldiği bilinmektedir.

     Bursa’da müzikte ilk yenilik bir “Bando” kurulması ile başlamıştır. Kemanlı bir orkestra yetiştirmenin ve Türkiye’de böyle bir devrim yapmanın tek yolu hiç kuşkusuz bir “Bando”nun oluşması ile mümkündü. Bu dönemde Mehter müziği ile benzerlikler taşıyan “Bando”nun halka sevdirilmesinin güç olmayacağı ve çalınan parçaların Mehter müziği ile Bando müziği arasındaki farkı azaltabileceği savı ağırlık kazandı.

     Aynı dönemlerde Avrupa’da XVII nci yy’da Fransızca sözlü ulusal Fransız operası kuruldu. Doğu Avrupa’da da çeşitli müzik hareketleri başladı.

     Bizde de mehterhanenin açtığı yoldan ilerlemek ve böylece yeniliğe kavuşmak daha kolay oldu. İstanbul gibi Bursa da “Bando” yoluyla yeniliğe geçti ve bu Cumhuriyet dönemine kadar devam etti.

     1860 yılında Mithat Paşa Tuna illerinde açtığı “Islahane” adlı “Sanat Okulları”ndan etkilenerek, 1868 yılında İstanbul’da da bir örneğini kurdu. “Bursa Islahane”si de 1869 yılında kuruldu. Aslen sanat ve kültür ağırlıklı eğitim amacıyla açılan bu okullarda hiçbir sanat, kültür ve müzik eğitimi verilmiyordu. Daha sonraki yıllarda “Sanayi Mektebi” adı altında ders programları genişletilmiş bir okul açıldı ve ilk kez 1897–1898 yıllarında  “Bursa Sanayi Mektebi Bando”su kuruldu. Birçok bina değiştirdikten sonra Hisar Mahallesi’ndeki binasında ilk bando eğitimine başladı.

     1901–1904 yıllarında Bursa Valiliği yapan Reşit Paşa döneminde bandonun ıslah edilmesi gündeme gelmiş, Bursa’da ilk saksafon çalan Tophaneli Ali Rıza Efendi ve sonra Romanyalı Aleko ile keman çalan Pascal Pasaro da eğitmen olarak okul bünyesine alınmışlardır. Bandonun güç kazanması sağlanmıştır. Birçok değerli sanatçı bu okuldan mezun olmuştur. Bunlardan klarinet çalan Teofani Efendi “Saray Muzikası”na gönderilerek şeflik dersleri almıştır. Bando 1928 yılında “Milli Eğitim Bakanlığı” emriyle kapatılmış, böylece bandonun 30 yıllık serüveni son bulmuştur.

     1921’de “Bursa Askeri Lisesi Bandosu” kurulmuştur. Bu bandonun deneyimli kırk elemanı vardı. Büyük opera fantazileri çalabiliyorlardı. Burada yetişen kornocu Cemal Cimcoz kısa zamanda “Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası”nda kornocu olma hakkını kazanmıştır.

     Daha sonra sırası ile “Bursa Kız Muallim Mektebi (Kız Lisesi) Talebe Orkestrası'', “Bursa Sebat İdman Yurdu Bandosu” kurulmuş ve bu bando elemanları daha sonra “Şehir Bandosu” elemanları olarak görev yapmışlardır.

     1928 yılında “Bursa Sanat Mektebi Bandosu” kapatılınca, ulusal bayramlarda ve törenlerde sürekli yer aldığından eksikliği hemen fark edildi ve bu açığı kapatmak üzere “Halk Partisi” bir şehir bandosu kurmak gerektiğini belirtti. Bu işi “Türk Ocağı” üzerine alarak Hüsnü Ortaç Bey ve keman ustası Necati Bey’den Bursa’da küçük bir musiki yurdu açma girişiminde bulunmaları istenmiştir. 1928’den 1932’de “Halk Evleri”nin kuruluşuna kadar “Ocak” adı verilen bir kurum oluşturularak Bursa gençliğine hizmet etmiştir. “Bursa Türkocağı Gençler Orkestrası” bu dönemde kurulmuş ve 1929’da küçük bir koro eşliğinde halka ilk konserlerini vermiştir.

     Bu ilk orkestra kurma çalışmalarında klasik orkestra kadrosuna ulaşılamadı ise de küçük salon grupları oluşturulmuştur.

     “Sanayi Mektebi” eski mezunlarından edinilen bilgilere göre öğrenciler kendi istekleri ile müziğe kabiliyetli kişilerden bandoya seçilirlerdi, günlük çalgı dersleri 1-1,5 saat sürerdi. Çeşitli metodlar öğretilirdi. Repertuvarlar bandonun gücüne göre seçilirdi. İtalyan opera fantazileri ve Mozart’ın “Sihirli Flüt Operası Uvertürü”nü çalabilirlerdi. “Sanat Mektebi Bandosu” okul müsamerelerinde ve açık havada özellikle “Ordu Evi Bahçesi”nin burç kenarında konserler verirdi. Halkın geniş ilgisini çekerdi.

     “Sanayi Bandosu” dağılınca çalgılarla notaların 350 Lira karşılığında “Türk Ocağı”na devredilmesi kararlaştırıldı, ancak İl Encümeni’nin kararıyla çalgılar, kurulmak üzere olan tümen bandosuna verildi. “Askeri Lise Bandosu” çok sonraları kuruldu.

     “Bursa Sanayi Mektebi Bandosu”nda yetişen sanatçılar şunlardır:

     Şerif Aren“Riyaset-i Cumhur Bandosu”nda bariton (Cumhurbaşkanlığı Bandosu)
     Necip Göken- “Riyaset-i Cumhur Bandosu”nda bariton
     Mustafa Ural“Riyaset-i Cumhur Bandosu”nda büğlü
     Şevket Yani“Riyaset-i Cumhur Bandosu”nda alto
     Halil Teker“Bursa Şehir Bandosu” şefi

     2. Dünya savaşından önce Bursa’da yaşayan azınlıkların açtığı müzikevlerinde çoksesli müzik, teknikli icrayı içeren enstrüman derslerinin verildiği görülmektedir. “Viyana Konservatuvarı”nı bitirmiş piyanist Bayan Ralli ve keman ustası M. Rahmi Bey bu evlerde ve okullarda özel dersler vermişler, birçok öğrenci yetiştirmişlerdir.

     Bursa’nın ilk orkestrası M. Rahmi Bey tarafından bugünkü “Erkek Lisesi” bünyesinde müziksever öğrencilerden oluşturularak 1925 yılında kurulmuştur. İlk kez yaylı sazlar bu toplulukta yer almıştır. Bursa’da ilk keman çalan grubu yetiştiren Necati Bey’dir. Kendisi “Heybeliada Deniz Okulu”nun “Musiki Bölümü”ne girdi ve değerli hocaların yanında dört yıl keman çaldı. Bunun yanında solfej, müzik imlası ve nazariyat dersleri aldı. Bursa’ya gelerek sanatını ve bilgisini Bursa’da icra etmeye başladı. Birçok orkestra denemesinden sonra “Halkevi” ve “Halk Partisi”nin desteği ile 15 kişilik bir orkestra çalıştırmaya başladı. İlk konseri başarı ile halkın büyük sevgi gösterileri arasında izlendi.

     1932’de “Halkevi”nin kurulması çoksesli müzik geleneğinin yerleşmesi adına önemli işlevler üstenmiş, müzik kültürünün bilimsel olarak hayata geçirilmesinde etkin rol oynamıştır. “Halkevi”nin çalışmaları piyanist Bayan Nüshet’in, Zeki Kortav’ın ve “Müzik Evi” ile “Şehir Bandosu”nun katılımı ile güçlenmiştir.

     1932–1942 yıllarında “Halkevi” bünyesinde kurulan “Ar Komitesi” (Güzel Sanatlar Kurulu) etkinlikleri ile bu döneme imzasını atmıştır. “Halkevi Orkestrası”nın farklı okulların müzik öğretmenleri önderliğinde verdikleri konserler, özellikle Hüsnü Ortaç şefliğinde doktor, bankacı, mühendis, memur gibi seçkin kadın ve erkek müzikseverlerden oluşan 12 kişilik bir orkestra, ilkokul öğretmenlerinden kurulu bir koro, Bursa’lılara birbirinden güzel seçkin eserler sunmuşlardır.

     “Halkevi Ar Komitesi”nin on yıllık müzik çalışmaları aşağıda belirtilen amaçlar doğrultusunda yürütülmüştür. “Ar Komitesi (Güzel Sanatlar Kurulu)”nin amaçları ilerde söz edeceğimiz, bugünkü “Bursa Filarmoni Derneği”nin kuruluş amaç ve tüzüğü ile benzerlikler taşıması dikkat çekicidir.

     1. Halkın müzik terbiyesine hizmet edecek umuma mahsus konserler tertip etmek,
     2. Orkestra aletlerinden birini çalabilenleri bir araya toplamak suretiyle hem bir orkestra kurmak, hem de bu gibi heveskarların şahsi müzik terbiyesini inkişaf ettirmek,
     3. Halk ve gençlik arasında müzik öğretimini kolaylaştırmak ve genç istidatlarımızı meydana çıkarmak maksadiyle keman, piyano, şan, koro kurları açmak,
     4. Çoksesli müzik alışkanlığını temin etmek üzere kadın ve erkek seslerinden meydana gelmiş korolar teşkil etmek,
     5. Garbın tanınmış büyük musiki üstadlarının eserlerini plakla izahlı bir şekilde dinletmek yolu ile müzik kültürünü yaymak,
     6. (Bursa’nın İstanbul’a yakınlığı, Kaplıca, Uludağ ve şehrin tabii güzellikleri gibi cazibelerinden istifade edecek) “Ankara Devlet Konservatuvarı”, “İstanbul Konservatuvarı” profesör ve talebesinin Bursa’da konserler vermelerini temin suretiyle halka yüksek sanatkarlarımızı dinletmek imkanını elde etmek,
     7. Bursa’nın zengin bir tarihi kıymeti olduğu kadar folklor bakımından kıymetli tetkik mevzuları saklı bulunduğu nazarı itibare alınarak bu sahada çalışmak suretiyle Bursa’ya ait kıyafet, türkü ve oyunları derlemek.

     Yukarıda verilen bu amaçlar doğrultusunda;

     * 1932 yılında Bursa’nın ilk çağdaş orkestrası keman öğretmeni Necati Bey şefliğinde kuruldu ve Necati Bey’in vefatından sonra 1933 yılında Hüsnü Ortaç şefliğinde devam etti. Ayrıca “Kız Lisesi” öğretmenlerinin kurduğu şan ve koro kursları açılarak keman ve koro konserleri verildi.
     * 1935 yılında “İstanbul Konservatuvarı” Prof.larından Cemal Reşid, Mesut Cemil, Muhittin Sadık, Ali Sezai, İzzet Nezih ve Orhan Bey’den oluşan bir heyet “Bursa Halkevi”nin davetlisi olarak halka üç konser vermiştir.
     * Birçok piyanist yetiştiren piyano öğretmeni Nüzhet Hanım da orkestranın çalışma ve konserlerine katıldığı gibi solo konser ve resitaller vermiştir.

     3 Ekim 1937 yılında Bursa Valisi Şefik Soyer’in önderliğinde “Bursa Belediyesi Müzikevi” açıldı. Bu “Müzikevi” aynı zamanda “Bursa Konservatuvarı”nın ilk çekirdeğini oluşturmuştur. 5 eğitmen ve 50 öğrencisi ile eğitim vermiştir. “Müzikevi”nin eğitim grubunda “İstanbul Konservatuvarı”ndan değerli piyanist, keman, klarinet ve şan hocaları görev almışlardır. “Müzikevi” ve “Ar Komitesi” işbirliği ile bir orkestra kurulmuş; oda müziği, orkestra ve orkestra eşliğinde şan ve koro konserleri vermişlerdir.

     Aynı yıl “İstanbul Konservatuvarı Öğretim Elemanları”nın katıldığı bir grubun verdiği konserde, “Ankara Devlet Konservatuvarı” tarafından ülkemize davet edilen Prof. Hindemith de hazır bulunmuştur.

     1942 yılında “Müzikevi” kapandı, ancak 1943’de tekrar açıldı, orkestrası da 1950 yılına kadar zaman zaman “Tayyare Sineması”nda konserler vermiştir. 1939 yılında “Necatibey Kız Enstitüsü” öğrencileri Grimm’in “İncigül Opereti”ni seslendirmeleri diğer önemli etkinlikler arasındadır. Yine aynı okul öğrencilerinden soprano Müfide Özgüç, Puccini’nin ünlü “Madame Butterfly”ından “Veda” aryasını seslendirmiş ve “Ankara Konservatuvarı”na kabul edilerek ünlü sopranolarımız arasına katılmıştır.

     Bursa’nın yetiştirdiği ender kişilerden biri de Halil Bedii Yönetken’dir. 1899’da Bursa’da doğan sanatçı çalışmalarıyla Türkiye’de müzik eğitiminin bilimsel temellere oturtulmasına katkıda bulundu. “Ankara Devlet Konservatuvarı”nın derleme gezilerine katılarak başta Muzaffer Sarısözen olmak üzere Ahmed Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses ve Hasan Ferit Alnar ile birlikte Anadolu’nun birçok yöresini dolaşarak onbin kadar halk ezgisinin notalanıp arşivlenmesine yardımcı oldu. Ayrıca “Ankara Devlet Konservatuvarı”nın “Tatbikat Sahnesi” için “Satılmış Nişanlı”, “Orfeo”, “Hansel ve Gratel” gibi operaların librettolarını Türkçeye çevirdi. Batılı çocuk okul şarkılarından yaptığı uyarlamalarla Türkçe okul şarkıları repertuvarını zenginleştirdi ve kendisi de okul şarkıları besteledi. Bursa okullarında eğitmen olarak “Yenilik Yolunda” ilk adımı atmıştır. “Vefa Lisesi” müzik öğretmeni iken yazdığı bir kitapla müzik öğretimiyle ilgilenen öğretmenlere metod bilgisinin gereğine dikkat çekmiş, “Milli Eğitim” tarafından Prag’a gönderilmiş, orada metod eğitimi almış ve birçok Avrupa ülkelerinin okullarında yaptığı bilgilenme gezilerinde incelemeler yapmış ve musiki eğitim usulleri hakkında bilgi edinmiştir. Aile bağları nedeniyle bu bilgi ve incelemelerini Bursa halkına aktarmıştır. 1968 yılında ölümüne kadar çeşitli eserler vermiştir.

     Ulu Önder Atatürk’ün “En güç devrim müzik devrimidir. Çok zordur, ama yapılacaktır!” sözleri ışığında Bursa’da çoksesli müziğin gelişmesinde Cumhuriyet döneminde büyük atılımlar yapılmıştır.

     “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” birçok kereler Bursa’da konserler vermiştir. “Bursa Filarmoni Derneği” ve “Türkiye Filarmoni Derneği”nin birlikte düzenlediği “Bursa Yaylı Sazlar Orkestrası” ve “Yücelen Kuarteti” “Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu”nda 1966’da bir konser vermiştir.

     Türkiye’de çoksesli müzik eğitimi veren Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Çukurova, Edirne, Mersin, Antalya ve Bursa olmak üzere birçok ilimizde konservatuvarlar bulunmaktadır. Yine Türkiye’de “Eğitim Fakülteleri” bünyesinde, “Güzel Sanatlar Bölümleri” içerisinde “Müzik Eğitim Ana Bilim Dalları” bulunmaktadır. Bilindiği gibi konservatuvarlar sanatçı, eğitim fakülteleri ise ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında müzik eğitimi verecek öğretmenler yetiştirmektedir. Bursa’da “Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Bölümü” 1981 yılında 20 öğrenci ile öğretime başlamıştır. Çok kısıtlı eğitim araçları ve eğitmenle bugüne kadar gelmiş ve şu anda 309 öğrenci kapasitesi, yerli ve yabancı 30 öğretim elemanı, 25 konsol piyano, 3 elektro piyano, 15 demirbaş keman, viyola ve viyolonselle eğitim vermeye devam etmektedir. 1989 yılında “Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi”nin açılması da Bursa için ayrıca önem taşımaktadır. Ortaöğretim çağındaki gençlerin sanat eğitimine yönlendirilmesi bakımından son dönemin en önemli olaylarından biridir.

     1998 yılında Bursa’da “Uludağ Üniversitesi” bünyesinde “Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı” açılmıştır. 8 piyano, 13 keman, 7 viyola, 6 viyolonsel, 2 kontrabaslı olan okulda şu an 47 tam zamanlı, 23 yarı zamanlı öğrenci bulunmaktadır. “Bursa Bölge Senfoni Orkestrası” sanatçıları okulun derslerini üstlenmede etkin rol oynamışlardır. 10 meslek dersi, 3 genel kültür dersi veren öğretim görevlisi bulunmaktadır. 2000–2001 öğretim yılında ilköğretim düzeyindeki ilk öğrencilerini mezun etmiştir.

     Bugüne gelene değin kat edilen süre ve çabalar hiç kuşkusuz yadsınmayacak kadar değerli ve Atatürk’ün hedeflediği çağdaş kurumların Bursa’ya kazandırılmasında, özellikle “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası”nın kurulmasında etkili olmuştur.

     Bu aşamaları geçip bugüne gelinmesinde ve çağdaş orkestra kurulmasına öncülük edişinde önemli çalışmaları olan yukarda söz edilen “Halkevi Ar Komitesi” gibi bugün Bursa’ya, başta “Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası” olmak üzere bir çok kuruluşunda kazandırılması misyonunu “Bursa Filarmoni Derneği” üstlenmiştir.

 

   Bursa Filarmoni Derneği

     1961 yılına gelinceye değin Bursa’nın özellikle batı müziği tarzında yoğun bir müzik yaşamı olduğu anlaşılmaktadır. 1955’den sonra Bursa’da filarmoni çalışmaları başlamış, ancak bu tür bir derneğin kuruluşu Nisan 1965’de “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası”nın konser vermek amacı ile Bursa’da bulunuşu sırasında gerçekleşmiştir. Ankara’daki “Merkez Dernek”e bağlı olarak kurulan “Bursa Filarmoni Derneği” ilk toplantısını 10 Mayıs 1965’de yaparak çalışmalarına başlamıştır. İlk kurucuları arasında Reşat Özek, Sefa Tangör, Saime Bayer ve Bayan Firuzan bulunmaktadır. Derneğin etkinliğini sürdürdüğü kısa dönemde sonradan ülke çapında tanınacak olan sanatçılar yetişmiştir.

     Derneğin kuruluş amacı “Bursa’da müziğin sevilmesi ve yayılması, batı müziği kurallarına uygun bir şekilde Türk müziğinin işlenmesine ve dünya müzik alemine tanıtılmasına yardımcı olmak” olarak özetlenebilir.

     Dernek kurucuları bu etkinliğin başarı kazanmasının ancak Atatürk’ün belirttiği gibi “Türk Halk Müziği”ni armonize etmek suretiyle gerçekleştirebileceğine inandıklarını belirtmekteydiler.

     “Bursa Filarmoni Derneği” zaman zaman konserler düzenlemiş, özellikle genç elemanlarından oluşan bir orkestra kurmaya çaba göstermişlerdir. Dernek kurucularının kendi kolleksiyonlarından oluşan oldukça zengin bir müzik arşivi vardı ve müzikseverlere sunulurdu.

     Dernek bir süre sonra “Genel Kurul” için yeterli üyesi olmadığından, o zamanki “Dernekler Yasası”na göre kapanmak zorunda kalmıştır.

     1995 yılı Mart ayında “Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi” öğretim üyeleri ve “İstanbul Filarmoni Derneği”nin girişimi ile “Bursa Filarmoni Derneği”nin yeniden kurulması için harekete geçilmiştir. Önceleri “İstanbul Filarmoni Derneği”nin şubesi olarak kurulması amaçlanan dernek “Bursa Dernekler Masası”nın önerisi ile özerk olarak “Uludağ Üniversitesi” rektörü Prof. Dr. Ayhan Kızıl, dönemin valisi Rıdvan Şen ve Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker’in destekleri ile bir tüzük hazırlanarak yeniden kurulmuştur.

     Kuruluş amacı “Bursa’da, dolayısıyla ülkemizde uluslararası sanat müziği kültürünün gelişmesine ve geniş halk kitlelerine yayılmasına katkıda bulunmak için çalışmalar yapmak”tır.

     Dernek kurucuları arasında Prof. Dr. M. Ayhan Kızıl, Prof. Dr. Ali Özçelebi, Doç. Dr. Abdullah Uz, Yrd. Doç. Dr. Ramazan Akkuş, Öğr. Gör. İsmail Muhtar Göğüş, Öğr. Gör. Gülay Göğüş, Dr. Ulcay Tahsin Akın bulunmaktaydı.

     “Bursa Filarmoni Derneği” çoksesli müziğin geniş kitlelere yayılmasını sağlamak amacıyla özellikle çocukların eğitimine ağırlık vermekte, çağdaş yaşam anlayışını halk geneline yaymak yönünde faaliyet göstermektedir.

     Bugün Ekrem Barışık başkanlığında yolculuğunu sürdürmekte olan dernek küçük yaşlardan başlayarak müziğe gönül vermiş gençlerimiz için dersler düzenleyerek, çoksesli müziği küçük yaşta sevdirmeyi ve bir yaşam biçimi haline getirmeyi amaçlamaktadır.

     Dernekte çocuklara yönelik piyano, keman, gitar, solfej, şan, foniatri ve diksiyon eğitimleri verilmektedir. 1999–2000 sezonunda 65 öğrencinin bireysel olarak çalıştığı dersler genellikle hafta sonları yapılmaktadır. Farklı yaş ve seviyede olan öğrenciler birlikte üretme olanağını koro çalışmalarında yakalamaktadır.

     Dernek söyleşiler, konferanslar düzenleyerek halkın çok sesli müzik konusunda bilinçlenmesini sağlamak ve kendi bünyesinde yetiştirdiği yetenekli gençlerle her ay farklı bir etkinlik düzenlemek amacını gütmektedir.

 

   Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası

     Orkestra’nın kurulmasına yol açan süreç Azerbaycanlı müzikçi Hasan Adıgüzelzade’nin Azerbaycan’dan getireceği nitelikli orkestra sanatçılarıyla bir oda orkestrası kurmak isteğini belirtmesi ve birkaç öğretim elemanının katkısıyla başlamıştır.

     1993 Ekim ayında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Teoman Özalp ile bir gurup öğretim üyesi görüşme yapmışlar, Belediye Başkanı “Müzik Eğitimi Bölüm Başkanlığı”ndan oluşturulması düşünülen orkestra üyeleri hakkında değerlendirme yapılmasını istemiştir.

     Değerlendirme komisyonu orkestranın çekirdeğini oluşturacak olan Azerbaycan uyruklu sanatçıların durumunu değerlendirip Büyükşehir Belediye Başkanlığına sunmuşlardır. Şubat 1994’de Hasan Adıgüzelzade ve İsmail Göğüş’ün Belediye Başkanının davetiyle bulunduğu “Belediye Meclisi”nde teklif oybirliği ile kabul edilmiştir. Yerel seçimler sonucu yeni Belediye Başkanı olan Erdem Saker’in de büyük desteği ile orkestra kurma çabaları bürokratik bazı engellerle o tarihte gerçekleşme aşamasına ulaşamamıştır. Bunun üzerine konu ile ilgili olarak “Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü” ve bazı yetkililerin çalışmaları sonucunda dört sanatçının Türkiye’ye gelmeleri sağlanabilmiştir. İlk çalışmalara 27.10.1994’de “Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dinleti Salonu”nda başlayan orkestra Hasan Adıgüzelzade’nin yönetiminde hazırladığı programla 8.1.1995’de “Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu”nda Bursalı dinleyicilerin karşısına ilk kez çıkmıştır. Oda orkestrasının verdiği çeşitli konserler birbirini takip etmiştir. O tarihte Fazıl Say resital vermek üzere Bursa’ya gelmiştir.

     Geçmişte belediyenin oda orkestrası kurma girişiminin gerçekleşememesi sonucu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker 1996’da Hasan Adıgüzelzade’ye bir müzik topluluğu kurma önerisi getirmiş ve o da senfoni orkestrasına dönüşebilecek çekirdek nefesli çalgılar beşlisini önermiştir. Erdem Saker bu öneriyi benimsemiş, Hasan Adıgüzelzade’yi “Büyükşehir Belediye Başkanı Müzik Danışmanı” olarak atayarak bu projeyi gerçekleştirme yetkisi vermiş ve senfonik orkestra süreci başlamıştır.

     28.7.1995’de İdil Biret’in piyano resitali esnasında Bursa’ya gelen “İstanbul Filarmoni Derneği” başkanı Bursa’da bir “Filarmoni Derneği” olması gerektiğini ve bir şube kurma isteğini belirtmiş; ancak yukarıda da söz ettiğimiz “Bursa Dernekler Masası”nın özerk bir dernek kurma izni ile 1995 yılında “Bursa Filarmoni Derneği” kurulmuştur.

     Belediye ve Rektörlük “Bursa Filarmoni Derneği”nin katalizörlüğü ile “Bursa Filarmoni Orkestrası”nın protokolünü 1996 yılında imzalamışlardır. Bu protokole göre nefesli ve vurma çalgıları Belediye, yaylıları Üniversite sağlayacaktı. Bir yandan  “Uludağ Üniversitesi Oda Orkestrası”na, yeni adıyla “Bursa Filarmoni Orkestrası”nın yaylı kanadına yeni eleman alınırken 1996 yılının Haziran ayında “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” Müdür Yardımcısı Muammer Öz’ün oluşturduğu “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” mensubu bir jüri tarafından Belediye kanadına da nefesli saz sanatçıları alınmıştır. Bu sınavlar çeşitli defalar açılarak yeni nefesli saz sanatçıları orkestraya kazandırılmıştır. Aynı zamanda Belediye Başkanı’nın direktifi ile orkestraya nefesli ve vurmalı sazlar alınmıştır. Bu süre içerisinde “Orkestra Müdürlüğü”nü Abdullah Uz, Teknik Müdürlüğü ise İsmail Göğüş yürütmüştür. Açılış konseri 30 Ekim 1997’de gerçekleştirilmiştir. Kamuoyuna duyurma konusunda da basından Evin İlyasoğlu, Önder Kütahyalı ve Ahmet Say’ın katkıları büyük olmuştur. “Kültür Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi” Genel Müdürü Hasan Hüseyin Akbulut başkanlığında bir heyet Bursa Valisi’ni ziyaret ederek Bursa’da bir opera kurma amacıyla çeşitli toplantılar yapmış ve mekanlar hakkında bilgiler almıştır. Bu süreç içinde “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” ve “İzmir Devlet Senfoni Orkestrası” başta olmak üzere yöneticilerin, sanatçıların, “Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”nın yardımları zaman zaman “İstanbul Filarmoni Derneği”nin katkıları ile orkestranın ilk yönetim kurulu üyelerinin olağanüstü çabaları takdire değerdir. Özellikle zaman zaman umutsuzluğa düşen ve dağılma eğilimine giren orkestra, başka orkestraların açtığı sınavlara bile girmeyerek “Bursa Senfoni Orkestrası”nı ayakta tutma düşüncesiyle Bursa’da her türlü zorluklara katlanan orkestra sanatçılarının gayret ve çabaları övgünün de üzerindedir.

     Nisan 1996’da orkestra üyelerinin eski hocaları Devlet Sanatçısı Prof. Hikmet Şimşek’e başvurarak yardım istemeleri üzerine Hikmet Şimşek 1998 yılında Bursa’ya gelmiş ve Belediye Başkanı ve Rektör ile görüşerek bir rapor hazırlamış, orkestra için önerilerde bulunmuştur. Kendisine orkestranın “Sanat Danışmanlığı” teklif edilmiş ve kabul etmiştir.

     Bu doğrultuda orkestranın başkanlığına Prof. Dr. Ayhan Kızıl, müdürlüğüne Doç. Abdullah Uz atanarak yönetim bütünlüğü oluşturulmaya çalışılmış, orkestra’nın şefliğine genç şeflerimizden Orhan Şallıel atanmış, orkestra “Bölge Senfoni Orkestrası”na dönüştürülmüş, yeni alınan sanatçılarla eksikler büyük ölçüde tamamlanmış ve her hafta konser verilmeye başlanmıştır. Orkestranın ilk bölge konseri 24.10.1998’deki “Karacabey Konseri”dir. Bu konser ayrıca ilk senfonik etkinliktir.

     Topluluk zaman içerisinde açılan sınavlarla, toplam 35 kişilik kadroya ulaşmıştır. Konserleri için diğer orkestra ve konservatuvarlardan gelen takviye sanatçıların, konuk şef ve solistlerin giderleri “Uludağ Üniversitesi” ile “Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı” tarafından karşılanmıştır. Bazı konserlerde “Kültür Bakanlığı” katkılarda bulunmuştur.

     23.09.1998 tarihli “Resmi Gazete”de yayımlanan “Bakanlar Kurulu Kararı” ile Türkiye’nin ilk “Bölge Senfoni Orkestrası” resmen kurulmuştur.

     24.11.1998 tarihli “Maliye Bakanlığı” yazısı ile de yönetmelik hazırlanması koşuluyla 54 kişilik “Sözleşmeli Personel Pozisyonu” ihdas edilmiştir.

     Kendine ait hiçbir memur ve hizmetli kadrosu olmayan orkestranın yönetimsel işleri “Orkestra Müdürlüğü”nce büyük özveri ile yürütülmektedir.

     “Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı”nın 3–7 Ekim 1999 tarihlerinde gerçekleştirdiği bir sınavla orkestranın “Kültür Bakanlığı”na aktarılması kesinleşmiştir.

     Orkestra’nın işleyişinde en önemli etkenlerden biri olan “Müdür”lük makamına uzun araştırmalardan sonra “Kültür Bakanlığı”nda 30 yıl çeşitli kademelerde yönetici olarak görev yapmış, deneyimli, “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Protokol–Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü, Uzman Gazeteci ve Yazar” Ahmet Borova atanmıştır.

     Sonuç olarak benzeri görülmeyen bir yöntemle müzik tarihinde ilk kez “Belediye” ve “Üniversite” bir senfoni orkestrası kurmuşlardır.

     Orkestrayı “Kültür Bakanlığı”na devrederken “Bursa Büyükşehir Belediyesi” büyük tutarlar oluşturan çok değerli nefesli ve vurmalı çalgılarla, araç-gereçleri orkestra’ya devretmiş ve “Tayyare Kültür Merkezi”nin kullanımı ile “Prova Salonu”nun “İdari Bölümü”nün kullanım hakkını vermiştir. Üniversite de “konser piyanosu”nun kullanımını vererek, herşeyden önemlisi bir orkestranın bel kemiğini oluşturan yaylı çalgılar kanadını devrederek son kez büyük bir özveri göstermişlerdir.

     Bakanlığa devri “Cumhuriyetimizin 75. Yılı”nda başlayıp, 76. yılında gerçekleşen, yurdumuzun dördüncü büyük kentinde gerçekleşen bu oluşumun, her bölgemize örnek olması en büyük dileğimizdir.

 

   Uluslararası Çocuk Senfoni Orkestrası

     Türkiye’nin ve Bursa’nın ilk “Ulusal ve Uluslararası Çocuk Senfoni Orkestrası” 2004 yılında “Avrupa Birliği”ne “Anadolu Semalarında Avrupa Ufukları” kapsamında “Mozaik Kültür Etkinlikleri”ne sunduğu projenin hibe kazanması ile “Bursa  Filarmoni Derneği” tarafından kurulmuştur. Bu alanda ilk kez Bursa’daki bir “Sivil Toplum Örgütü”nün projesine fon desteği verilmiştir. 60 kişiden oluşan orkestramız, Avrupa Birliği ülkelerinden 18 üye ve Türkiye’de Edirne, İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir, Antalya, Adana ve Bursa’da kurulu tüm konservatuvarlardan 11–17 yaş grubu 42 genç yeteneğin katılımı ile kurulmuştur.

     Bu projede yer alan ortaklarımız:

     • Avrupa’dan “Brüksel Kraliyet Konservatuvarı Oda Müziği Topluluğu”,
     • “Londra Genç Müzisyenler Merkezi”,
     • Türkiye Cumhuriyeti Bursa Valiliği,
     • “Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı”,
     • “Çağdaş Eğitim Kooperatifi”
     • “Olay Medya”

     Yaklaşık 50.000 €’luk bu projenin %80’lik kısmı “Avrupa Birliği” tarafından sağlanmış, geri kalan %20’lik kısmı dönemin “Orkestra”nın kurucusu olan “Bursa Filarmoni Derneği” ve ana sponsor “Sütaş” ile yan sponsorlar tarafından karşılanmıştır. Orkestramız senfonik orkestralarda var olan tüm enstrümanlardan oluşmuş, sanat danışmanlığı ve orkestra şefliğini ise ülkemizin yetiştirdiği değerli şeflerimizden Cem Mansur üstlenmiştir.

     Eserlerin seçimi ve genç yeteneklerin çalıştırılması Cem Mansur ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir. Beethoven’in “5. Senfoni”si, Rossini’nin “Sevil Berberi Uvertürü”, Ferit Tüzün’ün “Esintiler”i çalınacak eserler olarak belirlenmiş ve provalar 1–4 Şubat 2005 tarihleri arasında Türkiye’den seçilmiş 42 asil üye ile Bursa’da yapılmış, ikinci provalar ise Nisan ayının ikinci yarısında yurt dışından gelen 18 yabancı orkestra üyesinin katılımı ile devam etmiştir.

     Konserler 24 Nisan 2005’de tarihi ve kültürel alt yapısı düşünülerek seçilen İznik’de düzenlenen konser ile başlamış, 25 Nisan 2005 “Bursa Tayyare Kültür Merkezi”nde düzenlenen gala ve 26 Nisan 2006 günü “İstanbul Boğaziçi Üniversitesi Ayhan Şahenk Konser Salonu”nda yapılan dinleti ile son bulmuştur.

     Konser verdikleri yerlerde halkın ilgisini çekmek, aileleri bilinçlendirerek klasik müzik anlayışının yayılmasına katkıda bulunmak, çoksesli müzik konusunda daha önce bir fikri bulunmayan kişilere ulaşmak hedeflenmiştir. Bu nedenle kentimizin bu kültürün ulaşmadığı yörelerine konserler vermek amaçlarımız arasında yer almıştır.

     Projenin 23 Nisan haftası gibi önemli bir günde yapılmasını sağlamakla Türkiye’nin tek “Çocuk Bayramı” olan ülke olduğunu hatırlatmak, evrensel kültürle birleştirerek çocuk sanatçıların bu kültüre olan etkisini ortaya çıkartmak ve bu bağlamda Türkiye ile AB arasındaki kültürel bağların teşvik edilmesi öngörülmüştür.

     Ayrıca proje Türkiye’deki Avrupa kültür enstitülerinin ve/veya AB üye devletlerindeki Avrupa kuruluşlarının katılımı dahil, Türk ve Avrupalı kültürel kuruluşlar arasında kültürel işbirliğini teşvik etmektedir. Şu sıralar Avrupa, hatta dünyada çoksesli müziğin dinlenebilirliğinin azalması göz önünde bulundurulursa, tüm kültür enstitülerinin ve bu konu ile ilgili kuruluşların, hatta kültür merkezlerinin dikkatini fazlası ile çekeceği düşünülmüştür.

     “Mozaik Kültür Etkinlikleri” kapsamına alınan bu proje ile;

     • Avrupa Birliği ve Avrupa Kültürü hakkında toplumun tüm bireylerini bilgilendirmek,
     • Türk ve Avrupa kültür kuruluşları arasında işbirliğini teşvik etmek,
     • Ülkemizde yetişen genç yeteneklerin Avrupalı gençlerle birlikte yaratacakları sinerji ile toplumlar arası kültür farklılığından doğan ayrımcılığı ortadan kaldırmak,
     • Türkiye’nin değişik yörelerinde konserler vererek Türk ve Avrupa toplumlarının bu yörelere ilgisini çekmek, yöre halkının bu alanda bilinçlenmesini sağlamak,
     • Ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak.
     • Yeteneklerimizin özgüven kazanmaları, yeteneklerinin bilincinde olmaları,
     • Gelecek umudu taşımaları, gençlerimizin zaman ve enerjilerini kanalize edecekleri hedeflere yönlendirilmesi, orkestra içinde yer alarak paylaşım duygularının geliştirilmesi ve toplum içinde uyumlu birer birey olmalarının sağlanması hedeflenmiştir.

 

   Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası

     2004 yılında “Avrupa Birliği Fonu” ile kurulan 11–17 yaş grubu “Uluslararası Çocuk Senfoni Orkestrası” Nisan 2005’de etkinliklerini tamamlamıştır.

     2005 yılının son aylarında orkestra’nın devamlılık kazanmasını sağlamak amacıyla “AB Türkiye Delegasyonu” önderliğinde, AB ortaklığı ile yürütülen projelerin sürekliliğini sağlamak amacıyla ön hazırlık toplantısını gerçekleştirmek üzere Avrupa’nın tüm ülkelerinde şubeleri bulunan “Jeunesse Musicales” grubu ile bu gruba üye olan “Ulusal Gençlik Orkestraları Federasyonu” (European Federation of National Youth Orchestras) başkanlığı ile görüşmeler başlatılmıştır.

     Bu görüşmeler sonucunda, bu federasyona üye olunma koşulları tartışılmış ve ulusal yapıda “Gençlik Orkestrası” oluşturulmak üzere yeni bir sivil toplum örgütü olan “Gençlik Orkestraları Derneği” Mart 2006 yılında “klasik batı müziği alanında orkestralar oluşturarak gençlerimizin orkestra deneyimi edinmelerine öncülük etmek ve profesyonellik öncesi çalışmalar yapmalarına olanak vererek sanatsal  gelişimlerini sağlamak amacıyla” kurulmuştur.

     Dernek Kurucu Üyelerimiz:

     • Cem Mansur
     • Yelda Nihan Özmutlu
     • Altan Ahmet Say
     • Zekeriya Aydın
     • Eren Çep
     • Sinan Bubik
     • Ulviye Özer
     • Şahin Uçar

     “Gençlik Orkestraları Derneği” bünyesinde kurulacak olan “Ulusal Gençlik Orkestrası”nın “Avrupa Ulusal Gençlik Orkestraları Federasyonu” üyesi olması konusunda görüş birliğine varılmış, Avrupa’da kurulu bu federasyon üyesi gençlik orkestraları ile geniş kapsamlı işbirliği olanaklarının oluşturulması sağlanmıştır.

     Aynı zamanda orkestramız “Avrupa Gençlik Orkestraları Birliği”nin (EAYO) net-work’üne dahil edilmiş, bu sayede diğer üye kuruluşlarla sanal ortamda işbirliği sağlanmıştır.

     “Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası”nın Bursa, İzmir, İstanbul, Ankara, Eskişehir, Edirne, Adana, Mersin ve Antalya’da kurulu konservatuvarların 14–21 yaş grubu sanatçı adaylarından seçilecek elemanlardan oluşması kararlaştırılmış ve çalışmalara başlanmıştır.

     “Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası” üyesi olan sanatçı adayları profesyonellik kazanmadan önce orkestra deneyimi almış olacaklardır, aynı zamanda “Orkestra”nın yukarda söz edilen “AGOF (EFNYO)” üyesi olması ile bu kuruluşa üye olan diğer “Avrupa Gençlik Orkestraları” ile birlikte ortak projelere katılabilecek, yurt içi ve dışı festivallerde konser olanakları elde edebilecek ve orkestralar arası değişim programlarından yararlanabilecektir.

     “Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası”nın kurucu şefi ve sanat danışmanı Cem Mansur’dur. Orkestranın en az yetmiş kişiden oluşması ve çalışma ve provalarını Temmuz 2007’de iki haftalık kamp süresinde yapması kararlaştırılmıştır. Kamp yeri Uludağ olarak belirlenmiştir. Bu sürede orkestra elemanlarının dinletiler için provaları ile birlikte yurt içi ve/veya dışından davet edilecek uluslararası müzik camiasında çalışmalar yapmış değerli sanatçılarla ve şeflerle grup çalışmalarını yaparak ön profesyonellik çalışmalarına akademik eğitim verilmesi de sağlanacaktır.

 

     Kaynakça

     * Atatürk’ün özdeyişi, Genel Kurmay tarafından 1984 yılında yayımlanan “Atatürkçülük” adlı kitabı,
     * Mahmut R. Gazimihal’in 1943’de yayımlanan “Bursa’da Musiki” adlı kitabı,
     * Banu Demirağ’ın Haziran 1999’da Bursa Defteri’nde yayımlanan “Bursa’da  Çoksesli Müziğin Gelişimi” Makalesi,
     * Sönmez Yayınlarından 1987 yılında basılan 2 sayılı “Bursa Ansiklopedisi”nde yayımlanan “Cumhuriyet Döneminde Müzik Etkinlikleri” yazısı,
     * Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın 4.12.1999 tarihinde düzenlenen T.C. Kültür Bakanlığı’na devir konseri ve töreni için, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Uludağ Üniversitesi tarafından hazırlanan kitapçık.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5790157
Online Ziyaretçi Sayısı:18
Bugünlük Ziyaret :966

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.