30.11.2013 / Müge İplikçi - 'Sizin Dersane!'


    
Ne yazık ki geçen günlerde Tuncay Özinel’i de yitirdik. “Dormen Tiyatrosu”nda başlayan bir serüvendi onunkisi. İyi bir tiyatrocu olmakla kalmadı, iyi tiyatrocular da yetiştirdi. Kendi adına kurduğu tiyatrosu zamanla bir ekol haline geldi.


     Birçoğumuz içinse 1979-80 sezonunda televizyonda büyük beğeni toplayan “Sizin Dersane”nin Dilaver’iydi o! Ferhan Şensoy’un senaryosunu yazdığı ve “Adnan Pazarlama” tiplemesiyle karşımıza çıktığı, ekran başındakileri kırıp geçirdiği o dizi çok kısa süreliğine bizlerle oldu. Öyle oldu ama ne o dizi, ne de o diziden bize yansıyanlar kolay kolay unutuldu. Neden derseniz, İlhan Daner, Necdet Mahfi Ayral ve Mete İnselel gibi inanılmaz bir kadronun bir araya geldiği “Sizin Dersane”, her yönüyle bizimdi! Eğitimi, yaşamı tiye alan, geçkin yaştaki öğrencilerin üniversite sevdasını, daha doğrusu yaşama tutunma gayretlerini resmeden (hicveden desek daha doğru!) o diziyi anarken bugün neredeyse aynı yerlerde gezinmemizi neye borçluyuz sizce?


     O Günlerden Buralara


     Eğitimimizdeki yarıklar büyürken, bu yarıklara kılıflar uydurulmaya çalışılırken, ciddiye aldıkça savrulduğumuz, ancak ve ancak trajikomedi noktasında durduğumuzda kendimizi ferahlatabileceğimiz (en azından bu benim için böyle) bizim “dersane” halleri hala devam ediyor... Elbette 80’li yıllardan bu yana köprülerin altından çok sular akmış durumda. Ancak ruhumuzda tam da bu konuda “bir arpa boyu yol katedememişlik” hissi gezindiği müddetçe bilgiç Dilaver’in lafları, “Adnan Pazarlama”nın derste araya girdiği reklamlar ve Kıvırcık Kel’in sözleri kulaklarımızda, hatta östaki borularımızda nihavent makamında çınlamaya devam ediyor.


     Velhasıl yanlış politikaların yanlış savrulmalarının ülkesindeyiz hala! Yıllar geçiyor, bu katı gerçek değişmiyor... Ülkemizdeki eğitim sistemimiz aynı rampaları benzer teranelerle çıkmaya (ya da çıkamamaya) inatla devam ederken yaşamımızdan güzel insanlar hazan yaprakları gibi geçip gidiyor.


     Tuncay Özinel, o günlerden bizlere kalan bir ses değildi sadece. Tiyatrocuydu o. Bunun anlamını bilenler bilir. O’nu gerçekten merak edenler, baskısını bulabilirlerse bir de “Tek Kişilik Aile” adlı kitabını okusunlar. Tiyatro yaşamı kadar, satırlarında eşcinselliğini okuruyla paylaşan o özel kişiliği.


     Dileğimiz bu kitabın yeniden basılmasıdır. Daha birçok dileğimiz var ama onlar şimdilik kalsın.


     Güle güle Özinel, güle güle Dilaver.


     Gazete Vatan - 30.11.2013, Cumartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5783719
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :681

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.