04.03.2014 / Yusuf Akbulut - Yakup Akbulut'un Ardından...

    

     Sekiz yaşımda yatılı olarak girdiğim “Ankara Devlet Konservatuvarı”nda ülkemin diğer illerinden, köylerinden gelen bir çok arkadaşım, arkadaştan öte o çatının altında kardeş duygusuyla sevdiklerim oldu. Sosyal, ekonomik ve kültürel farklılıklarımıza rağmen bizler hiç yabancılık çekmeden adapte olduk birbirimize, hepimiz kendi branşında sanat eğitimi aldık. Çocuk yaşta ailesinden ayrı yatılı okuyanlara kendi memleketlerinden gelen erzakları yatakhanede paylaştığımız günler bize o yaşta paylaşmayı da öğretti, o tadını unutamadığım pestiller, dut kuruları, keteler bir keresinde kim olduğunu hatırlayamıyorum ama ev yapımı anne elleriyle yapılmış kuru baklava bile yediğimizi hatırlıyorum.


     Biz orada eşittik... Yeteneğin yoksa bir tek benim okuduğum okulda torpil olamazdı. Geçenlerde kaybettiğimiz o çocuklardan biriydi Yakup Akbulut. O’nun ardından ailede tek kalan ağabeyinin yazdıklarını duygularıma hakim olamadan ağlayarak okudum, sizlerle de paylaşmak istedim.


     Kardeş duygusuyla sevdiğim arkadaşım Yakup... Işıklar içinde uyu, nurlar yağsın üzerine. (Mira)


     Dostlarım!


     Biz dört kişilik bir aile idik ve “Konya-Ilgın Tekke” (Beykonak) köyünde yaşıyorduk. Anam ve babam amca çocuklarıydı. Anam ümmiydi; yani okuması yazması yoktu. Babam ise ilkokulu 3.ncü sınıfa kadar okumuştu. Çiftçilik yaparak geçimimizi sağlıyorduk. Sonra mukadder akıbet olan ebedi ayrılıklar başladı. Bize ilk veda eden babam oldu. 5 Ekim 1982’de 56 yaşında iken Hakk’ın rahmetine kavuştu. Sonra da anacığım; 12 Şubat 2014’te 89 yaşında gerçeğine vardı. Ve 25 Şubat 2014 günü tek kardeşim Yakup Akbulut 59 yaşında, bizleri yokluğunun derin hasret ve acısını çekmeye mahkum ederek hayatını noktaladı. Anamı ve babamı kendi ellerimle mezara koydum; Yakup’ta ise büyük oğlum benden erken davrandı.


     Geriye 1969 yazında çektirdiğimiz, tek aile fotoğrafımız bu siyah beyaz kare kaldı. Ben ilkokul öğretmeni, Yakup “Ankara Devlet Konservatuvarı” öğrencisiydi. Bu resimdeki mekan, üniversite kürsüsüne, devlet korosu sanatçılığına varan uzun ve meşakkatli yolun başlangıç mekanıydı. Yüce “Cumhuriyet”imizin okullarında okuyarak ve her zaman yüce “Cumhuriyet”imizin yüce ilkelerine sadık kalarak varılması gereken hedeflerin uç noktasına ikimiz de vardık ama bu mekanı hiç unutmadık.


     Her üçünü de minnet, şükran ve hasretle bir kez daha yad ediyorum. Mekanları cennet olsun!... Nur içinde yatsınlar!...


     Yusuf Akbulut (04.03.2014 tarihinde sayın Leyla Cantürk’ün “Facebook” sayfasında paylaştığı bir iletiden alınmıştır.)




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5759765
Online Ziyaretçi Sayısı:12
Bugünlük Ziyaret :203

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.