01.06.1987 / Onur Akdoğu - Koro Yöneticiliği ve Önemi


     Hepimizin bildiği gibi; Türk müziği öğretim ve eğitiminde etkin olan en önemli unsurlardan biri de, değişik kuruluşlarda oluşturulan korolardır. Kuşkusuz ki, bu eğitimin doğru ya da yanlış bir yolda geliştirilmesi, tümüyle, koroyu yöneten kişinin gerek sosyal, gerek bilimsel eğitiminin düzeyi ile yakından ilgilidir.



     Oysa, Türkiye’deki Türk müziği korolarının yönetimleri, genellikle yetkili ellerde değildir. Hele, günümüzde bu iş o kadar basitleştirilmiştir ki, birazcık cesareti ve kırıntı bilgisi olan, hemen bir koro oluşturmakta ya da özel veya resmi sektör tarafından “sosyal faaliyet” adı altında oluşturulmuş bir koronun başına geçirilebilmektedir.



     Batıda, koro yönetimi ve eğitimi bu kadar basit değildir. Koroların nasıl oluşturulması gerektiğinden tutun da, yönetimine kadar herşey geniş bir boyut içinde ele alınarak, ders konusu olmakta ve bu konuyla ilgili dersler okutulmaktadır.



     Günümüzde; Türk müziğine ve dolayısıyla korolara artan ilgi o derece fazlalaşmıştır ki, koro yöneticisi, kendi müziğini öğrenmek amacıyla korosuna gelen kişilerin sorumluluğunu artık hissetmek zorundadır. Bu sorumluluk da, biraz önce belirttiğim gibi, koro yöneticiliği ve müzik bilimine sahip kişilerde oluşabilir. Şayet bütün bunların aksi söz konusuysa, yönetici, korolara devam eden kişilerin yanlış ve yoz eğitim almalarına neden olmakta, verilen konserler de müzikalite ve dağar (repertuvar) açısından fakir olacağından, halkımızda da yoz bir Türk müziği bilinci oluşmasına neden olmaktadır.



     İşte, koro yöneticisinin işlevi, bu denli önemlidir.



     Bütün bunlardan ötürü, koro yönetecek kişilerin sosyal ve bilimsel düzeyleri önemle ele alınmalıdır. Her aklına esenin koro yönetme isteğinin önüne kesinlikle geçilmelidir.



     Peki, bu nasıl gerçekleştirilebilir?



     Bilindiği gibi, üniversitelere bağlı olarak ilki İstanbul’da, ikincisi İzmir’de işlevini sürdüren “Türk Müziği Devlet Konservatuvarları”nda, her yıl, koro yönetimi ve eğitimi ile ilgili kurslar ya da seminerler düzenlenmeli, önceden saptanmış koşullara sahip kişilerden isteyenler -ki bu koşullardan bazıları; kulak eğitimi almış olmak, duyduğu bir ezgiyi notalayabilmek, önündeki notayı seslendirebilmek ve kesinlikle Türk müziği çalgısı çalmak olarak özetlenebilir- bu kurslara ya da seminerlere davet edilmelidir. Bu kursları ya da seminerleri başarıyla bitirenlere verilecek sertifikalar, koro yönetmek ve eğitmek için yeterli olmalıdır.



     Bu, bir hayal değildir. Yalnızca, konservatuvarların bu düşünceyi benimsemeleri, ayrıca konservatuvar - resmi sektör - özel sektör ilişkili üçgenin oluşturulması yeterlidir.


     ___________________________________

    "Koro Dergisi"nden alınmıştır. - 01.06.1987, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5790303
Online Ziyaretçi Sayısı:28
Bugünlük Ziyaret :985

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.