01.06.1987 / Hamit Çine - Türk Sanat (Beste) Müziği ile Türk Halk Müziğini Birbirinden Ayıran Faktörler


      “Türk Beste Müziği” ile “Türk Halk Müziği”nin ayrılmaz bir bütün olduğu, “Türk Müziği” denince, her iki müziği bir arada düşünmek gerektiği sık sık söylenen ve tartışılan bir konudur.


     Meydana gelişlerinden, icra edilişlerine kadar farklılıklar gösteren bu iki müzik türünü bir kalıpta "Türk Müziği" olarak değerlendirmek, iyimser bir düşünce ile bizleri bağlamaktadır. Gerçekte ise hiç te öyle değildir.


     Bu önemli farklılıkları şöyle sıralayabiliriz:


     1. Meydana gelişteki farklılıklar:

     a) "Türk Beste Müziği" kişilerin, yani bestekarların sanatsal düşünce ve duygularla meydana getirdikleri eserlerdir.
     b) "Türk Halk Müziği"  ise sanatsal düşünceye yer vermeden, doğuşundan sanat yüklü olan ve yakımcıların halkın duygularına tercüman olarak dile getirdikleri ve anonimlik süreci içinde kulaktan kulağa, nesilden nesile, halkın kendine özgü tavır ve yorumlarıyla yoğrularak biçimlenen ezgilerdir.



     2. Ölçü, usul ve alterasyon farklılıkları:

     a) "Türk Beste Müziği"nde ölçü değerleri Osmanlıca terimlerle ifade edilmekte, alterasyon işaretlerinin bir kısmı dünya standartlarına uymamaktadır.
     b) "Türk Halk Müziği"nde ise, her iki husus genel müzik kurallarına uygundur.


     3. Makam farklılıkları:

     a) "Türk Beste Müziği" "makamsaldır" denir. Yüzlerce makam üretilmiş olduğu halde, bunların pek azı icra edilmektedir.
     b) "Türk Halk Müziği"nde her ne kadar "makam karşılığında değildir" deniliyorsa da, "Ayak" deyimleri aynı amaca yöneliktir. Örneğin "Garip Ayağı", "Hicaz Makamı"nın karşılığıdır. Tesadüf eseri veya bilinçsizce ve Anadolu’ya tümüyle münhasır olmayan isimlerle "Ayaklamalar" yapılmıştır. Örneğin: Sol, Do, Fa kararlı tüm ezgiler "Müstezat Ayağı" ile isimlendirilmişlerdir. Diğer taraftan bazı ezgiler henüz "ayak"sızdır. "İğnem Düştü Yerlere" (Burdur) ile "Bir Ataş ver Cigaramı Yakayım" (İzmir) bunlardan ikisidir.



     4. İcra farklılıkları:

     a) "Türk Beste Müziği"nde icra, bestekarın duygu ve yorumuna göre yapılır.
     b) "Türk Halk Müziği" ise, yöresel tavır ve yorumlarla icra edilir.


     5. Eğitim farklılıkları:

     a) "Türk Beste Müziği"nde eğitim, hala eski yöntemlerle yapılmakta, "Düm-tek" ve "Diz dövme"lerle ölçüler değerlendirilmekte ve "usul"ler tutulmaktadır.
     b) "Türk Halk Müziği"nde eğitim, entellektüel müzik kurallarına uygun yöntem ve metodlarla yapılmaktadır. Ölçüler birim "nota" değerlerine göre rakamlarla yazılmakta, "usul"ler birim "nota" değerlerine göre sayılarak tutulmaktadır.

     Sonuç:


     "Türk Müziği"nin geleceği ve gelişmesi bakımından önemli engel teşkil eden bu farklılıkların asgariye indirilmesi ve "Türk Müziği" kavramının daha bilinçli bir bütün haline getirilmesi için en azından eğitimde birleşmek zorunda olduğumuz inancındayım.


     "Türk Gençliği"ne, "Türk Müziği"ni sevdirmek ve çağdaşlık anlayışı içinde yeni müzik çalışmalarına ışık tutmak ve yaratıcı müzisyenler yetiştirmek, eğitimde yapılacak çağdaş reformlarla olacaktır.

     _________________________________

     "Koro Dergisi"nden alınmıştır. - 01.06.1987, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5771468
Online Ziyaretçi Sayısı:44
Bugünlük Ziyaret :1059

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.