Aysun Timurcan - Sanatçı Ruhlara İthafen
Gerçeğin izlerini takip ederek sesleri, renkleri ve birçok malzemeyi irdeleyerek merakını gidermeye çalışır insanoğlu ve bunu ancak “sanatın gücü”yle gerçekleştirebilir. Her zaman farklı yanıtlar bulma şansı vardır; çünkü “gerçek” insana göre değişerek farklı kuvvette hissettirir kendini. Bu gücün sayesinde kendi aynasını yaratır insan. Görebilme yetisi sayesinde en geniş kitlelere ulaştırabilir düşüncesini ve düşünceyi her daim insanla paylaştığı sürece geliştirir benliğini.
Yaratı gücünü farkeden insan daha ciddi kararların peşinden sürüklenecek ve belki de Tanrı ile, yani en büyük yaratıcı ile hesaplaşma anında kendi aynasındaki hayale bakacak, “gerçeğinin” yaratı gücü sayesinde vücut bulduğunu ve bu gücün kuvvetini, kısacası “sanat”ı anlayacak.
Sanat İnsanı İnsan’dan Ayıracak ve Daima İnsanı İnsanla Yaratacaktır!
Sanat, yaratı gücü insanın elinde olan en büyük güçtür. Hangi önemli noktalardan çıkışı yakalar insanoğlu? Kendi benliğine yönelik yolculuğunda kimi, neyi ardında bırakır karanlık geçmiş? Bir bilinmeyenin merakı ile türlü yollar hazırlamışsa da “O” niye vazgeçmez bundan?
Ve kocaman yalnızlık molalarıyla yüklü bu yolculuğunda ne kadar büyütür kalbini? Ve ne kadar zaman tanır bitmeyen tutkusu için yaşama?.. Benim hiç hayalim olmadı! Ne kadar acı bir cümle, değil mi? Kuru bir ağaç gövdesi bile kökleriyle hala bağlı iken toprağa, binlerce böyle güzel örnekleri varken umut düşlerinin... Üretimsizlik saplantılarından düş gücüyle sıyrılabilen insan... Niye hala sanata ve O’nun takipçisi olan sanatçıya gereken değeri vermez?
Kim vazgeçer kendisinden? Düş gücü olmayanlar... Hayallerini savunmayanlar... Sesleri duymayanlar, renkleri görmeyenler... Kendi aynasında kendine bakmayanlar...
Sanat ve etrafında gelişen yaratı gücü her zaman aydınlığı barındıracaktır bünyesinde… Ve insan bu kaynaktan beslenecektir düşünce gücü sayesinde…
Mart 2006 – İzmir