08.09.2014 / Zafer Yümlü - Ülkem
Nasıl bilirsiniz ülkenizi? Ne kadar tanırsınız? Ders kitapları dışında imkanınız kadar gezip tanımaya çalıştınız mı hiç?
Kendi ülkemizi tanımıyoruz biz. Tanıtmıyoruz da.
Kendi kendimizden habersiz, kendimize yabancıyız. Televizyondan öğreniyoruz ülkemizi. Tabii İstanbul, Ankara ve Antalya’dan fırsat kalırsa. Oysa hiç düşünüyor muyuz Anadolu’nun diğer şehirlerini? Muş’u, Bitlis’i, Tokat’ı, Erzincan’ı?
Neler yapıyoruz bu şehirler için? Kendi şehirlerimiz için? Şırnak, Nusaybin, Zonguldak, Eleşkirt, Soma. Neler yapıyoruz onlar için?
Şehirler ve halkları için çalışan pek çok kurum vardır ülkemizde. Valilikler, belediyeler. Derneklerimiz vardır bir de. Sivil toplum kuruluşları. Hepsi vatan kurtarır lafa gelince, havanda su döver.
Düşünmekten başka iş yapmayan düşünce dernekleri, herşeye karşı olan dernekler, iki üç öğrenciye burs verip geri kalan para ile bol bol eğlenen dernekler, devamlı ağlamayı meslek edinmiş engelli dernekleri, beş yıldızlı otellerde toplanıp gariban halk hakkında konuşanlar, hür ve kabul edilmiş olduğunu söyleyip kendi kendinden bile korkan dernekler.
Avrupa ile alakası olmayan sivil toplum kuruluşları.
Oysa Avrupa’da üretim esastır. Laf değil, iş üretmek.
Avrupa’da derneklerin proje üretmesi için fonlar vardır. Bu hibelerden faydalanarak dernekler, projelerini hayata geçirirler. Bizim ülkemizde de vardır bu hibelerden. Eğitim, engelliler, kadınlar, dezavantajlı gurupların ve çocukların gelişimi v.b. konularda pek çok hibe var. Bizim dernekler ağlamayı ve dilenciliği daha çok sevdiği için pek bulaşmazlar bu hibelere. Para yok, açız deyip devamlı ağlamak daha çok gelir işlerine. İş üretip bunlardan yararlanmak yerine, kötülerler bu hibeleri. Kendi kendileri ile çelişirler yani. İş yerine laf üretirler. Bizimkilerin kullanmadığı, habire beslediği hibeler ile de diğer ülkelerdeki dernekler köşeyi döner. Oysa pek çok ülke gibi Türkiye de bu fonların havuzuna para verir.
Dernek üyeleri, iş üretmek yerine, TV’de birbirine bağıran siyasetçileri, evlilik programlarını ve maç izlemeyi tercih ediyorlar.
Oysaki siz boğaza karşı magazin ve evlilik programlarını izlerken Anadolu’nun deniz bilmeyen köyünde yalın ayak koşturuyor çocuklar. Doğumlarda ölüyor kadınlar. İşsizlikten hırsız, terörist oluyor gençler.
Ne diyelim.
Ayinesi iştir ülkenin, lafa bakılmaz.
08.09.2014, Pazartesi - İzmir