01.09.1970 / Yüksel Koptagel - Sahibinin Sesi


1970 yılı büyük besteci Beethoven’in 200. doğum yıldönümüdür. Bütün dünyada konser, yayım, plak olarak Beethoven’e büyük yer verilmektedir. Biz de dergimizde bu büyük dahiyi çeşitli yönleri ile anlatan yazılara bol yer ayıracağız.

     Dokuzuncu senfoni veya do minör kuartetine çalışmadığı zamanlar acaba büyük besteci, romantizmin dev’i Beethoven’in zihni nelerle meşguldü?

     Kadınlar O’nun gözünden kaçmazdı; yakın bir arkadaşına, tanınmış bir orkestra şefinin karısından bahsederken bilhassa kalçalarının yandan görünüşünün güzelliğini ballandırarak anlatıyordu. Beethoven’in bekar hayatının diğer endişeleri de en ucuz tarafından yazı kağıdı bulmak, hizmetçi ve yemeğini en ucuza temin edebilmekti. Balık, istiridye ve Macar şaraplarına bilhassa düşkündü. Bu masraflar O’nun en büyük problemleri oldu; zira Beethoven gelmiş geçmiş pintilerin içinde en büyük pintilerden biriydi. Erkekler için yeni çıkan kolonyadan, daha iyi bir parfüm hakkında bilgi almaktan ve kendisine beş günlük mürekkep doldurulabilen bir kalem hediye edilmesinden de çok memnun olurdu. Hayatının son senelerinde, çocukluğunda öğrenemediği bir sanatı öğrenmek için çok çaba gösterdi; bu aritmetiğin (çarpma) sanatıydı! Büyük dahinin günlük hayatındaki bu ve buna benzer detaylar ortaya dökülmekte ve Doğu Berlin müzik mütehassısları tarafından cazip kitap serisi olarak yayına hazırlanmakta.

     Beethoven’in (Konuşma not defterleri) diye tanınan defterlerden toplanan bu ilgi çekici sayfaları okumak, Bonn’dan Peter Range’nin bildirdiğine göre üstadla arkadaşları arasına karışarak onların sohbetlerini dinlemek gibi oluyor. Beethoven’in son günleri hakkında geniş bilgiler veren bir kitabın yazarı olan George Marek ise, “Bu not defterleri bize Beethoven’in hakiki şahsiyetinin resmini çizer; editörleriyle olan geçimsizliğinin sebeblerini, satın almayı arzu ettiği kitaplardan çektiği hazımsızlığa kadar anlatmaktadır” diyor. Beethoven’le anlaşabilmek için konuşmak yahut O’nun konuşmalarına kulak misafiri olmak deyimi tam yerinde olmaz. 45 yaşından beri tamamen sağırdı, O’nunla konuşmak isteyen kimsenin O’na bunu yazması gerekiyordu. Bu amaçla Beethoven cebinden 13x18 cm bir defterle bir kalem çıkarır, misafirine uzatırdı. Çoğu kez cevabını şifahen verdiğinden bu not defterleri tek taraflı bir telefon konuşması gibi yarım olurdu. Yine de bu defterler Beethoven’in ne düşündüğünü açıklamaktadır. Bilhassa etrafındakilerin kendi vereceği cevabı duymamalarını arzu ettiği zamanlarda kendisinin de deftere yazdığı cevaplarda lafını sakınmaz tarzı kendine özgüdür.

     Yeğeni Karl eve kılıksız kıyafetsiz bir arkadaşını getirmiş, Beethoven not eder: “Seçtiğin bu arkadaşı hiç beğenmiyorum. Fakire acınır dedikse de bunun da istisnaları vardır.”

Beethoven Piyanonun Başında

     Bir çöpünü bile atmayıp saklayan Beethoven’in, 1827’de ölümünden sonra 400 kadar konuşma not defteri bulundu. Sadık dostu Anton Schindler bunların hepsini topladı. İçlerinden ilginç bulmadığı 260 defteri imha etti, bu defterler arasında iki tanesi Schindler’in nefret ettiği bir kemancı ile Beethoven’in arasında geçen konuşmaları haviydi ve bu konuşmalarda bilhassa Kaiser’e ve Veliaht Prens’e karşı galiz ve cüretkar tenkitler vardı; imhaları için kafi sebeb teşkil etti. Schindler 137 tane defteri “Staatsbibliothek (Devlet Kütüphanesi)”ne sattı. Bu kütüphane şimdi Doğu Berlin’dedir ve bu not defterleri yüzyılı geçkin bir zamandan beri burada durur. Defterlerin basılıp yayınlanması için girişilen çalışma üçüncü cilde gelmişken araya “İkinci Dünya Savaşı”nın girmesiyle yarıda kalmıştı. Sonra, bu defterler politika dünyasında bir casusluk ve soğuk harp oyunu haline geldi. Wolfgang Krüger - Riebow adındaki sahte bir müzikolog kendisini “Doğu Berlin Devlet Kütüphanesi”nin müzik bölümü direktörlüğüne kadar yükseltebildi. Wolfgang Krüger - Riebow Batı Almanya ve Polonya hesabına bir doubl-ajan; iki yüzlü casustu. 1950’de, “Kütüphane”nin bir çok nadide el yazılarını ve bu arada Beethoven’in not defterini çaldı.

     Batı Almanya’ya geçerken yakalanınca, bu defterler Bonn’daki “Beethoven Arşivi”ne iade edildi. 1960’da Bonn, bunları tekrar Doğu Berlin’e geri yolladı ve “Staatsbibliothek (Devlet Kütüphanesi)”nin müzik direktörü Heinz Köhler bunları basmak ve yaymak işini üzerine aldı. Çalışmalar yavaş gidiyor. Defterlere tarih atılmamış ve kullanılan Almanca artık kullanılmayan, o zamanın halk dili tabirleriyle dolu idi. Yine de bu zorluklara rağmen, 10 tane not defterini havi bir cilt basıldı ve çıktı, diğeri Mart’ta çıkacak. 1980 yılına kadar da 12inci ve son cildi hazır olacak.

     “Türkiye Filarmoni Derneği”nin yayın organı olan “Ankara Filarmoni Aylık Müzik ve Fikir Dergisi”nden alınmıştır. - Eylül 1970, Yıl: 6, Sayı: 50, Sayfa: 5-6.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5753398
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :594

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.