01.02.1965 / Ermukan Saydam - Bir Orkestra Çöküyor


    
İki ay önce sayın Faruk Güvenç, “Batan Orkestralar” başlıklı yazısında “İzmir Konservatuvar Orkestrası”nın 20-30 bin liranın esirgenmesi yüzünden dağılmak üzere olduğunu, “İstanbul Şehir Orkestrası”nın da bir takım sebeplerle “Milli Eğitim Bakanlığı”na bağlanmasının bir yıl daha geciktiğini yana yakıla anlatıyordu. Bizim burada sözünü edeceğimiz orkestra ise mali güçlükler yüzünden değil de tamamen kötü ve keyfi yönetim yüzünden tehlike ile karşı karşıyadır. Bu orkestra “Devlet Tiyatrosu Opera Orkestrası”dır.

     “Ankara Opera Orkestrası”nın temeli, Ertuğrul Muhsin’in “Devlet Tiyatrosu” Genel Müdürü olduğu sıralarda, şef Ferit Alnar tarafından atılmıştır. Sekiz elemanla çekirdeği meydana getirilen bu orkestranın diğer elemanlarını “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” müzikçileri teşkil ediyordu. Ferit Alnar’ın bilgili ve enerjik tutumu ile orkestra, birkaç yıl içinde, hemen hemen bugünkü sayısına erişmiştir. “Opera Orkestrası”na alınan elemanlar bu orkestranın geleceği için garanti teşkil edecek kuvvette idiler. Bu yüzden orkestra kısa bir zamanda iyi bir seviyeye erişmişti. 1958 yılında Genel Müdürlüğe atanan Necil Kazım Akses’in ve Genel Müzik Direktörü Ulvi Cemal Erkin’in çalışmaları ile bu Orkestra daha da kuvvetlenmişti. Orkestrayı yöneten misafir, yabancı orkestra şefleri defalarca bu topluluğun büyük bir istikbal vaad ettiğini söylemişlerdi. Adı geçen kıymetli yöneticilerin operadan ayrılmasını takip eden kısa bir süreden sonra operanın bütün bölümlerinde olduğu gibi “Opera Orkestası”nda da bir çöküntü başlamıştır. Bu çöküntüyü gören ve gidermek için çare arayan orkestranın altı müzikçisi “Opera Kanunu”nu incelemişler ve kanunda kısa bir süre içinde yapılması gerektiği belirtilen iç tüzük tasarısı üzerinde yılmadan çalışmışlardır.

     Bu sıralarda, hakkında doğru dürüst bir bilgi edinilmeden, büyük ücret karşılığı, senelik kontratla de Rosa isimli bir Amerikalı bir şef getirtilmiştir. 1961 sonbaharında orkestranın başına geçen ve aynı zamanda “Genel Müdürlük”çe müzik direktörü olarak görevlendirilen bu şahsın kısa bir süre içinde ehliyetsizliği anlaşılmıştır.

     Önemli bir göreve atanmış olan bu şahsın etrafını derhal kendilerini operanın ya da orkestranın ağaları zanneden birtakım muhteris ve faydacı insanlar çevirmiş, bunlarla işbirliği yapan şefin olumsuz ve iktidarsız tutumu ile de orkestra çökmeğe başlamıştır. Orkestranın birinci flütçüsü operete gönderilmiş, orkestrada mühim yerler işgal eden dört eleman sezon sonunda orkestradan ayrılmış, çok kıymetli bir arkadaşımız intihar etmiştir. Orkestradan ayrılanlardan başka çok sevilen ve iyi bir müzisyen olan şef Luther’in kontratı önceden haber verilmeden yenilenmemiş, opera korosunu geliştiren kıymetli şef Camozzo’nun işine son verilmiştir.

     Operalarda temsil sonunda yuhalanmadan perdenin kapanmasını başarı telakki eden Genel Müdür ya yaptığı hatayı gizlemek ya da müzikten anlamadığı için etrafının maksatlı telkinlerine kapılarak bu ehliyetsiz şefi bir sene daha görevinde bırakmıştır. Ancak geldiğinden iki yıl sonra, bu ehliyetsiz şef başı önde ve pek zavallı bir şekilde memleketimizden ayrılmıştır. Arkasında bıraktığı şey, bir sürü olumsuz iş ve fakir memleketimizin hesabı sorulmayan yüzbinlerce liralık kaybı olmuştur. Kötü yönetim bu güne dek “Orkestra”ya cehennem hayatı yaşatmıştır. Ancak tahammülün bir hududu vardır. İçinde bulunduğumuz günlerde “Orkestra”nın en güçlü üyeleri “Orkestra”dan ayrılmanın çarelerini aramaktadırlar. Son kuvvetini de kaybederse, bir zamanların büyük istikbal vaad eden orkestrası içi boş bir kalıp olacaktır. Bunun da müzikten anlıyanların gözündeki anlamı orkestranın çökmesi demektir.

     Mali güçlükler yüzünden yıllardır kurulamıyan ya da ilerliyemiyen müzik kurumlarının yanında hatırı sayılır bir bütçesi olan (yaklaşık olarak senede yirmi milyon) bir kurumun orkestrası, sırf kötü yönetim yüzünden çökmektedir. Dev adımları ile ilerlememiz icap ederken mevcudu muhafaza edemememiz, bunun maddi güçlükten değil de anlayışsızlık ve kötü yönetim yüzünden olması işi daha da acıklı yapmaktadır.

     “Devlet Operası”nın ve öncelikle onun orkestrasının bu günkü yürekler acısı durumdan kurtulması için, vakit kaybetmeden, aşağıda sıralıyacağımız işlemleri yapmak gerekmektedir:

     1. “Opera”yı derhal “Tiyatro”dan ayırmak ya da müstakilen yönetimini sağlamak sureti ile, başına bu işlerde denenmiş bilgili bir genel müdürün getirilmesi.
     2. Müzik işlerini düzenliyebilecek bir şahsın tayini.
     3. Orkestrayı toparlıyacak, ilerletecek, bilgili ve öğretici bir şefin getirilmesi.
     4. “Devlet Tiyatrosu Kanunu”nun hükümleri gereğince yıllarca önce yapılmış olması gereken iç tüzüğün bir an evvel yapılması ve bu iç tüzükte:

          a) Orkestranın ne şekilde kadrolanacağının ve kadrolara göre üye ücretlerinin ne olacağının belirtilmesi,
          b) Orkestrada kadro, giriş, terfi sınavlarının ne şekilde yapılacağının belirtilmesi,
          c) Orkestranın azami çalışmasının, tatil, prova süresi ve zamanın belirtilmesi,
          d) Orkestra üyelerinin gönül rahatlığı ve disiplin içinde çalışmalarını sağlıyacak prova ve temsillere ait hususların belirtilmesi gereklidir.

     Ancak yapılması çok gecikmiş olan bu işlemleri derhal uygulamakla “Opera Orkestrası” çökmekten kurtarılabilir.

     İlgili yöneticilerden, şura toplantılarında yurdumuzun müzik sorunlarını inceliyen, çözümlerini arıyan yönetici ve müzikçilerimizden biraz da bir adım ötelerinde ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olan bu kurum ile ilgilenmelerini bekliyoruz.

     “Ankara Filarmoni Aylık Müzik Dergisi”nden alınmıştır. - Şubat 1965, Yıl: 1, Sayı: 5, Sayfa: 3-6.




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5792477
Online Ziyaretçi Sayısı:45
Bugünlük Ziyaret :417

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.