18.10.2015 / Hayati Asılyazıcı - Levent Kırca Bir Halk Sanatçısıydı
Türk tiyatrosunun ünlü sanatçısı Levent Kırca’nın (28 Eylül 1948 - 12 Ekim 2015) ölümü büyük üzüntü yarattı. Geleneksel tiyatrodan çağdaş tiyatroya uzanan geniş repertuvarı bir sanatçı için kısa ömre sığmayacak kadar zengindi. Kendi tiyatrosunu kurduktan sonra hep anlamlı oyunlar oynadı. Bu oyunların sosyopolitik-toplumsal konuları içermesi nedeniyle Levent Kırca kendi alanında bir biçem (üslup) yarattı. "TRT"deki çocuk dizileriyle ünlendi. Sinemayı başarıyla denedi. Bir sanatçı olarak sinema ve tiyatroda aldığı ödüllerle sanatının doruğuna ulaştı. Televizyonlara getirmiş olduğu bir yenilikti "Olacak o Kadar" oyunları. Bu alanda ülkenin her iktidar döneminde giderek aksayan siyasal ekonomik toplumsal yönlerini, ünlülerin ikircikli hallerini olağanüstü güzellikte sergiliyor ve grup oyunuyla görsel bir ustalıkla yorumluyordu.
Repertuvarı Türk tiyatrosuna katkı sağlayan oyunlarla zenginleşiyordu. Sahne sempatisi denen karakter ve yorum ustalığı O’nu geniş kitlelerle buluşturdu. İçinde bulunduğumuz karanlık günlerin meşalesiydi sahnelediği oyunlar. Bu oyunlar aynı zamanda cumhuriyetin aydınlanmasına ışık tutuyordu. Büyük yapımlara imza attı. Son 13 yıllık karanlık perdeyi kaldırmak isteyenlere bir sanatçının tüm gücüyle destek verdi. Geçmişte geçirmiş olduğu bir rahatsızlık nedeniyle sağlığında zaman zaman sorunlar yaşıyordu. Ancak O’nu hiçbir şekilde yolundan çevirmedi ve çizdiği tiyatro yol haritasında durup dinlenmeden izleyicileriyle buluştu. Son zamanların baskı yöntemi O’nun farklı oyunlara yönelmesine, giderek tek kişilik oyunlar seçmesine neden oldu. Bu tek kişilik oyunlarla baskıya ve sansüre neşter atıyordu. Öyle düzeyli ama vurucu, keskin ve etkiliydi. İzleyicilere ülke sorunlarını getiren ve onları bir aydın sanatçının yapabileceği eleştirilerle sunuyordu. Bu tek kişilik oyunlarla yurdunu ve Avrupa’nın birçok kentlerini dolaştı. Tiyatronun yılmaz sanatçısı Levent Kırca’yı sonunda yitirdik. Bu acıyı paylaşırken O’nun mücadelesine yeterince destek veremediğimizi de belirtmeliyim. Bir Cumhurbaşkanı’nın “Devlet Sanatçısı” ünvanını “AKP Cumhurbaşkanı”nın geri alması tiyatromuzun tarihinde görülmeyen ümitsiz bir vakaydı. Hepimiz sustuk, bunu geri almasına destek olamadık. Bir sanatçının uğradığı zulme karşı gerekli direnişi gösteremedik.
Kumpasa Karşı Çıktı
Televizyon dizilerinde ve tek kişilik oyunlarındaki mizah gücüyle “Aydınlık Gazetesi”ndeki köşesinde yazdığı yazılarla ses getirdi. Hiçbir yazarımızın yapamadığı “Ergenekon” ve “Balyoz” tutuklamaları karşısında “İçeridekiler” adlı oyunu yazarak bu kumpas davalarına karşı savaş açtı. Oyun, tiyatro tarihimize altın harflerle yazılmış oldu. Çünkü bu uydurma davalar “ABD-CIA”, “Gülen Cemaati” ve “AKP Hükümeti”nin işbirliğiyle gerçekleştirildi. Cumhuriyetimizin hukuk alanındaki en korkunç kırılma noktasıydı. İşte bu kırılma noktasını Levent Kırca “İçeridekiler” adlı oyunuyla tiyatroya taşıdı. Levent Kırca devrimci bir tiyatro insanıydı. Cumhuriyetçiydi, Atatürkçüydü bunları son kez belirterek bizlere veda etti. 13 Ekim 2015 Salı günü “Levent Camisi”nde öğle namazından sonra yapılan törende Levent Kırca’yı uğurlamaya gelen son yılların en yoğun kalabalığı vardı. Sağlığında bu kalabalıklar Levent Kırca gibi zulme uğrayan, hapse atılmak istenen sanatçılara karşı duyarlı olabilseydik, sanata karşı baskı bu düzeye gelemezdi. Onu sevgi ve saygıyla anıyorum. Hoşçakal Levent Kırca...
Meraklısı için not: Levent Kırca’nın cenaze töreninde imamlar, ısrarla Özdemir Bey diye sözünü ettikleri kişinin nedense bir türlü soyadını söyleyemedi. Oysa, Prof. Dr. Özdemir İlter, ülkemizin yetiştirdiği çok değerli ve ünlü akademisyeni idi. Yetiştirdiği öğrencileri oradaydı, dostlarıyla birlikte... Hocalığı ve hekimliği ile çok yakından tanıdığım bu büyük ve değerli hekimimizi saygıyla anıyorum.
Aydınlık Gazetesi - 18.10.2015, Pazar
