04.11.2015 / Deniz Olgay Yamanus - Mitolojik Esintisiyle Sylvia Balesi
Aşk Yine Galip Gelecek
“İstanbul Devlet Opera ve Balesi” 2015-2016 sezonuna heyecanlı başladı. Türk balesinin kıymetli dansçılarının görev aldığı yeni yönetimin başkoreografı ise Ayşem Sunal; “Ankara Devlet Balesi”ne senelerce emek vermiş hocalarımızdan Evinç Sunal ve Hüsnü Sunal’ın kızları. Sanatçılarımızın bir çoğunun çocukları elbette etkilenip bu sanat dalını seçtiler. Ayşem’in çocukluğunu hatırlıyorum... Kendince koreografiler yapar, ortalarda hoplayıp sıçrardı. Büyüdü... Koreograf olmadı ama çok iyi bir dansçı oldu. Ayşem Sunal, “Ankara Devlet Konservatuvarı”nda öğrenimini bitirdikten sonra “Ankara Devlet Opera ve Balesi”nde profesyonel sanat yaşamına başlamış,1990 yılında Japonya’da uluslararası bale yarışmasında finalist olmuş ve “Belçika Kraliyet Balesi”nden davet almıştı. Yeni dans hayatında bir çok eserde rol aldı. Paris’te yaptığı “Giselle” temsilinden sonra uluslararası basının övgüsü kendisini prinçipallığa (prima balerina) yükseltmiş. Ardından bitmiyen yolculuklar başladı; New York, Fransa, Hollanda, Çin, İngiltere... Bu yolculuklarda yeni koreograflarla çalıştı ve değerli koreografların (George Balanchine, Jiri Kylian, Maurice Bejart, Nacho Doato, Krzysztof Pastor, Mauricio Wainrot, Xing Peng Wang) eserlerinde dans etti ve de bir çok ödüle değer görüldü. Yönetime sezon başında gelmesi nedeni ile geçtiğimiz sezon eserlerinin tekrarı ile başladı göreve. 15 Ekim tarihinde “Sylvia” balesi ile perdelerini açtı.
Muhteşem müziği Leo Delibes’e, koreografisi ise Fransız Marc Ribaut’a ait olan ve Türkiye’de ilk sahnelenişi 1967 tarihinde “Ankara Devlet Opera ve Balesi”nde gerçekleştirilen “Sylvia” balesinin baş rolünü, Türk Balesinin ilk primalarından Binay Berkant’ın oynadığı rolde şimdi Deniz Kılınç, Melike Manav ve Müge Bayramoğlu dönüşümlü olarak dans ediyorlar.
Dünyaca Ünlü Eserler Sahnede Olacak
Ayşem Sunal şimdi “İstanbul Devlet Opera ve Balesi”nin başında, deneyimlerini-birikimini onlarla paylaşacak. Yeni sezon programını sorduğumuz Ayşem Sunal sorumuzu şöyle cevapladı: “Kültür ve sanatın, bugün sadece maddeden ibaretmişçesine sığ bir yaşama sürüklenen insanın mana yönünü zenginleştiren bir hayat kaynağı olduğunu düşünüyorum. Yeni yıla ‘Fındıkkıran’ eseri ile girerken, bale dünyasına damgasını vurmuş A. Adam’ın ‘Le Corsaire’ ( Korsan) eserini ilk defa ‘İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ repertuvarına alarak seyirciyle buluşturacağız. ‘Dünya Dans Günü’ içinde Mehmet Balkan’ın Bach AllaTurkası, genç koreograflarımızdan Berk Sarıbay’ın koreografisi ile geceyi taçlandırırken, Oytun Turfanda ve Duygu Aykal’ı da anacağız. Ama bu sezonun doruk noktası ‘ABT’ (American Ballet Theather)’de Anna-Marie Holmes tarafından sahnelenen ‘Le Corsaire’ (Korsan) olacak. Ve bu repertuvarla uluslararası platforma girip, adımızı duyurmanın ilk adımlarını atmayı planlıyoruz. Çok fazla genç yeteneğin olduğu ‘İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde aslında en büyük amacım bale topluluğunu uluslararası platforma çıkarmak. Dansçıların yurtdışından gelecek koreograf ve eğitmenlerle çalışmalarını sağlayarak tecrübelerini arttırmak, vizyonlarını geliştirmek, sonucunda da turnelere götürmek...”
Aydınlık Gazetesi - 04.11.2015, Çarşamba
