23.12.2015 - Reha Muhtar - Paris’te Seine Nehrinin Üzerindeki Gece Seferleri Bile İptal Edildiler...
…………………………………………
Paris’te insanları “snobize etme, ukalalık etme” tavırlarının, sona erdiğini görüyorum...
Sokaklarda yapılan müzik bile değişiyor Paris’te...
Fado, Rembetiko, Blues ve Karadeniz Ağıtı...
“Acı”nın; Portekiz’de “Fado”...
Yunanistan’da “Rembetiko” (Rebetiko)...
Amerika’nın siyahi dünyasında “Blues” türünde yansımasını bulan müziğinin...
Paris Montmartre tepelerinde Afrika ezgilerinden kompoze melodilerde yükseldiğini görüyorum...
“Şehrin ve insanının acısına” ortak olmaya çalışıyorum... Aklıma o günlerde tıpkı Paris’teki gibi Ankara’da da benzeri canlı bombalarda ölen ve yaralanan yüzlerce “dost insan” geliyor...
***
Ruhi Su’nun “Karadeniz Ağıtı”nın nasıl bir “Fado”, nasıl bir “Rembetiko” (Rebetiko okunuyor), ne güçlü bir “Blues” esintisi ihtiva ettiğini, ne kadar çok “Paris” olduğunu o an fark ediyorum...
***
“Hayali gönlümde yadigar kalan...
Bir yanım deryada çalkanır şimdi...
Onbeş mürşid ile boğulup ölen...
Bir yarım deryada çalkanır şimdi...
***
Garip garip öter derya kuşları...
Su içinde uykuları, düşleri...
Bir gelin döker kanlı yaşları...
Bir yanım deryada çalkanır şimdi...
***
Nazım ile zındanda gün be gün biri
Söyletir dilsizi ağlatır kötü...
Bir yanım çürüyor bir yanım diri
Bir yanım deryada çalkanır şimdi...
***
Yaralarım tuz içinde kanıyor...
Uyku gelmiş ela gözler sönüyor...
Bir yanımda Suphi Nejat ölüyor...
Bir yanım deryada çalkanır şimdi...”
Gazete Vatan - 23.12.2015, Çarşamba