13.03.2012 / Latif Bolat - Doğu’nun Yıldızları Türkiye’yi Neden Aydınlatamıyor?
Elli Yıllık Batıcılığın Vardığı Yer
Aşağıda bir liste var, dün Shajarian dinlerken çalakalem oluşturuverdim. Geçen 35 senelik sanat hayatımda çok yakından takip ettiğim konser dünyasından gelip geçen bazı isimlerden oluşuyor bu liste. Ama bir bakıma tersine bir liste bu, yani Türkiye’ye konsere gelmemiş olanlar bu listedeki çok ünlü müzisyenler. Hepsi de dünyanın en ünlü konser salonlarında binlerce seyirciye unutulmaz müzik ziyafetleri sundular. Sadece bizim salonlarımız onların yüzlerini dahi görmediler. Kimler mi bunlar? Listeye bir bakıp, biraz coğrafya dersi yapalım hep birlikte, çünkü şikayetimiz doğrudan coğrafya ile ilgili...
Dünya Müzik Devlerinin Uzayan Listesi
Ravi Shankar, dünyanın en ünlü sitar sanatçısı, Hindistan’dan, 80 yaşının üstünde şimdilerde.
Sabah Fakhri, Arap dünyasının en ünlü erkek seslerinden, Suriye’li, Halep’ten, 80’ine merdiven dayamış. Hiç durmadan 14 saat sahnede kalıp şarkı söylemesi ile ünlü.
Ümmü Gülsüm, Mısır’ın unutulmaz kadın sesi, Cemal Abdulnasır ve Arap ulusalcılığının simgesi, 1970’lerde öldü.
Muhammed Reza Shajarian, İran vokal müziğinin son 50 yılının yıldızı, hala Tahran’da ve sağ.
M. S. Subulakshmi, Hindistan’ın Madras şehrinden, Karnatik şarkıların en iyi kadın yorumcusu.
Warda, Cezayir’li ünlü kadın şarkıcı, hala sağ.
Sabri Brothers, unutulmaz Qavvali grup, Pakistan’ın ulusal kültür elçileri, öldüler.
Feyruz, Lübnan’ın en ünlü, unutulmaz kadın sesi...
Shruti Shadolikar, Güney Hindistan’ın Karnatik şarkı söyleme geleneğinin günümüz temsilcisi.
Wadi El Safi, Lübnan ve Arap dünyasının en ünlü erkek solistlerinden.
Ve daha yüzlercesi. Dikkat ederseniz tüm bu isimler Türkiye’mizin Doğusundaki ülkeler, coğrafi veya kültürel olarak. Yani kapı komşularımızdan. Şaka yollu bir benzetmeyle söylersek, davet etsek belki yürüyerek sınırımızdan geçip memleketimize gelebilecek derecede yakınlarımızdan. Mesela Sabah Fakhri’ye sabah telefon etseniz öğleden sonra yürüyerek Suriye sınırındaki “Cilvegözü” kapısından Türkiye’mize gelebilecek derece dibimizden.
Var mı Bu İsimleri Gören, Duyan Türk Medyasında?
Ama ne hikmetse, elli senedir hiçbir konser organizasyonun, hiçbir konser salonunun, hiçbir Kültür Bakanının ve hiçbir festival sponsoru bankanın dikkatini çekmemiş bu dünyaca ünlü Doğulu müzik insanları.
Ben Sabah Fakhri’nin Las Vegas konserini 500 dolar bilet alıp izleyen 5000 müzikseverin içinde bulunma talihine kavuşmustum on sene önce. Yine Sabri Brothers’ı Kaliforniya’da bir Pakistan klübünde izleme şerefine nail olmuştum.
İran’ın milli sesi Shajarian’a San Diego konseri sonrasında Türkiye’ye neden gelmediğini sorduğumda bu unutulmaz şarkıcı, daha önceki hafta Konya’da Mevlana’nın türbesini ziyaret ettiğini ama konser için kimsenin davet etmediğini, dolayısı ile sadece turist olarak gelip gittiğini belirtmişti gülümseyerek.
İlaç İçin Bir Festivalde Duysak Ya!
İstanbul’da, her yaz geldiğinde yüzlerce konser yapılır, onlarca festival olur, falan bankanın sponsorluğunda filan bankanın desteğiyle. Ama bu yüzlerce salonun, yüzlerce konser organizatörünün haritasında Doğu müziği ve müzisyenleri yer almaz. Çünkü varsa yoksa Batı’dır, yüzümüz ve Kabe’miz Batı’dır hep.
Los Angeles’in beşinci sınıf caz müzisyenleri, sekizinci sınıf blues gitaristleri, kendi ülkelerinde artık kimselerin dinlemediği İtalyan yıldızları gelir Cemal Reşit Rey’e, Cemil Topuzlu’ya da, bu asırlık çınar ağaçları gibi duran Doğu müziğinin en meşhur yıldızlarının isimlerini göremeyiz Türkiye’mizin salonlarında, gazetelerinde, sanat dergilerinde. Sanki onlar yokturlar, Doğuludurlar ya var sayılmazlar bir türlü.
İşte budur yüzünü Batı’ya dönüp, arkandaki komşuyu, tarihi bağlarının olduğu kadim dostlarını unutmuş olmak. Batı’nın en kötü bir taklidi olmayı, Doğu’nun yıldızı olmaya tercih etmenin sonucudur bu. Ve sadece sanatta, kültürde ve müzikte değildir bu son derece affedilmez aymazlık maalesef. Politikada da, sosyal hayatta da ve hatta ekonomide de aynı hata yapılır her iktidarda son 50 senede.
Geldiğin Yeri Unutma Sakın!
Türkiye’mizde kaç TV kanalında, kaç radyoda bu yukardaki listede olan veya olmayan müzisyenlerin eserlerini görürsünüz? Cevabınız hiç olmalıdır çünkü öyledir. Biz Doğu’ya tenezzül etmeyen bir kültürel eğilimin ve geleneğin içinde yetiştirildik maalesef kaç nesiller boyu. Hatta öyle ki Türk milli futbol takımı en kötüsünden bir Avrupa takımını kazara yendiğinde bayram yapan biz, neden oluyor da “Hint Milli Takımı” veya “İran Milli Takımı” ile hiçbir futbol karşılaşması yapmadığımızı bile merak etmeyiz. Çünkü Doğu’yu inkar ve ihmal etmek, küçümsemek bizim hücrelerimize işletilmiştir hep birlikte.
Zamanıdır artık Doğulu kimliğimizin farkına varıp, yüzümüzü Doğu’ya dönmenin ve Doğu’ya ait köklerimize saygı göstermenin. Konser salonlarımızda Lübnan’lı Feyruz’un kadife sesini, Suriye’li Sabah Fakhri’nin bitmek bilmez enerjisini, Sabri Brothers türünden Pakistan Sufilerinin müthiş ritimlerini duymanın zamanı çoktan gelmiştir. Bu listedeki müzisyenlerin bazılarını Türk insanı hiç duyamayacak artık. Çünkü elli yıllık Batı’cı aymazlık yüzünden onları sağken yakalayamadık maalesef. Mesela Sabri Brothers, Ümmü Gülsüm gibileri göçüp gittiler bu dünyadan. Ama Doğu dünyasında hala muazzam birikimleri olan sayısız yıldız yaşamakta. Onlar da kaymadan bu dünyadan, “Güneş Doğudan Doğar” deyimindeki gibi güneşe yüz vermenin zamanıdır şimdi.
13.03.2012, Salı