09.09.2016 / Rıza Zelyut - IŞİD Marşı Çalanlar
İstanbul’da dindar gençliğin buluştukları yerlerde müthiş bir ideolojik propaganda yapılıyor. Bunlar, birbirlerini Allah yolunda ölmek için kışkırtıyorlar.
Kışkırtmada kullanılan en önemli malzeme ise “IŞİD Marşları”...
Hani şu piyasada sık sık duyduğumuz “Allahu Ekber!” haykırışları var ya... İşte bu sloganla bezenmiş marşlar. Şimdi bunların Türkçesini yapmışlar.
Yakınlarımda bulunan bir yerde çalışan ikisi Türk, birisi Özbek üç gencin bu marşları dinlediğini duydum. İkide bir “Allahu Ekber” haykırışları... O bitiyor başka birisi başlıyor. Bu da Türkçe... “TRT”de yayımlanan marşların makamında... Gençleri ölüme davet ediyor, ölümü övüyor. Allah yolunda cihattan, cihadın faziletinden, bu yolda ölenlerin kazanacağı ağız sulandıran nimetlerden söz ediyor marş...
Dinleyenlerden kızın başı açık, darca bir tayt giymiş... O’nun arkadaşı da uzunca saçlı bir Karadeniz çocuğu... Sonradan öğrendim ki polis olacakmış...
Bu örnek, binlerce odada tekrar ediliyor. Binlercesi Anadolu’ya yayılıyor. “Allahu Ekber”in arkasına sığınan dinci terör, gençlerimizi kolayca avlıyor. Bunlara polis de dokunamıyor. Bir şey deseniz, “Sen Müslüman değil misin?” diyerek tepki gösteriyorlar.
“10. Yıl Marşı”nı düşman marşı gibi göstererek öteleyenler, çocuklarımızı “IŞİD Marşları” ile baş başa bıraktılar. Bu tehlikenin farkına varmak istemeyen hükümeti uyarıyorum:
“IŞİD” zihniyetine karşı Türkiye çapında bir karşı kampanya başlatmazsanız, bu karanlıktan büyük belalar çıkmaya devam edecektir.
“TRT” Müzik Yerlerde
Kendilerine muhafazakar demokrat diyen “AKP”lilere hatırlatıyorum: “TRT Müzik” denilen kanalda, eskiden görkemli şarkı ve türkü programları olurdu. Orada hak edenler sahne alırdı. Şimdi ise torpili olan mikrofonu kapıyor. Öylelerini görüyoruz ki tek şarkı okuyor ama onu da berbat ediyor. Sanki Zeki Müren, sanki Nesrin Sipahi o şarkıları öyle okumasını bilmiyorlarmış gibi bu yeni yetmeler eğip büküyorlar, kimi notaları yutarken kimilerini de abartarak uzatıp içimizi bayıyorlar.
Daha ilk şarkısını okurken, nağme yapmaya kalkışarak şarkıyı berbat eden, buna da yorum diye bir kılık uyduran tipleri, “TRT Müzik”te görmek istemiyoruz.
Bir başka bilgiçlik daha: Sarı saçlı bir bayan Neşet Baba’nın “Ah yalan dünyada, yalan dünyada” nakaratlı türküsünü seslendirirken “İrengi gözümde kalan dünyada” dizesini, iki kez “Rengi...” diye okudu.
Bu hanımefendi belli ki “İlimon ektim taşa”yı söylemeye kalksa onu da “Limon ektim taşa” diye okuyacaktır.
Bir başka ayıp: Solist olacak güya... “TRT”ye çıkmış, tek şarkı okuyacak... Gözü hep güftenin konulduğu rahlede... Bir şarkının sözünü bile ezberlemeden gelmiş.
Neşet Ertaş’ların koridorlardan korka korka geçtikleri o “TRT”, şimdi acemi nalbantların meslek öğrendikleri yer haline gelmiş... Liyakatın sürgün edildiği bu kurumda siyaset müziği bile vurmuş...
***
Bir de her programa ney çaldırarak başlamazlar mı? Baştan bir matem havası... Üstüne üstlük bu ilkel çalgı detone olmaya aday... Eskinin cıvıl cıvıl klarinetlerini attılar. Çünkü onlar bu dünyaya ait...
Soruyorum: Türkülerde neden geleneksel uzun saplı saz yok? “TRT Müzik”i yöneten birisi, bu milletin en değerli sazının Neşet Ertaş ve geleneğinin de kullandığı o zengin sesli saz olduğunu bilmez mi?
Bilmiyorsa ne işi var orada?
Bir başka rezalet de artık baygınlık getirten o bayraklı, ezanlı, marşlı propaganda bantları...
Ve her programa sokulan üçüncü sınıf şiir okuyan yandaşlar...
Ve kamuoyunda karşılığı olmayan ama “AKP”ye marş yapmış sözde türkücüler...
Yeter! Onlara para verin ama “TRT Müzik”te müzisyen diye karşımıza çıkarmayın...
Sivil müziğimizi dinsel müzik haline getirmeyi bırakın. İsterseniz ilahileriniz için ayrıca bir kanal kurun, orada “IŞİD Marşı” da dahil ne çalarsanız çalın...
Ama bize eski “TRT Müzik”i geri verin...
Şenol Bey! Ey TRT Genel Müdürü! Acaba beni duydun mu?
Gazete Vatan - 09.09.2016, Perşembe