01.05.2017 / Zafer Yümlü - Eşek


     
Eşeği bilir misiniz? Hani şu uzun kulaklı hayvanı.

 

     Güzel gözlüdür eşek. Gözleri, gözyaşları şiirlere, romanlara konu olmuştur.

 

     Uzun kulaklı arkadaşımızdır o bizim. Onları sallayarak selam yollar dostlarına. Uydu anten gibi dönen kulakları ile anlarlar bizi.

 

     Kahrımızı da çeker bu hayvan yüzyıllardır. Odun taşır, insan taşır, değirmen taşı döndürür. Öküzün olmadığı yerde saban bile çeker garibim. Mardin’de kadrolu çöp arabaları eşeklerdir mesela. Dağ, tepe demeden çöp taşırlar. Onsuz edemeyiz.

 

     Bu kadar değerli hayvandır yani…

 

     Bu kadar kahrımızı çeker ama biz her fırsatta aşağılarız hayvancağızı. Beğenmediğimiz adama “Eşşoğuleşşek” deriz. “Eşek hoşaftan ne anlar” diye bir de söz vardır örneğin. “Eşek hoş laftan ne anlar”dır orijinali. İşimize gelmediği durumda kullanırız bu sözü. Her işimize koşan, “deh” diyince yürüyüp, “çüş” diyince duran eşeklerin laftan anlamadıklarını söyleriz. Onlar, biz zehirlenmeyelim diye tarlada zararlı otların kökünü söküp yerken biz insanları yerin dibine sokarız bu lafla.

 

     Geçtiğimiz günlerde Antalya’nın Elmalı ilçesinde bir olay yaşandı.

 

     Elmalı ilçesindeki “Bayralar Mahallesi”nde bulunan ve 10 köyden taşımalı öğrencinin geldiği “Durmuş Yener Ortaokulu”nda “Antalya Devlet Opera ve Balesi” sanatçıları tarafından verilecek konsere, “İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü” izin vermedi. Gerekçe kısa ve öz: “Çocuklar operadan ne anlar?”

 

     Çocukları, eşek yerine kondu yani.

 

     İnsanlara tepeden bakmayı bırakamadık bir türlü. Azıcık makam sahibi olunca kendimizi her şeyi bilen, bulunmaz hint kumaşı zannediyoruz.

 

     Evinizdesiniz, yemek yapacaksınız. Sebzeyi, meyveyi kim yetiştirir? Köylü. Tarlada soğuk, sıcak demeden ürün yetişsin diye sırtına bebeğini bağlayıp kim çalışır? Pazarda, yol kenarında, sokak arasında kim satar? Köylü. Mangalda et pişireceksiniz. Hayvanları kim güder, kim çocukları gibi bakar onlara? Köylü. Kendi çocuğu ayağına çorabı, eline ekmeği zor bulurken siz çocuğunuza mama yapacaksınız diye sütü kim sağar? Kahvaltıdaki zeytini kim toplar düşme pahasına ağaçtan? Köylü. Eve serip üzerinde gezdiğiniz halıyı dokuyan kim? Köylü. Köyünde aç kalırsa şehre gelip nasırlı elleri kanayasıya kadar inşaatlarda çalışan, karısını da size yollayıp evinizi temizleyen kim? Köylü. Kaval çalan, saz çalıp türkü çığıran kim? Köylü. Kurtuluş savaşında kazmayla, kürekle savaşan kim? Köylü.

 

     Yedi defa hükümet kurup sonunda Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel bile “İslamköy”lü.

 

     Köylere gidiniz. Orada yaşayan ayağı çıplak çocukları, tarlada çalışanları, çobanları görüp sohbet ediniz. Hayat hakkında pek çok profesörden daha çok söyleyecekleri vardır size.

 

     Bu memlekette her türlü hizmeti hak eden en değerli vatandaştır köylü. Bu durumda köylü çocuklara “Çocuklar, operadan ne anlar?” demek neyin nesi?

 

     Toplum olarak makam sarhoşu olup kendimizi nimetten saymaktan kurtulamadık bir türlü. Her yerde “selfi” çekip kendini buğday ambarında gösteren aç tavuk olduk iyice.

 

     Unutmayalımki makam, para, servet, hepsi geçici. Köydeki çocukları aşağılamak marifet değil. Altın semerli eşek yerine, emekçi arkadaş eşek olmak daha önemli.


     İzmir - 01.05.2017, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5783768
Online Ziyaretçi Sayısı:15
Bugünlük Ziyaret :691

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.