07.07.2017 / Veysel Boğatepe - İki Kuşağın Sınırları: Eşik
Bizim kültürümüzü anlatan ve Türk oyuncularının canlandırdığı hikayede, filmin orijinal dilinin Arapça ve İngilizce, Türkçeninse üçüncü seçenek dil olarak belirlenmesi en başta kurgunun özüne, hikayenin ana fikrine aykırıdır.
Bir asrı geride bırakan Türk sinemasının yeni bir tıkanma eşiğine dayandığı günümüzde üzerinde durulmayan ciddi sorunların başında konu ve dağıtım geliyor. Bu sorunlar, toplumsal eleştiriye yönelik nitelikli filmlerin festivaller dışında seyirciyle buluşmasında en büyük engeli oluşturuyor. Elbette festivale katılan ve benzer sıkıntıları yaşayan tüm filmlerin bağımsız, özgün veya en azından toplumsal sorunlara eğilmek gibi bir derdi olduğunu söylemek yanlış olur. Özellikle ilk film kategorisindeki yapımlar salon bulmakta sıkıntı çekiyor.
İlk uzun metrajlı filmini çeken yönetmenler ile dağıtımcı ve sinema salonları arasında alttan alta yürütülen politik bir mücadele vardır ve bu mücadelenin en etkin alanı ise festivallerdir. Çünkü festivallerde alacağı ödül, övgü, haberin yanı sıra PR çalışmaları, o filmin salon bulma şansını yükseltiyor. Siyasi, ekonomik veya başka kaygılardan dolayı suya/sabuna dokunmayan eğlencelik filmlerin dışındaki tüm yapımlara perdelerini kapatan tekelci anlayışı kırmada festivaller yenilere alan açıyor.
Anlatım Dilindeki Duyarsızlık
Ayhan Salar ile Erkan Tahhuşoğlu’nun birlikte yazıp yönettikleri “Eşik-Verge”, “53. Antalya Film Festivali Ulusal Yarışma Bölümü”nde yarışmış, Almanya ile Asya prömiyerinde gösterilmiş ve ardından “Manaki Kardeşler Film Festivali”ne katılmıştı. Tüm yarışmalardan eli boş dönen film, “36. İKSV / İstanbul Film Festivali” kapsamında ve yalnızca birkaç sinemada sunuldu, ancak bir haftalık gösterim sürecinde eşin dostun dışında ilgi yaratamadı. İlgisizliğin nedeni ise genel ön yargı diyebileceğimiz festival filmi olmasından öte farklı bir şey anlatmamış olmasıydı. Yanı sıra dil seçenekleri de ilgisizliğin belirleyici etkeni olurken film için önemli bir ölçüt değerindeki Imdb puanı da oldukça düşük (1/10) kalmasına yol açtı.
Seyircinin dil duyarlılığı önemsenmeli çünkü bizim kültürümüzü anlatan ve Türk oyuncularının canlandırdığı hikayede filmin orijinal dilinin Arapça ve İngilizce, üçüncü seçenek dilinin ise Türkçe olarak belirlenmesi en başta kurgunun özüne, hikayenin ana fikrine aykırıdır. Bu tutum aynı zamanda Türk kadınının dilini, kültürünü yok saymaktır.
Delilik Eşiğinde
Ayhan Salar ile Erkan Tahhuşoğlu’nun ilk yönetmenlik denemeleri olan “Eşik”te, farklı kuşaklara ait iki kadın karakter üzerinden geçmiş ile gelecek arasında dramatik paralellikler kuruluyor. Halil’in uzun bir yolculuğa çıkmasıyla sessiz bir bekleyişe giren Fikret, eşinin yokluğunda O’nun hayalet görüntüsüyle oyalanırken anılarını yitirir ve deliliğin eşiğine varan psikolojik travmalar geçirir. Kocasının dönüşünü kimi zaman kapı eşiğinde kimi zaman da pencere önünde bekleyen Fikret’in hikayesi, ilerleyen bölümlerde adeta hayalet hikayesine dönüşüyor.
Aslında bir varoluş meselesini ana fikir olarak seçen yönetmenler aynı zamanda yalıtım ve takıntı kavramlarını da ele alıyorlar. Ancak bir pencereden ve kadın gözünden dış dünyaya bakarken, iç mekanda ise ışık oyunlarıyla duygusal yansımaları dramatize ederek vermeye çalışıyorlar. Halil’in sebepsiz yere ortadan kayboluşu üzerinden dramatik ağırlık oluşturma çabalarının ise zorlamaya dönüştüğü açıkça belli oluyor. Bu zorlama, yönetmenlerin farklı bir şey söyleyemediğini gösteriyor; ancak, filmin donukluğuna rağmen olağanüstü kent ve doğa manzaraları, zarif kamera hareketleri, doğal ışık kaynakları, görüntü kontrastı gibi teknik deneyimlerle seyircide görsel ilgi ve duyguyu canlı tutabiliyorlar.
Eşik / Verge
Yapım: Salar Film
Yapımcı - Senarist: Ayhan Salar / Erkan Tahhuşoğlu
Tür: Dram
Orijinal Dil: Arapça, İngilizce
Vizyon: 16 Haziran 2017
Oyuncular: Senem Çelikkol, Bedia Yaman, Mine Özen, Raci Küçük, Zeynep Raif, Ali Meriç, Şaziye Güzel, Akan Atakan
Aydınlık Gazetesi - 07.07.2017, Cuma
