25.08.2017 / Tunca Arslan - Yatay Mezarcılık


     Osman Şahin’in 1993’te yayımlanan “Selam Ateşleri” kitabındaki yedi öyküden biridir “Gömücüler”. Kırış Ali’nin ölümünü ve birinin adı Ejder, diğerinin Pabuç Ali olan iki mezarcının rekabetini anlatır. Ejder, yıllar önce Almanya’da mezar kazıcılığı işinde çalışmış, babasının ölümü nedeniyle köye dönerek babasını kendisi gömmüş ve köylülerin takdirini kazanmış, sonrasında da Pabuç Ali’nin işini elinden almıştır:

 

     “O günden sonra düşman kesildi, her önüne gelene kötüledi beni. Söylenmedik söz bırakmadı ardımdan. Yok, kazmam küreğim yerli malı değilmiş, gavur malıymış, gavur kabristanlarının toprağına değmişmiş. Sünnetsizlerin mezarına değen kazma kürekle müslüman mezarları kazılmazmış, kazılacak olursa, ölülerimiz cehennemde cayır cayır yanarlarmış falan... Ama istediği kadar kötülesin, bağırsın çağırsındı, mezar kazıcılığında beni yeğlemişti köylüler.”

 

     Fakat sonrasında kendisini de Ejder’in gömmesini isteyecektir yaşlı Pabuç Ali.

 

     Zeytinliği Öldürmek

 

     2015 yapımı “Öğrenci İşleri” adlı filminde iki kardeşin bir dersane çevresinde gelişen rekabetini anlatan Talip Karamahmutoğlu, Osman Şahin’in öyküsünden hareketle çekmiş sinemalarımızdaki gösterimi halen süren “Mezarcı”yı. Öyküyü yeni bir mekana taşımış, yeni karakterler eklemiş ve ortaya bir kapitalizm eleştirisi koymaya çalışmış.

 

     Almanya’da mezarcılık konusunda uzmanlaşan Ejder (Emre Altuğ), babasının ölüm döşeğinde olduğunu öğrenince Dalaman’daki köye döner. Yaşlı adamın ölümü üzerine, kendisine kalan zeytinlik alanda özel bir mezarlık oluşturmak için kolları sıvar, “Yatay Mezarcılık” adını verdiği bir şirket kurarak zengin insanları öldükten sonra da rahat ettirecek yöntemler geliştirir. Köyün bakımsız asri mezarlığının mezarcısı Pabuç Ali de arkadaşlarıyla birlikte izlemektedir olan biteni. Bu arada, babasını Almanya’da bir trafik kazasında kaybetmiş olan yoga eğitmeni Burcu’yla (Nilay Erdönmez) tanışan Ejder, “Dört mezar alana bir mezar bedava” diyerek işleri iyice yoluna koyar. Fakat gözünü öyle bir para hırsı bürümüştür ki bir süre sonra “İşler bu noktaya nasıl geldi anlamadım. Bütün kasabayı karşıma almakla kalmadım, Burcu’yu da kaybettim” diyecektir.

 

     Bulunamayan Yol

 

     “Gömücüler”, sinemaya aktarması zor bir öykü. Talip Karamahmutoğlu “Mezarcı”da hayli genişlemeye giderek bu zorluğu aşmaya çalışmış ama doğrusunu söylemek gerekirse altından pek kalkamamış. Yapısını, yolunu bulamayan, anlatımını bir türlü tutturamayan, Feza Çaldıran’ın görüntü çalışmasının başarısı dışında olumlu yönlerinden pek söz edilemeyecek, deneyimli oyuncu kadrosundan da verim alamayan bir film ne yazık ki “Mezarcı”.

 

     Karamahmutoğlu’nun eklemeleri yararlı olmamış. Örneğin, Sivas katliamından sonra kalkıp Dalaman’a yerleşen, Sadık Gürbüz tarafından çok kötü canlandırılan Bektaş karakteri öyküye hiçbir şey katmadığı gibi açıkça fazlalık oluşturuyor. Yogacı Burcu, ha keza...

 

     Mustafa Uzunyılmaz, Turan Özdemir, Hikmet Özdemir, Orhan Aydın gibi deneyimli isimler de alışılmış parıltılarından uzaklar. Erkan Oğur’un müziklerinin, çizgisini bir türlü belirleyememiş “Mezarcı”ya ayrı kasvet ve baygınlık vericilik kattığını da eklemek zorundayım.

 

     Ejder’in “18 yaşında gurbete gittim, Almanya’ya. Para yok pul yok, dil yok. Hiçbir şey yok. Büyük vitrinlerin önünden geçtim. Büyük caddelerden büyük sokaklardan geçtim, tek başıma. Hayatta kalmaya çalıştım. Denemediğim yapmadığım şey kalmadı. Sonra bir gün çağırdılar, gittim ölü gömdüm. Ertesi gün yine çağırdılar, gittim, yine ölü gömdüm. Sonra bir baktım bir gün, mezarcı olmuşum. Bizi ölü görmeye alıştırdılar Mehmet Abi” diyerek işaret ettiği gerçekler, çok daha dinamik ve başarılı bir biçimde anlatılabilseydi keşke.


     Aydınlık Gazetesi - 25.08.2017, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5764656
Online Ziyaretçi Sayısı:11
Bugünlük Ziyaret :228

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.