18.09.2017 / Bayram Yurtçiçek - Kerkük Üzerine


     Kerkük, üzerine türküler ve ağıtlar yakılan kent. Kendine has ağzı, yani şivesi olan ve şivesiyle geniş bir alanı etkisi altına alan kültür merkezi. Kerkük türküleri “Türk Halk Müziği”nde bir ekoldür. İnsana insanlığını hatırlatan, insanlığını yoğun olarak yaşamasına neden olan türkülerin yatağıdır Kerkük. Aşk, Kerkük’ten seslenir insanlığa bütün acılarıyla birlikte. “Öpsem öldürürler, öpmesem ben ölürem” diyen ve öpmeye devam edenlerin kenti.

 

     Her kentin kimliği yarattığı kültürle belirlenir. Bu kültür mimarisinden tutun da yeme-içmeye, türkülerine ve giyim kuşamına kadar, hayatın her alanını kapsar. Kerkük kent merkezi incelendiğinde görülecektir ki, Kerkük’e damgasını vuran Türk kültürüdür. Türk kültürü, 1200 yıla yaklaşan Türk egemenliğinin oluşturduğu bir kültürdür. Doğal olarak beraber yaşadığı halkların özellikle Kürtlerin kültürünü de kendi potasında eriterek oluşturmuştur bu kültürü. Çünkü türkülerinde Kürtçe kelimeler, deyiş benzerlikleri falan göze çarpmaktadır. Bu hem çok doğal, hem de Türklerin birlikte yaşadıkları kavimlerle karışma ve kaynaşmada ne kadar başarılı olduklarının da bir ispatıdır.

 

     Bazen Diyarbakır için de aynı duygulara kapılırım. Diyarbakır türküleri, “Türk Halk Müziği”nin diyelim en güzel klasikleşmiş yüz eseri varsa, bunun en az 5’i, hatta 10’u Diyarbakır türkülerinden oluşur. Bu kadar güzel türkülerin yakıldığı bir şehir, nasıl, ikinci İsrail planlarına kurban edilebilir?

 

     Kerkük, tarihsel olarak, Türklerin ve Kürtlerin yaşadığı bir kenttir. Son yüzyıla kadar, Kerkük şehir merkezi esas olarak Türk’tü.

 

     ………………………………………………………………


     Aydınlık Gazetesi - 18.09.2017, Pazartesi




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5773011
Online Ziyaretçi Sayısı:22
Bugünlük Ziyaret :1184

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.