29.09.2017 / Tunca Arslan - Film Festivalinde Herkese ‘Good Looking!’


     İngilizceden Türkçeye yarım yamalak yapılan çevirilere alaycı tanımla “chicken translate” deniyor. Birebir karşılığı, “piliç çevirme”... Kullanım amacı bu tür birebir çevirileri ti’ye almak, komik anlam kaymalarına dikkat çekmek.

 

     Elbette ki bir dilden başka dile yapılan “çevirme” işleminin, pilicin fırında “çevrilmesi”yle hiçbir ilgisi yok ve elbette ki herkes İngilizce bilmek zorunda değil. Ama eğer İngilizce düzeyiniz “Google-Çeviri Hizmetleri”nden yararlanmanızı gerektiriyorsa, çok dikkatli olmak, kendinizi tutmak, ukalalık yapmamak zorundasınız.

 

     Semra Özal’ın İngiltere’de yaptığı bir konuşma sırasında Kanuni Sultan Süleyman’dan söz ederken yanlış telaffuzla “law making-kanun yapmak” yerine “love making-sevişmek” demesi günlerce alay konusu edilmişti. Ama şimdi durum çok daha vahim inanın... “Google-Çeviri” diye bir “internet hizmeti” var ve İngilizce “çeviri” yapmak adeta bir tık ötenizde! Yani “dilpeyniri”ni turistlere “language cheese” diye satmaya çalışmak artık çok daha kolay.

 

     Şaka bir yana... Sinema yazarı Kaan Karsan’ın dikkatini çekmiş; sürmekte olan “24. Uluslararası Adana Film Festivali”nde yerli-yabancı konuklara verilen yaka tanıtım kartlarında “İyi Seyirler-Good Looking” yazmaktaymış.

 

     Yakışıklılara İyi Seyirler!

 

     Yahu, 40 yıllık “Altın Koza”nın adını değiştirip festivali anlı şanlı “uluslararası” hale getiriyorsunuz ama ortada “good looking”in “iyi seyirler” dilemekle alakasının olmadığını söyleyecek, bu saçmalığı düzeltecek bir tane adam yok... Tamam, o yaka kartlarını takan yüzlerce konuğa “iyi görünümlü... yakışıklı” vs. demek de incelik ve zarafet göstergesi ama bir yandan da Ferhan Şensoy’un dediği gibi, “İngilizce Bilmeden Hepinizi I Love You!”

 

     Hoş, bu yıl Adana’da hangi işin doğru dürüst yapıldığı da ayrı merak konusu. Dünyadaki hiçbir film festivalinde görülmeyen acayip işler oluyor.

 

     Örneğin, bir jüri başkanının “Ben kendi ekibimle çalışırım” demesi ve kendi huyuna suyuna uygun bir jüri oluşturması nerede görülmüş? Festival jürisinin “ekip” mantığıyla film değerlendirmesi ve ödül dağıtması olacak şey mi?

 

     Üstelik “Benim kırmızı çizgilerim var, geri adım atmam” diyen bu “çok solcu” jüri başkanının, jüri üyelerinden birinin birkaç yıl önceki demeci nedeniyle belediyeden veto yemesi üzerine sesini bile çıkarmaması da ayrı konu. Diğer birkaç jüri üyesinin “açıklama yaparız, protesto ederiz, skandal çıkar” demesiyle işin “tatlıya bağlanıp” tekrar başa dönülmesi ama bu arada jüride yer alan üç sanatçının “sıkılarak” çekip gitmesi, yerlerine alelacele başka isimlerin geçirilmesi, hangi saygın film festivalinde rastlanacak şey?

 

     Kaotik Durum

 

     Festivalin organizasyon ihalesini kazanan şirketin ortaklarından birinin ulusal yarışma jürisinde de yer alması, yani sanat ile ticaretin bu denli iç içe geçmesi, yıllardır “Cannes”da, “Berlin”de, “Venedik”te, “Montreal”da görülen bir uygulama da bir tek benim mi haberim yok? Bin türlü dedikoduya yol açacak bu iş niye yapılır?

 

     Ancak festivalin başlamasından bir hafta önce açıklanabilen ulusal film yarışmasında yer alan filmleri, kimler nasıl belirledi?

 

     Bu festivali kim düzenliyor, genel sorumlusu kim, direktörü, koordinatörü, danışmanları kim, medya sorumlusu kim, ortada bir festival ekibi var mı, belli değil. Çünkü dünyada bir tek “Adana Film Festivali”nin internet sitesinde “özellikle” yer verilmiyor bu isimlere. Acaba neden?

 

     Geçen cumartesi Prof. Dr. Selahattin Yıldız, Prof. Dr. Özer Kanburoğlu ve benim imzamla yayınlanan, danışma kurulu olarak bu şartlar altında festivale katılmayacağımızı duyurduğumuz basın açıklamasında söz ettiğimiz “kaotik durum” işte bu...

 

     Herkese gerçekten “very very good looking!”


     Aydınlık Gazetesi - 29.09.2017, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5763410
Online Ziyaretçi Sayısı:24
Bugünlük Ziyaret :1509

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.