04.08.2017 / Tunca Arslan - Ulusal Yarışma Tepkileri Artıyor
“Antalya Film Festivali”nde “Ulusal Yarışma Bölümü”nün kaldırılmasıyla ilgili tepkiler sürüyor.
“Tartışma sürüyor” denilecek bir durum yok, çünkü Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel bir karar açıkladı ve bu konuda geri adım atmayacaklarının sinyalini yeterince verdi.
“İlim Yayma Cemiyeti” kökenli, işletme fakültesi mezunu, çalışma ekonomisi uzmanı, bugüne dek kültürel-sanatsal konulardaki yeterliliğinden pek haberdar olamadığımız yeni Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtuluş cephesinden de, geçenlerde toplanan “Milli Kültür Şurası”nda alınan kararların altında imzası olanlardan da ses çıkmış değil. Türkiye’nin en köklü film festivalinin kalbinin ve ciğerinin sökülmesi karşısında “Kültür Bakanı”nın ne düşündüğünü bilen soran yok!
“Ben O Sırada Camideydim”
Cumhurbaşkanı birkaç ay önce aynı bakanlığın düzenlediği ödül töreninde, “Ülkemizin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı büyük dönüşümün en zayıf halkalarını ne yazık ki eğitim ve kültür oluşturuyor. Bu konularda hayal ettiğim düzeylere ulaşamamış olmamızdan dolayı fevkalade müteessirim, bu bir özeleştiridir. Sadece aldık maalesef, sadece takip ettik. Kendimiz bir şey üretmedik, kendimiz örnek olmadık” diyor ama birileri de 54 yıllık festivalin kimyasını bozmakta sakınca görmüyor.
Demek ki yarın Edirne Belediye Başkanı “Bu Kırkpınar iyi güzel de biraz daha küreselleşmek lazım, yağlı güreşle nereye kadar… Gelin şu işi judo’ya çevirelim, dünyaya açılalım” falan deyip 656 yıllık geleneği yerle bir etse, devlet katında kimsenin sesi soluğu çıkmayacak…
Tamamen sütre gerisinde kalan yandaş medyada da tık yok… Attığında mangalda kül bırakmayan, “İşte ben buna isyan ederim!” diyen Yusuf Kaplan, bu kez “Olaydan haberim yok, ben o sırada camideydim” diyecek belli ki.
Sinema Örgütlerinden Uyarı
Öte yandan sinemacılar cephesinde hareketlilik söz konusu. Türk sinemasının usta-emektar temsilcileri Gülsen Tuncer ve Engin Ayça’nın festivali boykot çağrıları, “Türsak” Başkanı Fehmi Yaşar’ın Menderes Türel’e uyarılarla dolu mektubunun ardından, geçen pazartesi günü 17 sinema örgütü de ortak açıklamayla tepkilerini ilettiler.
“Alınan bu karar, festivalin kendi web sayfasındaki yerli sinemayı destekleme misyonu ile Mart 2017’de gerçekleştirilen ‘3. Milli Kültür Şurası’ sonuç bildirgesinde yer alan ‘milli ve yerli kültür ürünlerimizin üretilmesini, sergilenmesini ve yaygınlaştırılmasını teşvik etme’ yolunda alınan kararına da zıt bir tutumdur” diyen sinemacıların bildirisinin son paragrafı şöyle:
“Binlerce üyesiyle, tüm sinema meslek örgütleri, en köklü ulusal yarışmamız olan ve tarihinde göz aydınlığı olan nice önemli sinemacının keşfedilmesine imkan sunan ‘Altın Portakal’ ulusal film yarışmasının yok edilmesi kararına karşıdır. Bu tarihi hatadan ivedi olarak dönülmesi için gerekli adımların atılmasını talep etmekteyiz. Gerekli adımlar atılmadığı takdirde bu konudaki ortak sesimizi koruyarak ve yükselterek devam ettireceğimizin bilinmesini isteriz.”
Boykota Doğru
21 Temmuz’da bu köşedeki “Altın Portakal felç geçiriyor” başlıklı yazımı, “Merak ettiğim nokta, anlı şanlı sinema kurumlarımızın, yönetmen, oyuncu, yapımcı, senaryo yazarı derneklerimizin bu işe ne diyeceği, nasıl tepki vereceği… Umarım yanılırım da ‘sinema sektörümüz’den bir ses yükselir” diyerek bitirmiştim. Yanıldığım için elbette ki çok mutluyum…
“Antalya Film Festivali”nin açıklanan tarihine yaklaşık iki buçuk ay var. Menderes Türel ve festival komitesi bu kadar kısa sürede frene basıp direksiyonu kırarak geri dönerler mi? Pek sanmam…
Görünen o ki bu iş festivalin boykot edilmesine doğru gidiyor.
Aydınlık Gazetesi - 04.08.2017, Cuma
