01.06.2014 / Mustafa Öner Uzun - Anadolu İnançları Ekseninde Türkülerimizde Renklerin ve Sayıların Gizemi
Özet
İnanç, insanların başkalarından öğrenme yoluyla belleklerinde oluşturdukları bir düşünce sistemidir. Anadolu inançları ise, Anadolu insanının yaşamı boyunca karşılaştığı olaylar hakkında doğruluğunu ya da yanlışlığını sorgulama ihtiyacı duymadan birbirlerine aktardıkları kabullenmelerdir. İnsanlarımızın günlük yaşamlarında ortaya koydukları davranışlara yön veren bu inanmalar, doğal olarak onların yarattıkları kültürü de derinden etkilemişlerdir.
Somut olmayan kültürel miraslarımız içinde yer alan Türkülerimiz, Anadolu insanının yaşamını yansıtan sözlü gelenek ürünleri olarak özellikle müzik eşliğinde dile getirilir ve adeta ortak bir kültürel bilinci de nesilden nesle taşırlar. Bu noktadan hareketle, Anadolu’nun çeşitli yörelerinden seçilmiş olan Türkü isimlerinde en sık yer alan “ak”, “kara” ve “yeşil” renkleri ile yine Türkülerde en sık yer alan “bir”, “iki”, “üç”, “dört”, “beş”, “yedi”, “sekiz”, “dokuz”, “on” ve “kırk”sayılarının Anadolu inançlarındaki ifadeleri, önce durum belirleyici, daha sonra ise ilişki arayıcı bir bakış açısıyla ortaya konmaya çalışılmıştır.
Giriş
Anadolu kavramı, sadece tarihsel süreç içerisinde farklı toplulukların hüküm sürdüğü bir coğrafyayı değil, aynı zamanda bu toplulukların ortaya koydukları kültürlerin birbirleri ile etkileşimi sonucu oluşan bir uygarlığı da ifade etmektedir. Toplumların kültürel birikimini oluşturan adet, örf, gelenek, töre gibi sosyal normlar, çeşitli inanç pratikleriyle birlikte nesilden nesle aktarılarak toplumsal yaşamı etkilerler. “Anadolu İnançları.(Anadolu) Anadolu yarımadasının Avrupa uygarlığının ve bundan ötürü de Avrupa inançlarının yaratıcısı olduğu savı… Bu sav ilk olarak Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) tarafından ileri sürülmüş, Azra Erhat ve İsmet Zeki Eyüboğlu tarafından desteklenmiştir. Bu sava göre, tüm Akdeniz uygarlıklarının beşiği Anadolu’dur. Avrupa uygarlığı da Akdeniz uygarlıklarından doğduğuna göre Anadolu, XX. yüzyıl uygarlığının beşiği olmaktadır. Pek çok tanrıların Anadolu kaynaklı olduklarını belirtme açısından bu üç Türk yazarının yalnız olmadıklarını, Batı’nın birçok incelemelerinin de bu sava dolaylı olarak katıldıklarını belirtebiliriz” (Hançerlioğlu, 2000:39-41). Hançerlioğlu, bu konuda Eyüboğlu’nun şunları söylediğini ifade etmektedir: “Anadolu’dan Batı’ya düşünce varlıkları, sanat yaratmaları gibi yer adları, dinler, inançlarla ilgili kavramlar, görüşler, yaşama anlayışları gitmiş yeni yeni biçimler almıştır” (a.g.e.,s.42)
Eyüboğlu, bu makalenin odak noktasını oluşturan yaklaşımında ise inanç ile ilgili şu ifadeyi kullanmaktadır: “İnanç, bir kimsenin günlük yaşamını, davranışlarını etkileyen, başkalarından öğrenme yoluyla kazanılan düşünce varlığıdır.”(1998:37) İnanç kavramının “Türk Dil Kurumu”nun yayımlamış olduğu “Türkçe Sözlük”teyer alan karşılıkları şunlardır: “1. Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma. 2.Birine duyulan güven, inanma duygusu. 3. İnanılan şey, görüş, öğreti. 4. Tanrı’ya, bir dine inanma, iman itikat.” (2009: 965) “Türk Dil Kurumu”nun yayımlamış olduğu diğer bir kaynak “Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü”nde ise inanç; “sözüne güvenilir, inanılır (kimse)” olarak ifade edilmektedir. (2009:2538) Türkülerde sıkça kullanılmış olan çeşitli kalıp ifadelerin kaynağı da kuşkusuz bu inançlardır. “İnançlar genellikle iki türlüdür. Somut varlıklarla ilgili olan inançlar, soyut varlıklara bağlanan inançlar. Somut varlıklara dayananlar doğa olayları ile ilgili inançlardır. Bunlar ekin ekip biçmek, ev yapmak, insan yaşamına karışan, günlük yaşama olaylarına yön veren, evlenme, komşuluk, karşılıklı yardım, çalışma gibi toplum olaylarına dayanan inançlardır. Bu tür inançlar doğa olaylarını izler. Güneşin, ayın, yıldızların yörüngeleri üzerindeki devinimlerine, yellerin esişine, hava değişimlerine, mevsimlere uyarak yaşamı düzenlemeye yarayan inançlar kaynak olarak genellikle somut niteliktedir. Soyut varlıklarla ilgili inançlar ise insan düşüncesinin yarattığı, doğadan kopuk inançlardır.” (Eyüboğlu,1998:40-41)
Yukarıdaki bilgilerin ışığında bu makalede, “TRT Repertuvarı”nda yer alan 4200 türkünün isimlerinde “en sık” geçen renklerin ve yine Türkülerin sözlerinde “en sık” geçen sayıların ifadeleri, Anadolu insanının yaşamında önemli bir yer tutan inanç ekseninde ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Renklerle İlgili İnanmalar
Ağ - Ak: Beyaz. “Ak” (beyaz) saflığı, temizliği, arılığı ve duruluğu ifade eder. .Tasavvufta gül İslam’ı temsil eder. Bu nedenle Hz. Muhammed’e beyaz gül uygun görülmüştür. Ayrıca “Ak”sözcüğü, “Asya Türkçesinde Güney yönünün simgesidir” (Eyüboğlu, 1998:37). “TRT Repertuvarı”nda yer alan “ak” ile ilgili Türkü örnekleri şunlardır:
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No
Ak Buğdayım Buğdayım — Uşak/Eşme — 3553
Ak Çalının Dibinde Kavağa Bak Kavağa — Erzincan — 1418
Ak Çeşmenin Taşları — İzmir/Bergama — 234
Ak Devem Düzden Gelir — İçel/Silifke/Anamur — 910
Ak Fasulle Oldu mu — Burdur/Altınyayla (Dirmil) — 1349
Ak Güvercin Olaydım — Rumeli/Deliorman — 2787
Ak Koyunum Yüz Olsa — Burdur/Aziziye Köyü — 3593
Ak Koyunun Aklığı — Denizli/Çivril — 3132
Ak Pınar Yapısına Gün Doğmuş Kapısına — Balıkesir/Sındırgı — 576
Ak Üzümü Üzümü — Ankara/Çubuk — 2980
Ak Üzümün Salkımı — Manisa — 3538
Akça Ferikler İnce Ferikler — Erzurum — 938
Ağ Elime Mor Kınalar Yaktılar — Denizli/Acıpayam — 7
Ağ Keçi Gelmiş Oğlağın İster — Yozgat/Akdağmadeni — 1412
Ak Bakırlar Susuz Kaldı — Rumeli/Silistre/Aşağıbağva — 3371
Ak Bakraçlar Susuz Galdı — Sinop — 3515
Ak Çeşmeden Sular İçtim Kanmadım — Antalya/Elmalı — 925
Ak Enteri Geyme Dedim — Denizli/Acıpayam/Gümüş Köyü — 3811
Ak Sinne’ye Vardım Koyun Yaymaya — Niğde — 2253
Ak Taş Diye Belediğim — Güneydoğu Anadolu — 1530
Beyaz Fesli Esmer — Aksaray/Baymış Köyü — 448
Beyaz Geyme Toz Olur — Bolu — 1422
Beyaz Gül Kırmızı Gül — Kerkük — 3071
Kara - Gara: “Siyah ‘Kara’ sözcüğü, ‘Asya Türkçesi’nde, kuzey yönünü gösterir. Ancak Anadolu insanında karaya karşı olumsuz bir tutum, yıkıcı bir inanç vardır. Kara, bir renk, bir boya olarak genellikle uğursuz sayılır, yerici bir anlamda söylenir. Bunun kökeni, karanlığın bilinmeyen, ürkütücü bir nitelik taşıması, ölenlerin karanlık bir evrende türlü acılarla karşılaşacağıdır. Halk inançlarında karayılan, kara kedi, kara sinek, kara domuz, kara köpek genellikle uğurlu sayılmaz. Halk sevilen, uğurlu olduğuna inanılan hayvanların çoğunun kara olmadığı kanısındadır.” (Eyüboğlu, 1998:124) “Kara renk, çirkinliği ve sevimsizliği simgelediği gibi, kaba gücü ve bundan ötürü yiğitliği de simgeler” (Hançerlioğlu, 2000:240). Bu bağlamda, kara rengin halk arasında kullanıldığı şekliyle kara yağız (esmer yiğit), gözü kara (korkusuz) deyimlerinde olduğu gibi olumlu anlamları da bulunmaktadır. Kara ile ilgili “TRT Repertuvarı”nda yer alan Türkü örnekleri aşağıdabelirtilmiştir:
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Gara Gabak Kökeni — Denizli/Çivril/Çapak Köyü — 3421
Gara Camışları Vurdum Bayıra — Erzurum — 1516
Gara Guş Yuva Yapmış — Erzurum/Aşkale — 1217
Gara Guşun Havada Olur Oyunu — Ankara/Şereflikoçhisar — 2719
Gara Tiren Gay da Gel — Sivas/Kangal/Acıyurt Köyü — 4017
Gara Yaylanın Çamları — Denizli/Tavas — 3258
Kara Koyun Güdersin — Burdur/Bucak. — 2060
Kara Guşun Yüksektedir Oyunu — Edirne — 1800
Kara Tiren Gelmez M’ola — Malatya — 3486
Kara Yer Kara Yerde — Van/Erciş — 2198
Karadağ’da Düşman Topu Patlıyor — Kars — 1142
Karadeniz Gümbür Gümbür Gümeler — Kocaeli/Kandıra — 93
Kara Büber Aş Olmaz — Orta Anadolu — 1723
Kara Çadırımda Vardır Üç Direk — Uşak/Banaz — 3315
Kara Çadırın Kızı — Şanlıurfa — 2045
Kara Çadır Düzdedir — Kahramanmaraş — 767
Kara da Goçun Boynuzu — Afyon/Bolvadin — 1724
Halk arasında yarin kara kaşı, kara gözü, siyah saçı aranılan, beğenilen özellikler olarak Türkülerimizde yer almışlardır. Bu Türkülerle ilgili örnekler şunlardır:
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Kara Kaş Altına Çekmiş Sürmeler — Ankara/Şereflikoçhisar — 847
Kara Kaş Boyanır mı. — Isparta/Eğirdir — 682
Kara Kaşlar Kara Gözler Sende Var — Çorum/Sungurlu — 2307
Karadır Kaşların Ferman Yazdırı — Zonguldak — 2610
Gara Gözün Ay Badam — Azerbaycan — 1493
Siyah Perçemlerin Gonca Yüzlerin — Tunceli/Pertek — 606
Siyah Zülfün Tellerine — Şanlıurfa/Siverek — 581
Siyah Zülfün Deste Deste — Erzurum — 2092
Siyah Perçemini Dökmüş Yüzüne — Erzincan/Tercan — 2748
Yeşil: “Yeşil” kelimesi, “Türkçe dirilik bildiren yaş sözcüğünden türemiştir. Genelde diri, canlı anlamındadır. Kökeni çok tanrıcı dinlerdir. Özellikle sıcak günlerin başlamasıyla ortalığa bir dirlik verdiği, canlılık yaydığı varsayılan bolluk tanrıçasıyla (Ana-Tanrıça) bağlantılıdır. Tek tanrıcı dinlere sonradan girmiştir. Çorak, verimsiz yerlerde, çöllerde yaşayan insanların yeşile karşı derin bir özlemi vardır. İslam dininde cennetin (bahçe, bağ) yeşille simgelenmesi, içinde akarsuların, geniş yeşil alanların bulunduğu izleniminin yayılması doğduğu bölgenin doğal yapısından kaynaklanmaktadır. Anadolu halk şiirinde yeşil sözcüğü en çok kullanılan bir dil varlığıdır. Karacaoğlan’ın şiirlerinde yeşil, odak kavram durumundadır. Yeşil sözcüğü bolluk, verimlilik, gençlik, dirilik, süreklilik, güçlülük ve benzeri değişik anlamları içerir. Nitekim halk dilinde yeşillenmek, yeşil görmek, yeşile çıkmak, yeşilesusamak, yeşil olmak vb. pek çok deyim vardır.” (Eyüboğlu, 1998:128). Yeşille ilgili Türkü örnekleri şunlardır:
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Yeşil Gey Yeşil Kuşan — İzmir/Ödemiş — 519
Yeşil Giy Yeşil Kuşan — Denizli/Sarayköy — 3488
Yeşil İpek Bükene — Karabük/Safranbolu — 2361
Yeşil İpek Bükerim — Ardahan/Hanak — 3974
Yeşil İpek Bükeyim — Kayseri — 2362
Yeşil Kurbağalar Öter Göllerde — Rumeli — 3033
Yeşil Olur Sandıklı’nın Biberi — Afyon/Sandıklı — 479
Yeşil Olur Şu Dirmil’in Biberi — Burdur/Dirmil-Gölhisar — 1401
Yeşil Ördek Gibi Daldım Göllere — Sivas/Zara — 2363
Yeşil Yaprak Arasında Kırmızı Gül Gonca — Kırşehir — 2834
Yeşillim Yelden Yele — Adana/Karaisalı — 3228
Yeşil Ayna Takındın mı Beline — Yozgat — 2360
Yeşil Dayler — Kırklareli — 1148
Yeşil Ördek Olsam Yarin Gölünde — Şanlıurfa — 2529
Al Yeşil Giymiş Allanır — Erzurum — 511
Al Yeşil Dökün Anneler — Şanlıurfa — 1757
Al Yeşil Geyinmiş Geline Bakın — Malatya — 1410
Sayılarla İlgili İnanmalar
Sayılar, Anadolu insanının yaşamında hep önemli yer tutmuş formel unsurlardır. Anadolu insanı için bazı sayılar bulundukları sosyo-kültürel yapıya göre kutsallık taşırlar. Bilim insanları da tarih boyunca birçok şeyi sayılarla açıklamaya çalışmışlar ve sayıların gizli bir gücü olduğu konusunda birleşmişlerdir. Bu noktadan hareketle, konuyla ilgili sayısız çalışmalar yapılarak sonuçlar elde edilmeye çalışmışlardır. “Birler”, “üçler”, “beşler”, “yediler”, “kırklar” vb. sayıların gerek günlük yaşantımızda gerekse dini uygulamalarda neyi çağrıştırdığı veya hangi anlamlara geldikleri irdelenmiş ve çeşitli sonuçlar elde edilmiştir.
Hemen her tarikatta (dörtkapı, on makam, üç sünnet, yedi farz, oniki hizmet, kırk ve binbir günlük çile vb.) rakamlarla ilgili bir takım değerlendirmelerin yapıldığı görülür.
Ayrıca Mevlevi tarikatı içinde de sayıların çok önemli olduğu, adab ve erkan anlatılırken bazı sayıların ön plana çıktığı görülmektedir. Dört, yedi, onsekiz, kırk, binbirgibi sayılar, Mevlevi tarikatında daha bir önem kazanmıştır. Bu noktadan hareketle Türkülerimizde en sık kullanılan sayıların inanç bağlamında karşılıkları şunlardır:
Bir (1): Bütün dinler için kutsaldır; çünkü yaratanı ve tekliği simgelemektedir. İslam’da bir olan, tek olan Allah’tır. Allah sözcüğünün ilk harfi olan elif 1 şeklindedir ve ebced hesabındaki değeri 1’dir.
Mevlevi semasında da semazenin semaya başlamadan önceki ellerini omuzlarına çapraz koyarak duruşu, Arapça’da alfabenin ilk harfi olan elif harfini temsil eder.
İki (2): Ayrılma (mutlak İlahi birlikten ayrı düşme) anlamına gelir. 2 tüm yaratılanları temsil eder. Kuran'ın ilk cümlesi olan besmelenin ilk harfi b ile başlar ve bu alfabenin 2. harfi olup, sayısal değeri 2’dir.
Üç (3): İslami gizemcilere göre, insanların yolu 3 türdür: şeriat, tarikat, hakikat. Ve nefis de 3 derecelidir (kötülüğü emreden, kendini suçlayan, huzur içinde olan) 3’ler, 7’ler, 40’lar anlayışı da yücelik mertebelerini işaret eden rakamlardır.
Dört (4): Dünya düzeninin simgesidir, adaleti simgeler. 4’ün bilinen diğer özellikleri: 4 elementi (su, hava, toprak, ateş) ve 4 yönü (doğu, batı, kuzey, güney), 4 mevsimi, ayın 4 şekil göstermesini, 4 büyük meleği temsil ettiği gibi 4 aynı zamanda iyi niyet, dostluk, yardım ve hoşgörüyü temsil eder. Allah isminin yazılışı da hem İslam’da hem diğer dinlerde 4 harflidir. Tarikatlarda inanılan yine dört kapı; şeriat, tarikat, marifet, hakikat kapılarıdır.
Beş (5): Genellikle yaşadığımız dünyayı temsil eder ve insanoğlu hayatı 5 duyu ile algılar. El ve ayaklarımızda bulunan parmak sayıları beştir. Ayrıca İslam dininde namaz ibadeti beş vakit için emredilmiştir.
Yedi (7): Sayısının kutsallığı birçok yerde karşımıza çıkmaktadır. Eskiden dünyanın sabit durduğu ve etrafında da yedi gezegenin döndüğü inancı vardı. Bu gezegenler Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Ay ve Güneş’tir. İnsanoğlu her gezegenin bir gök katında olduğu düşündüğü için “Göğün yedi katı” deyimi belleklere yer etmiştir. Bu nedenle de her gezegenin kutsal bir gün olduğu düşüncesi, bir haftayı yediye bölmüştür. Haftanın günlerinden Pazartesi Ay, Salı Mars, Çarşamba Merkür, Perşembe Jüpiter, Cuma Venüs, Cumartesi Satürn, Pazar ise Güneş ile alakalıdır.
Bununla birlikte Tevrat’ta Tanrı’nın dünyayı altı günde yarattığı, yedinci günde dinlendiğini yazması, yedi rakamını uğurlu bir sayı yapmıştır.
İnsanın yüzünde yedi delik (2 göz, 2 kulak, 2 burun, 1 ağız) vardır. Arapçada “seba” olarak adlandırılan yedi sayısının kutsallığına inanılmıştır.
Yedi sayısı Mevlevilikte de kullanılmıştır. Zikir olarak kabul edilen sema töreni yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Na’t ile başlar; ikinci bölüm, kudüme vurulan darbedir yani “ol” emrini temsil eder; üçüncü bölüm, ney taksimidir; dördüncü bölüm, Sultan Veled devridir; beşinci bölüm, sema törenidir ve dört selamdır: altıncı bölüm, Kur’an-ı Kerim’in okunmasıdır, yedinci bölüm ise, bütün insanların ruhu için okunan Fatiha ve ardından yapılan duadır.
Sekiz (8): Fazilet, ahlak, kararlılık ve aklı simgeler. Sağlamlık, mutluluk, zıtlık ve gizli tarafları bildirir. 7 cehennem, 8 cennet, 8 melek inancı vardır. Bektaşilikte 8 uçmak deyimi mevcuttur ki; uçmak cennet demektir.
Dokuz (9): Doğruluk, yücelik ve bağımsızlığın işaretidir. Sayıların özüdür çünkü içinde 3 tane 3 vardır. İslam anlayışına göre evren 9 felek (göksel küre)'den oluşmuştur.
On (10): Tamlık, mükemmelliktir. İslam'da cennetle müjdelenen 10 sahabe vardır.
Kırk (40): Bu sayı da birçok kültürde önemli ve mistik bir sayı olarak karşımıza çıkmıştır. Kırk sayısı ile ilgili halk arasında söylenen birçok deyim vardır. Kırklara karışmak, kırk gün kırk gece, kırk parçaya bölünmek, kırk yiğitler, kırk dereden su getirmek, kırk tarakta bezi bulunmak, kırk akşamın delisi, kırk çarşamba bir arada, kırk evin nankör kedisi, kırk gün düşünsem aklıma gelmez, kılı kırk yarmak, kırk bir kere maşallah, kırklanmak gibi.
Hz. Muhammed’in isminin (Arap alfabesiyle yazılışında) başında ve ortasında bulunan mim harfinin sayısal değeri 40’tır. İsminden mim harfi çıkarıldığı zaman Ahad kelimesi kalır ki bu da Allah’ın isimlerinden olup, tek demektir.
40 sayısı, hazırlık ve tamlık, olgunluğa erişme, dualitenin bitip bütün olan anlayışın başlaması demektir. Peygambere 40 yaşında peygamberliğin verilmesi, 40 kişinin peygambere bağlanması, kadınlarda hamileliğin 40 hafta sürmesi yani bir bebeğin oluşum sürecini 40 haftada tamamlaması, 40 yaşından sonra insanın olgunluk devresinin başladığı inancı vb. şeyler, bu sayının kutsallığını sağlayan nedenlerdir.
Zamana işaret eden 4’ün ve bilgi demek olan 10’un çarpımıdır. Kutsal metinlerde 40 gün veya 40 yıl arınma bekleme veya hazırlanma süresidir.
İslam Mistisizmine göre Sufinin 40 günlük inzivaya katlanması şarttır. “Muhammed’in Miraç’tan dönerken Ali ile karşılaşması, başlarının Ali olduğu bir toplantıda kırk kişinin bulunması.. “Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz” sözü bu dönemden kalmadır. Anadolu inançlarında yedi sayısı, onun yansıttığı anlayış üçle, kırkla yanyana gider.” (Eyüboğlu, 1998:223)
“Mevlevilerin 40 gün süreli ve düzenli olarak çektikleri çile kelimesi, Farsçada ve Arapçada da kırk anlamlarına karşılık gelen kelimelerdir. Farsçada “çihl”, Arapçada da “erbain” kelimeleri kırk anlamına gelmektedir. Bundan dolayı Mevlevi adab ve erkanında dervişler, 40 günlük çileye girerek tasavvuf yolunda olgunlaşma eğitimini alırlar. Mevlevilikte çile çekmek, Tanrı’da razı olmak anlamındadır ve ‘bu yol rıza pazarıdır’ sözü, atasözü olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda rıza kelimesinin ebcet hesabına göre karşılığı 1001’dir” (Gölpınarlı 2006 : 50).
Bütün bu açıklamaların ışığında, inanç ekseninde Türkülerimizde yeralan belli başlı sayılara ait Türkü örnekleri aşağıda belirtilmiştir:
Bir
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Bir Daracık Pencere — Şanlıurfa — 1423
Bir Evler Yaptırdım (Alaybey) — Tekirdağ/Şarköy — 2797
Bir Gül Ektim Duvara — Erzurum — 2270
Bir Taş Attım Alıca — Konya/Bozkır — 2462
Bir Durna Uçurdum Hublar Gölünden — Kahramanmaraş/Elbistan — 2795
Bir Of Çeksem Karşıki Dağlar Yıkılır — Orta Anadolu — 208
Bir Sandığım Vardır Sırmadan Telden — Erzurum/Bayburt — 2079
Bir Yiğit Gurbete Gitse — Kırıkkale/Keskin — 647
Bir Yıldız Doğdu Yüceden — Niğde — 3300
Bir Bölük Ağca Kızlar — Van/Eriş — 286
Bir Gemim Var Adalara Yaslanır — Ankara — 1359
Bir Gömlek Giyer Kısarak — Çankırı — 978
Bir Ok Attım Vızıladı — Kırşehir/Mucur — 423
Bir Sigara Ver Bana — Sivas — 413
Bir Türkü Diyeceğim — Rize — 387
Bir Taş Attım Çaya Düştü — Elazığ — 979
Bir Tel Çektim Mardin’den (Sabiha) — Mardin — 3399
Bir Kelme Sözün Deydi Hatrime — Azerbaycan — 3897
İki
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
İki Aslan Bir Kayada — Bursa/Karacabey — 1153
İki Bacı Çıkmış Takkadan Bakar — Şanlıurfa — 3690
İki Bülbül Derelerde Ün Eder — Kütahya — 1303
İki Bülbül Geldi Kondu Çimene — Ankara — 1437
İki Dağın Arasında Kalmışam — Şanlıurfa — 32
İki Dağın Arasında Kalmışam — Erzurum — 1152
İki de Bülbül Bir Derede Ötüşür — Trabzon — 2814
İki de Derviş Gelir Posdu Posdundan — Afyon — 2815
İki Dilber Söyleşirler — Rumeli — 1436
İki Döne Bir Kuş İdi — Kars/Sarıkamış — 2156
İki Durnam Gelir Aşeden Aklı Kareli — Rumeli — 2946
İki Durnam Gelmiş Aklı Kareli — Konya — 731
İki Durnam Gelmiş Yolda Yorulmuş — Ordu/Mesudiye — 1151
İki Durnam Vardır Aklı Kareli — Niğde — 1780
İki Keklik Bir Kayada Ötüyor — Balıkesir — 1171
İki Bülbül Konmuş Dağlar Başına — Isparta/Senirkent — 3561
İki Durnam Gelir de Bağdat Elinden — Manisa/Gördes — 3458
İki Kız Gider Düğüne — Adıyaman — 2945
Üç
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Üç Çınar Altında Lambalar Yanar — Rumeli — 4081
Üç Derviş Geliyor Civanım Şamdan O Yanı — Eskişehir/Çifteler Han — 3577
Üç Guşuduk da Uçarıdık Havada — Afyon/Felelli Köyü — 3696
Üç Gün Evvel Geldi Gelin Alıcı — Sinop — 146
Üç Güzel Oturmuş Gergefin İşler — Kocaeli/Kandıra — 1141
Üç Güzel Oturmuş İskambil Oynar — Kastamonu — 1851
Üç Güzeller Alları Geymiş — Rumeli — 2689
Üç Kardeştik Gettik Geyik Avına — Diyarbakır — 2194
Üç Kuş İdik Uçar İdik Havada — Kastamonu — 3468
Üç Beş Aşık Bir Araya Gelmişler — Sivas/Tokuş Köyü — 2750
Dört
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Değirmen Dört Dolanır — Sivas/Bostankaya — 2800
Diyarbakır Dört Köşe — Diyarbakır — 2184
Kiraz Dalda Dört Olur — Isparta — 2167
Bingöl Dört Dağ İçinde (Deliley) — Bingöl — 3555
Dersim Dört Dağ İçinde — Tunceli — 1274
Efeler Geliyor Dört Atlı — Manisa/Akhisar — 3449
Feracem de Dört Duvarda — Afyon — 3119
Iğıki’nin Dört Etrafı Bahçalar — Elazığ — 2247
Mendilimin Dört Ucu — Bursa — 3709
Sevdiğim Üstüne Dört Libas Geymiş — Kayseri/Bünyan — 2634
Urfa’nın Dört Etrafı Bahçalar — Şanlıurfa — 3962
Gezsem de Dünyanın Dört Bucağını — Çorum — 3225
Beş
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Bitlis’te Beş Minare — Bitlis — 2226
Beş Atar da Tabancamın Şeridi — Burdur — 3720
Beşparmak Dağı Sıra — Kıbrıs — 976
Beşparmaktan İnmem Ben — Muğla/Fethiye — 985
Bir Gider de Beş Ardıma Bakarım — Kütahya — 98
Bir Giderim Beş Ardıma Bakarım — Karabük/Safranbolu — 1055
Üç Beş Aşıl Bir Araya Gelmişler — Sivas/Tokuş Köyü — 2750
Yedi
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Ağlama Kazibem Sızlama Kazibem
Söz: Yedi Seneye Varmadan Kazibem Ben Allı da Yemenim — Edirne — 1798
Söz: Yedi Mendil Çürüttüm — Gaziantep — 94
Başımda Tülbendim Ağladım Gülmedim
Söz: Yedi Sene Okudum — Yozgat/Boğazlıyan — 49
Bir Garip Başınan Galdım Arada
Söz: Derviş Olsam Gezsem Yedi Obayı — Malatya — 2400
Boyakçı’nın Gelini
Söz: Yedi Gardaşa Değer — Van/Erciş — 712
Bu Dağın Karı Menem
Söz: Yedi Yıl Yerde Yatsam — Şanlıurfa — 2639
Bülbülümün Kafesi
Söz: Yedi Gat Büke Büke — Erzurum — 1928
Cigara Attım Yara
Söz: Yedi Yıl Seni Sevdim — Erzurum — 3498
Çayır Değil Çimenlikte Evim Var
Söz: Yedi Sene Oldu Yar Sevdana Çaıyrda Buldum Seni
Söz: Yedi Güvercin Vurdum
Dabancam Karadağlı
Söz: Yedi Yerde Yarem Var — Bilecik/Bozüyük — 1989
Sekiz
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Akçeşmeden Sular İçtim Kanmadım — Antalya/Elmalı — 925
Rumeli/Deliorman — 2787
Söz: Sekiz Dokuz Yerimden Kurşun Yedim Ölmedim
Ak Güvercin Olaydım
Söz: Keten Gömlek Sekiz Kat
Göle Gidelim Göle (Cimdallı)
Söz: Elmayı Sekiz Dildim — Ankara — 2890
Hamam Yaptım Taşına
Söz: Terekte Sekiz Elma — Tokat/Reşadiye/Bereketli — 2941
Kırca Ali’yle Arda Arası (Deryalar)
Söz: Saat Sekiz Sırası — Rumeli — 2221
Dokuz
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Açıl Ey Ömrümün Varı Bad-ı Sabah Olmadan
Söz: Dokuz Telli Sazınan Akçeşmeden Sular İçtim Kanmadım
Söz: Sekiz Dokuz Yerimden Kurşun Yedim Ölmedim — Orta Anadolu — 3375
Ayşe Dedim Adına
Söz: İstanbul’un Gızları Dokuz Köşeli Ayva Dibi Serin Olur
Söz: Dokuz Yerimden Kurşun Yedim Ölmedim — Antalya/Elmalı — 925
Ekinler Ekilirken
Söz: Dokuz Deste Gül Aldım Evimizin Önü Çaydır
Söz: Üç Günüm Dokuz Aydır — Uşak/Bağbaşı Köyü — 3430
Yozgat’ın Mahlesinde Göremedim
Söz: Bugün Tam Dokuz Gündür — Yozgat — 747
Yörü Güzel Yörü Yolundan Kalma
Söz: Yarın Gerdanında Dokuz Kat Düğme — Tokat/Artova/Tozanlı — 3446
Uşak — 688
Bursa/Orhaneli — 3357
On
Ezgi Adı — Yöresi — Rep. No.
Arg Altında Bendim Var — Çankırı — 1867
Uşak — 553
Söz: On Goçtan Gurbanım Var — Çankırı — 935
Aşağıdan Geliyor Fadimem — Giresun — 3387
Söz: Aşağıdan Geliyor On Kadar Aşkınla — Muğla/Fethiye — 72
Perişan Yari Görünce — Bilecik/Kendirli Köyü — 1340
Söz: Eline Alınca On Telli Sazı Bağlamam — Rumeli/Deliorman — 4071
Altın Telden — Erzincan — 3413
Söz: Çalarım On Zilden Bahçalarda Kum Darı — Sivas/Divriği — 646
Söz: On Parmağı Kınalı — Bayburt — 1531
Ben Yare Yolladım Bir Elmas Kutu
Söz: Kutunun İçinde On Türlü Koku
Çıksam A Urumelin Düzüne — Çankırı/Çerkeş — 1574
Söz: On Parmağı Eline Çifte Konağın Gelini
Söz: İster olsun On Gardaşın Dam Üstünde Çul Serer — Ordu/Fatsa — 110
Söz: Günde On Çeşit Giyer
Dur Yerinde Hanım Dur Yerinde
Söz: On Yıl Bekledim Yollarında
Evlerinin Önü Yaldız Piyade — Balıkesir/Türkali Köyü — 144
Söz: On Yük Şeftaliye Kızlar
Hekimoğlu Derler Benim Aslıma
Söz: Bir Omuzdan Bir Omuza On Arma Fişek
Mendili Oyaladım — Ordu — 2044
Söz: On Adımdır Arası Oy Kemençe Kemençe
Söz: On Parmaktan Olamam
Sarı Gızın Ayağında Yemeni — Giresun/Görele/Çavuşlu Köyü — 1834
Söz: On Liralık Kemer beline Azdır
Sarılı Yazmamı Yırtar Eklerim — Kütahya/Tavşanlı/Yörgüç Köyü — 884
Söz: On Yıl Olsa Yar Yolların Beklerim
Kırk
Ezgi AdıYöresiRep. No.
Adım Adım Hak Yoluna Varayım - - - - - - 2861
Söz: Kırk Kapının Kilidiyim
Asmalı Mencere — İzmir/Karaburun — 490
Söz: Merdivanım Kırk Ayak
Bade İçerler Nazınan — Erzurum — 1495
Söz: Kırk İnce Belli Kızının
Ben Bir Yakup İdim Kendi Halımda — Şanlıurfa — 2466
Söz: Yusuf’u Çıkardık Kırk Arşın
Dam Başında Duran Kız — Elazığ — 4036
Söz: Kırk Ayak Merdivenden
Darbuka Çala Çala — Kocaeli/Kandıra — 2488
Söz: Kırk Tepenin Tepesi
Ela Gözlü Pirim Geldi — Erzincan/Tercan — 3404
Söz: Dört Kapıyı Kırk Makamı
Hangi Bağın Bağbanısan Gülüsen — Diyarbakır — 2846
Söz: Kırk Yıl Kalsa Yine Kendi Malımsan
Hozurdayor Aşağı İmaret Arısı — Kastamonu — 1845
Söz: Kırk Çeşmeden Sular İçtim
KırklarBiatına Vardım — Manisa/Kula — 2952
Söz: Kırk Yıl Kazanda Dur Kayna
Kurbanlar Tığlanıp Gülbenk Çekildi — Sivas/Divriği — 3052
Söz: Erenler Yolunda Kırk Savaşımı
Merdivanım Kırk Ayak — Kırşehir/Çiçekdağı — 1116
Söz: Kırkına Vurdum Dayak
Ötme Bübül Ötme Şen Değil Bağım — Sivas/Divriği/Mursal Köyü — 203
Söz: Kırk Yıl Dağda Gezdim Geyiklerinen
Sarı Gızı Aldım Çıktım Yaylaya — Erzurum — 1402
Söz: Kırk Parçadan Sari da Gızın Bohçası
Sonuçlar
* “Anadolu İnançları”, Anadolu insanının günlük yaşamına yön veren ve sorgulamasız olarak birbirine aktardığıkabullenmelerdir.
* İnançların somut varlıklarla ile ilgili olanları doğa olaylarını, soyut varlıklar ile ilgili olanları ise insanlarımızın kendi belleğinde oluşturduklarını içerir.
Anadolu inançlarında renklerin ifadeleri şunlardır:
* Ak saflığı, temizliği, arılığı ve duruluğu temsil eder ve güneyin simgesidir.
* Kara, genellikle kötülüğü ve uğursuzluğu ifade eder. Ancak kara yağız ve gözü kara deyimleri yiğitliği ve gücü, yarin kara kaşı, kara gözü, siyah saçı ise bir beğeniyi ifade eder. Asya Türkçesinde yön olarak kuzeyi gösterir.
* Yeşil, bolluk, verimlilik, gençlik, dirilik, süreklilik, güçlülük ve benzeri değişik anlamlarıiçerir.
* Anadolu inançlarında ifadesini bulan ak, kara ve yeşil renklerinin Türkü isimlerinde sıklıkla kullanıldığı tespitedilmiştir.
Anadolu inançlarında sayıların ifadeleri şunlardır:
* Bir, bütün dinler için kutsaldır; çünkü yaratanı ve tekliği simgelemektedir.
* İki, ayrılma (mutlak İlahi birlikten ayrı düşme) anlamına gelir. 2 tüm yaratılanları temsileder.
* Üç, İslami gizemcilere göre, insanların yolu 3 türdür; şeriat, tarikat, hakikat. Nefis de 3 derecelidir (kötülüğü emreden, kendini suçlayan, huzur içinde olan)
* Dört, dünya düzeninin simgesidir, adaleti simgeler.
* Beş, genellikle yaşadığımız dünyayı temsil eder ve insanoğlu hayatı 5 duyu ile algılar. El ve ayaklarımızda bulunan parmak sayıları beştir. Ayrıca İslam dininde Namaz ibadeti beş vakit için emredilmiştir.
* Yedi sayısının kutsallığı birçok yerde karşımıza çıkmaktadır. Eskiden dünyanın sabit durduğu ve etrafında da yedi gezegenin döndüğü inancı vardı. Bu gezegenler Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Ay ve Güneş’tir. İnsanoğlu her gezegenin bir gök katında olduğunu düşündüğü için “Göğün yedi katı” deyimi belleklere yer etmiştir. Tevrat’ta Tanrı’nın dünyayı altı günde yarattığı, yedinci günde dinlendiğini yazması, yedi rakamını uğurlu bir sayı yapmıştır. Arapçada “seba” olarak adlandırılan yedi sayısının kutsallığına inanılmıştır. Yedi sayısı Mevlevilikte de kullanılmıştır. Zikir olarak kabul edilen sema töreni yedi bölümdenoluşmaktadır.
* Sekiz, fazilet, ahlak, kararlılık ve aklı simgeler.
* Dokuz, doğruluk, yüceliğin, bağımsızlığın işaretidir. Sayıların özüdür çünkü içinde 3 tane 3 vardır. İslam anlayışına göre evren 9 felek (göksel küre)’den oluşmuştur.
* On, tamlık, mükemmelliktir. İslam’da cennetle müjdelenen 10 sahabe vardır.
* Kırk sayısı, hazırlık ve tamlık, olgunluğa erişme, dualitenin bitip ve bütün olan anlayışın başlaması demektir.
* Anadolu inançlarında ifadesini bulan bir, iki, üç, dört, beş, yedi, sekiz, dokuz, on ve kırk sayılarının Türkü sözlerinde sıklıkla kullanıldığı tespitedilmiştir.
Yukarıda yer alan Türkülere ilişkin tespitlere, “TRT”nin 2006 yılında yayımladığı 4200 Türküden oluşan “Türk Halk Müziği Sözlü Eserler Antolojisi 1-2” adlı eserin incelenmesi sonucunda ulaşılmıştır.
Bu araştırma, Anadolu halkının yaşamına yön veren inançların renkler ve sayılar örneklerinde Türkülere yansımasının ortaya konulduğu bir durum tespitini içermektedir. Elde edilen verilerin sosyolojik açıdan irdelenmesinin, çalışmanın daha işlevsel hale gelmesini sağlayacağı, bu yolla halk kültürüne ve dolayısıyla halk bilimine önemli bir katkı sağlayacağı öngörülmektedir.
Kaynakça
Başgöz, İlhan. (2008). Türkü. İstanbul: Pan Yayıncılık
Erhat, Azra. (2010). Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi A.Ş.
Eyuboğlu,İsmet Zeki. (1998). Anadolu İnançları, Anadolu Üçlemesi1-2. İstanbul: Gökkuşağı Matbaacılık.
Gölpınarlı, Abdülbaki. (2006). Mevlevi Adab ve Erkanı. İstanbul: İnkılap Yayınevi, İkinci Basım.
Hançerlioğlu, Orhan. (2000). Dünya İnançları Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi
Karasar, Niyazi. (1999). Bilimsel Araştırma Yöntemi. İstanbul: Nobel Yayınları.
Ögel, Bahaeddin. (1993). Türk Mitolojisi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
Türkçe Sözlük. (2009). Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları.
Türk Halk Müziği Sözlü Eserler Antolojisi 1-2 (2006). Ankara: TRT Müzik Dairesi Yayınları.
Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü IV. (2009). Ankara:Türk Dil Kurumu Yayınları.
______________________________________________
Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi * E-Dergi-Haziran 2014, www.motifvakfi.com