26.01.2018 / Tuncer Çetinkaya - Ölüler Diyarı’nda Bir Serüven: Coco

Coco


     Coco, benzer kahramanlar ve tanıdık tiplemelerin arz-ı endam ettiği dönemin ardından, çocuklarınızla izleyebileceğiniz animasyonlardan biri olmayı hak ediyor.

 

     Son dönemlerin en başarılı animasyonları arasına dahil edebileceğimiz, geçen hafta gösterime giren “Coco”, Meksika kültüründen süzülüp gelen ünlü “Ölüler Günü” fonunda, bir çocuğun hayallerine ulaşma çabasına odaklanıyor. Senaryoyu da kaleme alan Adrian Molina’nın, filmografisinde “Oyuncak Hikayesi” ile “Kayıp Balık Nemo” gibi önemli projeler bulunan Lee Unkrich ile birlikte yönettikleri film, en büyük ideali müzisyen olmak olan, ancak ailesinin geçmişten taşınan kötü hatıralar sonucu buna şiddetle karşı çıktığı Miguel’in öyküsünü konu alıyor.

 

     Hayallerin Peşinde

 

     Coco, “Ölüler Festivali” olarak da adlandırılan geleneğe yer veren ilk animasyon değil. 2015 yılında vizyona giren ve yapımcı koltuğunda ünlü Guillermo del Toro’nun bulunduğu “Hayat Kitabı”, aşkına kavuşmak için fantastik maceralara atılan Manolo’nun serüvenlerine odaklanıyordu. Coco ile arasında pek çok bakımdan akrabalık bağları bulunan “Hayat Kitabı” da özgün bir içeriği barındırıyordu.

 

     Kaybettiğimiz insanların gerçek hayatta unutulduktan sonra tamamen öleceği geleneğinden yola çıkan film, büyük büyük dedesinin şarkıcı olma hayaliyle eşi ve kızını terk edip bir daha dönmemesinden dolayı müziğe tepkili olan bir aileyle tanıştırıyor bizleri. Kuşaklar boyunca ayakkabıcılıkla uğraşan Miguel’in, ebeveynlerinin tüm karşı koymalarına rağmen yetenek yarışmasına katılmaya karar vermesi, onunla birlikte bizleri de “Ölüler Diyarı”na doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculukta geçmişin gizli kalmış sırlarının farkına varan küçük kahramanımız, büyüme ve hayatı anlama yolunda önemli adımlar atıyor.

 

     Teknik Anlamda Başarı

 

     Bir “Disney / Pixar” yapımı olan “Coco”nun en büyük başarısının ilginç bir fikirden yola çıkması bir yana, teknik anlamda neredeyse kusursuz bir işçiliğe dayanması olduğunu söyleyebiliriz. Filmde karşımıza çıkan figürlerin başarıyla resmedilmesi dışında, özenle oluşturulmuş mekanlar ve büyük bir titizliğin göstergesi olan kalabalık ve renkli atmosfer, seyirciye gerçek bir görsel şölen yaşatıyor. Yine Meksika kültüründen izler taşıyan ve film için özel olarak hazırlanmış besteler de bu etkileyici seyirliğe anlam kazandırıyor. Buna, başarılı bir yorumla Türkçe olarak da dinlediğimiz “Hatırla Beni” de dahil (Filmin orijinal seslendirme kadrosunda Gael García Bernal, Benjamin Bratt, Cheech Marin, Alanna Ubach, Edward James Olmos gibi tanınmış isimlerin bulunduğunu hatırlatalım)...

 

     Bir yanıyla “karanlık” bir temaya dayanmasına karşın ürkütücü olmaktan ziyade duygusal ve yer yer esprili bir yaklaşım içeren filmin giderek yükselen temposu ve sürpriz de barındıran finaliyle gerçek bir aile filmi olduğu belirtilmeli. Özellikle şöhrete ulaşmak ile aile değerlerine tutunmak arasındaki ikilemde belirgin hale gelen tercihin “Hollywood”un genel eğilimlerine mütevazı bir itiraz anlamına geldiği dahi söylenebilir.

 

     Yerelden Evrensele

 

     “Coco” ve “Hayat Kitabı” gibi animasyonları seyrederken, bizde son dönemlerin yapay bir zeminde ilerleyen “yerli ve milli sanat” tartışmalarını anımsadığımızın altını çizelim. İlk filmde bir Diego Rivera tablosundan fırlamışa benzeyen kompozisyonlar, “Coco”da ise “ölü haliyle” karşımızda beliren Frida Kahlo, ayrıca geleneksel Meksika şenliklerinden çarpıcı görüntüler, yerel olanın evrenselle buluşmasına çarpıcı bir örnek olarak değerlendirilebilir. Bu noktada yapımın senaryosundan dağıtım olanaklarına kadar bütünüyle bir “Hollywood” işi olması pek çok soru işareti barındırsa da, ulaşılan noktanın estetik bakımdan bir başarı olduğu söylenmeli.

 

     Yakın geçmişte çocuklarımıza manevi değerlerin öğretilmesi adına “Nasreddin Hoca”, “Keloğlan” gibi yerli animasyonlara biçilen rol hatırlandığında, bir şeyleri neden başaramadığımıza ilişkin soru ve yanıtların peşi sıra gelmesi kaçınılmaz oluyor. “Coco”, benzer kahramanlar ve tanıdık tiplemelerin arz-ı endam ettiği uzunca bir dönemin ardından, çocuklarınızla izleyebileceğiniz en başarılı animasyonlardan biri olmayı hak ediyor.


     Aydınlık Gazetesi - 26.01.2018, Cuma




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5788670
Online Ziyaretçi Sayısı:27
Bugünlük Ziyaret :697

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.