Rıfat Sarıcaoğlu - Dünyada Üniversiteler 'Stem'e Kayıyor...
“Stem” (Science, Technology, Engineering, and Math) yani Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik. Bazı önde gelen kurumlar Matematiği Fen içinde görüyor ve M’yi Medicine, yani Tıp olarak kabul ediyor. “Stem” dünyada önde gelen eğitim kurumlarının 21. yüzyılda rekabet edebilmek için öncelik verdiği alanlar ve bilhassa ABD’nin rekabette benimsediği bir eğitim terminolojisi. “Stem”in önemi tartışılmaz. Çok doğru bir strateji ve önümüzdeki yıllarda üniversiteler bu alana yönelecek. Ancak, bana göre “tam” bir sistem, deyim, ve strateji değil. Benim görüşüme göre öğrencilerin ihtiyaçları ve donanımlarıyla ilgili şu anda eksik bırakılmış önemli birkaç alana yönelinmesi “Stem”in gücünü ve stratejisini tamamlayacak.
***
“Stem”e AD yani İngilizce Art ve Design’ı (Türkçesiyle tasarım ve sanat) da eklemek ve “Stem” yerine “Adstem” gibi bir terminolojiyi kullanmak gerekir.
Sanat aslında bir kültürün ana kaynağı, yaratıcılığın lokomotifi, ifade biçimi. Özgürlüğün yansıması. “Stem”de doğan fikirler bazen ifade edilemez. Sanat burada tamamlayıcı bir rol oynayabilir. Alman üretimine İtalyan sanatının eklenmesi ve Ferrari’nin yaratılması gibi bir örnek verebilirim.
Resim, dans, tiyatro, müzik, geçmişi bugüne bağlayan değerli sanat alanlarıdır. Edebiyat, görsel sanatlar, müzik, dans, tiyatro her kültürde olan ve hem toplumların hem de insanlığın tarihinin belirli dönemlerini en yüksek seviyede yansıtan kültürel yapılardır. Günümüzde iyi eğitimli bir kişinin sanatı takdir etmesi yetmiyor; yaratıcı olabildiği alanları keşfedip yaratıcılığını uygulamaya dönüştürmesi gerekiyor. Sanat kültürel farklara, yetenek ve eğitim farklılıklarına rağmen aslında çoğumuzun konuştuğu ve anlaştığı bir “dil”. Ülkemizde bugünlerde barışa çok ihtiyaç duyuluyor. Sanat aynı zamanda her konuda soyutlamaları gerçek düzlemine çıkarabilen bir hayat tarzı. Yabancı uzmanlar, sanatı içeren bir eğitim biçiminden geçmiş veya sanatla uğraşan bireylerin sınavlarda başarı oranının arttığını belirtiyor, bunu vurgulamakta da fayda var.
***
Design (D) yani tasarım ve tasarımcı düşünce, “Stem”e amaç ve anlam katıyor, sistemi yapıcı kılıyor, insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmesine olanak sağlıyor ve sistemi insan odaklı hale getiriyor. Aslında “Stem”in karşılaştığı çok zor problemlerin çözümünde rol oynayan bir sanat ve teknik bileşimi. Ürüne albeni kazandırıyor. Bugün kullandığımız her üründe mühendislik ve tasarım mevcut. Günümüzde tüketicinin gözünü ve ruhunu okşayan ürünleri ortaya çıkarabilmek ancak mühendislik + tasarımdan geçiyor ve aslında birbirine benzeyen onca ürün arasında insan, tasarıma verdiği önem nedeniyle daha pahalı olanı tercih ediyor, fiyatındaki tasarım payını kabullenebiliyor. Örneğin bir saat, otomobil, cep telefonu, televizyon, kaşık, ev, pasta; yani hayatımıza giren her şey sonuçta bir tasarımla beğenimize sunuluyor. İşte “D” y ani tasarım bu yüzden günümüzde çok önemli. Eğitim sistemimizde öğrenciler artık çok zor sorunları çözmek zorunda kalacak. Tasarımsız bir çözümün ise bundan böyle hiçbir anlamı olmayacak. Bu yüzden bana göre gelecekteki yılların yaratıcılık içeren eğitim modellerinde “Sanat ve Tasarım; Mühendislik, Teknoloji, Matematik ve Fen” ile birlikte bulunmak zorunda.
Gazete Vatan – 27.04.2010, Salı