22.03.2018 / Mehmet Yuva - Türk ve Arap Alemini Dizilerle Zehirlemeyin


     Doksanlı yılların ortalarında geldik Dımaşk’a (Şam). Şehri kuş bakışı seyretmek için “Kasyun Dağı”na çıkılır. Suriye’nin televizyon ve radyo verici istasyonları dağın zirvesine kurulu. Zirvenin şehri gören bölümünde kafeteryalar ve lokantalar inşa edilmiş. Burası aynı zamanda sevgililerin gözden ırak buluşma mekanı. Dağın arka kısmına gittiğinizde derin vadiler ve bu vadilerin içinde onlarca mağara görürsünüz. Görmedikleriniz gördüklerinizden fazladır. Aslında dağın tepesinde yer alan bu büyük coğrafya askeri bir bölge.


 

     Uzun yıllar sivillerin girişine kapalıydı. Ancak hem dağın arka coğrafyasında yer alan onlarca köy ve beldenin Şam kentine ulaşımını daha kolay ve hızlı sağlama hem de sivillerin Şam’ın tümünü seyretme imkanı sunmak için “Kasyun Dağı” sivillerin girişine açılır. Buradan Şam’ı besleyen “Barada Nehri” ve şehri sarmalayan yedi kolunun son bulduğu “Guta”nın güzelliği karşısında hayran kalırsınız. Suriye’ye ihraç edilen terör savaşı esnasında İsrail ve sahadaki mücahitleri Şam’ı savunacak hava savunma sistemlerini bertaraf etmek için “Kasyun Dağı”na onlarca kez saldırdılar. İsrail savaş uçakları ve füzeleri o vadilere tonlarca bomba ve füze yağdırdı.


 

     Mantar Gibi Çanak Anten


 

     “Kasyun Dağı”nın zirvesine Şam’a ulaştığımızın ikinci günü çıktık. Takriben her evin çatısından mantar gibi biten çanaklar vardı. Anlam verememiştik. Güneş panelleri sanmıştık. Hayır değildi. Şam’da güneş bol ancak onun enerjisinden yararlanma ihtiyacı duyulmuyordu. Zira ülkede petrol vardı ve ucuzdu. Bu sebeple yaygın şekilde mazot tüketiliyordu. Çatılarda gördüklerimiz meğer uydu çanak antenleriydi. Uydu çanak anten ülkede yasak olmasına rağmen kimse yasak dinlemiyordu. Uydu kanallarını seyretmek için çanak antenin tüm araç ve gereçleri serbest bölge olan Lübnan’dan tedarik ediliyordu.


 

     O tarihte Lübnan Suriye ordusunun kontrolündeydi. Evlerine ilk uydu antenleri taktıranlar asker aileleri oldu. Zamanla ünü her eve ulaştı. Herkes “Show Time” diyordu. Önce hangi manaya geldiğini anlamamıştık. En nihayet bunun Türk kanalı “Show” olduğunu öğrenmiştik. Akşam saat 9’dan sonra kanalda cinsel içerikli özel filmler gösterime girermiş. Doksanlı yılların ortası ve Türkiye ile ilişkiler kötü. Henüz iki ülkenin toplumu birbirini yakinen tanımıyor. Onların nazarında Türkiye bir “Batı ve Avrupa ülkesi”.


 

     “Show Time”


 

     Sınırsız seks özgürlüğü, evlenmeden ilişki yaşama, kadın-erkek münasebetleri Türkiye’de çok “rahat” yaşanan hayat tarzı olarak tasavvur ediliyordu. “Show TV”nin filmlerinde insanlar hiç giyinik değil. Ya bikinili ya da dans kulüplerinde. Akşam oldu mu içki ve cinsellik bol kepçeden içiliyor ve yaşanıyor. “80 Kenan Evren Cuntası” sonrasında zuhur eden avantür ve porno sinemasının tüm filmleri “Show Uydu TV” üzerinden Suriye toplumuna ihraç edilmişti. Türk toplumunu zehirleyen medya şimdi Suriye ve tüm Arap aleminde devreye girmişti. Her ev çanak uydu anten sahibi olmuştu. Akşamları misafir kabul edilmiyordu. Zira “Show” zamanıydı. Ciddi bir toplumsal sorun zuhur etmişti.


 

     Suriye’de “Show” ve benzeri TVler şifrelendi. Buna rağmen durduramadılar. Şifre kırıcıları üredi. Ardından “Nil Sat” ve “Arap Sat” üzerinden 22 Arap ülkesinin yüzlerce kanalı girdi Suriye’nin evlerine. Siyonist -Süslüman sermayeli “MBC” beş ayrı kanalla toplumu rehin aldı. Ardından onlarca Batı kanalı Arapça televizyonlar kurdu. Bu sefer “Show”un açık seçik yağmurundan kaçmak isterken diğer kanalların porno dolusuna tutuldular. “Aşk-ı Memnu” dizisi revaçtaydı. Arap aleminde Türkiye’de yeğenin yengesiyle fingirdeşmesinin normal olduğu sanısı yaygınlaştı.


 

     Arapları Uzaklaştırmayın


 

     Zamanla daha kaliteli Türk dizileri televizyon piyasasına hakim oldu. Diziler sayesinde sadece Türkiye’nin reklamı yapılmıyordu. Turizme katkı sağlanmıyordu. Ayrıca bu işte iyi para da vardı. Türk dizileri revaçtaydı. Başta “MBC” onlarca “güçlü” medya kuruluşu seyirci kaybediyor ve zarar ediyordu. Ayrıca “Kurtlar Vadisi Filistin” gibi Türk filmleri ve dizileri tehlikeliydi. En nihayet Türkiye, özellikle “FETÖ” ve “PKK” ile mücadele startından sonra birçok alanda bağımsız davranmaya başladı. İşte bu kabul edilemezdi. ABD ve İsrail “Süslüman Körfez Ülkeleri”ne bu dizilerin yasaklanmasını istedi. İstedikleri oldu.


 

     Kıssadan hisse; Arap alemini “Show Time” ile zehirlemeyin. Hedefimiz Turan zihniyetine uygun hazırlanan “fetih” film ve dizileri ile ürkütmeyin ve uzaklaştırmayın. Yani ne “Arap Baharı”nı hazırlayan sürecin malzemelerini taşıyın ne de “Türklerin tekbir ve fetih dışında bir Kıymeti Harbiye’si yoktur” inancını ikame edin.



     Aydınlık Gazetesi - 22.03.2018, Perşembe




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5687756
Online Ziyaretçi Sayısı:8
Bugünlük Ziyaret :1053

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.