Fatih Çekirge - İstiklal Marşı Hadise'si
Defalarca sordum...
- Bir ülke, neden başka bir ülkenin caddelerinde kendi bayraklarıyla yürür, gün düzenler? Kendisini böyle tanıtmaya çalışır...
Her yıl New York'ta düzenlenen “Türk Günü”nden söz ediyorum...
Paralar ödeniyor. Lobiler... Heyetler gidiyor. Her yıl aynı masraf...
Mesela neden Almanya böyle bir yürüyüş yapmaz?
Ya da Fransa New York’ta “Fransız Günü” düzenlemez...
Ya da Kore?
Milletvekilleri, sanatçılar, ellerinde bayraklarla yürüyüşe geçmez?
Çünkü böyle bir kompleksi yoktur...
Çünkü Fransızları zaten tanırlar.
Çünkü birisi BMW'ye bindiğinde zaten Almanya’yı tanımış olur.
Çünkü birisi Samsung alırken Kore’ye dokunmuş demektir...
Yani dünya artık ellerinde bayraklarıyla yürüyüş yapanların değil, uluslararası markalarıyla kendisini tanıtanların dünyasıdır...
İşte yine bir tören... Bu defa Milli Takım maç yapıyor. Sahada İstiklal Marşımız söylenecek...
Görevi Hadise’ye vermişler...
Hadise, “yarı pop”, “yarı detone”, “manasız vibrato”larla söylüyor. Ya da marşla alakası olmayan bir üslupla söyleyemiyor...
Dün hurriyet.com.tr’de bütün gün Hadise’nin söylediği “İstiklal Marşımız” tartışıldı.
Bir okurum soruyor:
- Hadise bu marşı söyleme görevini kimden aldı?
Bir diğeri:
- Bu kadar kötü söylenen bir marş için ne kadar para aldı?
Hadise’nin söylediği milli marş tartışılır...
Ama ben bu tartışmanın ötesinde, asıl soruyu sormaya devam ediyorum:
- Türkiye, İsrail çıkışıyla, Ortadoğu’daki güç dengesiyle, İran’la Batı arasında dünya çapındaki anlaşmanın yapılmasını sağlamakla kendisini zaten tanıtıyor... Markalaşıyor...
- Peki neden hala üçüncü dünya ülkelerinin yürüyüş yaptığı caddelerde kendisini tanıtmaya çalışıyor?
Markaların Dünyası
Dünya, artık markaların dünyasıdır. Markalar o ülkelerdeki emeğin, sanayinin, akıl terinin bayraklarıdır.
Tanıtım budur... Örneğin Kore Başbakanı Türkiye’ye geldiğinde, protokol yolu Kore bayraklarıyla olduğu kadar Hyundai ve Samsung flamalarıyla da donatılır...
Eğer kendi markanızı tanıtamıyorsanız, tanıtım fonundan bazı şirketler, lobiler sebeplensin diye yapılan “Türk Günleri” sokak yürüyüşünden öte gitmez...
Ayrıca 1000 yıllık Anadolu tarihini, 250 yıllık bir caddede yürüyerek tanıtmaya çalışırsanız Anadolu’daki o zengin kültür dokusunu daraltmaktan başka bir şey yapmamış olursunuz...
Asıl Hadise işte budur...
Fatih Çekirge / Hürriyet Gazetesi – 27.05.2010, Perşembe