21.03.2019 / Tuğrul Göğüş - Gerçek Bir Aydın ve Sanatçı: Mehmet Karasu


     Yaşamımda tanımaktan mutluluk ve onur duyduğum Sayın Mehmet Karasu gerçek bir aydın ve sanatçıdır. 1950 yılında Hatay/Antakya’da doğan Sayın Karasu öyle bildiğiniz tatlı su entellektüellerinden değildir. Tüm yaşamı boyunca, kendisini bildi bileli programlı, iradeli ve saptadığı hedefe kilitlenmiş bir isimdir.


 

     Mehmet Karasu ilk, orta ve lise öğrenimini Antakya’da tamamlayıp ardından 1974 yılında “İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı” bölümünden mezun olmuştur. Yurdun değişik yerlerinde 26 yıllık öğretmenlik yaparak çok sayıda öğrencinin yaşamına dokunmuş, o çocukları kendi evladı gibi yetiştirmiştir. Yetiştirdiği kişilerin sonraki yıllarda bu değerli öğretmeni arayarak hatır sormalarına ve saygıda kusur etmemelerine özellikle tanık olmuş birisiyim.


 

     Sayın Karasu’nun yetiştirdiği öğrencileri bugün her biri farklı alanlarda sorumluluk sahibi kişiler olarak çalışmaktadırlar. Ancak ertiksel yaşamları ne olursa olsun bu kişiler Türkçe ve edebiyatla, şiirle ve diğer sanatlarla iç içe olmuşlardır ve kendi çocuklarını da sanat ve kültürle barışık, yaşamlarına sanatı katmayı bilen birer birey olarak yetiştirmiş ve halen yetiştirmektedirler. Bunu başaran ise aydın ve sanatçı olmanın sorumluluğunu omuzlarında hisseden Sayın Karasu’dur.


 

     2002 yılında emekliye ayrılan Mehmet Karasu şiir, edebiyat, sanat çalışmalarına daha gençlik yıllarında başladıysa da yazın alanında ürünler vermeye 1990 yılında karar vermiştir. O tarihten bu yana çok verimli bir yazın dağarına sahip olan Karasu’nun yayınlanmış 8 eseri bulunmaktadır. Kendisi aynı zamanda “Türkiye Yazarlar Sendikası” Hatay temsilcisi ve “Aalen-Antakya Kültür Derneği”nin başkanı, “Besam” ve “Kıbatek”in de üyesidir.


 

     Sanatçının kökleri Antakya topraklarına derin bir kök salmıştır, bu kökler O’nun yaşamını Antakya ve Hatay’a adamasına yol açmıştır. Bu derin kökler verimli Antakya ovasını sımsıkı kavramakta, o bölge halkı ile kucaklaşması sonucunu vermektedir. Tüm bunların sonucu olarak bu değerli sanatçıyı “gerçek bir halk dostu” olarak tanımlamak yanlış olmaz. Tüm etkinlikleri ve organizasyon çabası memleketinin zaten ışımakta olan güneşini daha da parlatmak içindir.


 

     Yöre halkının sanat ve sanatçıyla tanışması için her olanağı zorlayan Karasu, yılmaz bir aydınlanma savaşçısıdır. Bunu gerek “Çukurova Sanat Günleri” etkinliklerinde, gerekse kentte düzenlenen açık oturum, sempozyum ve seminer çalışmalarında Karasu’yu tanışmak bahtiyarlığına erişmiş her Antakyalı ve Türkiye’nin değişik bölgelerinden ve dünyanın farklı ülkelerinden kişiler takdir etmektedir.


 

     Sade bir yaşam süren sayın Karasu tüm enerjisini ve maddi gücünü kenti, bölgesi ve ülkesi için kullanmakta, bunun yanı sıra güney sınırımızda bulunan Suriye ile Türkiye arasında sanatsal ilişkileri yoğunlaştırmaya gayret etmektedir. Gerçek bir dost olması gereken iki ülkenin halkları arasında kurmuş olduğu dostane ilişkilerin bizzat tanığı olduğumu bu satırlardan belirtmek isterim.


 

     Mehmet Karasu bu çabaları sayesinde Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilere olağanüstü katkılarda bulunmakta, çok akıcı konuştuğu ve yazdığı Arapçası ile doğrudan bu ilişkileri geliştirmektedir. Bugün çok gereksinme duyduğumuz  Suriye ile ilişkilerde düzelme sağlandığında sayın Karasu her iki ülke halkı tarafından omuzlarda taşınacaktır. Yalnız Sayın Karasu’nun değil, tüm sanatçı ve aydınlarımızın üstlenmesi gereken bir sorumluk olan iki ülke arasındaki barışçıl ilişkiler sanatçıların sayesinde daha yukarı basamaklara taşınabilir.


 

     Mehmet Karasu, bir aralar başkanlığını da yürüttüğüm “Çukurova Müzik Dostları Derneği” ile işbirliği yapmış ve derneğin 6 yıl boyunca yapmış olduğu “Çukurova Çoksesli Müzik Festivali”nin Antakya ayağını üstlenmiştir. Çeşitli tarihlerde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimizde Antakya’da dünyanın dört bir tarafından gelen sanatçıları ağırlamış, dinleti organizasyonlarını gerçekleştirmiş ve çoksesli küğün Antakya ve Hatay’da da benimsenmesi için büyük çaba harcamıştır.


 

     Sayın Karasu’nun önderliğinde 2009 yılında Sayın Vania Batchvarova’nın piyanoda eşliği üstlendiği ve benim de kemancı olarak katıldığım Antakya dinletisinden sonra Suriye’de gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduğum ve hatırladıkça hala gözlerimin dolduğu dinleti dolaşısını hiç unutamam. Rakka, İdlib ve Halep’te gerçekleştirdiğimiz dinletilerde dönemin “Suriye Kültür Bakanlığı”nın yakın ve nazik ilgisini de eklemeden geçmek istemiyorum. Tüm bu ilişkileri temin eden yine Mehmet Karasu olmuştur.


 

     O’nun Suriye halkıyla, kültür ve sanat insanlarıyla kurduğu yakın ve yapıcı ilişkiler benim için çok güzel bir örnek oluşturmuştu. Bu dinletilerde çok iyi ağırlandık, müthiş bir konukseverlik gördük ve aydınlanma yolunda hızla ilerleyen, kalkınan ve bu kalkınmayı kendi halkına yansıtan bir ülke tanıdık. Suriye hükümetinin eğitime, sanata ve kültüre nasıl önem verdiğini, genç kuşakların -özellikle de kız çocuklarının- çağdaş birer insan olması için harcadıkları çabayı yakından izledik.


 

     Umarım günümüzde emperyalistlerin saldırısı ve kökten dinci yobazların katliamları altında inleyen cefakar Suriye halkının gördüğü zulüm ve hainlikler pek yakında sona erecektir. Tekrar bağımsız ve kendine yeten bir Suriye’de yine dinletiler verebilmek özlemi içinde Sayın Mehmet Karasu’ya içtenlikle teşekkür ediyorum. Böylesi bir dostum ve sanatçı yoldaşım olduğu için gerçekten çok mutluyum ve kendisiyle büyük gurur duyuyorum.


 

     Antakya, ülkemiz ve bölgemiz için daha yapılacak çok işler ve etkinlikler var sayın Karasu… Her zaman yanındayız ve destekçiniz!


 

     Saygı ve sevgiler, nice başarılar…



     Tuğrul Göğüş - 21.03.2019, Perşembe, Fethiye




Son Güncelleme:02.08.2021 22.17
Toplam Ziyaret:5767096
Online Ziyaretçi Sayısı:16
Bugünlük Ziyaret :1501

Bu Site En İyi Firefox,Chrome,Safari'de ve 1024x768 Çözünürlüğünde Görünür.